VİRA BİSMİLLAH
Hayatta bazı başlangıçlar vardır; insanın içine deniz kokusu, rüzgâr sesi dolar. “Vira bismillah” da öyle bir söz… Aslında denizciler ve balıkçılar sefere çıkmadan önce söyler. Rumca ve Arapça kelimelerin birleşiminden doğmuş, hem kulağa hoş hem de gönle iyi gelen bir başlangıç duası olmuş.
Zamanla sadece denizlerde değil, her türlü yolculuğun başlangıcında, denizle ilgisi olmayanlarca da söylenmeye başlamış.
Ben de bugünden itibaren kendi yolculuğuma çıkıyorum. Bundan böyle bu köşede fikirlerimi, anılarımı, gözlemlerimi -ve arada birkaç kazı hikâyesini- sizlerle paylaşacağım.
Yirmi yıla yakın süre Silifke’de “müze müdürü” olarak görev yaptım. Aslen Artvin Arhavi doğumluyum, yani Karadenizliyim; ama inanın Akdeniz’i daha iyi tanırım. Uzun yıllar Antalya, Burdur ve Silifke’de çalışınca bu toprakların kokusuna, güneşine, insanına alıştım. Bandırma’da emekli olduktan sonra tekrar Silifke’ye dönme kararımda bu sıcak tanışıklığın payı büyük oldu.
Tabii, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndaki yıllar bana çok şey kattı ama bürokratik dil de yanımda hatıra olarak kaldı. Cümlelerim protokol gibi sıraya girer, kelimelerim rapor diliyle yürürdü. Şimdi o dili biraz geride bırakıp daha sade, daha içten bir sesle yazmak istiyorum.
Bu yeni yolculukta elbette heyecanım var. Ama biliyorum ki yazılarını aynı gazetede paylaşacağımız dost kalemlerin ve sizlerin desteği bana güç verecek.
O halde hem kendim hem bu sayfalar hem de siz sevgili okurlarla buluşmak için: Vira bismillah! Ve rüzgârımız hep yelkenimizi doldursun.
