Elma Meyve De ‘’Marka’’ Meyve Değil Mi?
Elma, tohumdan ekilirse ağaç olup ekonomik anlamda meyveye dönmesi 7-10 yıl arası zaman alabilir.
Elma, elma ağacının bir meyvesidir. Yetişmesi zaman alır.
Bölgesine göre Niğde Elma’sı, Karaman Elması, Amasya Elma’sı, Fuji Elma’sı, Yayla Elma’sı, Sahil Elma’sı gibi isimleri olduğu gibi
Golden, Starking, Sarı, Yeşil, Kırmızı elma gibi çeşitleri vardır.
Bu elmalar çok uzun yıllara dayanan ziraat tecrübelerinin bizlere kazandırdığı elma çeşitleridir.
Her biri renk, koku, tat, büyüklük, küçüklük, sertlik yumuşaklık, sulu veya az sulu olmasına göre kendi standartlarını temsil eden ürünlerdir. Daha doğrusu tohumlarında saklı ilahi formüllerinin meyveye dönüşmüş halleridir.
Bir elma dünyanın neresine gidilirse gidilsin benzer ağacın benzer meyvesi olur.
Elma çeşitleri sahiplerine göre ve duruma göre değişmez.
Sahipleri ve üreticileri onların standartlarına uygun bakım yaptıkları sürece ürün veriler.
Ürün vermeyen elma ağacı olursa üreticinin işine gelmez. Gölge olsun diye elma ağacı yetiştirilmez.
Çeşit olsun diye de yetiştirilmez.
Elma ağacının ve ürünün gerektirdiği iklimsel ve yetiştirme koşulları sağlanarak ürünün verimli yetiştirilmesi sağlanır. Üretici ürünün gereğine göre davranmak zorundadır.
Hiçbir ürün üreticinin davranışına göre üretilemez. Olsa olsa süs ağacı ve ürünün belki öyle yetişebilir.
Ürünün tohumlarında, ağacın yapısında ve meyvenin biyolojisinde ürünün bütün standartları mevcuttur. Onlar meyvenin oluşması için olmazsa olmazlarıdır.
Yani meyvenin ismi aynı zamanda markasıdır. Zaman içerisinde pazarda güçlü kabul edilebilir özellikleri onların sürdürülebilir ürünler arasında sokar. Tadı, büyüklüğü, lezzeti, dayanıklılığı, içerisinde barındırdığı vitaminsel özelikleri onun insanlar tarafından talep görmesini sağlar.
Markalar da şirketlerin meyvesidir
Ticari olarak alıp satarak para kazandırdığı gibi, fason üretilerek de para kazandırabilir ama firma kendi ürünün tasarlar, formüle eder patentini alarak özellikleri ve standardı ile pazarda kabul görürse zamanla insanların yaşamında özel rol almaya başlarsa marka sadece bir ürün olmaktan çıkar. Şirket üretip ticari olarak kar elde ederken, ürününün insanların yaşamında sürdürülebilir bir rol üstlendiğinde marka değeri ile de çok önemli bir güce dönüşebilir.
Öyle bir duruma gelebilir ki; ürünün marka değeri firmanın Pazar değerinden daha güçlü hale gelebilir.
Marka firmanın meyvesidir.
Yıllar içerisinde edindiği bilgi, tecrübe, deneyim, kabiliyet içinde, geri planında markaya yüklenmiştir.
Markanın gücü firmanın gücünü, kültürünü, yaşam bicini dünyaya bakış açısını temsil eder.
Pazar tarafından kabul edilmiş, tüketici tarafından güvenilir bulunan, insanların zihninde sağlam yer edinmiş markaların kendi etki alanı vardır. Marka bir kimlik haline gelmiştir.
Önceleri firma tanınırken marka güçlendikçe toplumsal algının en güçlü olduğu yer marka olurken çoğu zaman markanın hangi firma tarafından üretildiği sadece işin erbapları tarafından bilinir.
Marka zaman ve mekan ötesi bir gücü vardır. Etki alanı güçlendikçe yani küresel bir etki alanına doğru yol aldıkça her yerde tercih edilebilir hale gelir.
Markaların zaman içinde bir hikayesi oluşur.
İnsanların markalarla anıları oluşmaya başlar.
Marka ihtiyacın önüne geçmiştir.
Markalar sosyal statü göstergesi haline gelir. “Ben şu markadan başka ürün kullanmam” sözü toplumlarda çok kullanılır.
Sadece kullanan açısından değil çalışanı, tedarikçisi ve firma açısından da marka bir referans noktasıdır.
Mesela bir şirket ortağı çok lüks semtte oturabilir, çok lük aracı olabilir, giyimi kuşamı da hepsi marka olabilir ama ulusal ya da uluslararası etkisi ve bilinirliği olan bir marka sahibi olmak hepsinden çok daha değerlidir.
Hatta tevazu sahibi olup hiç markasız bir yaşamı olan bir kişinin kendi ürettiği bir marka ile piyasadaki gücü ve etki derecesi ona bakış açısı çok farklı olacaktır.
Çünkü marka üreteni kadar kullananın sosyal statütüsünü belirlediği gibi, kullanana kendini iyi hissettirme, yaşam biçimin yansıtma, hatta kişiliğini algılama açısında fizyolojik ve duygusal yönleri vardır.
Ürün ve hizmet çeşitliliğinin çok fazla olduğu günümüzde üreticiler açısından akılda kalmak, fark edilmek gibi firmanın pazardaki deniz fenerleridir.
Marka ürünlere isim koymanın çok ötesinde bir faaliyettir.
Yüzlerce markayı üretip de pazarda istikrarlı yer edinemeyen firmalar olduğu gibi birkaç marka ile sadece firmayı hem büyüten hem geliştiren markalar vardır.
Bazı markalar sadece kendi üreticisinin değil ülkenin de küresel pazarda stratejik gücü haline gelir.
Bugün dünyanın en gelişmiş ülkeleri her biri bir veya birkaç stratejik konumda küresel olarak konumlanmıştır.
Marka sahip olduğu küresel değerlerle ülkenin diplomatik, askeri, siyasi gücü haline gelmiştir.
Mesela elma simgeli “Apple” markası ile küresel düzeyde sahip olduğu ciro dünya ülkelerinin çoğundan daha fazladır.
Marka geliştirme süreci isim koyma değil demiştik.
Marka bir kültür, standart, yaşam biçimi, güven, kimlik statü timsalidir. Onu oluşturmak için birçok firma alışkanlıklarını değiştirmelidir. Bakış açılarını marka üretebilecek hale getirmelidir.
Marka bizim istediğimiz şekilde olmayabilir ama biz markanın istediği şekilde olmalıyız.
Marka istikrar, güven, şeffaflıktır.
Ve onun gereği yapılmalıdır.
