KÜNDEYE GELEN PATRON                   “Battal Gazi”, “Baltacı Mehmet Paşa ile Katerina” ve “Kerbela” romanları ile gazetelerdeki pehlivan tefrikalarının ünlü yazarı Murat Sertoğlu 1989 yılında vefat etmişti. Gazeteci Sedat Sertoğlu’nun babası olan Murat Sertoğlu, en son Tercüman gazetesinde çalışmıştı. Bu yazarın, gazetede patronuyla arasında geçen ilginç bir diyalogu “mealen” sizlere sunmak istiyorum;                  “Ne kaa tefrika, o kaa para”                 Osmanlının son dönemleri ile Cumhuriyetin ilk dönemlerinde yaşayan ünlü yağlı güreşçilerimizin unutulmaz güreşlerini ballandıra ballandıra anlatan ve “arkası yarın” şeklinde günlerce, aylarca devam eden yazılara “pehlivan tefrikası” denir. Bu tefrikaların en büyük özelliği, o günkü nüshada hikâyeyi en heyecanlı yerinde bırakıp, çoğunluğu yaşlılardan oluşan okuyucu kitlesinin ertesi gün de gazeteyi satın almasını sağlamaktır.                 70’li yıllarda bu tefrikalar, yayınlanan muhafazakâr gazetelere prestij ve büyük tirajlar getirirdi. O yılların birinde Murat Sertoğlu, Tercüman’ın patronu Kemal Ilıcak’la pehlivan tefrikası yayınlamak üzere anlaşır. Ancak ücret “maaş” olarak değil parça yani gün başı verilecek, tefrika kaç gün sürerse ona göre para alacaktır.             Tabii Sertoğlu kaçın kurasıdır. Bir pehlivan narasını bile üç gün anlatmakla ünlenmiştir. Burada da “ne kaa tefrika, o kaa para” teklifini görünce ayrıntılara dalarak güreşi uzattıkça uzatmaya başlar. Öyle ki, güreşte sık uygulanan oyunlardan olan kündeyi attırmadan bir hafta sürdürür.                 Tabii Ilıcak da her gün tefrikayı hırsla okumakta ve vereceği paraların giderek arttığını görünce sinirden köpürmektedir. Bakar ki, güreş uzadıkça sıkıntısı artacak. Daha fazla dayanamaz ve tefrika ustasını yanına çağırarak şu unutulmaz cümleyi söyler;                 “Üstad, bir kündeyi bir haftada attıramadın. Yani, beni de kündeye getirdin. Allahaşkına, artık attır da geceleri rahat uyuyayım.”