AMAN ORMANCI, CANIM ORMANCI
O çok meşhur ve çok sevilen “Ormancı” isimli türküde “Belen Kahvesine çıkılıp ovaya bakılır.” Biz ise Gökbelen’deydik. “Orman” konulu bir buluşma için yaylamızın çarşısındaki kahvede… Türküdeki ormancı kötü, acımasız bir karakterdi. Konuğumuz olan ormancılar ise bilge ve hoşsohbet…
Bu anlamlı buluşmaya, ilçemiz kırsalında 26 Temmuz 2025 tarihinde çıkan orman yangını sonrası karar verdik. Malûm; Çadırlı, Bahçederesi, Kocapınar Mahallelerinde çıkan yangın büyük bir bölgeyi yakıp geçti. Eşimle yangın sonrası Gökbelen’den Taşucu’na giderken Gelinsuyu’nun altından Bahçederesi ve Araplı’ya giden tali yola girerek yangının tahribatını yakından görmek istedik. İnip fotoğraflar çektiğimizde zaman zaman geçtiğimiz o yoldaki yeşil dokunun nasıl kapkara olduğunu üzüntüyle gördük.
Bu süreçte Gökbelen Mahallesi Eğitim, Kültür, Tanıtım ve Dayanışma Derneği Üyesi Celal Necati Üçyıldız’ın sosyal medya paylaşımında yazdığı şu cümle beni derinden etkiledi: “…Ormancı için yanan ağaçlar vardır. Ama içinde canlılar, sanki onlara yalvarırlar. O kadar acı sesler çıkar ki, vadilerde yankılanır. Günlerce onların kulaklarında, günlerce onların beyinlerinde…”
Mesleğimden emekli olduktan sonra sosyal, kültürel faaliyetlere daha çok yöneldim. Kitap Okuma gruplarındayım. 29 Ekim Kadınları Derneği Silifke Şubesi denetçilerindenim, tiyatro ekibindeyim ve proje sorumlusuyum. İşte bu yangın sonrası Derneğimizin Şube Başkanı Av. Harika Levent ile bir sohbetimizde “Orman Yangınlarından Korunma ve Önlenmesi” konusunda yaylamız Gökbelen’de birinci ağızdan yetkili kişilerle halka yönelik bir toplantının yararlı olacağını düşündük. Konuyu yönetimdeki diğer arkadaşlarımızla da paylaştıktan sonra Kaymakamlık Makamının izni ve görevlendirmesi, Silifke Belediyesi’nin yardımları ve Gökbelen Derneği ile birlikte toplantımızı kısa sürede 7 Ağustos Perşembe günü saat 15.00’da Gökbelen Meydanı’nda gerçekleştirdik.

Etkinliğimizde, katılımcı görevliler Mersin Orman Bölge Yangınla Mücadele Şube Müdürü Mehmet Alper, Emekli Orman Bölge Müdürü Sırrı Koçak, İlçe Orman İşletme Müdürü Muharrem Şahin, İlçe Orman İşletme Gökbelen Bölge Şefi Fatma Gamze Korkmaz bilgilerini aktardılar, soruları cevaplandırdılar, merakımızı giderdiler.
Bu çok faydalı toplantıda, çeşitli iletişim araçlarında orman yangınları ile ilgili paylaşılan pek çok bilginin doğruluğunu anlamak istedik. Doğru sandığımız yanlış bilgilerimizi düzeltirken bilmemiz gerekenlerin bilgisini de edindik:
-Meselâ çam kozalaklarının havada kendini korumak için kapandığını, yani yangını büyüten unsur olmadığını,
-Yangın uçaklarının vadilerde kullanılamadığını, çok uçak yerine az uçak ama eğitilmiş usta pilotun olması gerektiğini, kara ekibinin yangın söndürmede etkin güç olduğunu,
-Çam ormanlarının yangını kolaylaştırdığı bilgimizin de yanlış olduğunu; ormana çam yerine ekilen başka türlerin daha sonra zararlı böcekleri getirdiğini, kızılçamların bölgeye en uygun ağaç olduğunu,
-Eskiden köylerde bulunan orman gönüllülerinin artık her yerde olması gerektiğini, bunun için gönüllülerin e-devlet kanalı ile orman gönüllüsü adayı olabileceklerini, bir eğitim sonrasında kimliklerini alan gönüllülerin yangın öncesi ve sonrası bölgesinde ilk yardıma koşabileceklerini,

-Hepimiz için yabancı olan ‘Karşı Ateş’ kavramının çok acil durumlarda yangın ilerleyecekse yönünü değiştirmek için yapılan bir önlem/‘yangın çıkarma’ yöntemi olduğunu, hatta bu yöntem halk tarafından bilinmediği için “yangını görevliler çıkartıyor” şüphesi ile görevlilerin saldırıya uğrayabildiklerini, bu yöntemin ilçemiz mahallesi Bahçederesi yangınında Taşucu’na da ulaşmaması için uygulandığını,
-Orman yangını yerleşim yerine yakınsa ilk müdahalenin bu yerleşimlere yapılması nedeniyle orman yangınının hızla büyüdüğünü,
-Yangın sahasında çevresi ottan temizlenmiş evlerin az hasar gördüklerini, dolayısıyla orman içinde yaşayanların otlarını biçip yok etmeleri gerektiğini,
-Yeni dikim sahası hariç yetişmiş ormanda keçilerin yararlı olacağını,
-Orman İşletme kurumlarının artık termal ısıyı tespit eden İHA’larla en ufak bir olumsuzluğu anında tespit edebildiklerini,
-Eskiyen enerji nakil hatlarının yenilenmesi gerektiğini,
- Kamu spotlarına istenilse de yeterince yer verilemediğini,
-En önemlisi eğitimin önemi vurgulanarak eğitim eksiğimizin olduğunu öğrendik.
Yazımın girişinde bahsettiğim “Ormancı” türküsünde masalar yıkılıyordu, bizde ise masalar güzel bir iş için kuruldu. Türküde “ormancı” köye acı bırakırken, konuğumuz ormancılar ise hoşluk, bilinç bıraktılar, bizleri sabırla aydınlattılar. Kendilerine ve etkinliğimize katılan Gökbelen sakinlerine çok teşekkür ediyoruz.

NOT: Bu yazımı tam gazetemize gönderecekken dün öğle saatlerinde bu defa Kırtıl-Balandız bölgesinde bir orman yangını çıktı. Giderek yayılan yangın maalesef halen söndürülemedi. İnşallah herhangi bir hemşehrimizin burnu bile kanamadan atlatırız. Ancak ormanda kavrulan hayvanlar, canlar ne olacak? Kim bilir ne kadar canlı telef oldu? Yüreğim yanıyor, içim kan ağlıyor.
Bu vesileyle yangınları söndürmek için ülke çapında canla başla çalışan ormancılarımıza takdir ve minnet duygularımızı iletiyorum.
