Türkiye’de trafik karmaşası…
Şu sıralar trafik işleyişi ve kuralları ile ilgili Türkiye’de oldukça fazla bilgi kirliliği gündemde. Sosyal medyanın da günümüzde etkin olduğunu düşünürsek gün geçmiyor ki trafik kural ihlallerinin, sürücü kavgalarının, küfürleşmelerinin hatta ölümcül sonuçlara giden tartışmaların görüntüleri eksik olmuyor.
İngilizcede "traffic" kelimesinin kökleri Fransızca "trafique", İtalyanca "traffico" ve muhtemelen Arapça "tafriq" (dağıtım, dağılım) kelimelerine dayanmaktadır. Temel olarak hem fiziksel anlamda (örneğin karayolu trafiği) hem de başka bir anlamda, örneğin internet dünyasındaki veri hareketlerini veya alışverişi tanımlar. Sonuçta trafik bir hareket eylemi olup, genel olarak ulaşımı ifade eder.
Batı dünyasında sürekli artan araç sayısı ve buna bağlı karayolu ulaşımı, çağın gereksinime uygun olarak önemli ölçüde gelişmiştir. Ağır vasıta ve otomobillerin yanında motosiklet ve bisiklet gibi araçların da etkin olarak kullanılmaya başlanmasıyla, karayolların altyapısı ve trafik düzenlemeleri önemli derecede iyileştirilmiştir. Alman üniversitelerinde yer alan “Yol ve Trafik Mühendisliği” fakülteleri yol yapımı, trafik planlama ve trafik kontrol teknolojisi gibi ana dallarda eğitimler vererek, kamu ve yerel yönetimlere bu konuda uzmanlar yetiştirmekteler.
Trafikten sorumlu sayın emniyet yetkilileri…
Türkiye’de trafik konusuna şu anda önlem alınmazsa ileride çok daha büyük olumsuz sonuçlara doğru gidileceğinin altını çizmek isterim. Türkiye’nin aynı zamanda bir turizm ülkesi olduğunu düşünürsek, yurt dışında ülkenin trafik imajının çok kötü olduğunu söyleyebiliriz. Umarım bu yazım yetkili emniyet birimleri tarafından okunur ve eğer yol gösterme noktasında bir faydam olursa da sevinirim.
Silifke ve D 400 karayolu gözleminde trafik için şöyle bir “olurluluk incelemesinin ve önerisinin” altını çizmek isterim:
Kısa ön bilgiler:
•Trafikte günden güne artan ağır vasıta kamyon, kamyonet, otobüs, minibüs, pikap, otomobil, motosiklet, küçük elektrikli ve engelli araçları, çöp toplayıcılar ve at arabalarını seyir halinde görmekteyiz.
•Yayaların da kurallara uymadığı ve işlek yollarda tehlikeli davranışlarda bulunarak, akış halindeki araç trafiğine zarar verdikleri gözlenmektedir.
•Şehir içlerinde kaldırımlara park etmiş araçlardan ve dubalarla çevrilmiş dükkan önü kaldırımında yürüyemeyen yayaları, araçlarla aynı yol içinde beraber görmek sıra dışı bir olay değil Silifke’de.
•Trafik işaretleri, kuralları ve davranışları evrenseldir. Türkiye’de trafikte seyir edenlerin, trafik eğitimin çok az olduğu, her araç sürücüsünün kendine göre trafik kuralını yorumladığına şahit oluyoruz. Genel olarak bir kuralsızlık hakim, herkes kafasına estiği gibi davranıyor.
•Türkiye’de yaya geçidi uygulaması yanlış. Yaya geçidinin uygulandığı yollarda hız sınırı 30 km olmalı. 50 km hız sınırı olan yollarda yaya geçidi olacaksa, trafiği durduracak trafik lambası konmalı ve yaya kumandalı olmalı. Yaya kumandalı düğmeye basıldığında yeşile dönmeli. Taşucu D 400 karayolunda SEKA okulunun önünde yayalar için yapılmış trafik ışığında yaya yoksa bile belli bir zaman aralığında kırmızı yanıyor. D 400 trafik akışı boşa yanan kırmızından dolayı bekliyor. Çağımız teknolojisinde buraya akıllı bir ışık konulabilir, boşu boşuna D 400 karayolunda trafik yoğunluğu olmaz. Kısaca, yaya geçidi şehirlerarası işlek yollarda olmaz. Yaya geçitleri şehir içinde 30 km hız sınırı olan sokaklarda olur. İlla ana yolda yaya geçidi gereksinimi varsa, trafik ışığı konarak, yaya kumandasında ışığın yeşile dönmesinin sağlanması gerekir.
•Döner kavşak trafiği hala Türkiye’de bilinmiyor. Avrupa’da dönel kavşaklar trafik ışığından tasarruf için yapılır. Türkiye’de dönel kavşaklara düzen gelsin diye trafik ışıkları konuyor. Trafik ışıklı dönel kavşaklarda yeşilden sonra sola veya sağa dönecek araçlara kırmızı yanıyorsa, kısa olan kavşakta ana yol tıkanıyor. Yol tek şeride dönüyor, kavşak ve yol iyice bloke oluyor.
•D 400 karayolundaki trafik ışıklarının kesin kez sensörlü akıllı trafik ışıkları olması şart. Yan yol üzerinde araç veya yaya olmayanlar için boşu boşuna yanan yeşil ışık, ana yoldaki yoğun trafik akışını gereksiz şekilde bloke ediyor.
•Kara yollarındaki tabelalar ve işaretler baştan aşağı kontrol edilmeli. Bölünmüş yolda 70 km hız sınırı ile giderken, birden bir yaya geçidi ve 50 km tabelası gözüküyor fakat yaya geçidinin bölünmüş yoldan karşıya geçişinin kapalı olduğunu görüyoruz. Bölünmüş yolda yaya geçidi olmaz, illa yaya geçidi yapılacaksa, yaya için trafik ışığı koymak gerekir.
•Silifke içindeki sokaklarda işlevsel trafik tabelaları yok. Eğer dört sokağın kesiştiği kavşakta her hangi bir trafik levhası yoksa Avrupa trafik kurallarına göre sağdan gelenin yol hakkı vardır! Silifke’de bu kural göz kararıdır! Kim daha ataksa, yol onun hakkıdır.
•Yol inşaatlarında veya trafik sıkışmalarında sırada beklemeyerek emniyet şeridinden veya araçları tehlikeye solacak şekilde yandan kaynak yapan sürücüler kesin kez denetlenmeli ve bu ihlaller cezalandırılmalı.
•İki şeritli olan bir bölünmüş yolda trafik ışığı varsa ışık öncesi yol üç şerit oluyor. Işıktan sonra şerit hemen tekrar iki şeride düşüyor. Bunun mantığını anlamış değilim! Yeşil ışıkta üçüncü şeritten gelen aracın ikinci şeride geçişinde, sürekli yol isteme kavgası ve korna yarışı yaşanıyor. Eğer yeşil ışık sonrası yolda bir de araç park etmişse, üçüncü şeritten gelen araç daralan yolda sıkışıp kalıyor!
•Trafikte saygı ve tolerans önemli bir davranıştır. Gördüğüm kadarıyla trafiğe çıkan her araç sürücüsü, ne kadar daha hızlı giderim, en öne nasıl geçerim isteğinde ve “benden sonra tufan” düşüncesinde. Kadınmış erkekmiş fark etmiyor. Saygı, kibarlık ve teşekkür kelimeleri, trafiğe çıkanların sözlüğünde kalmadığını görüyorum.
•Zaten yetersiz olan yollarda, 1970 model araçların hala seyir etmesini ve bu araçların teknik denetlemeden nasıl geçerlilik aldıkları, benim için hala bir soru işareti.
•Emniyet kemeri takmama, direksiyonda mesaj yazmak, telefonla konuşmak, bölünmüş yollarda hızla arkadan gelerek öndeki aracı selektörle taciz etmek, tek yönlü yola girerek karşı trafiği engellediği yetmiyormuş gibi bir de haklı pozisyonundaymış gibi münakaşa etmek, küçük çocukların veya bebeklerin ön koltukta annesinin kucağında oturması, arka koltuklarda emniyet kemeri takılmaması, 5 kişilik araca 9 kişinin binmesi, motosiklete üç veya dört kişi binmesi, zaten iki kişiden fazlasının yasak olmasına rağmen sadece sürücünün kask takması! (Acaba kaskın sadece sürücüye mi şart olduğunu düşünüyorlar?). Evet, benim yollarda yaşadığım ve gördüğüm bu olumsuzluklarla, bu zincir böyle uzayıp gidiyor.
Görüldüğü gibi trafik artık baştan aşağı ülke için ciddi bir problem olmaya devam ediyor. Uluslararası trafik endeksinde Türkiye’nin yeri maalesef alt sıralarda. Trafik konusu eğitimle, hoş görüyle, saygıyla orantılı olduğundan, batı ülkeleri listenin en üst sıralarında yer alıyorlar. Bende bu trafik curcunasından kazasız belasız eve her geldiğimde, şükür ediyorum. Türkiye’de bu işleyişin düzeltilmesi şart, yoksa bu gidişat iyi değil.
Neler yapmalıyız?
1) Trafik için çok küçük yaşlarda ciddi bir eğitim verilmeli. Vermek olsun diye değil, gerçek anlamda uygulamalı bir eğitim şart.
2) Ehliyet alacaklara ciddi şekilde teorik dersler verilmeli ve sınavlarda bu paralellikte yapılmalı. Teorik derslerin önemi direksiyon eğitiminin önüne geçmeli. Örneğin Almanya’da toplam 30 teori sorusunda maksimum 10 hata puanı kabul görüyor. Bir istisna: Her biri 5 hata puanıyla yanlış cevaplanan iki soru olmuşsa, sınav otomatikman başarısız kabul ediliyor.
Sürücü kurslarında teorik derslerin ve kuralların önemi, defalarca beyinlere işlenecek derece anlatılmalı.
3) Yerli yapım yapay zeka destekli yeni radar cihazlarının devrede olduğunu duyuyoruz. Denetleme noktasında bu çok doğru bir karar. Sivil denetleyicilerin yanında ceza ve ihbar kurumu şart! Fakat öncesinde yollarımız buna hazır mı? Bence değil! Trafik levhaları oldukça yetersiz ve kısıtlama ile olan levhaların düzensizliği söz konusu. Karayolları ve trafik ekipleri baştan aşağı levhaları ve işaretleri denetleyerek, bu düzenlemeyi en elverişli noktaya getirmeleri gerekir.
4) Avrupa’da trafik konusunda uzmanlaşmış üniversitelerden ve uzmanlardan bilgi desteği almak da faydalı olabilir.
Son olarak: Trafik terörün çok tehlikeli boyutlara gittiğini kabul ederek, devlet gerekli önlemi almalı. Cezalar noktasında devlet tuzak kurmaz. Devlet trafikte en sağlıklı sistemi, düzeni, denetimi ve kuralları yerleştirir, sonrasında eğer bunlara uymayanlar çıkarsa da onları en ağır şekilde cezalandırır.
Article in English
Traffic Chaos in Türkiye
Currently, there is a significant amount of misinformation in Türkiye regarding the functioning and rules of traffic. Considering the influence of social media today, not a day goes by without footage of traffic violations, driver altercations, verbal abuses, or even arguments that lead to fatal consequences.
The English word “traffic” originates from the French “trafique,” Italian “traffico,” and likely from the Arabic “tafriq” (distribution, dispersion). At its core, it refers not only to physical movement (e.g., road traffic) but also to other forms of movement, such as data traffic in the digital world or commercial exchange. Ultimately, traffic is a form of movement and generally refers to transportation.
In the Western world, the increasing number of vehicles and related road transport have developed significantly to meet the needs of the modern age. Alongside heavy duty vehicles and cars, the active use of motorcycles and bicycles has led to substantial improvements in road infrastructure and traffic regulations. Faculties of “Road and Traffic Engineering” in German universities provide education in key areas such as road construction, traffic planning, and traffic control technologies, training experts to serve public and local administrations.
To the Respected Authorities Responsible for Traffic.
I would like to emphasize that if no measures are taken regarding traffic in Türkiye now, we are heading toward much more serious negative consequences in the future. Considering that Türkiye is also a tourism country, we can say that its image abroad regarding traffic is quite poor. I hope this article is read by the relevant traffic authorities and that I may be of assistance in guiding improvements.
Based on observations on the Silifke and D-400 highway, I would like to highlight a “feasibility assessment and recommendation” for traffic:
Brief Background:
•We observe a growing number of heavy duty trucks, vans, buses, minibuses, pickups, cars, motorcycles, small electric and disability vehicles, waste collectors, and even horse carts on the roads daily.
•It is also observed that pedestrians do not follow the rules and exhibit dangerous behavior on busy roads, negatively impacting the flow of traffic.
•In urban areas, seeing pedestrians walking on the road because sidewalks are blocked by parked cars or blocked off by cones outside shopfronts is nothing unusual in Silifke.
•Traffic signs, rules, and behaviors are universal. In Türkiye we often see that drivers have received very little traffic education and interpret traffic rules as they see fit. There is a general lack of order with everyone acting according to their own judgment.
•Pedestrian crossing implementation in Türkiye is flawed. Roads with pedestrian crossings should have a speed limit of 30 km/h. If there must be a pedestrian crossing on a road with a 50 km/h limit, there should be a traffic light to stop traffic, with a manual pedestrian button that turns the light green when pressed. On the Taşucu D-400 highway, in front of SEKA school, a traffic light made for pedestrians turns red at regular intervals even if there are no pedestrians. This causes unnecessary congestion. With today’s technology, a smart light system could be installed to avoid traffic buildup on D-400.
In summary:
•Pedestrian crossings should not exist on busy intercity highways. They should be in inner city streets with 30 km/h speed limits. If a crossing is absolutely needed on a main road, it must be accompanied by a pedestrian activated traffic light.
•Roundabout traffic is still misunderstood in Türkiye . In Europe, roundabouts are built to eliminate the need for traffic lights. In Türkiye, traffic lights are installed at roundabouts to bring “order.” If a red light appears for vehicles turning left or right after the green, it causes congestion on the main road, turning it into a single lane and blocking it entirely.
•On the D-400 highway, traffic lights must absolutely be sensor based smart lights. A green light on a side road with no vehicles or pedestrians unnecessarily blocks the heavy flow of main road traffic.
•Highway signs and signals must be reviewed from top to bottom. On a divided highway with a 70 km/h speed limit, suddenly encountering a pedestrian crossing and a 50 km/h sign is confusing especially when crossing the divided highway is already physically blocked! There should not be pedestrian crossings on divided highways. If necessary, they must be accompanied by traffic lights specifically for pedestrians.
•There are no functional traffic signs on the streets and roads of Silifke. According to European traffic standards, if there’s no signage at an intersection of four roads, the driver from the right has the right of way. In Silifke, this rule is determined “by eye” whoever is more aggressive claims the right of way.
•Drivers who use the emergency lane or dangerously cut in from the side during construction or congestion must be strictly monitored and penalized.
•On a two lane divided road with a traffic light, the lane becomes three lanes before the light and quickly narrows back to two lanes after. I cannot understand the logic! Vehicles in the third lane constantly fight to merge into the second lane after the light, with honking and disputes. If a car is parked just after the light, the third lane vehicle gets stuck there!
•Respect and tolerance are essential behaviors in traffic. But from what I observe, every driver on the road is trying to be the fastest and get to the front. The attitude is: “After me, the flood.” It doesn't matter if it is a man or a woman. I see that the words respect, politeness and thank which are no longer in the vocabulary of those who drive.
•We already have inadequate roads, and I still don’t understand how vehicles from the 1970s are still operational or how they pass inspection.
•Not wearing seatbelts, texting while driving, talking on the phone, tailgating with high beams, driving the wrong way on one way streets and then arguing as if they are right, having small children or babies in the front seat on their mother’s lap, not wearing seatbelts in the back seats, cramming nine people into a five-person car, putting three or four people on a motorcycle (even though more than two is prohibited), and only the driver wearing a helmet! (Do they think helmets are only for the driver?) Yes, these are the chain of problems I witness and experience daily.
As it stands, traffic has become a serious national issue from top to bottom. Turkey ranks unfortunately low on the international traffic index. Since traffic is proportional to education, tolerance, and respect, Western countries are at the top of the list. I find myself giving thanks whenever I manage to make it home safely through the chaos of traffic. This system must be corrected in Turkey otherwise things are not headed in a good direction.
What should we do?
- Comprehensive traffic education should begin at a very young age. Not just as a formality, but as real, hands on training.
- Driver’s license candidates should receive in depth theoretical training, and the exams should reflect this. Theory should be prioritized even above driving practice.
For example in Germany
a maximum of 10 error points out of a total of 30 theory questions is accepted. One exception: If two questions are answered incorrectly with 5 error points each, the exam is considered a failure.
The importance of theoretical rules should be deeply instilled in driving schools.
- We hear that locally produced radar systems are now in use. This is a great decision for enforcement. But alongside civilian inspectors, a fine and report system is essential! Yet are our roads even ready for this? In my opinion, they are not. Traffic signs are insufficient and inconsistently placed. Highway and traffic teams need to review and optimize signage from top to bottom.
- Seeking advice from European universities and experts who specialize in traffic may also be beneficial.
Finally: Acknowledge that traffic related chaos has reached a dangerous level of terrorism, and the state must take necessary precautions. The state may not set traps with penalties. The state establishes the healthiest system, order, supervision and rules for traffic. Those who do not comply must then be penalized to the fullest extent.