Burhan ÜSKÜL
Köşe Yazarı
Burhan ÜSKÜL
 

VEKİLLİĞİ ELDE ETMEK

SEÇİM YAZILARI - 8 VEKİLLİĞİ ELDE ETMEK Geçen yazımda; Mersin’de seçime giren siyasi partilerin milletvekilliği aday listelerinin Silifkeliler nezdinde bir hayal kırıklığı oluşturduğunu, yaşananın ancak “hüsran” kelimesi ile ifade edilebileceğini belirtmiştim. Buradan hareketle; bu meselede sorulması gereken çok soru var elbet. Listelerde, seçilebilecek sırada Silifkeli vekil adaylarının olmaması, sadece bir tesadüfle mi ilgili? Yani, öyle denk geldi, deyip meselenin üzerinde çok da fazla durmamak mı gerekli? Yoksa; sorunun nereden kaynaklandığı ve Silifke’nin seçimlerde yıllardır neden hiç vekil çıkartamadığı meselesi üzerinde durup en azından bir sonraki seçimlerde -sonuç almaya dönük- farklı arayışlara mı girilmeli? Ne olacak sanki, sonuçta bu bir “genel seçim”, deyip sorunu geçiştirmek de bir yaklaşım olarak, kabul görebilir tabii ki. Nitekim; bir kısım çevrelerde, Silifke’den vekil çıkartma meselesinin çok da önemli olmadığı, önemli olanın ülkede siyasi aktörler üzerinden bir “değişim”in yaşanması gerektiği tezi öne sürülebiliyor. Tabii ki, burada bu değerlendirmeyi yaparken aslolanın öyle ya da böyle Silifke’den vekil çıkması olduğunu söylemiyorum: Kaldı ki, Silifke seçmeninin eğilimi, sırf Silifke’den vekil çıksın diye inanmadığı bir siyasi partiyi desteklemek yönünde olmayacaktır. Sonuçta, ülke ile ilgili alınan kararlarda en başta “merkezi hükümet”in ehil olması, temel sorunların çözümü noktasında oldukça önemli. En nihayetinde, biz yurttaşlar süregiden sorunlardan arınmış ve refah düzeyi yüksek bir toplum ve ülke hayali ile oylarımızı veriyoruz, inandığımız partilere. Bu bağlamda; salt Silifke’den vekil çıkması durumunda, -hele ki ülkede inanmadığımız bir parti iktidar olmuş ise- sorunlar tek başına çözülmüş olmuyor. Elbette ki, ideolojik bakmayan, dahası takım tutar gibi parti tutmayan bir kısım Silifke seçmeninde Silifke’den vekil çıkma ihtimali yüksek olan siyasi partiye oy verme eğilimi tek başına “belirleyici” olabilecektir. Ancak; oyunu verecek olduğu parti hangisi olursa olsun, listelerde yaşadığı şehirden -seçilebilecek sırada- bir vekil adayını görmek isteyen Silifkeli seçmenler de azımsanmayacak çoğunlukta. Nitekim; yakın tarihte Silifke, siyasette “hakim güç” konumunda olan partilerin her birinden vekil çıkartmayı deneyimlemiş bir şehir. Hatırlanacağı üzere, 23. Yasama Döneminde (2007-2011), Silifke’den aynı anda üç vekil adayı, farklı partilerden TBMM’ye girdi: Ak Parti listesinden seçilen Prof. Dr. M. Zafer Üskül, CHP listesinden seçilen Av. A. Rıza Öztürk ve MHP listesinden seçilen Kadir Ural. Adı geçen siyasi partiler, bu üç vekili de seçilebilecek sıradan aday göstermekte herhangi bir beis görmediler: Sayın Üskül, Ak Parti listesinde 2. sırada; Sayın Öztürk, CHP listesinde 3. sırada; Sayın Ural da MHP listesinde 3. sırada aday gösterildiler. Mersin’in demokratik yapısı göz önünde bulundurulduğunda her üç vekil adayı da, ülke siyasetinde “hakim güç” konumunda olan siyasi partilerin listelerinde seçilebilecek sırada idiler. Dikkat edelim, yıl 2007’den bahsediyoruz. O yıllarda, Silifke şimdiki gibi değildi. Nüfus bu kadar kalabalıklaşmamıştı henüz. Akkuyu Nükleer Santral Projesinden henüz “ses” yoktu. Diğer ulusal ve uluslarası yatırımların vakti henüz daha gelmemişti. Silifke deyim yerindeyse nispeten “kendi halinde” bir ilçeydi ama Silifke’nin aynı anda 3 vekili vardı o dönemde. Yani; Silifke seçmeni, ideolojik olarak da yakın olduğu siyasi partilerde, vekillerini bulmuştu. Aradan geçen koskoca 16 yıl… Şimdi yeni bir seçimin arefesindeyiz. Ancak; bu seçimlerde Silifke’den aynı anda üç vekilin seçilmesini geçelim, siyasi partilerin aday listelerine baktığımızda Silifke’den bir vekil dahi Meclis’e giremeyecek gibi görünüyor. Nereden nereye geldiğimizin resmidir, bu durum… Şimdi gelelim, asıl meselenin özüne. Silifke’nin sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, dernekler, kent konseyi, siyasi parti teşkilatları, Silifke’yi yönetenler bu süreçte neler yaptı, nasıl girişimlerde bulundu, ne yönde adımlar atıldı? Bütün bunları da sorgulamamız gerekiyor, haliyle. Gördüğüm kadarıyla SİDER’ler (farklı şehirlerde bulunan Silifkeliler Dernekleri) dışında bu meselenin üzerine eğilen, bu yönde adımlar atan, beklenti yaratan ve kamuoyu oluşturmaya çalışan başka oluşumlar yoktu. Mesela; Silifke Ticaret ve Sanayi Odası ile diğer meslek odalarının bu yönde bir çalışması oldu mu acaba? Ya da siyasi partilerin ilçe teşkilatları, il teşkilatları ve genel merkez teşkilatı nezdinde bu konuda somut girişimlerde bulundular mı? Hazır, bazı partiler ittifak içerisinde yer alırken, seçimlere ittifakla giren siyasi partilerin ilçe teşkilatları bu konuda birlikte hareket etmeyi ve hedefe doğru birlikte yol almayı düşündüler mi acaba? Yoksa, Silifke’den vekil çıkması gibi bir dertleri hiç olmadı mı? Dar siyasi ideolojilerin kabuğundan çıkmak ve mesele kentimiz olunca, sen-ben ayrımını bırakıp “birlikte hareket etmek”, sanırım mümkün olmadı, bir kısım siyasi partilerin ilçe teşkilatlarında. Yukarıda belirttiğimiz tüm bu oluşumlar, aylar öncesinden çalışmalara başlamalı, Silifke’den vekil çıkması yönündeki Silifke seçmeninin haklı beklentilerini ilgili makamlara iletebilmeliydi: TBMM’de bulunan siyasi partilerin grupları ziyaret edilebilirdi, örneğin. Yahut; siyasi partilerin genel merkezlerine gidip -mümkünse liderler düzeyinde- lobicilik faaliyeti* yapılabilirdi. Elbette ki, basın açıklamaları ile bu meselenin gündemde tutulması ve bu yönde kamuoyu oluşturulması önemliydi. Ancak; bütün bunların ötesinde -belirttiğimiz şekilde- “somut adım”ların atılması da gerekliydi. Önümüzdeki seçimler için artık çok geç. Zira, listeler ve listelerdeki Silifkeli vekil adaylarının sırası çoktan belli oldu. Bu saatten sonra, yine de bir umut, mevcut listelerde nispeten gerilerde bulunan Silifkeli vekil adaylarının seçilebilmesini dilemekten başka bir şey gelmiyor, elimizden. Ancak; bir sonraki seçimlere kadar geçecek süreçte, Silifke’nin sivil toplum kuruluşlarına, ticaret ve sanayi odası ile birlikte diğer meslek odalarına, derneklere, kent konseyine, siyasi partilerin teşkilatlarına, Silifke’nin yerel yöneticilerine çok iş düşüyor: Silifke’nin tüm paydaşları, tam bir “birlik-bütünlük” duygusu ile seçimlere gidilen süreçte aylar öncesinden çalışmalara başlamalı ki, Silifke, vekillerine kavuşsun. Zira; aradan geçen süreçte, tahminim odur ki, Silifke daha da büyüyecek, daha da gelişecek ve sorunları katbekat daha da artacaktır: O yıllarda Silifke’nin sorunlarını bilen, bu sorunları bizzat yaşayan, birinci ağızdan dile getirecek ve çözüm yollarını bulacak vekillere, her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulacaktır. *Lobicilik Faaliyeti, karar verici pozisyondaki kişileri bilgilendirme ve etkilemeye yönelik çaba anlamına gelmektedir.  
Ekleme Tarihi: 17 Nisan 2023 - Pazartesi

VEKİLLİĞİ ELDE ETMEK

SEÇİM YAZILARI - 8

VEKİLLİĞİ ELDE ETMEK

Geçen yazımda; Mersin’de seçime giren siyasi partilerin milletvekilliği aday listelerinin Silifkeliler nezdinde bir hayal kırıklığı oluşturduğunu, yaşananın ancak “hüsran” kelimesi ile ifade edilebileceğini belirtmiştim. Buradan hareketle; bu meselede sorulması gereken çok soru var elbet. Listelerde, seçilebilecek sırada Silifkeli vekil adaylarının olmaması, sadece bir tesadüfle mi ilgili? Yani, öyle denk geldi, deyip meselenin üzerinde çok da fazla durmamak mı gerekli? Yoksa; sorunun nereden kaynaklandığı ve Silifke’nin seçimlerde yıllardır neden hiç vekil çıkartamadığı meselesi üzerinde durup en azından bir sonraki seçimlerde -sonuç almaya dönük- farklı arayışlara mı girilmeli?

Ne olacak sanki, sonuçta bu bir “genel seçim”, deyip sorunu geçiştirmek de bir yaklaşım olarak, kabul görebilir tabii ki. Nitekim; bir kısım çevrelerde, Silifke’den vekil çıkartma meselesinin çok da önemli olmadığı, önemli olanın ülkede siyasi aktörler üzerinden bir “değişim”in yaşanması gerektiği tezi öne sürülebiliyor. Tabii ki, burada bu değerlendirmeyi yaparken aslolanın öyle ya da böyle Silifke’den vekil çıkması olduğunu söylemiyorum: Kaldı ki, Silifke seçmeninin eğilimi, sırf Silifke’den vekil çıksın diye inanmadığı bir siyasi partiyi desteklemek yönünde olmayacaktır. Sonuçta, ülke ile ilgili alınan kararlarda en başta “merkezi hükümet”in ehil olması, temel sorunların çözümü noktasında oldukça önemli. En nihayetinde, biz yurttaşlar süregiden sorunlardan arınmış ve refah düzeyi yüksek bir toplum ve ülke hayali ile oylarımızı veriyoruz, inandığımız partilere.

Bu bağlamda; salt Silifke’den vekil çıkması durumunda, -hele ki ülkede inanmadığımız bir parti iktidar olmuş ise- sorunlar tek başına çözülmüş olmuyor. Elbette ki, ideolojik bakmayan, dahası takım tutar gibi parti tutmayan bir kısım Silifke seçmeninde Silifke’den vekil çıkma ihtimali yüksek olan siyasi partiye oy verme eğilimi tek başına “belirleyici” olabilecektir. Ancak; oyunu verecek olduğu parti hangisi olursa olsun, listelerde yaşadığı şehirden -seçilebilecek sırada- bir vekil adayını görmek isteyen Silifkeli seçmenler de azımsanmayacak çoğunlukta.

Nitekim; yakın tarihte Silifke, siyasette “hakim güç” konumunda olan partilerin her birinden vekil çıkartmayı deneyimlemiş bir şehir. Hatırlanacağı üzere, 23. Yasama Döneminde (2007-2011), Silifke’den aynı anda üç vekil adayı, farklı partilerden TBMM’ye girdi: Ak Parti listesinden seçilen Prof. Dr. M. Zafer Üskül, CHP listesinden seçilen Av. A. Rıza Öztürk ve MHP listesinden seçilen Kadir Ural. Adı geçen siyasi partiler, bu üç vekili de seçilebilecek sıradan aday göstermekte herhangi bir beis görmediler: Sayın Üskül, Ak Parti listesinde 2. sırada; Sayın Öztürk, CHP listesinde 3. sırada; Sayın Ural da MHP listesinde 3. sırada aday gösterildiler.

Mersin’in demokratik yapısı göz önünde bulundurulduğunda her üç vekil adayı da, ülke siyasetinde “hakim güç” konumunda olan siyasi partilerin listelerinde seçilebilecek sırada idiler. Dikkat edelim, yıl 2007’den bahsediyoruz. O yıllarda, Silifke şimdiki gibi değildi. Nüfus bu kadar kalabalıklaşmamıştı henüz. Akkuyu Nükleer Santral Projesinden henüz “ses” yoktu. Diğer ulusal ve uluslarası yatırımların vakti henüz daha gelmemişti. Silifke deyim yerindeyse nispeten “kendi halinde” bir ilçeydi ama Silifke’nin aynı anda 3 vekili vardı o dönemde. Yani; Silifke seçmeni, ideolojik olarak da yakın olduğu siyasi partilerde, vekillerini bulmuştu. Aradan geçen koskoca 16 yıl… Şimdi yeni bir seçimin arefesindeyiz. Ancak; bu seçimlerde Silifke’den aynı anda üç vekilin seçilmesini geçelim, siyasi partilerin aday listelerine baktığımızda Silifke’den bir vekil dahi Meclis’e giremeyecek gibi görünüyor. Nereden nereye geldiğimizin resmidir, bu durum…

Şimdi gelelim, asıl meselenin özüne. Silifke’nin sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, dernekler, kent konseyi, siyasi parti teşkilatları, Silifke’yi yönetenler bu süreçte neler yaptı, nasıl girişimlerde bulundu, ne yönde adımlar atıldı? Bütün bunları da sorgulamamız gerekiyor, haliyle. Gördüğüm kadarıyla SİDER’ler (farklı şehirlerde bulunan Silifkeliler Dernekleri) dışında bu meselenin üzerine eğilen, bu yönde adımlar atan, beklenti yaratan ve kamuoyu oluşturmaya çalışan başka oluşumlar yoktu. Mesela; Silifke Ticaret ve Sanayi Odası ile diğer meslek odalarının bu yönde bir çalışması oldu mu acaba? Ya da siyasi partilerin ilçe teşkilatları, il teşkilatları ve genel merkez teşkilatı nezdinde bu konuda somut girişimlerde bulundular mı? Hazır, bazı partiler ittifak içerisinde yer alırken, seçimlere ittifakla giren siyasi partilerin ilçe teşkilatları bu konuda birlikte hareket etmeyi ve hedefe doğru birlikte yol almayı düşündüler mi acaba? Yoksa, Silifke’den vekil çıkması gibi bir dertleri hiç olmadı mı? Dar siyasi ideolojilerin kabuğundan çıkmak ve mesele kentimiz olunca, sen-ben ayrımını bırakıp “birlikte hareket etmek”, sanırım mümkün olmadı, bir kısım siyasi partilerin ilçe teşkilatlarında.

Yukarıda belirttiğimiz tüm bu oluşumlar, aylar öncesinden çalışmalara başlamalı, Silifke’den vekil çıkması yönündeki Silifke seçmeninin haklı beklentilerini ilgili makamlara iletebilmeliydi: TBMM’de bulunan siyasi partilerin grupları ziyaret edilebilirdi, örneğin. Yahut; siyasi partilerin genel merkezlerine gidip -mümkünse liderler düzeyinde- lobicilik faaliyeti* yapılabilirdi. Elbette ki, basın açıklamaları ile bu meselenin gündemde tutulması ve bu yönde kamuoyu oluşturulması önemliydi. Ancak; bütün bunların ötesinde -belirttiğimiz şekilde- “somut adım”ların atılması da gerekliydi.

Önümüzdeki seçimler için artık çok geç. Zira, listeler ve listelerdeki Silifkeli vekil adaylarının sırası çoktan belli oldu. Bu saatten sonra, yine de bir umut, mevcut listelerde nispeten gerilerde bulunan Silifkeli vekil adaylarının seçilebilmesini dilemekten başka bir şey gelmiyor, elimizden. Ancak; bir sonraki seçimlere kadar geçecek süreçte, Silifke’nin sivil toplum kuruluşlarına, ticaret ve sanayi odası ile birlikte diğer meslek odalarına, derneklere, kent konseyine, siyasi partilerin teşkilatlarına, Silifke’nin yerel yöneticilerine çok iş düşüyor: Silifke’nin tüm paydaşları, tam bir “birlik-bütünlük” duygusu ile seçimlere gidilen süreçte aylar öncesinden çalışmalara başlamalı ki, Silifke, vekillerine kavuşsun. Zira; aradan geçen süreçte, tahminim odur ki, Silifke daha da büyüyecek, daha da gelişecek ve sorunları katbekat daha da artacaktır: O yıllarda Silifke’nin sorunlarını bilen, bu sorunları bizzat yaşayan, birinci ağızdan dile getirecek ve çözüm yollarını bulacak vekillere, her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulacaktır.

*Lobicilik Faaliyeti, karar verici pozisyondaki kişileri bilgilendirme ve etkilemeye yönelik çaba anlamına gelmektedir.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Emin Güleç
(20.04.2023 08:59 - #555)
Konu, dikkate alıp, sorgulanmalı. Seçilen vekillerimiz, sonrasında bir araya gelip, Silifke'de ne yapar, neyi değiştirirsek güzel bir iş olur diye, ikili, yalnız konuştular mı bilmem. Onların, öncelikle adaylıklarını listeye alıp seçenlere, itaat ve biat etmeleri gerek. Velev ki yaptılar, bizlere(!) iş düşer. Ne yapıyor bunlar, Kime sordunuz, olmaz öyle şey,..., gibi yargılama yapılır. Bakan olanları, yerelde selamlamak dahi suçlanır(!). SHP.li başkan, ANAP.lı vekille ne işini görüşür? Çok önemli konu(!) yaşadım. Silifke'de Devlet Hastanesi yetersizdi, ilavesi yapılan bölümlere, ruhsat almadı, kaçak, usulsüz söylentileri yaptık. Üskül Bey, iktidar partisinden seçildi, Silifke Devlet Hastanesi, Burunucu'na geniş bir alana yapıldı, teşekkür ediyorum. Siyasetin dar alanda, keyfimize göre sınır çizerek yapmayı zevk edinmiş bir gurup, gurupçuk yaratmada üstümüze yok, ben olmadım, sende olma birtürlü aşamadığımız, birbirimizi yeme anlayışının esiriyiz. Çok çalışmamız gerek, çok!
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3