SEÇİM YAZILARI - 10 SİLİFKE SEÇMENİNİN SİYASİLERDEN BEKLENTİLERİ Son günlerde, tek gündemimiz “seçim”. Hemen her ortamda, laf dönüp dolaşıyor, seçimlere geliyor. Misafirliklerde, dost buluşmalarında, kahvehanelerde insanlar seçimleri konuşuyor, seçimler üzerine tahminler yürütülüyor, kimi zaman iddialara bile giriliyor: Benim partim kazanırsa, sen bana şunu alacaksın; şayet senin partin kazanırsa, ben de sana şunu… Keyifli tarafları da var tabii bu sürecin. İnsanların kırmadan, incitmeden birbirlerine laf dokundurdukları, siyasi görüşleri nedeniyle birbirlerini eleştirdikleri durumlar da yaşanıyor. Bakmayın, birileri yukarıda birbirlerine demediklerini bırakmıyor ama toplum olarak bizler, pek de öyle değiliz. Herkes, en nihayetinde mutlu ve huzurlu bir ülke hayali içerisinde. İktidarın değişmesini isteyenin de, istemeyenin de derdi, memleket. Mahalle kahvehanelerinde, özellikle akşamları, masalarda oyunlar oynanırken siyasi analizler yapılıyor, çokça. Bazen tartışmalar hararetleniyor, haliyle. “Yirmi senedir iktidardalar,” diyor, masadaki emekli amcalardan biri, “Artık, değişimin vakti geldi.” Diğer bir masadaki amca da, “Değişim bunlarla mı olacak,” diye soruyor, Altılı Masa’yı kastederek. “Ülke bunlara kaldıysa, halimiz duman.” Ellili yaşlarındaki bir adam, “Benim oğlan kaç defa sınava girdi, yazılıyı geçti, her defasında mülakatta elendi,” diyor, “Ankara’da adamını bulamadık, yazık ki.” Epeyce yaş almış amcalardan birisi ses veriyor: “Eskiden sağlık sistemi çok kötüydü, şimdi hamdolsun, ücretsiz muayenemizi oluyor, ilacımızı alıyoruz.” Masadaki amcalardan bir diğeri de, “Devlet Hastanesi’nde doktor yok, doktor!” diye tepki gösteriyor. Bir diğer amca da karşılık olarak, “Bunların adayı SGK’yı batırmadı mı zamanında?” Diye soruyor. “Ne oldu şu Silifke’nin barajları, şu yollar neden bitmiyor yıllardır?”, diyor gençten biri. “E canım, pandemi girdi araya,” diye cevap veriyor, ona, orta yaşlı biri. Bir diğeri de, “Dünya’da da ekonomik kriz var, pahalılık dünyanın her yerinde, bizim hükümet yine iyi kotardı bu işi, biz yine diğer ülkelere nazaran krizi en az hissedenlerdeniz,” diyor. Yanındaki arkadaşı, iskambil kağıdını masaya vurmadan önce, ters ters bakıp arkadaşına, “Bırak Allah aşkına, oyna oyununu hadi,” diye cevap veriyor. Akşamları Silifke’nin bütün o kahvehanelerinde bu minvalde sohbetler sürüp gidiyor: Geç saatlere kadar ülke meseleleri konuşuluyor, yaklaşan seçime dair beklentiler ortaya konuyor; böylece iktidarda değişim beklentisi içerisinde olanlarla, mevcut iktidarın devamını isteyenler arasında süregiden tartışmaların gölgesinde, seçimlere doğru ilerliyor zaman. Gelinen noktada, soğanın, patatesin fiyatı almış başını gitmiş. Elbette ki; Silifke seçmeni de, savunma sanayisindeki atılımlardan, İHA’lardan, SİHA’lardan fazlasıyla memnun ve bu yöndeki adımlar, vatandaş nezdinde de gurur verici olarak görülüyor. Ancak; yerli arabamız TOGG konusunda vatandaş “buruk” bir sevinç içerisinde: Bir taraftan Türkiye’nin kendi otomobilini üretmesi olumlu karşılanırken, bir taraftan da fiyatının alım gücünün kat kat üstünde olması, vatandaşı TOGG’u elde etme konusunda umutsuzluğa sevk ediyor. Silifke seçmeni, her yerde olduğu gibi alım gücünün düşmesinden muzdarip! Markette, pazarda -üstelik doğru düzgün bir şey bile alınmadan- cepteki paranın bir anda bittiğini söylüyor, hemen herkes. Kredi kartları borçları almış başını gitmiş. Vatandaş, çoğu ay borçların asgarisini ödeyip diğer aya kadar idare etme derdinde. Silifke seçmeni özellikle kira fiyatlarındaki fahiş artışlardan da şikayetçi. Ev sahibi olamayanlar, yaşam mücadelesinde haliyle kirada oturmak zorunda kalanlar ev sahiplerinin baskısı ile karşı karşıya. En temel insan haklarından “barınma hakkı”nın bu derece sorun olacağı, öyle zannediyorum ki, kimsenin aklına gelmez idi. Silifke seçmeni siyasilerden özellikle Silifke’deki fahiş kira fiyatı artışları konusunda somut adımlar atılmasını istiyorlar. Silifke’nin son yıllarda artan nüfus yoğunluğu sağlık, ulaşım, eğitim, barınma gibi en temel alanlarda sorunları katbekat artırdı. Özellikle; sağlık hizmetlerine erişimde de sıkıntılar var Silifke’de. Bazı alanlarda uzman doktor eksiklikleri çok fazla: Olanlar da, istifa edip özele geçiyorlar. Silifke seçmeni, Silifke Devlet Hastanesinde uzman doktor sayılarının artırılmasını ve özellikle belli alanlarda yeterli teknik donanım ve ekipman olmaması nedeniyle erişemediği sağlık hizmetlerine kavuşmayı istiyor. Silifke seçmeni, çocuğu yazılı sınavı çok iyi bir derece ile kazandığında mülakatta hakkı zayi olmasın istiyor. Çocuğu emeğiyle, bileğinin hakkıyla bir yerlere gelsin, kendini kurtarsın istiyor. Kamuya işe alımlarda her şeyden önce hakkaniyet istiyor.   Silifke seçmeni şu bir türlü bitmeyen/bitirilemeyen baraj projelerinin tamamlanmasını, yapımı devam eden Mut, Gülnar, Antalya yollarının açılmasını, Çeşmeli - Taşucu otobanının yapımına başlanılmasını ve bir an önce tamamlanmasını istiyor. Silifke çiftçisi, ürününün para etmesini, üretim maliyetlerinin düşürülmesini istiyor. Silifke’nin verimli topraklarında emeğinin, alın terinin hakkını almak istiyor. Gelinen noktada; Silifke, bir zamanlar elinden alınan İL’ statüsüne yeniden kavuşmak istiyor. Silifke seçmeni iş yapan, icraatlarıyla konuşan siyasileri görmek istiyor; hamaset yapanları, değil… Seçimlere -şunun şurasında- az bir zaman kaldı. Anlaşılan o ki, son düzlükte, siyasilerin meydanlarda ve sokaklarda görünürlüğü daha bir artacak. Seçmenin derdini anlayan, sağlam ve tutarlı vaatlerle seçmene dokunan siyasiler hep bir adım önde olacaklar. Birileri “hamaset”le seçmeni yanına çekmeye çalışırken, birileri de “somut projeler”le seçmende karşılık arayacaklar: Bakalım, kazanan, kim olacak?..