Silifke’de Üç Temizlik
Silifke’de Üç Temizlik Meselesi: Şehrin, Bedenin, Ruhun
Bir şehirde en önemli üç şey: Kanalizasyon, hamam ve kütüphanedir. Neden mi? Çünkü kanalizasyon şehrin kirini, hamam bedenin kirini, kütüphane de ruhun kirini temizler. Peki, Silifke’de bu üç temizlikten hangisi gerçekten çalışıyor?
Silifke denince akla limon gelir, çilek gelir; yoğurdun mayası gelir. Denizden iyot, ovanın içinden kekik ve çiğ kokusu, Göksu’dan serinlik… Gelmesi gerekir. Ne yazık ki mahalle aralarında, sahil şeridinde ve Göksu kıyısında burnumuza başka bir “gerçeklik” çarpıyor: Yoğunluğu yüksek ağır, kaçamak bakışlı bir koku. Şehrin üstünü örtmeye çalıştığımız ne varsa, rüzgâr hafifleyince yeniden yüzümüze vuruyor.
Kanalizasyon: Görünmez Olması Gerekenin Göze Batışı
Bir kentte kanalizasyon hatları gündem olmamalı; tıkır tıkır işleyip unutulmalı. Bizdeyse rögar kapakları konuşuyor, nehirden ve giderlerden kokular başrolü kapıyor. Şu basit sorulara şeffaf, tarihli, ölçümlü yanıt istiyoruz:
Ana kollektör hatlarında son 5 yılda hangi iyileştirmeler yapıldı?
Yağmur-suya-kanal-atık ayrımı şehir ölçeğinde nerelerde sağlandı, nerelerde hala “aynı boruya” emanetiz?
Koku tuzakları, terfi istasyonları, arıtma giriş-çıkış değerleri kamuoyuna neden düzenli yayınlanmıyor?
“Görüntü kirlidir ama koku yoktur” diyemezsiniz; burun yalan söylemez.
Hamam: Bedeni Arındırır, Kente Estetik Katar
Hamam, sadece sıcak su değildir; bir şehir kültürüdür. Restore edilmiş bir hamam hem bedenin hem hafızanın temizliğidir. Soruyorum:
Eski hamamlarımız var mıydı? Varsa restorasyon dosyaları hangi aşamada? Yoksa hamamlar yapılması planlanıyor mu?
Eğer yoksa turizm rotasında “hamam deneyimi” neden yok? Belediyenin sosyal tesis vizyonunda “temizlik kültürü” nasıl karşılık buluyor? Sıcak suyu buhar yapamayan şehir, sorunlarını da bulut yapıp dağıtamaz.
Kütüphane: Ruhun Filtre Sistemi
Kütüphanesiz şehir, filtresiz bir motora benzer; bir süre gider, sonra tekler. Gençlerin gece de çalışabileceği, güvenli, aydınlık bir “24 saat kütüphane” neden hâlâ hayal? Bu durumu Silifke Belediyesinin çözeceğini bireyler düşünmüyorlar. Çünkü Dr. Ali Su Kütüphanesi’nde bile sorunlar varken böyle bir kütüphaneyi Mersin Büyükşehir Belediyesi’nden beklemeleri doğaldır.
Yerel tarih, denizcilik, delta ekolojisi, tarım ekonomisi üzerine özel koleksiyonlar nerede? Çocuklar için haftalık okuma saatleri, yazar buluşmaları, arşiv atölyeleri neden takvimde değil?
Okumayan şehir, kokuyu da kader sanır.
Göksu: Deltanın Nefesi, Kentin Aynası
Göksu Nehri, dünyanın en kıymetli kuş göç yollarından birinin kalbinden geçerek denize kavuşuyor. Kâğıt üzerinde korunan her değer, sahada ölçülmedikçe masal kalır. Koku, bize bir şey söylüyor: Arıtmanın pencereleri buğulanmış, denetimin gözlüğü çizilmiş, belediyenin kulağı tıkanmış.
Şimdi açık açık soralım: Atıksu arıtma tesisi günlük/aylık kapasite ve çıkış suyu değerlerini niçin gerçek zamanlı yayınlamıyor?
Yağmur sonrası “bypass” deşarjları var mı; varsa kaç kez, nerede, hangi hacimlerde gerçekleşti?
Nehir kenarında ruhsatsız bağlantılar, kaçak deşarjlar için son bir yılda kaç denetim yapıldı, kaçı cezaya dönüştü?
Koku yönetimi için aktif karbon, biyofiltrasyon, organik veya kimyasal koku giderimi gibi modern uygulamalardan hangileri devrede?
Delta kuş uçuruyor; biz ise koku uçuramıyoruz.
Yönetimlere Küçük, Şehre Büyük Öneriler
Şeffaflık Panosu: AAT giriş/çıkış değerleri, koku ölçümleri, gölgeleme haritaları belediye sitesinde günlük yayınlansın.
Koku Acil Eylem: Kritik noktalara koku bariyerleri, koku tuzaklı ızgaralar; şikâyet hattı değil, anlık sensör ağı.
Yağmur-Su Ayrımı: En riskli mahallelerden başlayarak 3 yıllık kademeli ayrıştırma programı ve ay ay ilerleme raporu.
Kültür Üçlemesi: Bir tarihi hamamın restorasyonu + 24 saat açık merkez kütüphane + Göksu temalı çocuk kütüphanesi. Aynı yıl, aynı bütçe dönemi, aynı irade.
Son Söz: “Koku” Bir Uyarı Sistemidir
Bir şehir ya temizlenir ya da bahanelerini parfümler.
Silifke, denizin tuzunu, ovanın serinliğini, limonun ferahlığını hak ediyor. Kanalizasyonu görünmez çalıştırıp, hamamında geçmişi buharlaştırıp, kütüphanesinde geleceği filtreleyen bir şehir mümkün.
Belediye yetkililerine çağrımız net: Rüzgâr dönmeden, burunlar alışmadan, kuşlar yönünü değiştirmeden… Şehrin kirini, bedenin kirini, ruhun kirini aynı yıl temizleyelim. Yoksa Silifke’yi kokusundan değil, kokusuzluğundan tanıyamadığımız günler kapıda.
