Alpyaren KARAMAN
Köşe Yazarı
Alpyaren KARAMAN
 

Sağlık Olsun! Ama Gerçekten Mi?

Sağlık Olsun! Ama Gerçekten Mi? “Sağlık olsun...” İki kelime. Ne kadar basit ne kadar köklü ve aslında ne kadar da alışılmış bir sığınak… Bir iş olmaz: “Sağlık olsun.” Hayal kurarsın, gerçekleşmez: “Sağlık olsun.” Emek verirsin, heba olur: “Sağlık olsun.” Sınavdan beklenmedik bir sonuç alırsın, haksızlığa uğrarsın, hayallerinin kapısından çevrilirsin: “Sağlık olsun.” Yani hayat elinden kayar, sen sadece başını eğip “sağlık olsun” dersin. Ama hiç düşündük mü; bu söz bizi ne kadar uyuşturuyor? Acaba gerçekten sağlığa mı odaklanıyoruz, yoksa hesap sormaktan, mücadele etmekten, sorgulamaktan mı vazgeçiyoruz bu sözün arkasına saklanarak? Çocukken duyduğumda, kulağıma bir dua gibi gelirdi. Sanki görünmeyen kötülükleri savan bir büyüydü. Ama büyüyüp hayata temas ettikçe fark ettim ki “sağlık olsun” çoğu zaman bir vazgeçişin, bir kabullenmenin şifresine dönüşmüş. Tıpkı bir tiyatro perdesi gibi... Hayat sahnesinde yaşadığı bazı olaylarda kaybedenin ağzından çıkan o son replik: “Sağlık olsun.” Bir memur, öğretmen ya da herhangi bir meslek adayı yıllarca sınava hazırlanır, iyi bir puan alır, ama torpil listesinde adı yoktur. Gençler gece gündüz çalışır. Ama gereksiz bölümlere fazla sayıda kontenjan verirler iken, işe yarar bölümlere kontenjan vermemeleri yüzünden hayallerini ertelemek zorunda kalırlar. Bu durumlar ne zaman önemsenir? İnsanlara ihtiyaç duyduğunda neden zamanında kontenjan verilmedi! Neden yeterli kadar mesleklerde çalışan yoktur! İfadeleriyle serzenişte bulunurlar. Bir işçi, emeğinin karşılığını alamaz; sigortası yapılmaz, maaşı eksik yatar. Bir girişimci, alın teriyle kurduğu işte ayakta duramaz, iflas eder, ardından “sağlık olsun” denir. Söz verip sözünde durmayanlar, hesap vermeyenler; bir özrü bile çok görür. Emeklilere yaptıkları hizmetler ve çalışmalarının karşılığında hayatının geri kalanını huzurlu yaşaması için sözler verirler… Ancak çoğu vatandaş devletimizin, hükümetimizin bir bildiği var diyerek “sağlık olsun” der. Ve biz, sistemli haksızlıkların karşısında da aynı sözle kendimizi teselli ederiz: “Sağlık olsun.” Ama öyle anlar oluyor ki insan içinden “hayır, sağlık yetmiyor!” Demek istiyor. Çünkü yıllarını vermişsin bir hayale, sabahları erken kalkmışsın, gece yarılarına kadar direnmişsin; sonra bir masa başında iki kelimeyle silinmiş emeğin. Ve sen kendine “sağlık olsun” diyerek avutuyorsun. İçin içini yese de... Belki de bu cümle, bizim kaderle olan ilişkimizi özetliyor: Ne kadar çabalarsak çabalayalım, kontrol edemediğimiz bir şeylerin varlığını kabul etmek zorundayız. Ama aynı zamanda, bu kadar kolay da affetmemeliyiz olanı biteni. Evet, sağlık en kıymetli hazinemiz olabilir. Ama bu söz, sadece bir oyalanma değil; aynı zamanda sistemin bize öğrettiği bir “sus” komutuna da dönüşmemeli. Çünkü bazen gereken, “sağlık olsun” değil, “bunun hesabı sorulmalı” demektir. Bugün artık bazı yerlerde “sağlık olsun” dememeye karar verdim. Çünkü bazen sağlıktan önce adalet gerek. Çünkü bazen sağlıktan önce emek gerek! Karşılık gerek! Hakkını aramak gerek! Çünkü bazen “sağlık olsun” demek, olanı biteni sıradanlaştırmak ve unutmaya zorlamak demek. Ve çünkü biz, sadece iyi kalmak için değil, iyi bir dünyayı inşa etmek için de yaşıyoruz. O yüzden bazen “sağlık olsun” yerine “bu böyle gitmez” demek gerek. Bazen de sessizce içinden değil, yüksek sesle söylemek gerek: “Sadece sağlık olsun yetmez, hakkım da olsun!” Çünkü geçen zamanla değil, çözülemeyen haksızlıklarla yaşlanıyoruz.  
Ekleme Tarihi: 28 Haziran 2025 -Cumartesi

Sağlık Olsun! Ama Gerçekten Mi?

Sağlık Olsun! Ama Gerçekten Mi?

“Sağlık olsun...”

İki kelime. Ne kadar basit ne kadar köklü ve aslında ne kadar da alışılmış bir sığınak…

Bir iş olmaz: “Sağlık olsun.”

Hayal kurarsın, gerçekleşmez: “Sağlık olsun.”

Emek verirsin, heba olur: “Sağlık olsun.”

Sınavdan beklenmedik bir sonuç alırsın, haksızlığa uğrarsın, hayallerinin kapısından çevrilirsin: “Sağlık olsun.”

Yani hayat elinden kayar, sen sadece başını eğip “sağlık olsun” dersin.

Ama hiç düşündük mü; bu söz bizi ne kadar uyuşturuyor?

Acaba gerçekten sağlığa mı odaklanıyoruz, yoksa hesap sormaktan, mücadele etmekten, sorgulamaktan mı vazgeçiyoruz bu sözün arkasına saklanarak?

Çocukken duyduğumda, kulağıma bir dua gibi gelirdi. Sanki görünmeyen kötülükleri savan bir büyüydü. Ama büyüyüp hayata temas ettikçe fark ettim ki “sağlık olsun” çoğu zaman bir vazgeçişin, bir kabullenmenin şifresine dönüşmüş. Tıpkı bir tiyatro perdesi gibi... Hayat sahnesinde yaşadığı bazı olaylarda kaybedenin ağzından çıkan o son replik: “Sağlık olsun.”

Bir memur, öğretmen ya da herhangi bir meslek adayı yıllarca sınava hazırlanır, iyi bir puan alır, ama torpil listesinde adı yoktur.

Gençler gece gündüz çalışır. Ama gereksiz bölümlere fazla sayıda kontenjan verirler iken, işe yarar bölümlere kontenjan vermemeleri yüzünden hayallerini ertelemek zorunda kalırlar.

Bu durumlar ne zaman önemsenir? İnsanlara ihtiyaç duyduğunda neden zamanında kontenjan verilmedi! Neden yeterli kadar mesleklerde çalışan yoktur! İfadeleriyle serzenişte bulunurlar.

Bir işçi, emeğinin karşılığını alamaz; sigortası yapılmaz, maaşı eksik yatar.

Bir girişimci, alın teriyle kurduğu işte ayakta duramaz, iflas eder, ardından “sağlık olsun” denir.

Söz verip sözünde durmayanlar, hesap vermeyenler; bir özrü bile çok görür.

Emeklilere yaptıkları hizmetler ve çalışmalarının karşılığında hayatının geri kalanını huzurlu yaşaması için sözler verirler… Ancak çoğu vatandaş devletimizin, hükümetimizin bir bildiği var diyerek “sağlık olsun” der.

Ve biz, sistemli haksızlıkların karşısında da aynı sözle kendimizi teselli ederiz: “Sağlık olsun.”

Ama öyle anlar oluyor ki insan içinden “hayır, sağlık yetmiyor!” Demek istiyor. Çünkü yıllarını vermişsin bir hayale, sabahları erken kalkmışsın, gece yarılarına kadar direnmişsin; sonra bir masa başında iki kelimeyle silinmiş emeğin. Ve sen kendine “sağlık olsun” diyerek avutuyorsun. İçin içini yese de...

Belki de bu cümle, bizim kaderle olan ilişkimizi özetliyor:

Ne kadar çabalarsak çabalayalım, kontrol edemediğimiz bir şeylerin varlığını kabul etmek zorundayız.

Ama aynı zamanda, bu kadar kolay da affetmemeliyiz olanı biteni.

Evet, sağlık en kıymetli hazinemiz olabilir. Ama bu söz, sadece bir oyalanma değil; aynı zamanda sistemin bize öğrettiği bir “sus” komutuna da dönüşmemeli. Çünkü bazen gereken, “sağlık olsun” değil, “bunun hesabı sorulmalı” demektir.

Bugün artık bazı yerlerde “sağlık olsun” dememeye karar verdim.

Çünkü bazen sağlıktan önce adalet gerek.

Çünkü bazen sağlıktan önce emek gerek! Karşılık gerek! Hakkını aramak gerek!

Çünkü bazen “sağlık olsun” demek, olanı biteni sıradanlaştırmak ve unutmaya zorlamak demek.

Ve çünkü biz, sadece iyi kalmak için değil, iyi bir dünyayı inşa etmek için de yaşıyoruz.

O yüzden bazen “sağlık olsun” yerine “bu böyle gitmez” demek gerek.

Bazen de sessizce içinden değil, yüksek sesle söylemek gerek: “Sadece sağlık olsun yetmez, hakkım da olsun!” Çünkü geçen zamanla değil, çözülemeyen haksızlıklarla yaşlanıyoruz.

 


Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Lerzan Özgenç
(28.06.2025 14:59 - #2304)
Gerçekten sağlık olsun hepimizin ihtiyacı...
Alpyaren KARAMAN Kesinlikle öyle, saygılarımla hocam.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Alper
(28.06.2025 16:06 - #2305)
"Sağlık olsun" gibi, şu sözlere de alıştık "kısmet değilmiş" veya "nasip değilmiş" gibi. Çok güzel yazı olmuş elinize sağlık
Alpyaren KARAMAN Eklediğiniz sözcüklerde çok kullanılmaktadır. Teşekkür ederim Alper Bey.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
https://jazziraes.com/ https://bramblesva.com/ https://seattledogresort.com/ https://bestlifecoachcollective.com/