Mersin Adı Nereden Geliyor?
Mersin, tarihi derinlikleriyle ve geçmişten günümüze taşınan kültürel mirasıyla, adının kökeni kadar ilgi çekici bir şehir olarak varlığını sürdürmeye devam ediyor.
***
Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Mersin, antik dönemde "Zephyrium" adıyla anılmış, Asurlular tarafından "Chilakka" olarak kaydedilmiştir. Osmanlı döneminde de önemli bir liman kenti olarak gelişmiştir.
Mersin adının kökeni üzerine farklı görüşler bulunsa da en yaygın iki açıklama dikkat çekiyor. İlk görüş, ismin Akdeniz iklimine özgü, hoş kokulu bir bitki olan Mersin ağacından geldiğini savunuyor. Diğer görüş ise bölgeye yerleşen Mersinoğlu Türkmen aşiretine dayandığını ileri sürüyor.
Evliya Çelebi, XVII. yüzyılda bölgeye yaptığı seyahatte Mersinoğlu adlı yetmiş haneli bir Türkmen köyüne misafir olduğunu belirtmiş ve şehrin adının bu topluluktan gelebileceğini ifade etmiştir. Osman Yalçın da bu görüşe benzer şekilde, Mersin’in adının Türkistan’dan göç eden “Mersinli” adlı bir Türk aşiretine dayandığını savunmaktadır.
Bölgeye dair farklı kaynaklar, Mersin isminin kökeni hakkında çeşitli tezler öne sürse de tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bu kentin isminin, Türkmen aşiretleriyle bağlantılı olması en güçlü ihtimaller arasında görülmektedir.
Mustafa Kemal Atatürk ise 1938’de Mersin’e yaptığı son ziyaretinde bu konuyu gündeme getirmiştir. Belediye başkanının Yunan denizcilerle ilgili verdiği açıklamayı yeterli bulmayan Atatürk, Mersin’in adının Türklerin tarihî izleriyle bağlantılı olabileceğini dile getirmiştir. Orta Asya'dan gelen Türk boylarının, yerleştikleri bölgelere kendi adlarını verdiklerini ve Mersinoğulları’nın da bu bölgeye adını bırakmış olabileceğini ifade etmiştir.
Mersin’in geçmişi sanıldığından çok daha eskiye dayanıyor. Mustafa Kemal Atatürk; şehrin yalnızca yüz yıllık bir kasaba olmadığını, belki de dört bin yıldır var olan bir yerleşim yeri olabileceğini ifade etmiştir. Depremler ve doğal afetler nedeniyle birçok tarihi kalıntının toprak altında kalmış olabileceğine dikkat çeken Atatürk, Mersin’in derin bir tarihi geçmişe sahip olduğunun altını çizmiştir.
Gerçekten de arkeolojik buluntular, Mersin’in antik çağlardan itibaren önemli bir liman ve ticaret merkezi olduğunu göstermektedir. Bugün gün yüzüne çıkarılan kalıntılar, şehrin tarih sahnesindeki köklü yerini kanıtlamaktadır.
KAYNAKÇA
- RESMİ YAYINLAR VE TUTANAKLAR
1929 Türkiye Salnamesi
- SÜRELİ YAYINLAR
- Dergiler
Kuvayi Milli Dergisi
- ANSİKLOPEDİLER
Yurt Ansiklopedisi
- KİTAPLAR
- Hatıralar
Evliya Çelebi Seyahatnamesi, IX, İstanbul, 1935.
- Araştırma Eserler
BOZKURT, İbrahim, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Mersin Tarihi (1847-1928) Mersin, 2012.
GARSTANG, John, Mersin Kazısı, Ankara, 1947.
V. Langolis, Eski Kilikya, Çeviren M. Rahmi Balaban, Mersin, 1947.
Türkiye İstatistik Kurumu, Seçilmiş Göstergelerle Mersin, Ankara, 2014.
YALÇIN, Osman, Mersin, İstanbul, 1960.
- Lisansüstü Tezler
- Yüksek Lisans Tezleri
BAKIR, Ahmet, 1261 (1845 m.) Tarihli ve 09656 Numaralı Temettuat Defterine Göre Mersin Sancağı Anamur Kazasına Bağlı Teniste, Kara Ağa, Kara Kilise, Tenzile, Kara Çukur, Bodurum, Sarı Adana, Ucarı, Melleç, Kızıl Alili, Nasrettin ve Kalın Viran Köylerinin Sosyal ve Ekonomik Yapısı, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yüksek Lisans Tezi Danışman: Yrd. Doç. Dr. Hacı Murat Arabacı), Kütahya, 2017.
BOZKURT, İbrahim, Salnamelerde Mersin, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yüksek Lisans Tezi, Danışman: Doç. Dr. Fevzi Demir), Mersin, 2001.
KONCAK, Meryem, İnsan mekân perspektifinde Mersin Nusayrileri, Marmara Üniversitesi Orta Doğu ve İslam Ülkeleri Araştırmaları Enstitüsü (Yüksek Lisans Tezi, Danışman: Prof. Dr. Hamza Akengin), İstanbul, 2017.
- MAKALELER
OKUMUŞ, Ejder, “Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde Mersin”, TYB Akademi, I/2, (Mayıs-2011), s.79-112.
TOROĞLU, Mithat, "Hatıra ve menkabelerile ATATÜRK:96 «MERSİN» adı üzerinde bir tartışma”, Kuvayi Milliye, IX/101, (Ocak-1969), s.4-5.
YAZARSIZ, “İçel”, Yurt Ansiklopedisi, V, İstanbul, 1982.
