Hint Kast Sistemi, Türkiye’ye mi Geliyor?
Modern toplumlar sınıf geçişini teşvik ederken, binlerce yıllık sabit kimlikli sistemlerin hâlen yaşadığını görmek ve bunu tartışmak, yalnızca kafa yormak için değil, aynı zamanda geleceğe dair bir uyarı niteliğindedir. Hindistan'daki kast sistemi, bu bağlamda en çarpıcı örnektir. Fakat bugün asıl mesele, bu sistemin bizden çok uzakta bir coğrafyada yaşayıp yaşamadığı değil, Türkiye gibi sosyolojik olarak dinamik bir ülkede bu modele benzer yapısal sertleşmelerin izlerine rastlayıp rastlamadığımızdır.
Kast Nedir, Biz Neredeyiz?
Hint kast sistemi; doğumla belirlenen, değiştirilemez toplumsal tabakalara dayanan, bireyin mesleğini, evleneceği kişiyi, hatta yaşayacağı mahalleyi bile tayin eden bir hiyerarşi düzenidir. Bu sistemde özgürlük değil, aidiyet kutsaldır. Peki Türkiye?
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi; kuldan bireye, tebaadan yurttaşa geçişi esas almıştır. Lakin son yıllarda eğitimde, istihdamda, sosyal statüde hatta sosyal medyada bile gözle görülür bir ayrışma, sınıfsal katılaşma ve kim kimdendir? Sorusunun artan derecede gündem olması; bir kastlaşma tehlikesini zihinsel anlamda çağrıştırmaktadır.
Yeni Zümreler, Eski Kalıplar
Bugün Türkiye’de; doğduğun semt, okuduğun lise, konuştuğun aksan, hatta taktığın saat bile bir sembolik sınıf göstergesi hâline geldi. Bu, doğrudan kast sistemi değildir ama kültürel kastlaşma riskidir. Yani doğuştan gelme ayrıcalık olmasa bile inşa edilmiş üstünlük algısı güçlenmektedir. En tehlikelisi de bu yapıların normalleşmesi, şaka ve sloganlara bile sızmasıdır:
“Bizim çevreden değilse, işi zor…”
“Sen hangi lisedensin?”
“Onlar bizim semtten değil.”
“O, bizden biri değil.”
Bu cümleler birer elitist bakış değil midir? Ve farkında olmadan bireyi değil aidiyeti yücelten, liyakati değil sadakati esas alan bir sosyolojik duvar örülmüyor mu?
Piyasa Toplumunda Yeni Kastlar
Bir zamanlar aristokratlara mahsus olan kan bağı, günümüzde yerini network bağına bırakmıştır. Hindistan’da Brahman olmak yetiyordu, Türkiye’de doğru mekteplerden mezun olmak. Bu benzerlik, formel değil; fakat zihinseldir. Sınavlarla eşitlik vadeden sistemlerin arka planında, özel kurslar, referans zincirleri ve bizim çocuklar söylemleriyle ayrımcılığın filizlendiği bir dönem yaşıyoruz.
Dikkat: Kast Sistemi Gelmiyor, Zaten İçimizde
Kast sistemi dışarıdan ithal edilen bir model değil. O, bireysel konfor alanlarımızda mayalanır; ayrımcı dili sıradanlaştırdığımızda, biz ve onlar kutuplarına gönüllü olarak sığındığımızda büyür. Türkiye’de sosyolojik kastlar, ekonomik, kültürel ve siyasal ayrışmalarla besleniyor. Bu da eşitsizlikleri doğalmış gibi kabullenen bir zihniyet yaratıyor.
Liyakat, Yeni Neslin Nefesidir
Türkiye’nin geleceği, yalnızca ekonomik büyüme ya da teknolojik atılımla değil; fırsat eşitliği, sosyal adalet ve liyakat ilkesinin yeniden kutsanmasıyla şekillenecektir. Eğer bir toplumda çocuklar, sadece doğdukları aileden değil; kurdukları hayallerden dolayı yükselebiliyorsa orada umut vardır. Aksi hâlde kast dışarıdan gelmez, içimizde filizlenir.
"Doğduğun yer kaderin olmamalı; çaban, yönünü belirlemeli."
