Basının Nabzı
Bir toplumda bilginin kök salıp dallanmasının en hızlı yolu basından geçer. Çünkü bir milletin gerçeklere dayalı ortak ülküleri dönemin aynası olan basında gizlidir. İyi bir okuyucu ve devletini düşünen birey manşetlerde ve satır aralarında detayları görebilir.
Fikir adamlarının dolaştığı, tartıştığı, ürettiği meydan tam da burasıdır. Faziletlerimiz, zaaflarımız, umutlarımız hepsi önce gazeteye, dergiye, ekranlara yansır.
Düşünün: Basın diye bir şey hiç olmamış olsaydı, bugün aklımıza hayret veren bilimsel sıçramaları, teknolojik buluşları, medeniyetin sanayide aldığı yolu değil, belki sadece başlangıç kıvılcımlarını görebilirdik. Zira bilgi atölyesinin kapısını aralayan, yerel bölgedeki alınan ödüller, projeler, doğa ve gerçeğin içindeki faydalı cevheri gün yüzüne çıkaran, önce sözü ve düşünceyi dolaşıma hazırlayan yine basındır. Basının olmadığı yerde hareket de olmaz! İşe başlamak bir niyet cümlesinden öteye gidemez. Bu yüzden basın, yalnızca haber taşıyan bir vasıta değil; milletin kurtuluşuna ışık tutan bir rehber, memleketin imarına uzanan köprüdür. Tabi bu köprüyü objektif bakış açısıyla değerlendirmek gerekir. Eğer takım tutar gibi basın araçları kullanılırsa o zaman durum vahim sonuçlar verebilir.
Bugün önümüzde yeni bir eşik var. Ülkenin ilerlemesini, ekonominin ritmini, toplumsal hayatın nabzını ve kültür-medeniyet çarklarını çevirecek olan, o çarklara yağ olacak olan gençliktir. Genç kuşak, memlekete karşı medeni ve vatani sorumluluklarının farkında olarak sahneye çıkıyor. Ancak bazı temel bilgilerini göz ardı etmektedir. Bilgiye erişen, üreten, sorgulayan bir enerjiyle devam etmeleri için önce bunları tekrardan kavramaları lazımdır. Basının görevi de burada yeniden beliriyor: Gençliğin sesini büyütmek, güzel davranışları öğretmek, fikri emeği görünür kılmak, ortak aklın izini devlet çıkarları ön planda sürerek ilerlemelidir.
Kısacası; iyi bir basın, iyi bir gelecek tasarımıdır. Ne kadar basın dünyanın dördüncü kuvveti olarak bilinse de dünyanın en güçlü haline de gelme ihtimali yüksektir. Fikir dünyasını diri tutan her sütun, yarının fabrikasını, laboratuvarını, atölyesini bugünden kurar. Biz köşemizde tam da bunun için varız: Sözün hakkını verelim ki işin bereketi artsın; gerçeğin izini sürelim ki memleket yürüsün.
