Anne ile Oğul Arasında
Oğul: Anneciğim, bugün gazetede daha önce hiç karşılaşmadığım bazı kelimelere rastladım. Ne anlama geldiklerini anlayamadım. Bana anlatır mısın?
Anne: (Gülümseyerek) Elbette yavrum. Söyle bakalım, hangi kelimeler onlar?
Oğul: Birincisi “hürriyet”; ne demek bu?
Anne: Hürriyet; canım evladım, insanın kendi iradesiyle karar verebilmesi demektir. Fakat bu, “herkes dilediğini yapabilir” anlamına gelmez. Gerçek özgürlük, başkalarının hakkına, onuruna, malına ya da huzuruna zarar vermemek şartıyla yaşanır.
Oğul: Ama anneciğim, böyle olursa işler karışmaz mı? Arslan her gün benim bilyelerimi alıyor. Bende kadıya söylemeye utanıyorum. Şimdi bu hürriyet mi oluyor?
Anne: Hayır yavrum, işte tam da bu yüzden hürriyetin sınırları vardır. Herkes kendi davranışlarında özgürdür ama bu davranışlar bir başkasının hakkını çiğnerse, işte orada hürriyet biter. Özgürlük, sorumlulukla anlam kazanır.
Oğul: Peki ama anneciğim, bazı çocuklar okul dışında alkol içiyor. Hür oldukları için, şimdi evde de babalarının yanında içebilirler mi?
Anne: Hayır sevgili yavrum! Hürriyet, ahlaklı ve dürüst insanlar içindir. Toplumun genel görgü kurallarına aykırı olan davranışlar hürriyet değil, terbiyesizlik olur.
Oğul: Toplumun görgü kuralları ne demek oluyor anne?
Anne: Yani insanlar arasında karşılıklı saygı ve görev bilinci... Küçükler büyüklere saygı gösterir, büyükler de küçüklere sevgiyle yaklaşır. Toplumun uyum içinde yaşamasını sağlayan davranışlara biz görgü kuralları deriz.
Oğul: Şimdi anladım ama bir soru daha sormak istiyorum. Madem ben hürüm, o zaman okula gitmeyebilir miyim?
Anne: Olmaz güzel çocuğum! Hürriyet, görevlerini yerine getirdikten sonra anlam kazanır. Her bireyin toplum içinde bir sorumluluğu vardır. Senin görevin de okumak ve öğrenmektir. Kanunlar herkese birer görev verir ve bu görevler ciddiyetle yapılmalıdır. Ancak görevini hakkıyla yerine getiren kişi, gerçek anlamda hür olabilir.
Oğul: Anladım anneciğim. Şimdi ikinci kelimeyi sormak istiyorum: “Müsavat” ne demek?
Anne: Müsavat, yani eşitlik; herkesin kanun önünde aynı haklara sahip olması demektir. Kimse, makamı, soyu ya da malıyla ayrıcalıklı sayılmaz.
Oğul: Bu nasıl olur anne? Ben kadıyla bir miyim? Ona saygı göstermemeli miyim?
Anne: Elbette saygı göstermelisin canım. Eşitlik, terbiyede, görevde, konuşma biçiminde herkesin aynı olacağı anlamına gelmez. Herkesin yeri, yaşı ve konumu bellidir. Ancak adalet karşısında herkes birdir. Yani sen kadının çocuğuyla tartışsan, kadı yalnızca kendi çocuğunu savunamaz; ikinize de eşit davranmak zorundadır. Aynı şekilde, sıradan bir vatandaşın da mahkemede bir paşa kadar hakkı vardır. Adalet, hatıra ya da güce bakmaz.
Oğul: Bu çok güzelmiş anne! Yani artık okulda: “Benim babam kadı, seni sürdürür” gibi tehditler olmayacak, değil mi?
Anne: Aynen öyle yavrum. Herkes hakkıyla değerlendirilecek. Ne üstünlük ne de aşağılık… Sadece insan olmak yeterli olacak.
Oğul: Şimdi son kelimeyi sorabilir miyim anne? “Vatan” ne demek?
Anne: Vatan, yavrum… Üzerinde yürüdüğümüz, nefes aldığımız toprak; bize sebzesini, meyvesini sunan bereketli yeryüzüdür. Vatan; sütünü içtiğimiz, yününü örttüğümüz koyunları, kuzuları, inekleriyle bizi doyuran ana ocağıdır. Topraktır, bayraktır, ezandır. Ve en önemlisi: biziz, sensin, benim… Birlikte yaşadığımız her şeydir vatan.
