TEMMUZDA DİNLENESİ TÜRKÜ
En sıcak, en yakıcı aylardan temmuzun içindeyiz. Türkiye’nin her tarafından “yanıyoruz, kavruluyoruz” türünden haberler geliyor. Uzmanlar da sık sık özellikle öğle sıcaklarında evden çıkılmaması konusunda uyarılarda bulunuyorlar.
Oysa ben her temmuz en az birkaç kez âşina olduğum o güzelim, o sımsıcak türküyü yine dinleyip, anlamını içime sindirmek gibi tatlı bir telâşın içindeyim;
Altın hızma mülâyim
Seni Haktan dileyim
Yaz günü temmuzda
Sen terle ben sileyim
TRT repertuarında Abdurrahman Kızılay’dan alındığı, Nida Tüfekçi tarafından 1970 yılında derlenip notalandığı kaydedilen bu Kerkük türküsünde en çok sevdiğim ve şiirsel bulduğum kısım ise “Yaz günü temmuzda/Sen terle ben sileyim.” dizeleri…
Terin Silindiği Yerden…
İnsana “bu ne sevgi ah!” dedirten bu oldukça romantik dizelerde seven sevdiğinin terini baharda veya kışta değil en sıcak ayda, temmuzda silmek istemekte, bu terlemenin ve yakınlaşmanın hiç bitmemesini arzulamaktadır. Üstelik terin silindiği yer ve zamandan, türkünün yanı sıra bir de şiir çıkma ihtimali ne kadar da yüksektir.
Sevdiği kendisine çok yakışan altın hızma taktığına göre teri silmek isteyen erkektir. Üstelik bu hassas erkek, yârini bir sebeple incittiği için çok üzgündür ve dilinin “lâl” olmasına bile razıdır. Oysa asıl incitici davranış, yâri sabaha kadar terlese bile silmeye yani sevdiğinin her haline razı olan bu sadık âşığı bile isteye üzmek olmalıdır.
Türk Sinemasının en çok sevilen filmlerinden “Selvi Boylum, Al Yazmalım” filminin finalinde geçen unutulmaz “sevgi emekti” repliği bu dizelerdeki mesajla da örtüşmektedir. Âşık burada “Sen yorul, ben rahat ettireyim” mesajını da vererek, aşkın yalnızca tutkudan ibaret olmadığını; sabır, özveri, ilgi ve emeği de gerektirdiğini hatırlatmaktadır. Yani sevgilisinin sadece güzelliklerini, sefasını değil cefasını, zahmetlerini de kabullenmeye razıdır.
“Türk’ü Gördüm, Şâd Oldum”
İçeriği romantik olsa da yöresi itibarıyla insanı derde, düşüncelere, hüzne salan bu türküyü bence en güzel icra edenler Abdurrahman Kızılay, Aysun Gültekin ve Ahmet Tuzlu… Arasında bir uzun hava söylendiğinde ise türkü daha etkileyici bir hale gelmekte.
İnsana “gün gördüm, günler gördüm ama böyle türkü görmedim” dedirten bu eserin “seni gördüm, şâd oldum” şeklindeki dizesi, 12 Eylül öncesi gerçekleştirilen milliyetçi gecelerde “Türk’ü gördüm, şâd oldum” şeklinde değiştirilerek okunurdu.
“Altın Hızma Mülayim” türküsünü her duyduğumda, kendimi hiç görmediğim Irak Türkmeneli’ndeki bir mecliste, gök bayrağın altında mazlum soydaşlarımızla sohbet edip hoyrat, türkü söylerken bulurum.
Altın hızma mülâyim
Seni Haktan dileyim
Yaz günü temmuzda
Sen terle ben sileyim
Gün gördüm, günler gördüm
Seni gördüm şâd oldum
Altın hızma incidir
Gömleği narıncıdır
Benim lâl olmuş dilim
Ne dedi yâr incidir
Gün gördüm, günler gördüm
Seni gördüm şâd oldum
