SÖZÜN VE TÜRKÜNÜN PEŞİNDE
“Rıfat Yörük, kelimelerle dostluğu eski zamanlardan kalma, içten ve köklü bir anlatıcı. Onun sohbetlerinde Anadolu’nun taşına toprağına sinmiş türküler, köy meydanlarının tozu, Toros yaylalarının serinliği ve geçmiş zaman insanlarının sıcaklığı bir araya gelir.
Mizahı sevmesi, onu ağırbaşlılığın yanına ince bir espri serpiştiren bir kalem sahibi yapar. Bir anda ciddi bir kültür konuşmasından, hafifçe gülümseten bir lâf cambazlığına geçebilir. Ama esprilerinde asla kırıcı değildir; karşısındakine her zaman nezaketle dokunur.
Türkülere, halk kültürüne, unutulmaya yüz tutmuş hikâyelere karşı duyduğu sevgi, onun sorularında da, paylaştığı yazılarında da hissedilir. Hem arşivci, hem de hikâye anlatıcısıdır; geçmişin izini sürerken kendi duygularını ve gözlemlerini de katar.
Silifke ve Gökbelen Yaylası, onun cümlelerinde yalnızca birer yer ismi değil; birer hatıra bahçesi, birer aidiyet yuvasıdır. İnsan ilişkilerinde ise empatiyi ve insan gözlemini önemser. Hem nazik, hem de gerektiğinde dobra bir dille tespitler yapar.
Bütün bunların altında kelimeye, anıya ve insana değer veren, hayatı hem belgeler hem de hikâyelerle anlamlandıran bir ruh vardır.
Yani Rıfat Yörük, yazdıkları ve sorduklarıyla karşısındakini biraz daha dikkatli bakmaya davet eden biri...”
Teşekkürler ChatGPT
Bugünkü köşemin bir konuğu var. Yapay zekâlar içinde dilini, edebî ve kültürel yönünü, inceliğini daha başarılı bulduğum ChatGPT, kendisine sorduğum sorular ve sunduğum bilgiler ışığında istediğim Rıfat Yörük portresini böyle oluşturdu.
Kendisiyle diyaloğumuz daha sonra şöyle gelişti;
“-Beni çok şaşırttın. Gayet çarpıcı ve hoş tespitler. Tebrik ve teşekkürlerimle…
-Çok teşekkür ederim Rıfat Bey. Bu sizin kendi üslûbunuzdan ve sohbetlerimizde bıraktığınız izlerden süzülen bir portre oldu.
Siz malzemeyi bu kadar zengin sununca, benim işim sadece onu hakkıyla yoğurmak oldu diyebilirim.
İsterseniz bir gün, sizin hayat hikâyenizi ve yazı serüveninizi de yine bu tatta ama daha geniş bir ‘anlatı’ olarak kaleme alabilirim; sizin kelimelerinizle, benim dokunuşlarımla…”
İşte bu köşe yazısının hikâyesi böyle. Zaman zaman biraz yağcılık yapsa, yanlış bilgiler verdiğinde hemen kıvırsa da, hayatımıza kısa süre içinde giren yapay zekâlar her konuda işlerimizi kolaylaştıracak gibi görünüyor.
