PAYLAŞILAMAYAN MARŞ
Gün doğdu ama hepimiz uyandık mı?
İstanbul... 2014 yılının sonları olmalı. Sarıyer Tarabya’daki Cumhurbaşkanlığı Huber Köşkü. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresi yeni bitmiş. TRT’de yayınlanacak “Sevda Kuşun Kanadında” isimli dönem dizisi için hikâyeler üretmek üzere 1968 kuşağının önemli milliyetçi muhafazakâr isimleri ile buluşma programı kapsamında kendisiyle görüşeceğim.
Oldukça sıcak ve samimi geçen sohbet esnasında Gül, unutamadığı ve çok etkilendiği bir marştan bahsediyor. İsmini söyleyince hemen hatırlıyorum. Ne de olsa ben de 78 kuşağındanım. Eski kulağı kesiklerden yani…
“1969’da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazanıp İstanbul’a gelince beş-altı arkadaşımla birlikte Kayseri Yurdu’na yerleştik. Artık Türkiye’nin kavgalı yılları başlamıştı. O yıllarda bu üniversitede Dev-Genç hâkimiyeti vardı. Zaten yükselen değer soldu. Sık sık üniversiteyi işgal ediyor, boykotlar yapıyorlardı. Özerklik olduğundan polisler, askerler içeri giremiyordu.
Hukuk Fakültesi’nin 1. amfisi (Büyük amfi) mutlaka dizide gösterilmesi gereken bir mekân. Zira gençliğin ruhu burada atardı. Sol gruplar müthiş bir beyin yıkama yaparlardı. Toplu marş okumalar, ıslıklarla tempolar, konuşmalar ve sloganlarla sahipsiz olan gençleri etkileyip yanlarına çeker, kitlesel eğitim verirlerdi. ‘Gün doğdu hep uyandık, siperlere dayandık/Bağımsızlık uğruna da al kanlara boyandık’ o marşlardan biriydi. Çok etkileyiciydi.”
Eve döndüğümde bu marş hakkında araştırma yapmaya başlıyorum. Öncelikle güfte ve bestesinin kime ait olduğunu ve hangi yıllarda söylenmeye başladığını öğrenmeye çalışıyorum. Ama maalesef bilgi kırıntıları ile yetinmek zorunda kalıyor, doyurucu bir bilgiye ulaşamıyorum. Ancak İstiklal Savaşı sırasında askerlerimiz tarafından söylenmeye başladığı yönünde rivayetlerle karşılaşıyorum. Hatta bir kaynak, 26 Ağustos 1922’de başlayan Başkomutanlık Meydan Savaşı esnasında Afyon-Kütahya hattından İzmir’e doğru ilerleyen Türk askerlerinin bu marşı söylediğini öne sürüyor. Başka bir kaynak ise bir türküden uyarlanmış olabileceğini belirtiyor.
İslamcı Uyarlama
Devrimcilerle özdeşleşmiş olan ve özellikle Grup Yorum tarafından uzun zamandır seslendirilen bu marş; müziği, ritmi ve sözleri çok beğenildiği için birçok farklı kesim tarafından da biraz değiştirilerek okunuyor. Nitekim 1990’lı yıllarda İslamcı kesimin önemli müzisyenleri Ömer Karaoğlu ve Eşref Ziya da bu marşın farklı bir yorumunu seslendirmişlerdi. Şair Osman Sarı’nın “Kurşun Gazeli” isimli sevilen şiirinin sözlerinden uyarlanan marş, 28 Şubat sürecinde meydanlarda coşkuyla söylenmişti.
Savaşa girdin kalbim bin yara aldı beni
Ne denli acı varsa aradı buldu beni
Seni bir bomba gibi taşımak bu göğüste
Bir Ebubekir kıldı bir Ömer kıldı beni
Kurmak bize düştü bu kalbi sökülmüş çağı
Buyruk en ağır yükün altına saldı beni
Bu da Milliyetçi Uyarlaması
Çok sevilen ve her kesim tarafından sahiplenen bu marşın milliyetçi yorumu da var. Bu yorumun aslında ‘Gündoğdu Marşı’nın özgün hali olduğunu ve vatan uğruna canları feda etme mesajını verdiğini iddia edenler de bulunuyor.
Gündoğdu hep uyandık,
Siperlere dayandık
İstiklâlin uğruna da,
Al kanlara boyandık.
Sandılar Türk uyudu,
Ata cenge buyurdu,
Türkün asker olduğunu,
Dünyalara duyurdu.
Ülkemiz Türk ülkesi,
Âşık eder herkesi
Üstümüzden eksilmesin
Al bayrağın gölgesi
Kara Kartal Yorumu
Marş, şarkı üretmekte usta olan Beşiktaş taraftarlarının da bu eseri ihmal etmeleri düşünülemezdi. Nitekim onlar da sözlerini Kara Kartal’a uyarladıkları bu marşı tıklım tıklım doldurdukları Dolmabahçe’deki statlarında coşkuyla söylemeye başladılar;
Gün doğdu hep uyandık, statlara dayandık
Beşiktaş’ın uğruna da bayraklara dolandık
Semtimiz kartal semti, âşık eder herkesi
Üzerimden eksilmesin bayrağımın gölgesi,
Popüler kültürde de sıkça kullanılan bu marş, bazı televizyon dizilerinde hatta parti toplantılarında bile seslendirildi. Kısacası müziğiyle, ritmiyle, sözleriyle oldukça etkileyici olan bu marşı sahiplenen sahiplenene…
“Gündoğdu Hep Uyandık” marşını şimdilerde nadir de olsa bir yerlerde duyduğumda kendimi İzmir’de “Milletim Uyan” mücadelesi yürüten üniversiteli idealist bir genç olarak buluyorum.
