ITRÎ’YE BAYRAM İHANETİ
Yaklaşık dört yıl önce memleketim Silifke’ye yerleşmemden dolayı çok mutluyum. Nitekim zaman zaman “niçin bu kadar geç kaldım?” diye hayıflandığım da oluyor.
Ancak dinî bayramlarda bu mutluluğuma gölge düşüren bir hâdise var: Bayram namazlarında Itrî’ye âdetâ ihanet ederek mezarında kemiklerini sızlatmamız… Onun muhteşem “Saltanatlı Tekbîr”ini hep bir ağızdan katlederek, içinden çıkılmaz, anlaşılmaz, ruhsuz ve duygusuz bir hale getirmemiz…
Ünlü şairimiz Yahya Kemal Beyatlı “Süleymaniye’de Bayram Sabahı” isimli meşhur şiirinde “Büyük Allah’ı anarken bir ağızdan herkes/Nice bin dalgalı Tekbîr oluyor tek bir ses” mısralarıyla, Buhûrîzâde Mustafa Itrî’nin bu muhteşem segâh bestesinin gönüllerde nasıl bir ortak bayram sevinci oluşturduğunu anlatır. Nitekim ben de başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerimizin camilerinde kıldığım bayram namazlarından ayrı bir haz alıyorum. Özellikle “Tekbir”in makam ve usulüne uygun olarak hep bir ağızdan okunmaya başladığı anlarda bayram sevincim doruk noktasına ulaşıyor.
Peki, Silifke’de bayram sevincini niçin doyasıya yaşayamıyorum? Öncelikle bazı imam ve müezzinlerimizin bence bu çok önemli konuya yeterince eğilmediklerini, fahrî müezzinlere bayram öncesi bu eseri tekrar tekrar dinletip, olayın önemini anlatmadıklarını düşünüyorum. Bu yüzden namaz sonrası imamlar hutbeye çıkarken müezzin mahfilinden gelen seslerin hızlı ve âhenksiz olduğunu, cemaatin de bu usulsüzlüğe uymasıyla maalesef bir kakofoni oluştuğunu görüyorum.
En son bu bayram namazında bir yayla camiinde karşılaştığım kötü tablonun artık ortadan kaldırılarak, muhteşem “Tekbîr”in aslına ve amacına uygun olarak okunup gönüllerde bayram sevincinin tam olarak yaşanmasını hayal ve ümit ediyorum.
Bu vesileyle Silifke Müftülüğümüzü göreve çağırıyor, müzik eğitimi almış değerli imamlarımızın ya da öğretmenlerimizin öncülüğünde, bayramlardan önce “Lâyıkıyla Tekbîr Okuma Kursları” açılarak bir bilinç kazandırılmasını canı gönülden arzu ediyorum.
Gelin; sözleri tevhid ruhunu kalplerimizde bayraklaştıran, bestesi ise gönül tellerimizi titreten bu muhteşem eseri aslına ve ruhuna uygun olarak hep beraber söyleyelim;
“Allahu ekber, Allahu ekber
Lâ ilâhe illallahu vallâhu ekber
Allahu ekber ve lillâhi’l hamd”
“Allah en yücedir, Allah en yücedir.
Ondan başka ilâh yoktur, o Allah en yücedir.
Allah en yücedir ve şükür sadece onadır.”