HİCRAN YARASI
Bir yazımda “hicranlı türküler”i anlatmıştım. Oysa hicranın âlâsı Türk Sanat Musikisinde köşe başlarını tutmuş durumda. Öyleyse gelin, şimdi de yüreğimizi yakan bu “hicranlı şarkılar”ı konu edinelim.
Türk Dil Kurumu sözlüğü “hicran” kelimesini “1-Bir yerden veya bir kimseden ayrılma, ayrılık. 2-Ayrılığın neden olduğu onulmaz acı.” olarak açıklar. İşte bu onulmaz acı şarkılar kadar şiirlere de konu olmuştur.
Hicran Yaşları
Nitekim Orhan Veli, Şekip Ayhan Özışık tarafından hicaz makamında bestelenen “İstanbul Türküsü” isimli şiirinde “Başıma da konuyor konuyor aman martı kuşları/Gözlerimden boşalır hicran yaşları” derken siz o hicran yarasını ta yüreğinizde hissedersiniz.
Türk Sanat Musikisinde içinde “hicran” kelimesi geçen onlarca şarkı var. Ama en aşina olduklarımız “Hicran Olacaksa Bu Aşkın Sonu”, “Hicran Yine Hicran mı Bu Aşkın Sonu Söyle”, “Bende Hicran Yarasından da Derin Bir Yara Var” ve “Bende Hicran Yarası, Bende Bitmez Çileler” (Aynı Çatı Altında/Yıllar Yorgun Ben Yorgun) isimli eserler…
En Çok Canımızı Acıtan Şarkı
Ama güfte ve bestesi Zeki Müren’e ait olan nihavend makamındaki o unutulmaz eser herhalde canımızı en çok acıtan “hicran” şarkısıdır. Belki de birçok anne ve baba bu unutulmaz besteden etkilenerek kızlarına “Yasemen” adını vermişlerdir;
“Bir demet yasemen
Aşkımın tek hatırası
Bitmiyor ayrılık
Dinmiyor gönlümün
Hicran yarası
Ağlasam, inlesem
Silinmez bahtımın karası
Bitmiyor ayrılık
Dinmiyor gönlümün
Hicran yarası”