Rıfat YÖRÜK
Köşe Yazarı
Rıfat YÖRÜK
 

Hayat kurtaran “önemli günler” listem

Hayat kurtaran “önemli günler” listem                         Meşhur 68 kuşağına yetişemesem de hiç olmazsa 78’liyim. Biz de az çekmedik hani! Devrimci Halk Mahkemesinde yargılanmam mı,  okuduğum gazete yüzünden mahallede sosyalist bir grup tarafından sorguya çekilmem mi, arkadaşlarımın saldırıya uğraması mı,  her sabah evden helâlleşerek çıkmam mı?             30 Mart 1980, İzmir. Bugün biraz geç kalkmıştım. Zira fakültedeki derslerim öğleden sonra başlayacaktı. Okuduğum Ege Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi tüm Ege Üniversitesi gibi o dönem solun çeşitli fraksiyonlarının elindeydi.              Kahvaltımı yaparken evimdeki zulada sakladığım “sakıncalı ve önemli günler” listeme baktım. Benim için hayati önemdeki bu liste yangında ilk kurtarılacaklar arasındaydı. O zaman internet falan yok tabii! Zor şartlarda, fakültedeki ilk yılın eylem deneyimiyle hazırladığım derme çatma el yazılı bir listeydi bu! Sosyalist olmamama rağmen mecburen komünist kronolojiyi takip ediyor, dersler boykot edildiği ve çeşitli eylemler yapıldığı için Deniz Gezmiş’in idam edilmesi gibi önemli günlerde okula gitmiyordum.             Listeme göre bahar ayları özellikle de mayıs çok hareketliydi. Mesela 16 Mart 1978’de İstanbul Üniversitesi katliamı yaşanmıştı. 30 Mart 1972’de Kızıldere’de Mahir Çayan ile üç arkadaşı çatışmada öldürülmüşlerdi. 1 Mayıs 1977, 6 Mayıs 1972, 18 Mayıs 1973 ve 31 Mayıs 1971’de de üzücü olaylar olmuştu. Yani bu günlerde üniversiteye gitmek akıl kârı değildi.             Listeyi tekrar gözden geçirdim. Eyvah, bugün de sakıncalı bir gündü. Çünkü Kızıldere 1972’nin yıldönümüydü. Kesin olay çıkardı. Okula gitmekten vazgeçtim.             Ama sabah benden evvel kalkan ve devamsızlığı olmayan “örnek üniversiteli” kız kardeşim Emine maalesef fakültesine çoktan varmıştı. Tabii o zamanlar bırakın cep telefonunu normal telefon bile pek yaygın değil. Haber veremedim.             Akşam eve gelmeyince merak edip araştırdım. Önce fakültesine gittim. Tahmin ettiğim gibi amfide ders dinlerlerken birileri kapıları kapatıp eylem yapmışlar, slogan atmışlar. Bunun üzerine içeri giren polis amfideki herkesi gözaltına almış. Çok kalabalık oldukları için hepsini Halkapınar’daki Atatürk Stadyumunun altına kapatmışlar. Güç belâ görüştüğümde benden evdeki örgüsünü ve bazı acil eşyaları istedi. Zira sorgulamalar sürüyordu. Bu gece çıkma ihtimalleri yoktu.             Örgüyü götürdüğümde olayı başlatan asıl elebaşlarının çoğunun “tuvaletteydim. Eylemden haberim yok!’ gibi mazeretlerle salıverildiklerini söyledi. Kardeşim gibi “amfide ders dinliyordum” diyen “Doğrucu Davut”lar ise 1. Kordon’daki Kantar Karakoluna nakledilmişlerdi. Bakalım bu “Kantar” doğru tartacak mıydı?             O sırada nişanlı olan kardeşim burada da iki gece yattıktan sonra diğer arkadaşlarıyla birlikte suçsuz bulunarak serbest bırakıldı. Ama adı o üç gün boyunca “nezarethanede örgü ören nişanlı kız” olarak anıldı.             Can kurtaran o meşhur listeyi daha sonra ne mi yaptım? 12 Eylül Darbesinin olduğu cuma günü yaktım. Maazallah bir aramada ellerine geçseydi, “ben bilmez, merkez bilir” diyen görevlilere durumu nasıl izah ederdim?             68 kuşağına yetişemesek de 78’liyiz yani! Dostlar, bizim çektiğimiz de az buz değil hani!
Ekleme Tarihi: 09 Mayıs 2022 - Pazartesi

Hayat kurtaran “önemli günler” listem

Hayat kurtaran “önemli günler” listem

           

            Meşhur 68 kuşağına yetişemesem de hiç olmazsa 78’liyim. Biz de az çekmedik hani! Devrimci Halk Mahkemesinde yargılanmam mı,  okuduğum gazete yüzünden mahallede sosyalist bir grup tarafından sorguya çekilmem mi, arkadaşlarımın saldırıya uğraması mı,  her sabah evden helâlleşerek çıkmam mı?

            30 Mart 1980, İzmir. Bugün biraz geç kalkmıştım. Zira fakültedeki derslerim öğleden sonra başlayacaktı. Okuduğum Ege Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi tüm Ege Üniversitesi gibi o dönem solun çeşitli fraksiyonlarının elindeydi.

             Kahvaltımı yaparken evimdeki zulada sakladığım “sakıncalı ve önemli günler” listeme baktım. Benim için hayati önemdeki bu liste yangında ilk kurtarılacaklar arasındaydı. O zaman internet falan yok tabii! Zor şartlarda, fakültedeki ilk yılın eylem deneyimiyle hazırladığım derme çatma el yazılı bir listeydi bu! Sosyalist olmamama rağmen mecburen komünist kronolojiyi takip ediyor, dersler boykot edildiği ve çeşitli eylemler yapıldığı için Deniz Gezmiş’in idam edilmesi gibi önemli günlerde okula gitmiyordum.

            Listeme göre bahar ayları özellikle de mayıs çok hareketliydi. Mesela 16 Mart 1978’de İstanbul Üniversitesi katliamı yaşanmıştı. 30 Mart 1972’de Kızıldere’de Mahir Çayan ile üç arkadaşı çatışmada öldürülmüşlerdi. 1 Mayıs 1977, 6 Mayıs 1972, 18 Mayıs 1973 ve 31 Mayıs 1971’de de üzücü olaylar olmuştu. Yani bu günlerde üniversiteye gitmek akıl kârı değildi.

            Listeyi tekrar gözden geçirdim. Eyvah, bugün de sakıncalı bir gündü. Çünkü Kızıldere 1972’nin yıldönümüydü. Kesin olay çıkardı. Okula gitmekten vazgeçtim.

            Ama sabah benden evvel kalkan ve devamsızlığı olmayan “örnek üniversiteli” kız kardeşim Emine maalesef fakültesine çoktan varmıştı. Tabii o zamanlar bırakın cep telefonunu normal telefon bile pek yaygın değil. Haber veremedim.

            Akşam eve gelmeyince merak edip araştırdım. Önce fakültesine gittim. Tahmin ettiğim gibi amfide ders dinlerlerken birileri kapıları kapatıp eylem yapmışlar, slogan atmışlar. Bunun üzerine içeri giren polis amfideki herkesi gözaltına almış. Çok kalabalık oldukları için hepsini Halkapınar’daki Atatürk Stadyumunun altına kapatmışlar. Güç belâ görüştüğümde benden evdeki örgüsünü ve bazı acil eşyaları istedi. Zira sorgulamalar sürüyordu. Bu gece çıkma ihtimalleri yoktu.

            Örgüyü götürdüğümde olayı başlatan asıl elebaşlarının çoğunun “tuvaletteydim. Eylemden haberim yok!’ gibi mazeretlerle salıverildiklerini söyledi. Kardeşim gibi “amfide ders dinliyordum” diyen “Doğrucu Davut”lar ise 1. Kordon’daki Kantar Karakoluna nakledilmişlerdi. Bakalım bu “Kantar” doğru tartacak mıydı?

            O sırada nişanlı olan kardeşim burada da iki gece yattıktan sonra diğer arkadaşlarıyla birlikte suçsuz bulunarak serbest bırakıldı. Ama adı o üç gün boyunca “nezarethanede örgü ören nişanlı kız” olarak anıldı.

            Can kurtaran o meşhur listeyi daha sonra ne mi yaptım? 12 Eylül Darbesinin olduğu cuma günü yaktım. Maazallah bir aramada ellerine geçseydi, “ben bilmez, merkez bilir” diyen görevlilere durumu nasıl izah ederdim?

            68 kuşağına yetişemesek de 78’liyiz yani! Dostlar, bizim çektiğimiz de az buz değil hani!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3