ELDEN ELE GEZEN CEZVE
-Sesimiz’de yüzüncü yazım-
Fincanın hikâyesini “Fincanın Etrafını Keşfettiğim Gece” başlığıyla yazmıştım. Sıra geldi elden ele gezen cezvenin bana hatırlattıklarına… Bir başka anımda da kahveyi anlatırım inşallah.
1966 yapımı “Ah Güzel İstanbul” filmini ilk seyredişim… Muhtemelen 70’li yıllarda ve tek kanallı, renksiz TRT televizyonunda… Zaten film de siyah-beyaz. Atıf Yılmaz Batıbeki’nin yönettiği, senaryosunu Safa Önal ve Ayşe Şasa’nın yazdığı, başrollerinde usta oyuncular Sadri Alışık ile Ayla Algan’ın yer aldığı, müziği ise Metin Bükey’e ait olan sıcak, sımsıcak, bizden bir film. Belki on-on beş kez seyrettiğim bu filmi halen karşıma çıksa yine seve seve izlerim.
Sokak Fotoğrafçısı Haşmet
Soylu ve varlıklı bir aileden gelen eğitimli, İstanbul beyefendisi Haşmet İbriktaroğlu (Sadri Alışık), babadan kalan serveti tüketince, son kaldıkları yalıyı da satmış ve bahçesindeki gecekonduda kalmaya başlamıştır. Artık bir sokak fotoğrafçısıdır.
Filmin bir sahnesinde fotoğraf çekmek için gelen iki askerden ayaktakinin Silifkeli, oturanın ise Arslanköylü oldukları diyaloglardan anlaşılır. Aslen Mersinli olan yönetmen Atıf Yılmaz böylece memleketine ufak bir jest yapmıştır.
Haşmet İbriktaroğlu bir kış günü yine fotoğraf çekerken, o yıllardaki birçok genç kız gibi ünlü olmak için köyünden kaçan Ayşe (Ayla Algan) ile tanışır. Haşmet, bir süre evinde ağırladığı Ayşe’yi kötü yola düşmekten kurtarmak için büyük bir uğraş verir.
Türkiye’deki batılılaşma özentisine eleştiriler getirilen filmde geleneksel değerlerimiz ve Türk müziği de yüceltilir.

“Ben Bir Küçük Cezveyim”
Filmde en çok söylenilen ve zaman zaman da melodisi fon müziği olarak kullanılan şarkı ise “Ben Bir Küçük Cezveyim”dir. Güfte ve bestesi Necip Mirkelamoğlu’na ait olan bu sevilen şarkıyı, ünlü olma hayalindeki eğitimsiz köylü kızı Ayşe söylemektedir. İşte Haşmet onu, gerçekten severek söylediği bu şarkının sözlerinde geçtiği üzere bir cezve gibi elden ele gezmekten kurtarır ve film mutlu sonla biter.

Bu şarkıyı her dinleyişimde gözümün önüne “Ah Güzel İstanbul” filminde Ayşe’nin acemice söylediği sahneler ve züğürt Haşmet’in gönlünün cömertliği gelmekte.
Ben bir küçük cezveyim
Elden ele gezmeyim
Verin benim yârimi
Boynu bükük gezmeyim
Gülen az, gülen az
Ağlayan çok, gülen az
Ben âşık alma beni
Dillere salma beni
Götür sarrafa göster
Kötüysem alma beni
Gülen az, gülen az
Ağlayan çok, gülen az
