Rıfat YÖRÜK
Köşe Yazarı
Rıfat YÖRÜK
 

“AKÇORA GÖMLEK” SİYASETİ

“AKÇORA GÖMLEK” SİYASETİ                   Bizim kuşak iyi hatırlar. 70’li yıllarda yollara, duvarlara, çeşmelere, karayolları tabelâlarına kısacası dağa taşa adı kazınan bir marka vardı: Akçora Gömlek. Galiba İzmir’de küçük bir mağaza olmasına rağmen sahipleri dünyanın en başarılı ve ucuz açık hava kampanyasına imza atmışlardı.                 Yazar Tarık Dursun K. bir yazısında İzmir’in eski semtlerinden Basmane’deki meşhur oteller sokağını anlatırken “Bir tuhafiyecide de, adını dağlara taşlara yazdırmış o ünlü ‘Akçora Gömlek’ vardı ve camekânda dura dura gömleğin renkli çizgilerinden kırmızı olanları çoktan solmaya başlamıştı” der.                 Artık tarihe karışmasına rağmen halen konuşulan bu marka bir şarkıda geçmeyi bile başarmıştır. Bulutsuzluk Özlemi Gurubu “Entel Köy Efe Köye Karşı” filmi için yaptıkları bir şarkıda “Güneye giderken/Zefir Radyoları var ya!/ Briket duvarlarda sesini duydum onlarda/Sarındım 'Akçora Gömleği'me/’Uyu!’ dedin uyudum/’Devam et!’ dedi muavin” mısralarını kullanmıştı.                 İmajı büyük, kendi küçük marka                 Keza yine 70’li, 80’li yıllarda “Zeynep Çeyiz” isimli küçük bir mağaza “Akçora Gömlek”in reklâm stratejisini kullanarak imajını büyütmüştü. Özellikle Karaman, Mersin ve Adana karayollarında sıkça adına rastlanan bu firmanın Mersin’deki mağazasına gidenler küçüklüğü karşısında hayal kırıklığına uğrarlardı. Ancak işbilir patronları bu reklam kampanyası sayesinde işlerini ve mağazalarını büyütmüşlerdi.                 Gelelim siyasete…                 Gelelim Silifke siyasetine… Yazılarımı yakından takip edenler siyasete pek bulaşmadığımı iyi bilirler. Sevmem de ondan… 2015’te kısa süreliğine bir Kayseri Milletvekilinin TBMM danışmanlığını yapmış ancak gerek seçim öncesi kampanya döneminde gerekse seçimden sonraki süreçte siyasetten ve tüm partilerden iyice soğumuştum.                 Bu yazıyı yazmama sebep olan ise yaylamız Gökbelen ile Silifke yolu arasında tıpkı “Akçora Gömlek” gibi duvarlara ve karayolları levhalarının arkalarına yazılarak çevre ve görüntü kirliliğine yol açan eski ve yeni sloganlar oldu. Bunlar arasında dikkati en çok çekenler CHP’nin müzmin belediye başkan aday adayı Çağatay Akyürek ile MHP’li Belediye Başkanı Sadık Altunok lehine yazılardı. Belki bu sloganlar aday ya da aday adaylarının haberleri bile olmadan yazılmıştı ama fatura onlara kesilmekteydi.                 12 Eylül öncesinin anarşi döneminde bir semte hâkim olan gurup ya da fraksiyonlar tüm duvarları kendi isimleri ve sloganlarıyla donatarak “buraların kralı biziz” mesajını verirlerdi. Demek ki günümüzde modası geçse bile hâlâ “Akçora Gömlek” siyasetinden medet umanlar var. 1973 seçimlerinde yollara, duvarlara Bülent Ecevit hakkında “Umudumuz Ecevit, Halkçı Ecevit” gibi sloganlar yazıldığını gören Süleyman Demirel bir konuşmasında, “Dağlara, taşlara, telefon direklerine ‘umudumuz’ yazmakla umut olunsaydı, bizim ‘Akçora Gömlekleri’, dünyanın en birinci gömlek markası olurdu.” demişti. Sevgili belediye başkan aday adayları… Artık modası geçmiş tanıtım biçimlerinden vazgeçin! Billboardlar, raketler, afişler, sosyal medya, gazete ve televizyonlar dururken lütfen Akçoralaşmayın!  
Ekleme Tarihi: 22 Kasım 2023 - Çarşamba

“AKÇORA GÖMLEK” SİYASETİ

“AKÇORA GÖMLEK” SİYASETİ

 

                Bizim kuşak iyi hatırlar. 70’li yıllarda yollara, duvarlara, çeşmelere, karayolları tabelâlarına kısacası dağa taşa adı kazınan bir marka vardı: Akçora Gömlek. Galiba İzmir’de küçük bir mağaza olmasına rağmen sahipleri dünyanın en başarılı ve ucuz açık hava kampanyasına imza atmışlardı.

                Yazar Tarık Dursun K. bir yazısında İzmir’in eski semtlerinden Basmane’deki meşhur oteller sokağını anlatırken “Bir tuhafiyecide de, adını dağlara taşlara yazdırmış o ünlü ‘Akçora Gömlek’ vardı ve camekânda dura dura gömleğin renkli çizgilerinden kırmızı olanları çoktan solmaya başlamıştı” der.

                Artık tarihe karışmasına rağmen halen konuşulan bu marka bir şarkıda geçmeyi bile başarmıştır. Bulutsuzluk Özlemi Gurubu “Entel Köy Efe Köye Karşı” filmi için yaptıkları bir şarkıda “Güneye giderken/Zefir Radyoları var ya!/ Briket duvarlarda sesini duydum onlarda/Sarındım 'Akçora Gömleği'me/’Uyu!’ dedin uyudum/’Devam et!’ dedi muavin” mısralarını kullanmıştı.

                İmajı büyük, kendi küçük marka

                Keza yine 70’li, 80’li yıllarda “Zeynep Çeyiz” isimli küçük bir mağaza “Akçora Gömlek”in reklâm stratejisini kullanarak imajını büyütmüştü. Özellikle Karaman, Mersin ve Adana karayollarında sıkça adına rastlanan bu firmanın Mersin’deki mağazasına gidenler küçüklüğü karşısında hayal kırıklığına uğrarlardı. Ancak işbilir patronları bu reklam kampanyası sayesinde işlerini ve mağazalarını büyütmüşlerdi.

                Gelelim siyasete…

                Gelelim Silifke siyasetine… Yazılarımı yakından takip edenler siyasete pek bulaşmadığımı iyi bilirler. Sevmem de ondan… 2015’te kısa süreliğine bir Kayseri Milletvekilinin TBMM danışmanlığını yapmış ancak gerek seçim öncesi kampanya döneminde gerekse seçimden sonraki süreçte siyasetten ve tüm partilerden iyice soğumuştum.

                Bu yazıyı yazmama sebep olan ise yaylamız Gökbelen ile Silifke yolu arasında tıpkı “Akçora Gömlek” gibi duvarlara ve karayolları levhalarının arkalarına yazılarak çevre ve görüntü kirliliğine yol açan eski ve yeni sloganlar oldu. Bunlar arasında dikkati en çok çekenler CHP’nin müzmin belediye başkan aday adayı Çağatay Akyürek ile MHP’li Belediye Başkanı Sadık Altunok lehine yazılardı. Belki bu sloganlar aday ya da aday adaylarının haberleri bile olmadan yazılmıştı ama fatura onlara kesilmekteydi.

                12 Eylül öncesinin anarşi döneminde bir semte hâkim olan gurup ya da fraksiyonlar tüm duvarları kendi isimleri ve sloganlarıyla donatarak “buraların kralı biziz” mesajını verirlerdi. Demek ki günümüzde modası geçse bile hâlâ “Akçora Gömlek” siyasetinden medet umanlar var.

1973 seçimlerinde yollara, duvarlara Bülent Ecevit hakkında “Umudumuz Ecevit, Halkçı Ecevit” gibi sloganlar yazıldığını gören Süleyman Demirel bir konuşmasında, “Dağlara, taşlara, telefon direklerine ‘umudumuz’ yazmakla umut olunsaydı, bizim ‘Akçora Gömlekleri’, dünyanın en birinci gömlek markası olurdu.” demişti.

Sevgili belediye başkan aday adayları… Artık modası geçmiş tanıtım biçimlerinden vazgeçin! Billboardlar, raketler, afişler, sosyal medya, gazete ve televizyonlar dururken lütfen Akçoralaşmayın!

 


Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (7)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Altan Şimşek
(22.11.2023 13:13 - #998)
Bir de parasını bizim ödediğimiz araç, tabela ve heryerde boy gösteren kişisel reklam var.. Bir de Yaşar Kılıç gibi sadece sahada dert dinleyen, not alan aday var..
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Tevfik Ovacık
(22.11.2023 16:20 - #999)
Akçora duvar reklami Akdere girişinde ev duvarında da vardı 70 yıllarda lisede okurken hep merak ederdim duvarlarla neden yazı yazarlar, Ne faydası var diye.. Babama da bu merakımı sormuştum. İmaj oğlum.akilda kalsın diye demişti. Sonra anladım meğer günümüzün Neuro marketing dedikleri bilinç altı pazarlamanın öncüleriymis . Sizin de dediğiniz gibi çok yazı yazan siyasiler iktidarı hep geç gördü.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Silifke Sevdalısı
(22.11.2023 16:22 - #1000)
Mesajı anlayanlar olur inşallah. Adını duvarlara yazdırmak yerine insanlarımızın kalbine yazdırılması makbülü olan ama siyaset, iki ucu pisli değenek... Sevilecek gibi değil yani. Yazsarımızın da dediği gibi... Elinize, emeğinize sağlık,
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Mustafa Yıldız
(22.11.2023 18:19 - #1001)
Eyvallah kardeşim Doğru dersin
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
GİGİMEN
(23.11.2023 07:54 - #1003)
Aslında bu beleş bilbord kullananlar özellikle şahıs ismi kullananlar bazı sıkıntılara maruz kalabilir. Dikkat etsinler. Aynı bilbordu (!)kullanan “koltuk tasarımcılar”ve “bel fıtıkçılar” ile ilgilenenler kendilerini arayıp rahatsız edebilirler.
Naci Akçora gömleklerini Aksekililerindi.Tamiş gömlekleri de Aksekili firmaydı.Sonra Yusuf Uz Bey ve kardeşi çok zengin oldular.Rahmetli Babama Yusuf Uz.Babamın adıda Yusuf Cepe olunca İş yerlerini ben 7,8 yaşlarında çok iyi bilirim.Babama - Adaş Yusuf abi gel bize maddi destek ver büyük bir yol açalım derdi 1966,67de .Babam da bana -oğlum bunlar kemeraltına geldiklerinde iğne,iplik,buna bezer malzemeleri boynuna bir askıyla bağlı tablette satarak işe başladılar.Şimdi küçük dükkan açtılar dikil makineleriyle şimdi de gömlek işi yapmaya başladılar derdi 1961-2 lerde.(7,8 yaşımdaydım) AKÇORA gömleklerinin sahipleri de Aksekiliydi.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
CELAL NECATİ ÜÇYILDIZ
(23.11.2023 13:40 - #1011)
üyeler ile ön seçim olsa, önce adaylar üye, üye ziyaret edecek, onlardan rızalık alacak. şimdi işler zor. ankara, istanbul taşınacaksın. eh duvar işleri taraftarlara düşüyor. en kalıcı siyaset elini sıkmakla başlar. kolay gelsin.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Naci Cepe
(23.11.2023 14:43 - #1012)
Akçora gömleklerini Aksekililerindi.Tamiş gömlekleri de Aksekili firmaydı.Sonra Yusuf Uz Bey ve kardeşi çok zengin oldular.Rahmetli Babama Yusuf Uz.Babamın adıda Yusuf Cepe olunca İş yerlerini ben 7,8 yaşlarında çok iyi bilirim.Babama - Adaş Yusuf abi gel bize maddi destek ver büyük bir yol açalım derdi 1966,67de .Babam da bana -oğlum bunlar kemeraltına geldiklerinde iğne,iplik,buna bezer malzemeleri boynuna bir askıyla bağlı tablette satarak işe başladılar.Şimdi küçük dükkan açtılar dikil makineleriyle şimdi de gömlek işi yapmaya başladılar derdi 1961-2 lerde.(7,8 yaşımdaydım) AKÇORA gömleklerinin sahipleri de Aksekiliydi.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3