Rıfat YÖRÜK
Köşe Yazarı
Rıfat YÖRÜK
 

AÇLIK

AÇLIK                 “Yumruğunu yemedikçe kimsenin bırakıp gitmediği o garip şehir Kristiania’da (Oslo) aç acına sürttüğüm günlerdeydi.”                 Bu ne çarpıcı giriş, bu ne etkileyici cümle? Hadi usta yazar Knut Hamsun döktürmüş ama Behçet Necatigil’in o şiirsel çevirisine ne demeli!                 “Açlık” romanından bahsediyorum dostlar! Henüz 14 yaşımda (1973) orta iki öğrencisiyken okul harçlığımla İzmir Üçkuyular’daki bir kitapçının vitrininde görüp aldığım ve etkilenerek okuduğum o kitaptan… O kitabevi, vitrininin en alt kısmına Yaşar Nabi Nayır’in yönetimindeki Varlık Yayınlarının küçük boyutlu, çok sade ve estetik kapaklı kitaplarını yan yana koyardı. Bu seriden dört-beş tane daha kitap almıştım.                 Adı da ilgimi çeken kitabın bahsettiğim bu giriş cümlesi daha sonraki okumalarımda daha fazla dikkatimi çekmeye başladı. Zaten ben de bir kitabın özellikle adı ve girişinin çok çarpıcı olması, okuyucuyu sarması/sarsması gerektiğine inananlardanım.                 Norveç’te ilk yayınlanma tarihi 1890 olan eserin Türkiye’deki ilk baskısı ise 1956 yılında yapılmış.                   Behçet Necatigil’in şiirsel çevirisi                 Rahmetli şairimiz Behçet Necatigil, kitabın Almanca baskısından yaptığı şiirsel çeviride farkını hemen göstermiş; “Sonbahar gelmişti; her şeyin renk değiştirip öleceği nazlı, serin mevsim” “Sonbahar, fanilik karnavalı ortasındaki mevsim. Güllerin kızartısı artık hastalıklıdır, kansız toprağın üstünde harikulade ve aldatıcı bir pembelik” “Bulutsuz berraktı gökyüzü; benim de gönlüm gölgesiz” “Duru bir umursamazlık” “Hem ilerisi için korktuğum da yoktu, dövülecek nice demirlerim vardı ocakta.” “Peşpeşe demirler sürüyordum ateşe. Tezgâhımda üç dört yazım vardı.” “İçimde bu düşünceyi okşayıp nazlıyordum” “Sevincimden kurumlanıyordum.” “Ne güldüm, ne güldüm; elimi dizime vurarak deliler gibi güldüm. Boğazımdansa tek ses çıkmıyordu, dilsiz ve bitkindi benim kahkaham, ağlamak özlemini taşıyordu.” “Uyuyakalmıştım, polis uyandırdı. Merhametsizce tekrar hayata ve sefalete çağırmışlardı beni.” “Aylardır beslenemediğimden beynimde artık delilik nöbetleri hora tepiyordu.”   Yaşamayan bilmez! Norveçli olan yazarın asıl ismi Knud Pedersen. 1920 yılı Nobel Edebiyat Ödülü sahibi. O kadar açlık ve sıkıntı yaşamasına rağmen 93 yaşına kadar yaşamış. Çok kardeşli fakir bir ailede büyümüş. Biraz avare bir tarafı varmış. 30 yaşına kadar hiçbir işte dikiş tutturamamış. Kitapta sık sık bahsedilen açlık krizlerini bu kadar çarpıcı bir şekilde anlatabilmek için mutlaka yaşamak lâzım! Yazar dönem dönem yaşadığı için o duyguları okuyucuya çok rahat yansıtabilmiş.  Nitekim “kahramanın talaş ve çakıl taşı çiğnemesi, çiğ kemik kemirmesi, yolda bulduğu portakal kabuğunu çiğnemeye çalışması, önce işaret parmağını daha sonra parmağını ısırarak çıkan kanı emmesi, açlıktan yuttuğu tükürüğün bile midesini bulandırması” romanda çok başarılı ve etkileyici şekilde betimlenmiş. Filmi de çekildi Danimarkalı Henning Carlsen tarafından yönetilen 1966 yapımı aynı adlı siyah-beyaz filmde başrolde İsveçli aktör Per Oscarsson var. Oslo'da çekilen film, üç İskandinav ülkesi arasında ortak bir çabayla üretilen ilk film ünvanını taşıyor.                 “Açlık” Silifke’de çok değerli dostlardan oluşan kitap okuma grubumuza benim önerdiğim bir romandı. Yıllar sonra yeniden sarsılarak, etkilenerek okudum.  
Ekleme Tarihi: 05 Ağustos 2023 - Cumartesi

AÇLIK

AÇLIK

                “Yumruğunu yemedikçe kimsenin bırakıp gitmediği o garip şehir Kristiania’da (Oslo) aç acına sürttüğüm günlerdeydi.”

                Bu ne çarpıcı giriş, bu ne etkileyici cümle? Hadi usta yazar Knut Hamsun döktürmüş ama Behçet Necatigil’in o şiirsel çevirisine ne demeli!

                “Açlık” romanından bahsediyorum dostlar! Henüz 14 yaşımda (1973) orta iki öğrencisiyken okul harçlığımla İzmir Üçkuyular’daki bir kitapçının vitrininde görüp aldığım ve etkilenerek okuduğum o kitaptan… O kitabevi, vitrininin en alt kısmına Yaşar Nabi Nayır’in yönetimindeki Varlık Yayınlarının küçük boyutlu, çok sade ve estetik kapaklı kitaplarını yan yana koyardı. Bu seriden dört-beş tane daha kitap almıştım.

                Adı da ilgimi çeken kitabın bahsettiğim bu giriş cümlesi daha sonraki okumalarımda daha fazla dikkatimi çekmeye başladı. Zaten ben de bir kitabın özellikle adı ve girişinin çok çarpıcı olması, okuyucuyu sarması/sarsması gerektiğine inananlardanım.

                Norveç’te ilk yayınlanma tarihi 1890 olan eserin Türkiye’deki ilk baskısı ise 1956 yılında yapılmış.

 

                Behçet Necatigil’in şiirsel çevirisi

                Rahmetli şairimiz Behçet Necatigil, kitabın Almanca baskısından yaptığı şiirsel çeviride farkını hemen göstermiş;

“Sonbahar gelmişti; her şeyin renk değiştirip öleceği nazlı, serin mevsim”

“Sonbahar, fanilik karnavalı ortasındaki mevsim. Güllerin kızartısı artık hastalıklıdır, kansız toprağın üstünde harikulade ve aldatıcı bir pembelik”

“Bulutsuz berraktı gökyüzü; benim de gönlüm gölgesiz”

“Duru bir umursamazlık”

“Hem ilerisi için korktuğum da yoktu, dövülecek nice demirlerim vardı ocakta.”

“Peşpeşe demirler sürüyordum ateşe. Tezgâhımda üç dört yazım vardı.”

“İçimde bu düşünceyi okşayıp nazlıyordum”

“Sevincimden kurumlanıyordum.”

“Ne güldüm, ne güldüm; elimi dizime vurarak deliler gibi güldüm. Boğazımdansa tek ses çıkmıyordu, dilsiz ve bitkindi benim kahkaham, ağlamak özlemini taşıyordu.”

“Uyuyakalmıştım, polis uyandırdı. Merhametsizce tekrar hayata ve sefalete çağırmışlardı beni.”

“Aylardır beslenemediğimden beynimde artık delilik nöbetleri hora tepiyordu.”

 

Yaşamayan bilmez!

Norveçli olan yazarın asıl ismi Knud Pedersen. 1920 yılı Nobel Edebiyat Ödülü sahibi. O kadar açlık ve sıkıntı yaşamasına rağmen 93 yaşına kadar yaşamış. Çok kardeşli fakir bir ailede büyümüş. Biraz avare bir tarafı varmış. 30 yaşına kadar hiçbir işte dikiş tutturamamış.

Kitapta sık sık bahsedilen açlık krizlerini bu kadar çarpıcı bir şekilde anlatabilmek için mutlaka yaşamak lâzım! Yazar dönem dönem yaşadığı için o duyguları okuyucuya çok rahat yansıtabilmiş. 

Nitekim “kahramanın talaş ve çakıl taşı çiğnemesi, çiğ kemik kemirmesi, yolda bulduğu portakal kabuğunu çiğnemeye çalışması, önce işaret parmağını daha sonra parmağını ısırarak çıkan kanı emmesi, açlıktan yuttuğu tükürüğün bile midesini bulandırması” romanda çok başarılı ve etkileyici şekilde betimlenmiş.

Filmi de çekildi

Danimarkalı Henning Carlsen tarafından yönetilen 1966 yapımı aynı adlı siyah-beyaz filmde başrolde İsveçli aktör Per Oscarsson var. Oslo'da çekilen film, üç İskandinav ülkesi arasında ortak bir çabayla üretilen ilk film ünvanını taşıyor.

                “Açlık” Silifke’de çok değerli dostlardan oluşan kitap okuma grubumuza benim önerdiğim bir romandı. Yıllar sonra yeniden sarsılarak, etkilenerek okudum.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (7)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Mustafa Yıldız
(05.08.2023 13:08 - #797)
Maşallah kalemine kelamına bereket
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Resmiye özel
(05.08.2023 14:44 - #798)
Keyifle okuduğum kitap, yemek yerken insana suçluluk duygusu veriyor.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Abdi Dölek
(05.08.2023 15:34 - #800)
1988 Yılında dünya klasiklerinden aldığım 10 kitap arasındaydı, kitabı okumaya başlayınca boğazımda düğümler oluşmuş ve kitabın duygu yoğunluğunun içinde bulmuştum kendimi. Bir çırpıda okumuştum. Hala saklarım..
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Ergün Sezer
(05.08.2023 19:17 - #801)
Rıfat bey her zaman ki gibi döktürmüş adeta. Yazılarınızı okumaktan büyük zevk aldığımı belirtmek isterim. Başarılarınızın devamını dilerim Saygılarımla
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Tevfik Ovacık
(05.08.2023 21:00 - #803)
Üstad yazınızı okurken açlık duygusunu ve yazarı iliklerime kadar hissettim. Yanıbaşımızda bu duyguyu gerçekten yaşayan ne kadar insan var. Kozaklı'da eşimin öğretmenlik yaptığı okulda sınıf taşımalıydı. Bir gün farklı mahallelerde velileri gezmiştik. 12 Aile gezmiştik -23 derece ve betonda kalıyorlardı. Dam toprak, akıyor, naylonla korunmaya çalışıyorlar. Ayrılmış anne baba.. Destek amaçlı proje yapmıştık. Yazınızı okurken o mahalle ziyaretlerini hatırladım. Okuma grubuna öneriniz isabetli olmuş. Eminin grubun etkin olmasına önemli katkılarınız olacak. Grup çok şanslı. Kısmet olsa o havayı solusam
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Dolunay Müzik Grubu
(05.08.2023 21:08 - #804)
Aç olanla ekmeğini böl oğlum...
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
İ. Yıldırım
(07.08.2023 18:13 - #810)
Ara sıra kitap tanıtımı iyi oluyor. Teşekkürler
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3