Şeytanın Bilgeliği
Bugün bizi kendimizle çeliştiren, bir birimizle çatıştıran, özümüzden uzaklaştıran yaşamımızı eninde sonunda anlamsızlaştıran bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bilgelik nasıl şeytanlıkla yan yana gelebilir?
Şeytanın bilgeliği mi olur?
Bilgelik bir erdemlilik olduğuna göre, şeytan nasıl erdemli olabilir ki?
Bilgelik;
Öncelikle merhamete sahip olmak,
Değerler bütünü,
Hayatı, tecrübeler, muhakemeler yoluyla, boyutlarını ilişkilendirebilen anlamlandıran ve değerleri ortaya çıkarma becerisi,
Bilgelikte, yargı; ahlaki, töresel, geleneksel değerlerin derinliklerinden derlediği bakış açısı ile kararın oluşmasını sağlayacak erdemli bir yolla sağlanır.
Bilgiye ulaşmak, düşünceye dönüştürmek, düşüncelerden düzeni kurmak, bu nizamla gündelik yaşama çeki düzen vermek, aileden devlete bir işleyiş oluşturma yoludur bilgelik…
Bilgelik sabır yolu, sükûnet yolu, demlenmiş bir hayat, dinginleşmiş düşüncelerin yolu…
Merhamet sadakat, adalet, yardımlaşma, dayanışma çevresi için sorumluluk alma, hayattaki yerini bilmek, kendi olabilmek, kendini aşabilme, yani hayatın merkezindeki yerini bilerek hayatla hayat olabilme biçimi…
Bilge sevebilmek, öğrenmeyi yaşam biçimi yapmak, bilmediğini bilmektir.
Bilgelik tevazuun hale dönüşme seviyesidir.
Peki, bu kadar güzel sıfatlar şeytanın sıfatı olabilir?
Şeytan;
Haktan hayırdan uzaklaşmak, hayırdan ayrılmak, rahmetten uzaklaşmak, düşmanlık etmek, suçlamak, karşı gelmek, bölmek, sadakatsizlik, yoldan çıkmak, adaletsizlik, rahatsız etmek, inançsız olmak, bozmak,
Ümitsizlik, pişman olmak, akıl karışıklığı,
İnatçı, aldatan, kitabi, yönetimsel, geleneksel, ahlaki kuralların dışında kurallar koymaya çalışmak,
Kendi yaşamını duruma göre hâkim kılmaya çalışan, egosu yüksek, bencil,
Kurnazlık, çetin, yaratılışı güçlü, kızgın, öfkeli kötülüğe meyilli olmak,
Bilgeliğin o yüce vasıfları nasıl olur da şeytanın sıfat olabilir?
Şeytanın en önemli özelliklerinden biri kandırmak, aldatmak;
İyi bir kullanım uzmanıdır,
Aldatmak için bilgeliğin vasıflarını en iyi bilen de şeytandır.
Şeytan vasfına bürünmüş insanları bir düşünün; hedefine koyduğu insanın bütün iyi beklentileri ne ise ona göre bir pozisyon alır. Kendini bilgece bir görüntüye sokar.
Şeytanın diğer bir özelliği de insanların en arzu ettikleri ve isteklerini bilmektir. Bu istekleri insanın önce arzusu olmaktan çıkarır, ihtiyaç formuna sokar insan da buna sahip olmazsam olmaz duygusuna kapılır.
Bilgeliğin en önemli özelliği muhakeme, sabır ve akıl şeytanın kullandığı en önemli özellikleridir.
O bir analiz uzmanıdır, insanları doğru analiz eder, zayıf noktalarını çok iyi tespit eder kullanır.
Mesela sevgi, nefret, kin ile karar veren insanlar onun arayıp da bulamadığı özelliklerdir.
Mesela sevgi ile taraf olduğumuz ya da kin ve nefret ile karşı olduğumuz olaylar onun arzu ettiği davranış biçimimizdir.
Bazen sevdiğimizi yanlışlarını görmeme, nefret ettiğimizin doğrularına kayıtsız kalma hallerimiz bizi onun kullanışlı elamanı haline getirir.
Bazen bir yere yönetici, yatırımcı olarak geldiklerinde önce o bölgenin zaaflarını öğrenirler.
En çok kullanışlı ama işsiz olanlar, parayı sevenler, makamında güçlü olmak isteyenler, sponsorluğa ihtiyacı olan kurumlar, başarı hırsı olan yöneticiler, bölgenin dokunulmamış sorunları onların ilgi alanıdır.
Onları kullanarak o devlete, bölgeye ile ilçeye yüksek maliyetli önlemler almadan yatırım yapabilirler. Tespit ettikleri zaafları olan insanlar onların bölgedeki en güçlü hizmetkârları olur.
Bu şeytani bakış açısı ile kendilerini güç haline getirecek projelere alan açarlar.
Köy, mahalle, il, ilçe, devlet, küresel ekonomiye bakarsak bu şeytani aklın kontrolünde olma sebebi budur. Kendilerine maddi menfaat sağladıkları insanlar, kurumlar, belediyeler, devletler ve yöneticileri onlar adına işleri kanunun lafzına ve ruhuna bakılmaksızın şeklen uydurmalarla onlara kolaylık sağlarlar.
Şeytan çaktırmadan bu insanların ve kurumların yaşamını ipotek altına alırlar.
Şeytani akıl bütün bunları bilgece görünerek yapar.
Bütün dünya şeytani aklın çalışma alnıdır. Tabi ki sonuç olarak kendi ülkemiz, şehrimiz de.
İyilik dernekleri vakıfları bu güçlerin kamuflaj kurumlarıdır.
Dünya yiyecek örgütü (WFO), UNESCO (dünya bilim, kültür, eğitimini güçlendirmek ),Dünya Sağlık Örgütü(WHO) Lahey Adalet Divanı, gibi küresel örgütlerin işlevsizliğine hepimiz şahidiz.
Soros gibi ülkelerin derneklerine FON akıtan sonra da o ülkeyi istikrarsızlaştıran güçler mesela.
Yani şeytani bakış açısı sana yardım ediyormuş gibi yaparak seni uzun dönemli istikrarsız bir yaşama mahkûm eder.
Şeytan bizim nefretimizi,
Sevgimizi, bağımlılığımızı, takıntılarımızı,
Alışkanlıklarımızı,
Sorgusuz kabullerimizi,
Sorgulanmayan doğrularımızı,
Saf anlatışlarımızı, hesapsız ifşalarımızı,
Çok sever…
O narsist bencil halini bizim zaaflarımızla örter. Bilgece görünür İnsanlığı kullanır.
İnsanlığın çirkin gördüğü her şeye bir bakın; kime ne menfaat sağlanarak yapılmış, hangi zaaflar kullanılmış…
Toplum gelişemezken, refah bozulurken, insanlık itibarsızlaşırken, dünya göçe zorlanırken, madenlerimiz, şehirlerimiz parsellenirken kimler zenginleşmiş, kahraman olmuş… Çevremize bir bakalım.
