Tevfik OVACIK
Köşe Yazarı
Tevfik OVACIK
 

Başarının Fedaileri ve Zehirli Güç

Başarının Fedaileri ve Zehirli Güç İsrail’in Gazze’deki hallerine bakınca başarı gerçekten önemli bir ölçü mü? Diye düşündüm. Küresel ekonomiyi yöneten şirketler, markaları, teknolojiler, dünya devletlerinin bürokrasisindeki etki gücü, edebiyat, sanat, bilimdeki gelişmeleri yönlendiren sistematik güç,  dünya politikalarının oluşma sürecindeki kurdukları eko sistem ve kurumlara bakınca güç ve başarıyı insan önemsiyor. Ama bu kadar güç, etki kabiliyeti başarı neden insanları ürkütüyor? Daha doğrusu gittikçe artan oranda inanları neden korkutuyor? Diye düşünürken; 60 000’nin üzerinde insan öldürülmesi, 150 000’inin üzerinde yaralıların olması, Planlı bir soykırım uygulanıyor olması, Başta çocuklar olmak üzere milyonlar açlığa mahkûm edilmesi, Bütün insanlığın gözleri önünde insanlar oradan orada adeta sürülüyor. Sürükleniyor olması, Bu gücü ve başarıyı sorgulamama vesile oldu. Bütün dünya aslında insana ve insanlığa ait bu vahşete karşı her ne kadar tepkiler yükselmekte ise de hala çok yetersiz bir seviyede hareketlenmenin olduğunu gözlemliyoruz. Bir de orada yaşayanlar açısından düşünmek lazım. Şu sıcaklarda bizler klimalı mekânlarda, temiz su, taze yiyecek, temiz banyo ile kendimize gelecek mecal bulamazken onlar bu kavurucu çöl sıcağında, su yok, yemek yok, açlık ve ölüm yanı başında. Çocukların ağlamaya gücü kalmamış. Kadın kucağında aç çocuğu ile acı çekmeyi bile düşünemiyor. Ölüm yaşamaktan daha kolay… Peki neden? Az nüfusu ile dünyanın en tehlikeli gücü olmuş bir devlet, İsrail.. Bundan üç yıl evvel insanlar devletler İsrail’e gıpta ile bakıyorlardı. Güçlerini övüyorlar, kıskanıyorlardı. Hatta daha çok kazanmak için İsrail’le iş birliği yapıyorlardı. Güç İsrail’in şahsında adeta ilahlaşmıştı. Ona sahip olmak gerektiğine bütün insanlık, devletler, milletler inanıyordu. Başarının ölçüsü güçtü. Ona sahip olduğun zaman dünyanın en saygın ülkesi oluyordun. Aynı zamanda İsrail’i kayıtsız şartsız destekleyen süper güç ABD de bütün dünyada başarının nirvanası gibi takdim ediliyor,  her alandaki bilim adamları süper güç olarak tanımlanan bu devleti kutsuyordu. Süper güç? İçinden insanlık alınmış vahşi kapitalizmin insanlığa dayatıldığı merkez. Bence devlet değil mekanizma… Birinci dünya savaşından sonra harekete geçmiş ikinci dünya savaşında bütün devletleri kendi koydukları kurallar duvarına hapis edecek kurumsallaşma hareketini tamamlamış bir planın uygulayıcıları. Sözüm ona başarılı güç. Öyle bir güç ki; Sinsi sinsi etrafını etkisizleştiriyor. Kendine rakip olabilecek bütün devletleri pasifleştiriyor. Gücünü engelleyecek liderleri pasifleştiriyor. Ülkelerin politikalarına içeride satın aldığı kendine biat ettirdiği, başarı payeleri ile ödüllendirdiği insanlarla, gücünü temiz ve edepli gösterip, insanlığa hizmet eden devletler imajını yıllarca küresel bilinçaltına yüklediler. Kullandıkları insanlar,  kariyer merdivenlerini tırmanırken yollarına merdivenler döşediler, hatta daha hızlı çıkabilsinler diye kariyer asansörleri ile hızlı yükselme, imkânları sağladılar, kendi taraftarı haline getirdiği, bilim adamı, politikacı, basın, hukukçu, inanç temsilcilerini ve aşiret liderlerini etkili hale getirdiler ve bunlara güç kazandırdılar. Bunlar kendilerini başarılı görsünler, kendilerini özel hissetsinler diye. Onlar da kendilerini gerçekten başarılı hissettiler. Filistin’de topraklarını satan insanlar beklediklerinden çok ellerine para geçince kendilerini başarılı ve güçlü hissediyorlardı. Bu merkezi güç, gelişen toplumun ihtiyacı olan markaları kurgularken, stratejik madenleri ele geçirirken, enerji kaynaklarına sahip olurken de o ülkelerin en akıllı, becerikli kabiliyetli, potansiyeli yüksek insanlarını kendi okulları kendi imkânları ile başarı payeleri ile kendilerine devşirdiler. Görünüşte, standart, çevreci, adalete hizmet eden, barışçıl, çocukları ve kadınları koruyan doğayı ve doğal yaşamı sürdürülebilir hale getirmeye çalışan, demokrasi havarisi, refahı savunan güç görüntüsü ile küresel yapıyı ince ince kendi güçleri için kullanışlı hale getirdiler. Başarının yanında insanlık, adalet, sevgi, dayanışma, paylaşım, refah, barış demokrasi edepli vasıflarla uygulanacakken, işin edepli kısmı kullanılan bir vasıflar haline getirildi. Başarı kirletildi. Başarıya sahip olanlar sistemin fedaisi haline getirildi. Çünkü o sistem kendine uygun başarılar tanımladı. Güç vahşileşti geldiğimiz durum bu siteminde başarı kazanmış, güç haline gelmiş herkes, her devlet adamı, iş adamı sistemin aleyhine davranamıyor. Bir yerlerinden bağlanmışlar. Vazgeçemeyecekleri, terk edemeyecekleri imkânlarla donatılmışlar. Ya da katlanamayacakları bağlantıların ifşa olacağından korkuyorlar. Başarı onları fedai haline getirmiş. Çevremize bakalım, mikro düzeyde de başarı fedailerini görebilirsiniz. Kendilerine vaat edilmiş başarıların karşılığında; İnsanları ezen, çevresini kırmaktan korkmayan, Gücü ilahlaştıran ve ona sahip olmak için değerlerini yok sayan. Başarıdan başka her şeyi; arkadaş, aile, dost, insanlık, hatta kendi yaşamını yok sayan başarı fedailerini izleyin. Küresel gelişmelerin küçük hizmetkârlarını gözlemleyin. Narsist, bencil, sadece güce ve başarıya odaklanma amaçlı insanlar olduğunu sizde göreceksiniz. Ekibe değer vermeyen, insanı değersizleştiren. İnsanların hatalarını kullanan, yağcı, dalkavuk, çevresini kullanmak isteyen, kıymetli her şeyi rol olarak yapan başarı fedailerini, güç zehirlemesi yaşamış insanları göreceksiniz. Bir de bu yolda yürüyenler. Tıpkı İsrail gibi güce ulaşmak ve bir gün kendinden başkasını yok saymak için.   İnsanlığa dair değerleri rol olarak yaparak… Başarı edepsiz bir şekilde, ahlaka bürünmeden ancak insanı fedai haline getirebilir. Gücü sadece egosunun silahı olarak görür.  
Ekleme Tarihi: 04 Ağustos 2025 -Pazartesi

Başarının Fedaileri ve Zehirli Güç

Başarının Fedaileri ve Zehirli Güç

İsrail’in Gazze’deki hallerine bakınca başarı gerçekten önemli bir ölçü mü? Diye düşündüm.

Küresel ekonomiyi yöneten şirketler, markaları, teknolojiler, dünya devletlerinin bürokrasisindeki etki gücü, edebiyat, sanat, bilimdeki gelişmeleri yönlendiren sistematik güç,  dünya politikalarının oluşma sürecindeki kurdukları eko sistem ve kurumlara bakınca güç ve başarıyı insan önemsiyor.

Ama bu kadar güç, etki kabiliyeti başarı neden insanları ürkütüyor? Daha doğrusu gittikçe artan oranda inanları neden korkutuyor? Diye düşünürken;

60 000’nin üzerinde insan öldürülmesi,

150 000’inin üzerinde yaralıların olması,

Planlı bir soykırım uygulanıyor olması,

Başta çocuklar olmak üzere milyonlar açlığa mahkûm edilmesi,

Bütün insanlığın gözleri önünde insanlar oradan orada adeta sürülüyor. Sürükleniyor olması,

Bu gücü ve başarıyı sorgulamama vesile oldu.

Bütün dünya aslında insana ve insanlığa ait bu vahşete karşı her ne kadar tepkiler yükselmekte ise de hala çok yetersiz bir seviyede hareketlenmenin olduğunu gözlemliyoruz.

Bir de orada yaşayanlar açısından düşünmek lazım.

Şu sıcaklarda bizler klimalı mekânlarda, temiz su, taze yiyecek, temiz banyo ile kendimize gelecek mecal bulamazken onlar bu kavurucu çöl sıcağında, su yok, yemek yok, açlık ve ölüm yanı başında.

Çocukların ağlamaya gücü kalmamış.

Kadın kucağında aç çocuğu ile acı çekmeyi bile düşünemiyor.

Ölüm yaşamaktan daha kolay…

Peki neden?

Az nüfusu ile dünyanın en tehlikeli gücü olmuş bir devlet, İsrail..

Bundan üç yıl evvel insanlar devletler İsrail’e gıpta ile bakıyorlardı. Güçlerini övüyorlar, kıskanıyorlardı.

Hatta daha çok kazanmak için İsrail’le iş birliği yapıyorlardı.

Güç İsrail’in şahsında adeta ilahlaşmıştı.

Ona sahip olmak gerektiğine bütün insanlık, devletler, milletler inanıyordu.

Başarının ölçüsü güçtü.

Ona sahip olduğun zaman dünyanın en saygın ülkesi oluyordun.

Aynı zamanda İsrail’i kayıtsız şartsız destekleyen süper güç ABD de bütün dünyada başarının nirvanası gibi takdim ediliyor,  her alandaki bilim adamları süper güç olarak tanımlanan bu devleti kutsuyordu.

Süper güç?

İçinden insanlık alınmış vahşi kapitalizmin insanlığa dayatıldığı merkez. Bence devlet değil mekanizma…

Birinci dünya savaşından sonra harekete geçmiş ikinci dünya savaşında bütün devletleri kendi koydukları kurallar duvarına hapis edecek kurumsallaşma hareketini tamamlamış bir planın uygulayıcıları.

Sözüm ona başarılı güç.

Öyle bir güç ki;

Sinsi sinsi etrafını etkisizleştiriyor.

Kendine rakip olabilecek bütün devletleri pasifleştiriyor.

Gücünü engelleyecek liderleri pasifleştiriyor.

Ülkelerin politikalarına içeride satın aldığı kendine biat ettirdiği, başarı payeleri ile ödüllendirdiği insanlarla, gücünü temiz ve edepli gösterip, insanlığa hizmet eden devletler imajını yıllarca küresel bilinçaltına yüklediler.

Kullandıkları insanlar,  kariyer merdivenlerini tırmanırken yollarına merdivenler döşediler, hatta daha hızlı çıkabilsinler diye kariyer asansörleri ile hızlı yükselme, imkânları sağladılar, kendi taraftarı haline getirdiği, bilim adamı, politikacı, basın, hukukçu, inanç temsilcilerini ve aşiret liderlerini etkili hale getirdiler ve bunlara güç kazandırdılar.

Bunlar kendilerini başarılı görsünler, kendilerini özel hissetsinler diye.

Onlar da kendilerini gerçekten başarılı hissettiler.

Filistin’de topraklarını satan insanlar beklediklerinden çok ellerine para geçince kendilerini başarılı ve güçlü hissediyorlardı.

Bu merkezi güç, gelişen toplumun ihtiyacı olan markaları kurgularken, stratejik madenleri ele geçirirken, enerji kaynaklarına sahip olurken de o ülkelerin en akıllı, becerikli kabiliyetli, potansiyeli yüksek insanlarını kendi okulları kendi imkânları ile başarı payeleri ile kendilerine devşirdiler.

Görünüşte, standart, çevreci, adalete hizmet eden, barışçıl, çocukları ve kadınları koruyan doğayı ve doğal yaşamı sürdürülebilir hale getirmeye çalışan, demokrasi havarisi, refahı savunan güç görüntüsü ile küresel yapıyı ince ince kendi güçleri için kullanışlı hale getirdiler.

Başarının yanında insanlık, adalet, sevgi, dayanışma, paylaşım, refah, barış demokrasi edepli vasıflarla uygulanacakken, işin edepli kısmı kullanılan bir vasıflar haline getirildi.

Başarı kirletildi.

Başarıya sahip olanlar sistemin fedaisi haline getirildi. Çünkü o sistem kendine uygun başarılar tanımladı.

Güç vahşileşti geldiğimiz durum bu siteminde başarı kazanmış, güç haline gelmiş herkes, her devlet adamı, iş adamı sistemin aleyhine davranamıyor.

Bir yerlerinden bağlanmışlar.

Vazgeçemeyecekleri, terk edemeyecekleri imkânlarla donatılmışlar.

Ya da katlanamayacakları bağlantıların ifşa olacağından korkuyorlar.

Başarı onları fedai haline getirmiş.

Çevremize bakalım, mikro düzeyde de başarı fedailerini görebilirsiniz.

Kendilerine vaat edilmiş başarıların karşılığında;

İnsanları ezen, çevresini kırmaktan korkmayan,

Gücü ilahlaştıran ve ona sahip olmak için değerlerini yok sayan.

Başarıdan başka her şeyi; arkadaş, aile, dost, insanlık, hatta kendi yaşamını yok sayan başarı fedailerini izleyin.

Küresel gelişmelerin küçük hizmetkârlarını gözlemleyin.

Narsist, bencil, sadece güce ve başarıya odaklanma amaçlı insanlar olduğunu sizde göreceksiniz.

Ekibe değer vermeyen, insanı değersizleştiren. İnsanların hatalarını kullanan, yağcı, dalkavuk, çevresini kullanmak isteyen, kıymetli her şeyi rol olarak yapan başarı fedailerini, güç zehirlemesi yaşamış insanları göreceksiniz.

Bir de bu yolda yürüyenler.

Tıpkı İsrail gibi güce ulaşmak ve bir gün kendinden başkasını yok saymak için.  

İnsanlığa dair değerleri rol olarak yaparak…

Başarı edepsiz bir şekilde, ahlaka bürünmeden ancak insanı fedai haline getirebilir. Gücü sadece egosunun silahı olarak görür.

 


Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Alpyaren KARAMAN
(07.08.2025 12:56 - #2436)
Başarıyı sorgulatan, gücün karanlık yüzüne ayna tutan çok güçlü bir yazı. İnsani değerleri hatırlatan bu kalem, içinde yaşadığımız sistemin neye dönüştüğünü anlamak isteyen herkes için kıymetli bir rehber olmuş. Kaleminize, yüreğinize sağlık.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
https://jazziraes.com/ https://bramblesva.com/ https://seattledogresort.com/ https://bestlifecoachcollective.com/