İrfan Ünver NASRATTINOĞLU
Köşe Yazarı
İrfan Ünver NASRATTINOĞLU
 

TÜRKİYE BÖLÜNEMEZ!..

BAŞKENTTEN SELAM   TÜRKİYE  BÖLÜNEMEZ!..             Aralıksız 20 yıl süreyle, TSK Hava Kuvvetleri Komutanlığı emrinde görev yaptım. Bu sürenin 5 yılı, eşim ve çocuklarımla birlikte Diyarbakır’da geçti. Kirada oturduğumuz daire, Kürt kökenli bir ailenin idi. O süreç içerisinde sürekli yazdığım ve zamanımın büyük bir kısmını geçirdiğim gazetenin sahibi ve çalışanların tamamı Kürt kökenli idi. Eşimin günlük işlerinde yardımcısı olan kadın, Türkçeyi güçlükle konuşabilen bir hanımdı. Hemen her meslekten Kürt kökenli arkadaşlarım olmuştu. Hatta Hava Kuvvetleri saflarında benim gibi görevli olan Kürt kökenli subay ve astsubay arkadaşlarım vardı. Hepimiz, herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kardeşçe yaşardık.             Yani gerek Diyarbakır’da, gerekse Ülkemin her yananda T.C. vatandaşı olarak yaşamlarını sürdüren insanlar, Ülkemin her kentinde yaşayan öteki insanlarla birlikte kardeşçe bir yaşam sürdürülürdü.             Doğal olarak Ülkemin bütün insanları, eşit hak ve hukuk içre yaşardı. 1980’li yıllarda aramıza sokulan kimi kişiler, Kürt kardeşlerimizin zihinlerini başka yöne çevirmeye başladılar ve epeyce de yol aldılar.             Televizyonlarda, radyolarda ve yazılı basında görüyor ve okuyorum ki, bir avuç Kürt, Ülkemdeki milyonlarca Kürt adına (!) adeta fetva veriyor ve T.C. Devletini tehdit ediyorlar. Örneğin halen Atatürk’ün kurduğu T.C. BMM’nde Milletvekili olarak görevli olan bir kadın, mücadele edeceklerini ve bu hususta deneyimli oldukları beyan ederek, baskı yapıyor!..             Gerek o milletvekili, gerek onun gibi düşünenler şunu iyi bilmeliler ki; Türkiye’de bana ve benim gibi Türklüğü ile övünen kişilere cart-curt edebilirler ama 81 ilimizin her köşesinde yaşamlarını sürdürmekte olan şehit, gazi ve yakınlarına bu tür tehditler sökmez…             Bakınız, kökeni Türk olmayan, ama yaşamının önemli bir kısmını hapishanelerde geçirmiş olan, Büyük Şair Nazım Hikmet (Ran) ne diyor:   Dörtnala gelip Uzak Asya'dan  Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan  Bu memleket bizim!  Bilekler kan içinde, dişler kenetli  ayaklar çıplak  Ve ipek bir halıya benzeyen toprak  Bu cehennem, bu cennet bizim!  Kapansın el kapıları bir daha açılmasın  yok edin insanın insana kulluğunu  Bu davet bizim!  Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür  Ve bir orman gibi kardeşcesine  Bu hasret bizim!                                                 Yirmi yıllık askerlik hayatımda, Ülkemin yer yerinde cirit atan Amerikalılardan nefret etmiştim. Elbette Amerika’da da güzel insanlar vardı, ama o ülkeyi yönetenler, benim yüreğimde olumsuz izler bırakmışlardı.             Şükürler olsun ki bugün Ülkemi yöneten irade, tam bağımsız bir yönetimi benimsemiş, giderek “Dünya beşten büyüktür” demek suretiyle, hem ABD’ne hem de öteki ülkelere resti çekmek cesaretini göstermiştir.             Büyük Atatürk’ün yakın silah arkadaşlarından Kazım Karabekir Paşa, şairlik yanını da belgeleyen şu şiirinde ne demişti:   Ya istiklâl ya ölüm Ya istiklâl ya ölüm Vatanım milletim sancağım evim İstiklâlsiz yoktur yerim Zincir vurdurur mu Türkler boynuna Varlığı fedadır vatan yoluna Biz tarihin Türk dediği yılmaz milletiz Hür yaşar hür ölür nurlu ümmetiz.                         Tülay Hatimoğulları isimli Milletvekili televizyondaki bir kanalda kendisiyle yapılan söyleşide, hak hukuk adalet falan derken, dilinin altındaki baklayı da çıkarmıştır. Bu Hatun kişi, önce yerelde, yani örneğin Diyarbakır’da veya Hakkari’de yönetimi ele almayı, sonra genelde Türkiye’nin her yanına hakim olmayı hedeflediklerini ima ediyordu!             TBMM’ndeki bir Türk Vekil, o hanıma şöyle demelidir: “Arkadaşım, peki Kürtler için senin istediğini Kafkasya’da yaşayan öteki halklar, Batı’ya yerleşmiş olan Balkanlardan gelen halkımız da aynı taleplerde bulunurlar ise ne olacak?..”             Ben Kazım Karabekir Paşa’nın, sonradan Marş olarak bestelenen şu şiirini de okumak isterim: TÜRK YILMAZ MARŞI Cihan-Harbi yangınından, bağrı-yanık Vatan’a, Türk’ü boğmak maksadıyla, girdi düşman askeri, Kan ve yangın başlamıştır; ırz ve namus kalmıyor; Tehlikeye düştü vatan, yas içinde her yeri.   Kahraman halk! Kalk, silahlan! Ahd ü peymân Tanrı’ya Vur! Ve haykır! Türklük ölmez, Türk de yılmaz, ileri!   Çelik gibi kollu, tunçtan ayaklı, Türk hiç yılar mı, Türk hiç yılar mı? Türk yılmaz, Türk yılmaz! Cihân yıkılsa, Türk yılmaz!   Göğsü imanlı, temiz vicdanlı, Türk hiç yılar mı, Türk hiç yılar mı? Türk yılmaz, Türk yılmaz! Cihân yıkılsa, Türk yılmaz!   Düşmana salsa, tek bile kalsa Türk hiç yılar mı, Türk hiç yılar mı? Türk yılmaz, Türk yılmaz! Cihân yıkılsa, Türk yılmaz!               TBMM’nde bulunan tüm siyasi partilere, liderlere ve tüm siyasetçilere uyarımdır. Lütfen Ülkemin ve insanlarımın bölünmelerine sebep olmayın, T.C. Devleti, bir bölünmeden kurtarılmış ve bugünkü demokratik düzeni kurmuştur.  Bu düzenin bir veya birkaç kişi tarafından bozulmasına asla izin vermeyiniz. Türkiye Cumhuriyetini Kuran, Mustafa Kemal ve Kazım Karabekir Paşalar Türk-Kürt meselesi yoktur, olmamalıdır ve böyle bir taksimatın telaffuz edilmesine dahi izin verilmemelidir. Bunun yapılmasını talep etmek bile suç olmalıdır ve bu hususta demokratik hak talebi abesle iştigaldir… Türkü, Türkiye’yi beğenmeyen, bu kutsal isimleri sevmeyen yurttaşlarıma derim ki; Gardaşlarım, evet Türkiye’yi birlikte kurduk, ama bu ülkeyi kuran tüm vatandaşlarımız, ülkenin adının Türkiye Cumhuriyeti olmasını kararlaştırdılar. Bir avuç insan, şu veya bu amaçla, ülkemizi bölmeye parçalamaya, yok etmeye çalışırsa buna hep birlikte karşı çıkmalıyız. Bakınız, Dünyayı ve Türkiye’yi gönül gözüyle görüp tanımış olan Şarkışlalı Aşık Veysel ne demiştir: Allah birdir Peygamber Hâk Rabbil alemin mutlak Senlik benlik nedir bırak Söyleyim geldi sırası   Kürdü Türkü ne Çerkezi Hep Adem'in oğlu kızı Beraberce şehit gazi Yanlış var mı ve neresi?   Kuran'a bak İncil'e bak Dört kitabın dördü de hak Hakir görüp ırk ayırmak Hâkikâtte yüz karası   Binbir ismin birinden tut Senlik benlik nedir sil at Tuttuğun yola doğru git Yoldan çıkıp olma asi   Yezit nedir, ne kızılbaş Değil miyiz hep bir gardaş Bizi yakar bizim ateş Söndürmektir tek çaresi   Kişi ne çeker dilinden Hem belinden hem elinden Hayır ve şer emelinden Hâkikat bunun burası Bu âlemi yaratan bir Odur külli şeye kadir Alevi Sünnilik nedir Menfaattir varvarası   Cümle canlı hep topraktan Var olmuştur Emir Hak'tan Rahmet dile Allah´tan Tükenmez rahmet deryası   Veysel sapma sağa sola Sen Allah'tan birlik dile İkilikten gelir bela Dava insanlık davası  
Ekleme Tarihi: 22 Kasım 2025 -Cumartesi

TÜRKİYE BÖLÜNEMEZ!..

BAŞKENTTEN SELAM

 

TÜRKİYE  BÖLÜNEMEZ!..

            Aralıksız 20 yıl süreyle, TSK Hava Kuvvetleri Komutanlığı emrinde görev yaptım. Bu sürenin 5 yılı, eşim ve çocuklarımla birlikte Diyarbakır’da geçti. Kirada oturduğumuz daire, Kürt kökenli bir ailenin idi. O süreç içerisinde sürekli yazdığım ve zamanımın büyük bir kısmını geçirdiğim gazetenin sahibi ve çalışanların tamamı Kürt kökenli idi. Eşimin günlük işlerinde yardımcısı olan kadın, Türkçeyi güçlükle konuşabilen bir hanımdı. Hemen her meslekten Kürt kökenli arkadaşlarım olmuştu. Hatta Hava Kuvvetleri saflarında benim gibi görevli olan Kürt kökenli subay ve astsubay arkadaşlarım vardı. Hepimiz, herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kardeşçe yaşardık.

            Yani gerek Diyarbakır’da, gerekse Ülkemin her yananda T.C. vatandaşı olarak yaşamlarını sürdüren insanlar, Ülkemin her kentinde yaşayan öteki insanlarla birlikte kardeşçe bir yaşam sürdürülürdü.

            Doğal olarak Ülkemin bütün insanları, eşit hak ve hukuk içre yaşardı. 1980’li yıllarda aramıza sokulan kimi kişiler, Kürt kardeşlerimizin zihinlerini başka yöne çevirmeye başladılar ve epeyce de yol aldılar.

            Televizyonlarda, radyolarda ve yazılı basında görüyor ve okuyorum ki, bir avuç Kürt, Ülkemdeki milyonlarca Kürt adına (!) adeta fetva veriyor ve T.C. Devletini tehdit ediyorlar. Örneğin halen Atatürk’ün kurduğu T.C. BMM’nde Milletvekili olarak görevli olan bir kadın, mücadele edeceklerini ve bu hususta deneyimli oldukları beyan ederek, baskı yapıyor!..

            Gerek o milletvekili, gerek onun gibi düşünenler şunu iyi bilmeliler ki; Türkiye’de bana ve benim gibi Türklüğü ile övünen kişilere cart-curt edebilirler ama 81 ilimizin her köşesinde yaşamlarını sürdürmekte olan şehit, gazi ve yakınlarına bu tür tehditler sökmez…

            Bakınız, kökeni Türk olmayan, ama yaşamının önemli bir kısmını hapishanelerde geçirmiş olan, Büyük Şair Nazım Hikmet (Ran) ne diyor:

 

Dörtnala gelip Uzak Asya'dan 
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan 
Bu memleket bizim! 


Bilekler kan içinde, dişler kenetli 
ayaklar çıplak 
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak 
Bu cehennem, bu cennet bizim! 


Kapansın el kapıları bir daha açılmasın 
yok edin insanın insana kulluğunu 
Bu davet bizim! 


Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür 
Ve bir orman gibi kardeşcesine 
Bu hasret bizim! 

                                  

            Yirmi yıllık askerlik hayatımda, Ülkemin yer yerinde cirit atan Amerikalılardan nefret etmiştim. Elbette Amerika’da da güzel insanlar vardı, ama o ülkeyi yönetenler, benim yüreğimde olumsuz izler bırakmışlardı.

            Şükürler olsun ki bugün Ülkemi yöneten irade, tam bağımsız bir yönetimi benimsemiş, giderek “Dünya beşten büyüktür” demek suretiyle, hem ABD’ne hem de öteki ülkelere resti çekmek cesaretini göstermiştir.

            Büyük Atatürk’ün yakın silah arkadaşlarından Kazım Karabekir Paşa, şairlik yanını da belgeleyen şu şiirinde ne demişti:

 

Ya istiklâl ya ölüm
Ya istiklâl ya ölüm

Vatanım milletim sancağım evim
İstiklâlsiz yoktur yerim
Zincir vurdurur mu Türkler boynuna
Varlığı fedadır vatan yoluna
Biz tarihin Türk dediği yılmaz milletiz
Hür yaşar hür ölür nurlu ümmetiz.

           

            Tülay Hatimoğulları isimli Milletvekili televizyondaki bir kanalda kendisiyle yapılan söyleşide, hak hukuk adalet falan derken, dilinin altındaki baklayı da çıkarmıştır. Bu Hatun kişi, önce yerelde, yani örneğin Diyarbakır’da veya Hakkari’de yönetimi ele almayı, sonra genelde Türkiye’nin her yanına hakim olmayı hedeflediklerini ima ediyordu!

            TBMM’ndeki bir Türk Vekil, o hanıma şöyle demelidir: “Arkadaşım, peki Kürtler için senin istediğini Kafkasya’da yaşayan öteki halklar, Batı’ya yerleşmiş olan Balkanlardan gelen halkımız da aynı taleplerde bulunurlar ise ne olacak?..”

            Ben Kazım Karabekir Paşa’nın, sonradan Marş olarak bestelenen şu şiirini de okumak isterim:

TÜRK YILMAZ MARŞI

Cihan-Harbi yangınından, bağrı-yanık Vatan’a,

Türk’ü boğmak maksadıyla, girdi düşman askeri,

Kan ve yangın başlamıştır; ırz ve namus kalmıyor;

Tehlikeye düştü vatan, yas içinde her yeri.

 

Kahraman halk!

Kalk, silahlan! Ahd ü peymân Tanrı’ya

Vur! Ve haykır!

Türklük ölmez, Türk de yılmaz, ileri!

 

Çelik gibi kollu, tunçtan ayaklı,

Türk hiç yılar mı, Türk hiç yılar mı?

Türk yılmaz, Türk yılmaz!

Cihân yıkılsa, Türk yılmaz!

 

Göğsü imanlı, temiz vicdanlı,

Türk hiç yılar mı, Türk hiç yılar mı?

Türk yılmaz, Türk yılmaz!

Cihân yıkılsa, Türk yılmaz!

 

Düşmana salsa, tek bile kalsa

Türk hiç yılar mı, Türk hiç yılar mı?

Türk yılmaz, Türk yılmaz!

Cihân yıkılsa, Türk yılmaz!

 

            TBMM’nde bulunan tüm siyasi partilere, liderlere ve tüm siyasetçilere uyarımdır. Lütfen Ülkemin ve insanlarımın bölünmelerine sebep olmayın, T.C. Devleti, bir bölünmeden kurtarılmış ve bugünkü demokratik düzeni kurmuştur.  Bu düzenin bir veya birkaç kişi tarafından bozulmasına asla izin vermeyiniz.

Türkiye Cumhuriyetini Kuran, Mustafa Kemal ve Kazım Karabekir Paşalar

Türk-Kürt meselesi yoktur, olmamalıdır ve böyle bir taksimatın telaffuz edilmesine dahi izin verilmemelidir. Bunun yapılmasını talep etmek bile suç olmalıdır ve bu hususta demokratik hak talebi abesle iştigaldir…

Türkü, Türkiye’yi beğenmeyen, bu kutsal isimleri sevmeyen yurttaşlarıma derim ki; Gardaşlarım, evet Türkiye’yi birlikte kurduk, ama bu ülkeyi kuran tüm vatandaşlarımız, ülkenin adının Türkiye Cumhuriyeti olmasını kararlaştırdılar. Bir avuç insan, şu veya bu amaçla, ülkemizi bölmeye parçalamaya, yok etmeye çalışırsa buna hep birlikte karşı çıkmalıyız. Bakınız, Dünyayı ve Türkiye’yi gönül gözüyle görüp tanımış olan Şarkışlalı Aşık Veysel ne demiştir:


Allah birdir Peygamber Hâk
Rabbil alemin mutlak
Senlik benlik nedir bırak
Söyleyim geldi sırası

 

Kürdü Türkü ne Çerkezi
Hep Adem'in oğlu kızı
Beraberce şehit gazi
Yanlış var mı ve neresi?

 

Kuran'a bak İncil'e bak
Dört kitabın dördü de hak
Hakir görüp ırk ayırmak
Hâkikâtte yüz karası

 

Binbir ismin birinden tut
Senlik benlik nedir sil at
Tuttuğun yola doğru git
Yoldan çıkıp olma asi

 

Yezit nedir, ne kızılbaş
Değil miyiz hep bir gardaş
Bizi yakar bizim ateş
Söndürmektir tek çaresi

 

Kişi ne çeker dilinden
Hem belinden hem elinden
Hayır ve şer emelinden
Hâkikat bunun burası

Bu âlemi yaratan bir
Odur külli şeye kadir
Alevi Sünnilik nedir
Menfaattir varvarası

 

Cümle canlı hep topraktan
Var olmuştur Emir Hak'tan
Rahmet dile Allah´tan
Tükenmez rahmet deryası

 

Veysel sapma sağa sola
Sen Allah'tan birlik dile
İkilikten gelir bela
Dava insanlık davası

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Lerzan Özgenç
(22.11.2025 13:44 - #2856)
Güzel bir hatırlatma ülkemin insanının en büyük sorunu etnik kimlikle terör örgütünü ayırt edememesi ve kürdistan hayaliyle kışkırtılnası...Emeğinize kaleminize yüreğinize sağlık iyi çalışmalar
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
https://jazziraes.com/ https://bramblesva.com/ https://seattledogresort.com/ https://bestlifecoachcollective.com/