BAŞKENTTEN SELAM
ŞİÖ GELİŞİP GÜÇLENİYOR!..
İçinde bulunduğumuz yılın Eylül ayı başlarında Çin’in Tianjin kentinde Şanghay İş Birliği Örgütü (ŞİÖ) 25. Devlet Başkanları Konseyi düzenlenmiştir.
ŞİÖ 1996 yılında beş üye ile sınır güvenliği ve ekonomik amaçlı kuruluşundan bugüne; üye sayısı, üyelik çeşidi ve iş birliği alanlarının genişlemesi neticesinde önemli aşamalar kaydetmiştir. Tianjin Zirvesi ise çok sayıda devlet başkanı ve uluslararası kurum temsilcisinin katılımları ile en geniş katılımlı ŞİÖ zirvesi olarak kayıtlara geçmiştir.
Ülkemiz bu, zirveye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımı ile devlet başkanlığı nezdinde katılım göstermiş, bu vesileyle Çin, Rusya, Azerbaycan, Ermenistan, Pakistan, İran liderleri ile ikili görüşmelerde bulunulmuştur.
Altı yıl sonra Çin’i ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çin lideri Xi (Şi) ile görüşmesinde, Türkiye ve Çin arasında ticaretin dengeli kılınmasını, Orta Koridor ile Kuşak ve Yol Girişimi'nin uyumlulaştırılmasını ve Tek Çin politikasına desteği gündeme getirirken Çin lideri Xi ise, ilişkilerin ilerletilmesi gerektiğini belirtmiştir
Bilindiği gibi, son yıllarda Türkiye ve Çin arasında diplomatik görüşmeler artmakta, buna paralele olarak çeşitli kurum ve kuruluşlarımız da, konularıyla ilgili olarak Çin’deki mevki ve meslektaşlarıyla ilişkiler kurmaktadır. Esasen Ülkemizin stratejik denge politikası da bu gelişmeleri yansıtmaktadır.
ŞİÖ Tianjin Zirvesi’nde, Rusya Devlet Başkanı Putin, Hindistan Başbakanı Modi ve Kuzey Kore Başkanı Kim ve İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’ın katılımı ve zirvede gerçekleşen görüşmeler, ŞİÖ’nün Batı-dışı konumlanması açısından dikkat çekici olmuştur. Son dönemde ticari ilişkileri ve vergi tarifeleri nedeniyle ABD yönetimi ile sorunlar yaşayan Hindistan lideri 2020’de Çin ile yaşanan savaş sonrası ilk kez Çin’i ziyaret etmiştir.
Zirve sonunda kabul edilen Tianjin Bildirgesi’nde Hindistan ve Pakistan’daki terör saldırıları da kınanmıştır. Bu durum, ŞİÖ’nün terör karşısında tüm taraflara eşit mesafede durduğu şeklinde yorumlanmıştır. İran’a karşı yapılan saldırılar ise, ABD ve İsrail’in isimleri anılarak kınanmıştır. Bu durum, başta son BRICS zirvesi olmak üzere tarafların isminin anılması açısından önemli bir farklılık taşımaktadır. Kuzey Kore Başkanı Kim’in katılımı ile Kuzey Kore ilk kez geniş çaplı bir uluslararası organizasyona katılmıştır.
Bilindiği gibi, uluslararası meseleler konuşulurken, hep batılı ülkelerin pencerelerinden görülenler dikkate alınır, hatta batının çıkarları korunarak yorum yapılırdı. Ama artık tüm dünya görmüştür ki, Dünyada sadece batı yoktur ve bu dünyanın doğusu, kuzeyi ve güneyi de vardır. Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın sık sık vurguladığı gibi, artık “Dünya beşten büyüktür!..”
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ŞİÖ (Şanghay İşbirliği Örgütü.. Bkz. Kocatepe Gazetesi,13.11.2024), BRICS vb. gibi uluslararası kuruluşlarda yer almış olması ABD yönetimini şaşırtmış; bir yandan Türkiye düşmanlığını çeşitli mekânlarda sürdürürken, öte yandan, yağ çekerek dostluk gösterileri ve kelamları başlamıştır.
Cumhurbaşkanımızın son ABD seyahatinde ve öncesinde Donald Trump’ın Sn. Erdoğan hakkında adeta yağ çekercesine sözler söylemesi karşısında tebessüm ettiğimi itiraf ediyorum. Çünkü bu kendini çok beğenmiş olan ABD Başkanı’nın, Türk’ü, Türkiye’yi ve Sn. Erdoğan’ı sevmediğini tahmin ediyorum. Çünkü ona istediğini yaptıramayacağını anlamış durumdadır…
Yıllar evvel Türkiye Cumhuriyeti Devletini adeta ele geçirmiş olduğunu zanneden ABD, Yeni Türkiye’nin çok yönlü politikalarla, saygın, gelişmiş ve büyümüş olan Türkiye’nin elinden çıkmış olmasının şaşkınlığını yaşamaktadır. Trump ve yandaşları, şaşkınlıklarını sürdüredursunlar, ŞİÖ yoluna hızla devam etmektedir.
***
Rusya Devlet Başkanı Putin’in Çin Devlet Başkanı Xi ile görüşmesinde, “Sibirya’nın Gücü-2” boru hattı projesi için memorandum ve çeşitli konularda toplam yirmi iki anlaşma imzalanmıştır. Sibirya’nın Gücü-2 projesi ile Rusya, Moğolistan ve Çin arasındaki bağlantı güçlenirken Orta Asya’daki boru hattı güzergâhı çeşitlenmektedir.
Tianjin Zirvesinde, Batı-dışı dünyanın daha fazla temsili ve küresel yönetişimin iyileştirilmesi gibi konular gündeme gelmiştir. Zirvede, ŞİÖ Kalkınma Bankası’nın kurulmasına karar verilmiştir. Bu durum alternatif finans kurumlarının çeşitlendirilmesi anlamı taşımaktadır. Bahsi geçen gelişmeler Çin, Rusya, İran ve Hindistan gibi ülkelerin de üye olduğu BRICS zirvesinde de gündeme gelmiştir. Ancak ŞİÖ zirvesinde Çin etkisinin daha fazla gözlemlendiği belirtilmektedir.
Zirve sonunda yayımlanan Tianjin Bildirgesi’nde, Orta Asya’nın ŞİÖ’nün çekirdeğini oluşturduğu, ŞİÖ’deki iş birliğinin Avrasya’da bölünmez bir güvenlik mimarisi oluşturacağı ifade edilmiştir.
Afganistan ve Filistin sorunu ele alınmış ve Gazze’ye insani yardımın ulaştırılması gerekliliği belirtilmiştir.
Ayrıca Laos’un ŞİÖ diyalog ortağı olması kabul edilmiştir. Öte yandan son dönemde ŞİÖ’nün üye sayısının ve iş birliği alanlarının genişlemesinin, örgütün ortaya çıkış amacı olan bölgesel güvenlik ve üç kötülüğün önlenmesi gibi hedeflerinin etkisini azalttığı ileri sürülmektedir.
2026 yılında ŞİÖ Devlet Başkanları Konseyi’nin Kırgızistan Cumhuriyeti’nde düzenlenmesi kararlaştırılmıştır.
Tianjin Zirvesi’nin sona ermesinin ardından, başkent Pekin’deki Tiananmen meydanında, “Çin Halkının Japon Saldırganlığına Karşı Direniş Savaşı’nın (1931-45) ve Dünya Anti-Faşist Savaşı’nın 80. yıl dönümünü anmak için Zafer Günü askeri geçit töreni düzenlenmiştir. Pek çok sayıda devlet liderinin katıldığı askeri geçit törenine Türkiye’yi temsilen, Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan katılmıştır.
Çin geçit töreni sayesinde, İkinci Dünya Savaşı sonrası zafer anlatısını güçlendirme fırsatı bulmuştur. Aynı zamanda Çin, yeni teknoloji ve stratejilerle güçlendirdiği savunma kabiliyetini sergilemiştir. Çin geçit sırasında, hem savunma hem de saldırı özelliğine sahip modern silahlarını, gemi savar füzelerini ve elektronik harp araçlarını dahil olmak üzere konvansiyonel ve nükleer askeri teçhizatlarını sergilemiştir. Tören sırasında öne çıkan bir başka durum ise, başta Çin olmak üzere birçok Asya ülkesinin kimi zaman vurguladığı “ahenk” ve “uyum” özelliklerinin törende öne çıkarıldığıdır.
Sonuç olarak ŞİÖ Tianjin Zirvesi, Türkiye-Çin ilişkilerinin zirve diplomasisi ile ilişkilerin gelişmesi için fırsat sunarken Türkiye’nin çok yönlü dış politikasını güçlendirme imkânı vermiştir.
Öte yandan Laos’un diyalog ortağı olması ile etki ve iş birliği alanını genişleten ŞİÖ, Orta Asya’nın örgüt için halâ öncelikli olduğunu belirtmiştir. ABD’nin korumacı politikalara yöneldiği ve küresel liderlik rolünü gözden geçirdiği bir dönem, Çin için önemli bir etki alanı meydana getirirken ŞİÖ sonuç bildirgesindeki kararlar ve lider söylemleri ŞİÖ’de Çin etkisinin güçlendiğini ortaya koymaktadır. Öte yandan ABD’nin korumacı politikaları ve İran, Rusya, Kuzey Kore karşıtı politikaları ŞİÖ’nün söz konusu ülkeler için alternatif bir kuruluş olduğunu kanıtlamaktadır.

Hakan Fidan, Çin Dışişleri Bakanı Vang Yı ile
Hakan Fidan Çin’de
Öte yandan geçtiğimiz günlerde Çin Halk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Vang Yi’nin konuğu olarak Çin’e giden Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan Pekin, Kaşgar ve Urumçi gibi Çin’in 3 önemli kentini ziyaret etti.
Pekin’de “Değişen Dünya Düzeninde Türkiye-Çin İlişkileri” başlıklı bir konuşma yaptı. Yaptığı konuşmada “Çin’in toprak bütünlüğüne saygılıyız” dedi.
