Büyük Sıfırlamadan Sonrası Birinci dünya savaşı ile şekillenmiş dünya düzeni İkinci dünya savaşı ile kurumsallaştırılarak başka bir boyuta evirildi. Birleşmiş Milletler teşkilatının kuruluşu ile kurumsallaşmanın alt yapısı hazırlandı. Tabir caizse dünya beş ülkeden küçük hale getirildi. Artık dünya bu beş ülkenin iki dudağı arasına sıkıştı. Sanki tek dünya devleti gibi bir yönetim anlayışı başladı. Bu sistem sadece küresel güçlere hizmet için kuruldu ve görevini yaptı. Devletlere ve insanlığa sadece figüranlık görevi kaldı. 2020 yılında OXFAM adlı kuruluşun hazırladığı bir rapora göre % 1’lik bir kesim tüm dünya finansal varlıklarının % 43üne sahip. Yani nu kurumsallaşma refahı arttırmadı daha da dengesiz hale getirdi. Hatta küresel güçler için devletler artık ihtiyacı karşılayamaz oldu. Kaynaklar onları tatmin edemez oldu. Ve yeni bir dünya düzeni kurmak için kolları sıvadılar. Yenidünya düzeni için eski sistemin tamamen bozulması lazım ki; “eski sistem işlevsiz kaldı yeni bir sistem kuruyoruz” diyebilsinler. Büyük sıfırlama ilk Covid 19 zamanında 2020 Dünya Ekonomik Formun’da gündeme geldi. Tabi sözüm ona masum amaçlarla… 1. Dördüncü sanayi devriminden faydalanma 2.Bölgesel kalkınmayı güçlendirme 3. Küresel iş birliğini canlandırma 4. Sürdürülebilir iş modelleri geliştirme 5 Çevreyi iyileştirme 6. Sosyal sözleşmeleri, beceri ve işleri yeniden tasarlama 7. Ekonomik toparlanmanın şekillendirilmesi Oysa yaptıkları sadece yeni bir düzen kurmak için amaçlarını gizlemekti. Her şeyin olduğu gibi onların da gizli amacı zamanla birer birer ortaya çıktı. Artık küresel kurumların hiçbir fonksiyonun kalmadığını, Diplomasinin bile yerlerde süründüğü, uluslararası ilişkilerin tutarlılığının ayyuka çıktığını, Devletlerarası kuralların işlevsiz kaldı, geceden gündüze kararların değiştiği. Süper devlet yöneticilerin süper cambaz haline geldiklerini sadece uzmanların bildiği değil sağır sultana bile aşikâr olduğu bir döneme geldik. Küresel sıfırlama (greaat reset) bir iyileştirme değil yeni bir düzen kurmak için mevcut düzeni yerle bir etme projesine dönüştü. Dünya düzeni hızla bir batağa doğru gidiyor. Öyle böyle değil. Birinci dünya savaşında gizli bir anlaşma vardı şimdi o da yok. Herkes herkesi satmaya başladı. İnsanlık ayaklar altında. Küresel yalanlar, adaletsizlikler diz boyu, artık çevreyi doğayı düşünecek de kimse kalmadı. Görünürdeki beş devlet de işlevsiz kaldı. Finans ekonomi patladı patlayacak. Kaos yoğunlaşıyor, büyük sıfırlama hızla yaklaşıyor. Artık küresel çetenin kullandığı taşeron örgütler iş yapamaz oldu. Kendileri sahada ve üstelik insanlık dışı bir davranış biçimi ile… Koca süper güç, küçük bir devlet İsrail’in kuklası oldu. Yani yeni bir düzenin ayak sesleri geliyor. Bu durumda ülkemiz olarak yapacağımız en büyük şey iktidar ve muhalefet milletle beraber büyük sıfırlama ertesi döneme hazırlık yapmamız gerekiyor Bu bakış açısı biraz gülünç ve hafif bir istek gibi gelebilir. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Bu düzende kendi kuralımız koyacağız ve hayata geçireceğiz. Bir an önce şapkamızı önümüze koyalım. Aynı zamanda bizim ve insanlık için yeni bir dönemin kurucusu olabileceğimizi unutmayalım. Eski dünya düzenin kurucuları hiç bu kadar çirkinleşmemişlerdi. Hiç bu kadar itibar kaybetmemişlerdi. Kendimize güvenelim.  Biz bu dönemde son üç yüz yılda kaybettiklerimizi düşünelim. Böyle bir zamana İstanbul’umuz ve ülkemiz barış merkezi olarak giriyor. Ankara insanlığa vicdanla enerji bulan deniz feneri. Bu fırsatı iktidar savaşlarına kurban etmeyelim. Tabii ki önce insanlığımızı ve memleketimizi koruyacağız, duruşumuzu belirleyeceğiz, sonra dünya düzenine ağırlığımızı koyacağız. Yeni zamanın oyun kurucu rolümüze vatandaştan devlete, sivil toplum örgütünden bütün siyasi partilere, mahalleden büyük şehirlere hepimiz sorumluluk bilinci ile inisiyatif almalıyız. Bu kuruluş dönemi uzun bir dönem olabilir, sabırla…