Bölgemizde Nükleerli Yaşam Yıllar önce ‘’Nükleer santral ile Ruhsal Taciz Altında 35 Yıl Bölge Ekonomisi’’ adı altında bir yazı kaleme almıştım. Çünkü nükleer yapıldı yapılacak derken, bölgeye turizm alanında hiçbir yatırım yapılmıyor, tarım bir türlü gelişmiyordu. Bizzat benim projesini yaptığım bin odalı beş yıldızlı otel ve iki bin odalı tatil köyü projelerinin iptal edilme gerekçesi; yatırımcının Nükleer santralin acaba zararı olur mu endişesiydi. Çünkü kamuoyu ve yatırımcıların kafasını netleştirecek doğru bilgilendirme yapacak bir irade yoktu. Söylentinin bini bin paraydı. Karşı olanlar da yapılsın diyenler de güven veren insanlar değildi. Çünkü izah edemiyorlardı. Ben de yıllarca bu sebepten olmakla beraber yer seçiminin turizm ve tarıma daha uygun daha az zarar verecek alanlarda yapılabileceğini iddia etmemdendi. Şimdi Santral yapılıyor. İnşaat devam ederken bölge büyüyor, dönüşüyor ama endişeler tam da giderilmiyor. Bir yatırımın tamirinden yeniden yapılması daha az maliyetlidir. Santral yapılırken, devlet, büyükşehir ve ilçe belediyelerinin gerekli tedbirleri alması lazım. Hep beraber. Son yaşanan olaylar, taşeron firmanın değişmesi bir şeylerin doğru gitmediğini gösteriyor. Servis kazaları, yerleşme biçimleri, taşeronlardan çalışanların şikayeti, alt taşeronların şikayeti doğru yönetilmeyen süreçlerin görünen yüzü. Bölge nüfus, ekonomi, sosyal ve psikolojik yapı, jeopolitik konum açısından çok değişiyor. Hazırlıklar bu yönde değil… Büyüyen yerleşim alanları alt yapı olarak yetersiz. Yol, su, elektrik, kanalizasyon olarak hazırlanmamış bir bölge… Bu sadece belediyelerin sırtına yüklenecek bir görev değil. Devletin konuya el atması lazım. Bölge olarak planlama yapmak gerekiyor. Göç giderken düzelir mantığı geç olabilir. İş sağlığı, iş güvenliği olarak yaşanan olaylara bakarsak yapılması gereken çok şey var. Sürdürülebilir çevre konusunda henüz bir girişim yok. Kamuoyu tedirgin. Geçen yıl bölge çok büyük bir yangın yaşadı. Bu yıl Büyükeceli aynı şekilde yangın yaşadı… Ama alt yapıya yönelik bir çalışma yok, halk bu yönde hazırlanmıyor. Şimdiden yapmamız gerekenler var; Belediyelerimiz yetmedikleri konularda devleti harekete geçirmeli. Kaymakamlık bu konuda başımıza gelebilecek sorunlar konusunda devletin taşra kuruluşlarını daha aktif çalıştırmalı. Valilik bu yönde devletin dikkatini bölgeye çekmeli… Sivil toplum örgütleri sanayi odamız bu konuda daha aktif rol almalı. Hep beraber geleceğimizi ön görmeli tasarlamalıyız. Son zamanlarda toplantılar yapılıyor ama bu bilgilendirme toplantısının ötesine geçmeli. Hatta nükleer firmasının kendini tanıtım platformundan fazlasını yaptığı bir oda istiyoruz. Madem nükleerle yaşayacağız o zaman geleceğimizi doğru inşa edelim. İş işten geçtikten sonra düzeltmenin sosyal ve ekonomik maliyeti çok yüksektir. Yapılabilir mi? Neden yapılmasın? Doğru strateji ile tarım da turizm de nükleerle beraber gelişebilir. Ama biz önce gelişme bilincine sahip olalım. Biz ekonomik büyümeyi gelişme olarak görürsek bu bizim sonumuz olur.