Çorap Söküğü   Özgür Özel’e naçizane bir tavsiye Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, son zamanlarda yanlış anlaşılmalara sebebiyet verecek türden konuşmalar yapıyor. Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür, dili “özgür” Sayın Özel, çoğunlukla irticalen konuşuyor. Anlık ve doğaçlama konuşuyor. Lafın ucunun nereye varacağını hesap etmeden, heyecanla konuşuyor. Teklifsiz konuşuyor. Senli benli, resmî olmayan söz dağarcığıyla yanlış sonuç doğuracak, lastik gibi sündürülecek sözleri “pat” diye söylüyor. * Sayın Özel, tan ağarırken, şafak sökerken gözaltına alınan, tutuksuz yargılanmaları gerekirken Silivri zindanında, şurda burda, on dört buçuk metrekarelik hücrelerde tutulan CHP’li belediye başkanlarından bahsederken sık sık “arkadaşlarımız” ifadesini kullanıyor. İBB’nin tutuklu Belediye Başkanı, CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasından sonra meydan meydan dolaşan, performansıyla umut uyandıran, kitleleri ve süreci diri tutan Sayın Özel, gelgelelim acele kelimelerle inşa ettiği heyecanlı konuşmasının mağduru olma yolunda ilerliyor. Geçenlerde mesela… “AK Toroslar” çetesiyle irtibat içerisinde olmakla suçladığı AKP MKYK üyeliği dâhil çeşitli görevlerde bulunmuş “şahıs” için birkaç kez “arkadaş” ifadesini kullandı. “Bülbülün çektiği dili belasıdır” dedikleri bülbüller için söylenmiş değildir. “Bana arkadaşını söyle” diye sorarlar bir gün. Sayın Özel, bu özensizliğiyle, yol arkadaşlarına haksızlık ediyor! * Yine geçenlerde mesela… Türkiye’de yargı borsası olduğu iddiasını dillendirirken yanlış anlaşılmaya davetiye çıkaracak nitelikte şu sözleri sarfetti Sayın Özel: “… Türkiye'de yargıda, parayla pulla olan işler var, borsalar var; karar ona göre buna göre, avukatına göre çıkıyor. Yalansa, buna inanmıyorsanız, şüphelenmiyorsanız ben NAMUSSUZUM, ŞEREFSİZİM.” * Sayın Özel’e Türkçe öğretmeye kalkmak bize görev, ağzımıza kaşık ve de haddimiz değildir. Olsa olsa iyi niyetle, naçizane bir tavsiyedir bizimkisi. Sayın Özel! Çeteyle irtibat içinde olmakla suçladığınız birini tarif ederken “ARKADAŞ” demeyin, kahveyi sele vermeyin ne olur! “Şahıs” deyin, “zat” deyin, “vatandaş” deyin ama “ARKADAŞ” demeyin. Yol arkadaşlarınıza haksızlık etmeyin! Sayın Özel! Sözünüzün inandırıcılığını, iddianızın büyüklüğünü tarif, ifade edecekken, “Namussuzum, şerefsizim” demeyin. İllaki söylemeniz gerekiyorsa “Namussuzdur, şerefsizdir” deyin. Neden, niye, niçin? Tecrübeyle sabittir ki; Üstümüz başımız alt üst olmuş bu memlekette çanak yalayıcılar lafı cımbızlayıp çarpıtır. Yandaş medyada lüpe konmuş akıl fukarası dil ukalası tayfa lafın önüne ardına montaj, kaşkariko yapar. Sosyal medyada mevzilenmiş on parmağında on kara trol ordusu hep birden yüklenip “Her şey çok güzel olacak” diye umudu diri tutan hepimizi durduk yerde üzüm üzüm üzer. Bu sebepten, rüzgâr gelecek delikleri tıkamakta, tedbirli olmakta fayda var. * Zaman ilerledi. Daha gidilecek yerler var. Lâfı iskeleye bağlarken her sayfasını, her satırını yalaya yuta okuduğum “Tutunamayanlar”dan sesleneyim: “Kelimeler, albayım! Bazı anlamlara gelmiyor. Anlamlar, albayım! Bazı kelimelere sığmıyor.” Bitti, nokta. Bana gönül koymayın, çay koyun Sayın Özel. İmza, Bir dost!