DEMOKRASİNİN KÖTÜYE KULLANIMI Türk Yönetim Anlayışı Esas Olmalıdır Demokrasi, kağıt üzerinde halkın yönetimi olarak sunulur; özgürlükler, haklar, eşitlikler… Ancak bir yönetim biçiminin sağlıklı işlemesi için toplumun da sorumluluk bilinci, ahlaki ölçüsü ve devletine sadakati güçlü olmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti ise coğrafyası, tarihi ve stratejik konumu gereği bu konuda hassas bir ülke. Bugün demokrasi, bu topraklarda kimi zaman amacının dışına taşmış, hatta suistimal edilen bir araç hâline gelmiştir. Devlete, askere, polise hakaret eden; bölünmeyi, toprak talebini bir “hak” gibi sunan; kaçakçılık, uyuşturucu ticareti, organize suç ve yasa dışı faaliyetleri “özgürlük” kisvesine büründüren gruplar bulunmaktadır. Bu tablo, demokrasinin her toplumda aynı sonuçları vermediğinin açık göstergesidir. Demokrasi yanlış kişiler tarafından kötüye kullanıldığında, devlet düzeni zayıflar; suç odakları ise güçlenir. Türkiye’nin ihtiyacı; Batı’dan ithal edilmiş modeller değil, kendi tarihinin ve kültürünün yoğurduğu güçlü ve adalet temelli bir devlet aklıdır. Bu akıl binlerce yıldır “Türk yönetim anlayışı” olarak varlığını sürdürmüştür:             •          Devletine sadakat,             •          Milletine bağlılık,             •          Adaletin tavizsiz uygulanması,             •          Suçla mücadelede kararlılık,             •          Halkın huzurunu her şeyin üstünde tutmak. Bu ilkelere dayanan düzen, Türkiye’yi ayakta tutan mayadır. Bugün de ihtiyaç duyulan tam olarak budur. Elbette herkes kanun önünde eşit olmalıdır; ancak eşitliğin şartı sorumluluk, ahlak ve devlete bağlılıktır. Suç işleyeni koruyan, bölücülüğü teşvik eden bir demokratik model; ne adalet üretir, ne de ülkeye huzur getirir. Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği, Türk devlet geleneğini esas alan, suça sıfır tolerans uygulayan, emeği ve hukuk düzenini koruyan bir yönetim anlayışıyla daha sağlam olacaktır. Çünkü bu vatan; fedakârlıkla, emekle, mücadeleyle kuruldu. Bu devleti ayakta tutan irade, yine Türk milletinin kendisidir. Ve bu topraklarda huzurun anahtarı; güçlü devlet, sağlam adalet ve milli birliğin korunmasıdır. Çünkü bazı çoğunluklar demokrasi adı altında haklarını savunuyorlar daha doğrusu ülkeye düşman olmanın bile demokratik haklar olduğunu biliyorlar suçların güvendiği tek şey hak eşitlik adalet bu da demokrasi demektir aslında demokrasi özünde ülkesine bağlı insanların kendisini Savunması’dır ülkesinden nefret edenleri ise yok edecek bir sistem getirilmelidir Türk yönetim sistemi şarttır