BİR ÜLKENİN MUTLULUĞU
Bir ülkenin gerçekten mutlu olabilmesi için yalnızca bireylerin kendi öz mutluluğu yeterli değildir. Bireysel mutluluk önemlidir; ancak kalıcı ve sürdürülebilir mutluluk, toplumun bütününe yayılan kitlesel mutluluk ile mümkündür.
Toplumun büyük kesimi mutsuz, umutsuz ve adaletsizlik duygusu içinde yaşarken, bazı bireylerin mutluluğu gerçek bir anlam taşımaz. Çünkü insan, içinde bulunduğu toplumdan ayrı düşünülemez. Her birey, yaşadığı ülkenin huzurundan ve adaletinden beslenir.
Bu nedenle siyasilerin ve devlet adamlarının asıl hedefi; kişisel çıkarları ya da küçük grupların mutluluğunu değil, toplumsal huzuru, adaleti ve refahı sağlamak olmalıdır. Yöneticiler, görevlerini devlet terbiyesi ve millet bilinciyle yürütmeli; kararlarını bireylerin değil, halkın ortak menfaatini gözeterek almalıdır.
Bir ülkenin büyüklüğü, zenginliği ya da gücü; halkının genel mutluluğu ve huzuru kadar değerlidir. Gerçek devlet adamlığı, bireyin değil toplumun mutluluğunu öncelemektir.
