BAŞKENTTEN SELAM   Azerbaycan Yazarlar Birliği Başkanı ANAR RIZAYEV             Azerbaycan’da ve Azerbaycan dışındaki ülkelerdeki en popüler Azerbaycanlı, Resul Rıza oğlu Anar’dır. Onunla ilk Azerbaycan seyahatinde, Tiyatrocular Birliği’nde karşılaştım. Birliğin başkanı Şemsi Bedelbeyli, yardımcısı ise Anar’dı. Anar aynı zamanda aylık Gobustan dergisinin de genel yayın yönetmeniydi. 1987 Yılından bu yana da Yazarlar Birliği başkanlığı görevini sürdürmektedir. Ondan önce bu birliğin başkanlığını İsmail Şıhlı ve Mirza İbrahimov yapmıştır.             Bazı yeteneklerin babadan oğula geçtiği bir gerçektir. Bu gerçek Azerbaycan’daki bazı değerli yazarların ve sanat adamlarının, babası sayesinde üne ulaşmış oldukları izlenimini yaratmamak için, soyadlarını kullanmamalarına neden olmuştur. Örneğin yazar Elçin, “Efendiyev”, Hidayet, “Orucov”, Niyazi “Hacıbeyov” ve Anar, “Rızayev” olan soyadlarını kullanmadan eserlerini yayımlamışlardır.             Anar, Azerbaycan’ın yetiştirdiği büyük şair Resul Rıza ile ünlü şair Nigar Refibeyli çiftinin oğlu olarak 1938 Yılında Bakü’de dünyaya geldi. Sinemacılık, tiyatroculuk, yayıncılık, yazarlık onun uğraş alanı oldu ve bu konularda önemli çalışmalar yaptı. Örneğin, bugün yazar olarak ünü, Azerbaycan sınırlarını aşmıştır.             Benim de ilgi alanım içerisinde olması nedeniyle, bütün Bakü seyahatlerimde, mutlaka Yazarlar Birliği’ne uğrayıp, yazar dostlarla sohbet etmek; özellikle de Anar’ı makamında ziyaret etmek istemişimdir. Karşılıklı saygıya dayalı bir dostluk ilişkimiz olmuştu… Refik Zeka’nın ölüm yıldönümünde, mezarının başında ilk sözü bana vermiş; Yazarlar Birliğinde Romen milli şairi Eminescu için yapılan toplantıda da söz hakkı vermiş; Eminescu hakkında düşüncelerimi anlatmama olanak sağlamıştı. Azerbaycan edebiyatının ünlü kişilerinden Gabil İmamverdiyev’i, Fikret Sadık’ı, Fikret Goca’yı, Yazarlar Birliği’ne yaptığım ziyaretlerde tanıdım. Bu değerli şair ve yazarların adıma imzalı kitaplarını, bu ziyaretlerde edindim.             Merhum Resul Rıza ile ilgili, Başkanlığını Namık Kemal Zeybek’in yaptığı Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyeti tarafından Ankara’da düzenlenen toplantıyı ben organize ettim. O yıl, Azerbaycan’da görkemli törenlerle anılan Resul Rıza’nın, Türkiye’de de anılması gerektiğine inanmış; bu düşüncemi Anar’a açtığımda olumlu yanıt alınca da kolları sıvamıştım.             Anar yönetimindeki Yazarlar Birliği’nin yayım organı olan Edebiyat gazetesinin Redaksiyon Şurasında uzun yıllar yer almış olmamda, kuşkusuz Anar’ın büyük payı vardı. Zira Anar’ın onayı olmadan, öylesine onore bir göreve atanmam olanaksızdı. Anar, 11 Nisan 2002 Tarihinde de benim, Azerbaycan Yazarlar Birliği üyesi olmamı sağlamış ve bununla ilgili kimlik belgesini de küçük bir törenle vermişti. Azerbaycan Yazarlar Birliği Üyelik belgem             Azerbaycan’ın bu müstesna evlâdı, SSCB dağılmadan önce, Sovyet parlamentosunda, milletvekili olarak yer alıyordu. Azerbaycan’ın bağımsızlığını ilân etmesinden sonra oluşan milli mecliste de milletvekili olarak bu görevi sürdürmüştür.             Refik Zeka Handan’ın, Anar’la ilgili bir sözünü, 29 Ağustos 1987 Tarihinde Ankara’da münteşir 24 Saat Gazetesi’ndeki “Resul Rızaoğlu Anar”  ve İstanbul’da münteşir Size Dergisinin Şubat 2003’de yayımlanan 352.Sayısındaki “1500 Yılın Oğuz Şiiri” başlıklı yazılarımda kullanmıştım Benim de yürekten katıldığım söz şuydu: “Kırgız Türkleri için Cengiz Aytmatov, Kazak Türkleri için Olcay Süleyman ne ise, Azerbaycan Türkleri için de Anar, odur…”             Azerbaycan’a 2001 Yılında yaptığım seyahatte, “Min Beşyüz İlin Oğuz Şeri” kitabını imzalayıp veren Anar; 2002 Yılında da, bu dev eserin 2. Cildini adıma imzalamıştı. Bu iki ciltlik eser, Türk dünyası şiir antoloji niteliğindedir. Kuşkusuz bu güldestede Anar’ın seçtiği şairler yer alıyordu. Bu eserin önsözü mahiyetindeki mesajında Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, şöyle diyordu:            “Biz artık büyük Türk Dünyası, Türk halkları, Türk dilli halkların umumi kökleri, müşterek medeniyeti hakkında konuşuruz. Bunları büyük tarihi şahsiyetlerin yaratıcılığı esasında söyleriz…” Ayakta sağdan ikinci Anar, üçüncü Nasrattınoğlu ve birbirinden değerli Azerbaycanlı dostlar            Daha sonraki bir demecinde de, Merhum Haydar Aliyev, Anar hakkında olumlu değerlendirmelerde bulunmuş ve onu Azerbaycan Edebiyatının önemli bir ismi olarak gördüğünü beyan etmiş, onun eserlerinde Azerbaycan’ın kültürel ve tarihi zenginliklerini yansıttığını, aynı zamanda modern sorunlara da değindiğini vurgulamıştır.            Büyük Lider Haydar Aliyev Anar’la ilgili değerlendirmesinde, “Anar'ın eserleri Azerbaycan'ın milli kimliğinin oluşumunda ve korunmasında önemli bir rol oynamıştır. Ayrıca, Anar sadece bir yazar değil, aynı zamanda bir halk insanı ve vatanseverdir…”             Anar sayısız eserler ortaya koymuş ve bu eserlerin çoğu, başta Türkiye olmak üzere, çeşitli ülkelerde ve dillerde yayımlanmıştır. Son yıllarda şiirler de yazmış ve yayımlamış olan Anar’ın, en büyük eseri bana göre, oğlu Tural’dır.             Ankara’da görev yaptığı yıllarda tanıdığım, ama o zaman pek dikkatimi çekmeyen Tural Rzayev’i, Azerbaycan’ın Bükreş Büyükelçiliği Müsteşarı olarak, Romanya’da gördüm ve son derece başarılı çalışmalarına tanık oldum. O’nun diplomasi alanında emin adımlarla yürüyüp;  gardaş Azerbaycan’ı daha önemli mevkilerde temsil edeceğine inanmıştım. Nitekim o çeşitli ülkelerde Büyükelçi olarak Kardeş Azerbaycan Cumhuriyetini liyakatla temsil etmektedir.             2008 Yılında, Anar için 70. Doğum yıldönümü nedeniyle görkemli jübileler düzenlendi. Bu münasebetle, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de Anar’ı öven ve onore eden bir bildiri yayımladı.             1982 yılından başlayarak, 2016 yılına kadar 25 kez Azerbaycan topraklarına ayakbastım. Kimi uzun, kimi kısa süreli bu seyahatlerimde çok sayıda insanla tanıştım, dostlaştım. Bu seyahatlerimin hemen hemen tümünde Yazarlar Birliği’ne de uğradım. 2002 yılında Başkan Anar’ı ziyaretimde, Azerbaycan Yazarlar Birliği üyeliği ile onurlandırıldım.