Aytaç KURTUBA
Köşe Yazarı
Aytaç KURTUBA
 

SEKA AKDENİZ İŞLETMESİ - SİLİFKE TAŞUCU

SEKA AKDENİZ İŞLETMESİ - SİLİFKE TAŞUCU SEKA nedir, ne demektir... SEKA adı, selüloz ile kağıt sözcüklerinin ilk bölümleri birleştirilerek oluşmuş bir kısaltmadır... Selüloz sözcüğü, Fransızca kökenli olup, kağıt sözcüğü için köken Türkistan gösterilebilir... Bazı dil bilimciler ise kağıt sözcüğü için İran dili Farsça ile Çinceye de kaynak olarak olasılık verir... Sonuç olarak selüloz batı kökenli, kağıt ise doğu kökenli sözcüklerdir... Taşucu'nda, temeli 28 Temmuz 1975 yılında atılan, 9 yıl süren yapım aşaması süreci sonunda ise 18 Ekim 1984'te düzenli olarak kağıt üretimine başlayan SEKA Akdeniz İşletmesi, yıllık olarak yaklaşık 150 bin ton güçlü torba kağıdı (kraft-liner) üretmiş, 2003 yılına değin sürekli çalıştırılmış, son üretimini 2006 yılında yaparak durdurulmuş üst düzey donanımlı bir kuruluştu... Kağıdın Yolculuğu... Bundan 1271 yıl öncesine gittiğimizde, 751 yılında bugün ki Kırgızistan toprakları içinde, ülkenin kuzey batısında kalan Talas İli içinde, bu ile adını veren Talas Irmağı dolayında yaşanan savaşta, Müslüman kanadı oluşturan Abbasi Ülkesinden Araplar ile Karluk Ülkesinden Türk birlikleri bir olup, karşılarında yer alan Tang soyunun yönetimindeki Çinliler ile yenişmeye tutuşurlar... 751 yılının yaz aylarında, beş gün süren bu savaşta Çinliler yenilir... İşte bu savaşta ele geçirilen Çinli tutsaklar, günümüz Özbekistan'ı Semerkand kentine götürülüp orada üretime başlayarak, kağıt adı ile kavramının ilk kez Türk topraklarında yaygınlaşmasını sağlamış olurlar... Türkistan'ın ardından ise bu kez Abbasi Ülkesi üzerinden Araplar aracılığıyla kağıt, batı uygarlığına doğru yol almaya başlar... Çin ile batı uygarlığı arasında uzanıp, Türkistan'dan geçen İpekyolu üzerinde artan Çin baskısına karşı, Arapların yanlarına Türkleri alarak giriştikleri Talas Savaşı'nın en önemli sonuçlarından biri, kağıdın batıya doğru yolculuğu olmuştur... 751 yılından Türklerin günümüz Türkiye topraklarına girdiği 1071 yılına değin aradan geçen 320 yıl boyunca, Bizans Ülkesinde düzenli üretim yapılan bir kağıt işliği var mıydı bilinmez, ancak Türklerin gelmesinden önce Bizans ile komşu olan Araplar aracılığı ile kağıt çoktan Abbasilerin Yunanca konuşan komşularına ulaşmıştı... İlginç bir bilgi olarak Emeviler'i yıkan Abbasi yönetiminin altındaki Şam'da, 800'lü yıllarda kağıda yazılmış ilk Yunanca belgelerin varlığından söz edilir... Yine de Çinliler, Türkler, Araplar üzerinden yolculuğunu sürdüren kağıt, Bizans'a ulaştığında Türkler de bu ülkeye yetişip varmış olacaktı... Bir yazı saklama aracı olan Çin kökenli kağıttan önce, Eski Mısır'da binlerce yıl geriye gidildiğinde papirüs adında kullanılagelen bir başka yazı saklama aracı çoktan bulunmuştu bile... Nil Irmağı boyunca, su kıyılarında doğal olarak yetişen bir tür sazlık otu olan papirüs, kağıda göre başka bir yöntemle işlenerek, yaprağı oluşturan kıymıklarının ayrılıp yeniden üst üste konulması ile elde edilmekteydi... Papirüs, kendi doğduğu Mısır topraklarının dışında, yakın çevresine, komşu ülkelere de yayılır... Ancak o da ne, İskenderiye'de yüzlerce yıldır biriken el yazmalarının sayısını geçebilecek tek yer olan günümüz Türkiye'sinde ki Bergama kıskanılmaya başlanır... Firavun, Bergama Ülkesine artık papirüs satılmasını yasaklar... Sonrasında ise Bergamalılar, papirüs yerine kullanılabilecekleri bir yazı saklama aracı olarak oğlak derisini işleyerek geliştirdikleri parşömenin buluşunu başarırlar... Uygarlık, avcı toplulukların saklandıkları inlerin içlerinde duvarları, sürü yaydıkları bozkırlarda az sayıda gördükleri kaya yüzeylerini, tarımla uğraştıkları ovalarda balçık toprağı işleyerek kalıba döktükleri kurutulmuş kil yüzeyleri birer yazı saklama aracı olarak kullanarak ilerlemiş, bunun yanında bu yüzeyler üzerine doğada gördükleri varlıkları betimlemeye çalışan toplulukların, anlatmak istediklerini sözlere, seslere bölüp değişik çizikler atarak yazıyı bulma sürecini ekleyerek geliştirmiştir... Taş, kil, yaprak, deri derken sonunda kağıt ile yolun kalanında ilerleyerek bugünlere gelmiştir... Çin, Talas Savaşı, Semerkand, Türkler, Abbasiler, Bağdat, Şam, Bizans, Osmanlı derken 1300'lü yıllarda artık kağıt, İtalya'da Ancona'ya bağlı Fabriano kentinde de görülmeye başlanmıştır... Kullanımı giderek yaygınlaştığı için, birbirine eş süreçler içinde, değişik ülkelerde, değişik yöntemler denenen ilerlemeler görülür... Bursa, Edirne derken ele geçirilen yeni Türk başkenti İstanbul'da, bugün bile Kağıthane olarak bilinen yerde Fatih Sultan Mehmet döneminde kağıt üretimi yapılır... İstanbul, kağıt üretimi yapılan yer olma özelliğini yüzlerce yıl korurken, ilerleyen yüzyıllarda artık batı ülkeleri sürekli ve düzenli üretim yapan işletmelerin doğacağı günlere doğru yaklaşmaktadır... Yeni arayışlar, değişik buluşlar, buhar gücüyle çalışan aygıtlar, gerilim elde edilip güç ileten teller derken sonunda yeni bir üretim çağı başlar 1800'lü yıllarda batıda... Artık odunun öğütülüp belirli bir kıvama gelinceye dek pişirilip kağıdı oluşturacak temel ürünün üretimine geçilir, selüloz... Fransız bilimci Rene Antoine Ferchault de Reaumur 'un öğütülmüş odundan kağıt üretme savını, Alman buluşçu Friedrich Gottlob Keller ile Kanada'da Charles Fenerty birbiriyle iletişim kurmaksızın benzer dönemde yaşama geçirmeye çalışırlar... Onlar bunu sürekli-düzenli üretime dönüştüremeseler de artık çağdaş kağıdın nasıl elde edileceğinin bilgisi olgunlaşmaya başlamıştır... Geleneksel kağıt üretim yöntemlerinden sonra artık Osmanlı topraklarında da buhar gücüyle çalışan çağdaş işletmeler ile kağıt üretimi yapılacaktır... Buharla çalışan ilk kağıt işletmesi 1846 yılında İzmir Halkapınar'da açılmış ancak kısa sürede batılılara verilen ayrıcalık baskılarından dolayı (kapitülasyon) kapatılmıştır... Bir sonraki işletme ise 1887 yılında İstanbul Beykoz'da Hamidiye Kağıt İşletmesi adıyla açılmış, ancak o da İstanbul'u ele geçiren batılı sömürge güçlerince 1915 yılında işlemez duruma getirilmiştir... Artık 600 yıllık Osmanlı Ülkesi yerini küllerinden yeniden doğan Türkiye'ye bırakacak, yeni kurulan ülkenin de ilk işletmesi Kocaeli İzmit'te açılacaktır... 1889 yılında İstanbul'da doğan Mehmet Ali Kağıtçı, Heybeliada Mekteb-i İptidaisi, İstanbul Sutanisi, İstanbul Darülfünunu okullarını bitirdikten sonra kağıt üretimi bilimlerini öğrenmek üzere sırasıyla 1925 'de Almanya Hannover'e, 1926'da Fransa'da Lyon ile Metz kentlerine gidip buralardaki üretim işletmelerinde işçi olarak çalışır... Sonrasında yine Fransa Grenoble'de kağıt üretimi üzerine eğitim veren yüksek okula öğrenci olarak girip bu okulu 1927 yılında birincilikle bitirerek düşlerini, düşüncelerini gerçekleştirmek üzere ülkesine, ülkemize döner... Uluslararası süreçlerden, ulusal ilk üretime SEKA, TÜRKİYE SELÜLOZ VE KAĞIT İŞLETMELERİ... Mehmet Ali Kağıtçı, 1929 yılında Kalkınma Bakanlığı (İktisat Vekaleti), 1932 yılında İş Bankası, son olarak da 1934 yılında Sümerbank ile gerçekleşen bilgileşim süreçleri sonunda, artık ülkemize ilk kağıt işletmesini kazandırmak adına iş başına gelebilecekti... Yapılan çalışmaların ardından, İzmit Sümerbank Kağıt ve Karton İşletmesi'nin temeli böylece 14 Ağustos 1934'te atıldı... Yaklaşık 2 yıl süren yapım aşaması sonrasında ilk deneme üretimi ise 18 Nisan 1936 'da gerçekleştirildi... Sürekli üretime ise 6 Kasım 1936'da geçildi... 1941 yılına gelindiğinde, kağıt üretimini başardığı işletmeden alınarak işine son verilen Mehmet Ali Kağıtçı, 1964 yılında başka bir kurumdan emekli olmak durumunda bırakıldı... Olağanüstü çabalarla yurtdışında kağıt işletmelerinde çalışıp ayrıca birincilikle eğitim sürecini bitirip ülkesine dönen, ülkesinde kağıt üretiminin başlamasında başat olan Mehmet Ali Kağıtçı, kendi ülkesinde verilmesi gereken değeri göremese de yapmış olduğu yayınlar, başarmış olduğu çalışmalar ile işlerden dolayı, 1963 yılında Almanya'dan uluslararası ödüller aldı... Kurumsal olarak 1934 yılında, Sümerbank Kağıt ve Karton Fabrikası olan işletmenin adı 1939 yılına gelindiğinde Sümerbank Selüloz Sanayii Müessesesi, 1955 yılında ise Türkiye Selüloz ve Kağıt Fabrikaları İşletmesi (SEKA) olarak değiştirildi... SEKA adıyla ilerleyen süreç içinde 1970 yılında Zonguldak Çaycuma ile Giresun Aksu, 1971 yılında Muğla Dalaman, 1979 yılında Afyon Çay, 1981 yılında Balıkesir, 1984 yılında İçel Silifke'de Taşucu Akdeniz ile Kastamonu Taşköprü işletmeleri açılıp kağıt üretimi yapan kuruluş birimi sayısı sekize yükselmiştir... 1959 yılında Sümerbank'a bağlı olarak kurulan Bolu İşletmesi ise (lamine ile Ievha üretimi), 1984 yılında SEKA'ya bağlanmıştır... Kurgulanış ile yapım süreçleri de göz önüne alındığında özellikle 1960 ile 1983 arasında, kağıt üretimiyle ilgili Türkiye 'de çok önemli kamu yatırımları süreci yaşanmıştır... Ülkemizin tüm kağıt üretiminin en az yüzde altmışı SEKA Kağıt işletmelerinde üretilen kağıtlarla sağlanırken, 1975 yılından sonra yeni bir yatırım düşünülmemiş, 1984'ten sonra yeni bir işletme açılmamış, 1997 yılına gelindiğindeyse Özelleştirme Yüksek Kurulu'nca SEKA işletmeleri tümden özelleştirilip satılmak üzere kapsam içine alınarak çöküş sürecine sürüklenmiştir... Suyunu, buharını, elektrik gücü gereksinimini kendi döngüsü içinde çevirip kullanan çağdaş SEKA işletmeleri, neredeyse dış kaynaklara bağımlı olmadan kağıt üreten çok değerli kuruluşlardı... Yine kendi uzman işçi gereksinimi karşılamak üzere, orta okul çıkışlı öğrencileri alıp 3 yıl yatılı okuyacakları İzmit Mehmet Ali Kağıtçı Okulu'nu kurup eğitim veren SEKA, odundan kağıdın üretimine dek tüm işletme süreçlerini çalışan işçisine öğreten, kendi uzman ustasını yetiştiren bir kuruluş özelliğindeydi... 1944 yılında Selüloz Sanayi Müessesesi Çırak Okulu olarak açılıp, 1983 yılında adı Mehmet Ali Kağıtçı Meslek Kursu olarak değiştirilen bu okul, SEKA'nın son işçi alımı yaptığı 1996 yılı eylül ayında, dörder aylık iki dönemde yaşları yaklaşık 16 ile 17 olan toplam 320 genci eğitip yetiştirmiş, burada eğitim gören genç işçileri 1997 yılında Giresun Aksu, Zonguldak Çaycuma, Muğla Dalaman işletmelerine çalışma yaşamına katılmak üzere göndermiştir... Özelleştirme Yüksek Kurulu'nca SEKA'da ilk kapatılacak işletme olarak 1998 yılında üretimine son verilmek üzere İzmit Kağıt İşletmesi seçilmiş, ancak İzmit kentinde yaşayan toplum ile birlikte işçilerin direnişi sonucu bu süreç sürüncemede kalıp uzamıştır... 2001 yılında dokuz işletmenin tümünde toplam 5.200 işçi ile üretim yapan SEKA işletmeleri içinde Muğla Dalaman İşletmesi 2001 yılında, Balıkesir, Zonguldak Çaycuma, Afyon İşletmeleri 2003 yılında, Kocaeli İzmit İşletmeleri 2005 yılında satılmış yada kapatılmış, 2003 yılında üretimi durdurulan İçel Silifke'deki Taşucu Akdeniz İşletmesi 7 yıl sürüp 2010 yılına değin bekleme sürecinde kalıp, sonrasında ona da kapatılma işlemi uygulanmıştır... SEKA ile ilgili oluşturulan bazı değerleri ise bu araştırmaya ekleyecek olursak, 1937 yılında SEKA Kağıt Spor'un kuruluşu, 1956 ile 1982 yılları arasında 500 sayıyı aşan basımıyla Naci Girginsoy'un çıkarttığı SEKA Postası yayınları, 1961 SEKA Çocuk Dostları Derneği'nin kuruluşu, 1967 SEKA Memurları Hizmetlileri Sağlık ve Koruma Yardımlaşma Derneği'nin kuruluşu, 1973 SEKA Memurları Yardımlaşma Derneği'nin kuruluşu,1984 yılından sonra çıkarılmaya başlanan SEKA Dergisi, 1994 yılında Mehmet Ali Kağıtçı adına açılan müzeyi de sıralayıp anmamız gerekir... Sekiz işletmesinde yıllık toplam 650.000 ton kağıt üretimi yapabilen SEKA, 1990 yılı verilerine göre ülkemizin yurtdışından satın aldığı kağıt gereksiniminin en az yarısını karşılayan, ayrıca yurtdışından alınan kağıt tutarının ton başına yarısına kağıt üreten, ülkemize sürekli gelir kazandıran gözde bir kuruluştu... Ulusaldan yerele, yöremizde ilk kağıt üretimi SEKA AKDENİZ TAŞUCU İŞLETMESİ... Öncesinde kuruluş yeri olarak Antalya Manavgat'ın düşünüldüğü, ancak Antalya İlinin turizm alanı olarak tasarlanacağı gerekçesi ile yer arayışı sonucu gelinen Taşucu'nda, temeli 28 Temmuz 1975 yılında atılan, 9 yıl süren yapım aşaması süreci sonunda ise 18 Ekim 1984'te düzenli olarak kağıt üretimine başlanan SEKA Akdeniz İşletmesi, yıllık olarak yaklaşık 150 bin ton güçlü torba (kraft-liner) kağıt üretim değeriyle, Ortadoğu ile Balkanlar'da kendi türünde üretim yapan en büyük kağıt işletmesi özelliği kazanarak çalışmıştır... Ortaya koyduğu bu olağanüstü kağıt üretimini, günlük onlarca taşıtlarla karayolu üzerinden yurtiçi dağıtımına vermesinin yanında, kendi işletme alanı içinde bulunan deniz kapısına yanaşan gemilerle de yakın çevre, uzak ülkelere satarak büyük gelirler elde etmiştir... 1983 yılında yapımına başlanıp, 15 Kasım 1985'te işletmeye alınan SEKA Deniz Kapısı (liman), eski adıyla İçel İlinin en büyük ikinci limanı özelliğinde olmuştur... Düzenli yenilenme çalışmaları ile en az 100 yıl daha üretim yapabilecek olan bu kağıt işletmesi, ne yazık ki 20 yıl bile dolmadan kapatılmıştır... SEKA Akdeniz İşletmesi'nin oturum alanı yaklaşık 2017 dönüm olup, bunun 50 dönümü üretim yapılan kapalı alanları olarak düzenlenmiştir... İşletme içinde yaklaşık 900 işçi, 150 memur olmak üzere toplam 1050 kişi çalışmaktayken, sonrasında kağıt üretimi dışında kalan ağaç kesim (kereste) bölümünün kapatılmasıyla bu sayı işçi memur toplam olarak yaklaşık 750 kişiye inmiştir... 2003 yılında çıkılan ilk satış sürecinde yaklaşık 120 milyon dolar satın alma önerisi veren Ciner Topluluğu, işletmeyi satın almaktan vazgeçmiş, sonraki üç satış sürecinde ise istenen tutarlara çıkılamadığı için satış işlemleri kural gereği başarısız olmuştur... Tüm bu duruş ile satış süreci yaşanırken, doğal olarak en son işe alımın yapıldığı 1996 yılından sonra yeni işçi alımı yapılmamış, 2003 yılında yaklaşık 550 kişi olan içi sayısı 7 yıl sürecek satış bekleme aralığı sonunda 2010 yılında 120 işçiye düşecektir... Yine işletmenin durdurulduğu 2003 yılından sonra SEKA Akdeniz İşletmesi alanı içinde bulunan konutlarda oturan çalışanların büyük çoğunluğu neredeyse bir iki yıl içinde buradan Silifke'ye taşınmışlardır... Diğer tüm SEKA işletmelerinde olduğu gibi, 2003 yılına gelindiğinde İçel İli, Silifke İlçesi, Taşucu kıyı yerleşiminde konuşlu SEKA Akdeniz İşletmesi'nin de üretimi durdurulmuş, 2005 ile 2006 yıllarında içeride kalan son hammaddelerin eritilmesi amacıyla işletme birer ay çalıştırılmıştır... Söz konusu süreç içinde özelleştirmeyi destekleyen basın yayın kuruluşları, en yeni en verimli çalışan SEKA olan Akdeniz İşletmesi'ni uydurdukları yalan içeriklerle karalayıp yayınlayarak, işletmede üretimin 2003 yılında durdurulduğunu göz ardı edip, 10 yıl daha geriye giderek 1993 yılından beri işletmenin çalışmadığını, işçilerin yatarak aylık aldığını yazmışlardır... Basın aracılığıyla yapılan bu yalan yayınlar üzerinden toplumun SEKA'ya olası desteğinin önüne geçilmeye çalışılmıştır... Satışı uzadığı için kamu elinde tek başına kalan SEKA Akdeniz İşletmesi, 2005 yılında Sümer Holding’e aktarılarak SEKA tüzel adı sonlandırılmış, işletmenin adı Sümer Holding Taşucu Kağıt Sanayi İşletmesi olarak değiştirilmiştir... Üç kez satışa çıkarılıp, istenen tutarlarla satışı yapılamadığı için 2003'ten sonra 7 yıl üretim yaptırılmayan işletmede, 2009 yılı bitip 2010 yılına girildiğinde içeride kalan 120 işçinin 80'ine çıkış verilmiş, kalan yaklaşık 40 işçi ile işletmenin deniz kapısı bölümünün çalıştırılması sürdürülmüştür.. İşçilerin çıkarılmasından sonra 2011 yılında SEKA Akdeniz İşletmesi'nin kağıt üretimiyle ilgili tüm altyapısı, aygıtları, donanımı yerinden söktürülmek üzere satılmıştır... 2017 yılına gelindiğinde ise bu kez Sümer Holding Taşucu Kağıt Sanayi İşletmesi adı sonlandırılarak, (23.01.2017) bir başka kamu kuruluşu olan TDİ - Türkiye Denizcilik İşletmeleri'ne, işletmenin varlığı aktarılmıştır... 2021 yılı eylül ayına gelindiğinde, özel iş kolunda denizcilik işleri yürüten CEY Topluluk Kuruluşu, TDİ adı altındaki SEKA Akdeniz İşletmesinin deniz kapısını 40 yıllığına geçici, geri alanını temelli edinimi olmak üzere, toplam 1440 dönüm alanın kullanım ile işletmesi iznini kamu elinden satın almıştır... 1975 yapım aşaması başlangıcı, 1984 üretim süreci başlangıcı, 2003 üretimin durduruluşu, 2005 SEKA adına son verilmesi, 2010 çalışanların işlerine son verilişi, 2011 işletme altyapısı ile tüm donanımının söktürülüp satılması, 2017 Türkiye Denizcilik İşletmeleri'ne verilmesi, 2021 özel bir denizcilik işletmesine satışının yapılması derken bugünlere gelinmiş, böylece SEKA, Taşucu ile Silifke'de 45 yıla yayılan süreçte kimi için olumlu kimi içinse olumsuz süreçler yaşamış, yaşatmıştır... Burada yer alan görüntüde, Türkiye'de ilk kağıt üretimi yapılışının 50. Yılı olan  18 Nisan 1986 günü, Taşucu SEKA Akdeniz İşletmesi'nde gerçekleşen kutlama etkinliklerinden bir kesit yer alıyor... SEKA Akdeniz İşletmesi Öncesi ile Sonrasında TAŞUCU ... Taşucu, Osmanlı'nın son yıllarına dayanan belgelere göre Türkler ağırlıklı olmak üzere, Rumlar ile az sayıda Ermeni'nin yaşadığı, gemi yolu ile Kıbrıs ile Beyrut gibi yakın yerlerle alışverişin yapıldığı, içinde derli toplu taş evlerin bulunduğu sevimli bir kıyı yerleşimiyken ülkemiz Türkiye'nin kuruluşu sonrası bir süre etkinliğini yitirmiş, sonrasında Kıbrıs Türk toplumunun baskılardan kurtulması için yaşanan süreç ile yeniden önem kazanmıştır... 1924 yılında İçel İlinin kuruluşu ile Silifke İl kenti olurken, 1933 yılında İçel ile Mersin İlleri birleştirilmiş, yeni il adı İçel olmuş, yeni il kenti ise Mersin yapılarak Silifke bu özelliğini yitirmiştir... Silifke İlçesi'ne bağlı bir yerleşim birimi olan Taşucu, 1955 yılına gelindiğinde kendi yerel yönetimini (belediye) kurmuş, kendi kendini yönetmeye başlamıştır... Aradan geçen 69 yılın sonunda, 2014 yılına gelindiğinde Taşucu yerel yönetimi kapatılarak bu özelliğini yitirmiş, doğrudan Silifke yerel yönetimine bağlanmıştır... Binlerce yıllık geçmişten günümüze, Kıbrıs, Lübnan, Suriye gibi yakın doğu ülkeleri ile deniz yolları üzerinden iletişimi olan Taşucu, Orta Akdeniz Bölgesi ile gerisinde Konya Ovası'nın en önemli deniz kapısı olmuştur... Taşucu, 1974 yılında Kıbrıs'a barışın uzandığı bir varış yeriyken, 2005 yılı dolayında uçak yolculuğunun ucuzlamasına değin yaklaşık 30 yıl boyunca Taşucu deniz kapısı (liman), Kıbrıs yolcuğu açısından çok yoğun bir konum olma özelliği taşımıştır... 2005 yılında Taşucu'nda, Kıbrıs'a gemi ile gidip gelenlerin getirisi azalmaya başlamışken yine 2005 yılında Taşucu'na bakan tepeler üzerinde bu kez Medmar İşletmesi mermer ocağı açarak bir yandan yeni gelir kaynağı olmuş, bir yandan da Taşucu'nun doğal görünümünü gözle görülür düzeyde bozan bir girişim olmuştur... 2011'de başlayan Suriye Savaşı'nın olumsuz etkisi, aşama aşama 2020 yılına yaklaşıldığında iyice kendini göstermeye başlamış, Kıbrıs'tan sonra bu kez Lübnan ile Suriye'ye olan yolcu ile araç taşıma yoğunluğu da azalmıştır... 2015 yılında, Taşucu içinde Konya Selçuk'a bağlı yüksek okulda okuyan erkek öğrencilerin yurdu kapatılmış, bu etki sonrası yıl yıl öğrenci sayısı azalmıştır... Derken 2010 yılında, komşu Gülnar İlçemize bağlı kıyı yerleşimi olan Büyükeceli bitişiğindeki Akkuyu Koyu içinde Rusya ile Türkiye'nin anlaşması sonucu bir nükleer santral yapım anlaşmasına varılmıştır... Ancak gerek yapım aşaması için olanakların sağlanamaması, gerekse Suriye Savaşı nedeni ile ikili ilişkilerin olumsuz etkilenmesi sonucu bir duraksama süreci yaşanmış, 2018 yılına gelindiğinde ise Akkuyu'da geciken yapım işleri başlatılmıştır... İşte 2018 yılı ile birlikte Kıbrıs, SEKA, Yüksekokul gibi önemli dönemlerin yoğunluğunu geride bırakan Taşucu, Akkuyu ile yeni bir süreç yaşamaya başlamış, giderek sayısı artan Rus çalışanlarla birlikte 2018-2022 yılları arası bu eski sevimli kıyı yerleşiminde yoğun bir yapılaşma görülmeye başlanmıştır... Aşılan bu süreçlerin ardından Taşucu kent oturumu, yaklaşık iki kat büyüme göstermiş, yükselen konut ödemelerinden dolayı da büyük bir yatırım kazanç alanına dönüşmüştür... Kazanımlar ile Yitirilenler SEKA Akdeniz'e Toplumun Bakışı... SEKA Akdeniz İşletmesi'nin Antalya Manavgat'ta yapılmayıp, Silifke Taşucu'nda yapılmış olması, yöre toplumunca değişik açılardan olumlu ya da olumsuz algılanmıştır... Olumsuz algının temel dayanakları, Türkiye'nin en uzun beşinci kumsalı olan Göksu Kumsalı'nın batı ucunda olan Taşucu kıyı yerleşimi bitişiğinde bu işletmenin yapılması, kumsalın deniz kapısı (liman) ile kesik yiyerek bölünmesi, ova içinde yer alıp göçmen kuşlar açısından konaklama yeri olan sulak alana kirli bir komşu olması, işletmeden ara ara yükselen duman etkisi ile yine işletmeden kuzey doğu yöne yayılan kötü koku olarak sıralanabilir... Tüm bu olumsuzluklar, işletmenin kuruluş yerinin bir iki tepe içeriye yapılması ile çözülebilecek durumdayken bunun göz ardı edilmesi ile çevresel etkiler önemsenmemiş, böylece işletme ile yöre toplumu bu gibi bazı durumlarda karşı karşıya gelmiştir...x Yine SEKA Akdeniz İşletmesi'nin yörede bir başka olumsuz algılanmasının nedeni, özellikle 1960'lı yıllarda başlayan batı ülkelerinden gelen sırt çantalı, çadırlı bağımsız gezgin akımının 1980'lerin sonuna değin sürmesi, ancak 1990'ların başında bu akımın sona ermesine neden olarak işletmenin gösterilmesidir... Bir bakıma Taşucu özelinde SEKA'nın buna katkısı olsa da bu akımın son bulmasının gerçek ana nedenleri, gerek ilk aşamada İran ile Irak savaşının başlaması, ardından sömürgeci batının 90'lı yıllarda birinci Irak saldırısını düzenlemesi ile doğu ülkelerine giden gezgin akımının yollarının artık tıkanmış olması, gerekse uluslararası gezi akımında artık geçerli düzenin bireysellikten kopup toplu ulaşımla toplu konaklama işletmeleri düzenine geçiş yapmasıdır... Yine de onaylamak gerekir ki SEKA Akdeniz İşletmesi'nin Taşucu'ndan başlayıp doğuya doğru uzayan kumsal üzerine oturtulmuş olması, Taşucu'na yapılması olası önemli konaklama işletmesi yatırımlarını kesip atmıştır... SEKA Akdeniz İşletmesi'nin Taşucu'nda eskiden görülen bu yurtdışı gezgin ilgisinin azalmasına neden olarak gösterilmesi bir yanda dururken, diğer yandan işletmenin 2003 yılında durdurulup bacasının artık tütmediği son 20 yıl değerlendirildiğinde, gerek Taşucu yerel yönetiminin, gerek Silifke yerel yönetiminin, gerekse Mersin büyükkent yerel yönetim işlerliğinin, Taşucu'nu iyi bir konuma taşıyamadığı gerçeği de tüm çıplaklığıyla ortada olup bugün bile görülmektedir. 2022 yılına geldiğimiz şu günlerde, Taşucu'nun yaz kış sürekli kesilen elektrik sorunu, alt yapıda kirli atık sularının evlerden boru ağıyla alınamaması, kent içinde yolların düzensiz delik deşik olması, kaldırımların olmaması, SEKA'sız geçen 20 yıl sonunda Taşucu'nda yine de düzeltilememiştir... Dolayısıyla Taşucu, SEKA'sız da sağlıklı bir kent yapısına ulaşmamış, ulaştırılamamıştır... SEKA Akdeniz İşletmesi, 2017 dönüme yayılan toplam alanı içinde, 274 konut, 16 odalı toplu işçi konutu, alışveriş yeri ile spor alanları, çay bahçeleri, yeme içme yerleri, dinlenme alanları, kumsalı, diğer işletmelerden gelenlerin de yararlandığı konaklama işletmesi, ilkokulu, cami, sağlık ocağı gibi bir çok toplum odaklı yapısı ile küçük bir kent dokusu içinde yaşam sürülen değerli bir yer olmuştur... Günümüzde bile bu denli derli toplu, tüm olanakları bir araya getirip sunan, çalışanların yada içinde yaşayanların yararlanması için düzenlenen bir anlayışla yapılan kentsel düzenlemeler TOKİ dışında ortaya konamamaktadır... SEKA işletmelerinde sağlanan bu düzenli ve sağlıklı yaşam olanağı, toplum düzeni düzeyinden ileride olduğu için telle çevrili bu alan içinde çalışan ve yaşayanların kimi dışarıdaki topluma tepeden bakarken, dışarıdaki toplumun bir bölümü de içeride sürdürülen bu düzende yaşayanlara kızar bir biçimde bakmaktaydı... SEKA'nın, Taşucu özelinde kapatılma sürecinde yöre toplumunun desteğini alamamasının bir diğer nedeni de işte bu bilinç altı çatışmadan dolayı olmuştur... Bunun yanında 1970'li yıllarda tasarıları yapılıp, 1975 yılında temeli atılan SEKA Akdeniz İşletmesi'nde; elektik, su, iletişim, ısıtma, aydınlatma, yol, kaldırım gibi tüm alt yapı dokuları günümüzden yaklaşık 50 yıl önce doğru kurgulanıp çözümlenerek yapılmış, tek bir yerden toplu ısıtma sağlanan toplu konutlar, ağaçlarla yeşillendirilmiş çevre düzenlemeleri ile oluşturulan tüm bu düzen, bugün bile yakalanması çok güç olan ileri bir düzeyde ayarlanarak işletmede çalışanlara yüksek yaşam olanağı sunup sağlamıştır... 2020 yılı verilerine göre Türkiye'nin kağıt - karton üretim yetisi, 5.754.000 tona yükselirken, tüketimi ise 6.698.000 ton olmuş, söz konusu iki aralıkta yaklaşık 900.000 ton üretim açığı gerçekleşmiştir... 1990 ile 2020 yılı arasında kişi başı kağıt tüketimi 20 kg'dan, 30 yıl sonra 80 kg'a yükselmiştir... 2010-2019 yılları arasında yıl yıl değişmekle birlikte ihracat ile ithalat dengesinde 1,5 milyar dolar ile 750 bin dolar arası açık verilmiştir... Bilişim çağına girdiğimiz, geride bıraktığımız bir kaç on yılda, kağıda olan gereksinim sanıldığı üzere azalmamış, tam tersi artmıştır... Bundan sonra da artacak olan ulusal ve toplumsal kağıt gereksinimi için sağlayıcılar, artık yerli özel üreticiler ile yurtdışı alımları olarak gerçekleşmektedir... Silifke’de SEKA’lılar               2024 yılı içinde Celal Necati Üçyıldız başkanlığında kurulan Akdeniz Sekalılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Seka Akdeniz işletmesinde düzenli üretimin durduruluş yılı olan 2003 ile 2005 yılında son kalan ham maddenin kullanılması amacıyla çalıştırılan işletmenin artık son kağıdı çıkarmasından 20 yıl sonra, Seka’dan emekli olan yaklaşık 150 kişi ile birlikte 18 Nisan Kağıtçılık gününü, Silifke Sayağzı mesire alanında toplanarak kutlayıp bir kahvaltı etkinliği düzenlemiş oldu... Bu kutlama ile anma etkinliğine Silifke Kaymakamı Abdullah Arslaner, Silifke Belediye Başkanı Mustafa Turgut ve derneğin kurucu başkanından görevi devralan Aytaç Kurtuba, dernek yönetiminde kurucu görevler alan Sadettin Ergen, Hülya Can, Mesut Usca, Birnur Çakır, Mehmet Yılmaz, Ertan Sezer ve Seka’ya gönül vermiş arkadaşlar katıldılar... “Bir memleket, kâğıdını kendi yapmadığı zaman ulusal kültürünü yabancıların lütfüne bağlar.”  Mustafa Kemal Atatürk Yararlanılan Kaynaklar: 1 - https://www.kalkinmakutuphanesi.gov.tr/assets/upload/dosyalar/kagit-raporu.pdf 2- https://ekonomi.isbank.com.tr/ContentManagement/Documents/sr201607_kagitsektoru.pd f -              https://www.istka.org.tr/media/67278/t%C3%BCrkiye-ka%C4%9F%C4%B1t- sekt%C3%B6r%C3%BC-ve-rekabet-g%C3%BCc%C3%BCn%C3%BCn- de%C4%9Ferlendirilmesi.pdf -             http://www.kasad.org.tr/wp-content/uploads/2020/12/KASAD-RAPOR-2020- 25.12.2020.pdf - https://www.allianz-trade.com/tr_TR/ekonomik-arastirmalar/ekonomik-yayinlar/kagit- ve-karton-eski-trendine-geri-dondu.html - https://www.larton.com.tr/tr/bizden-haberler/dunyada-kagit-uretimi-ve-tuketimi - https://kagitureticileri.com/Makale/Detay/55 - https://emek.org.tr/seka-ozellestirmesi-ve-gercekler.html - https://www.yumpu.com/tr/document/view/23585256/kagt-sektoru-profil-arastrmas- 2004-ito - https://sendika.org/2005/02/tmmobdan-seka-raporu-2572/ 11- https://ekonomi.haber7.com/ekonomi/haber/112596-seka-akdeniz-sumere-devredildi 12- https://www.cnnturk.com/2009/turkiye/08/07/16.yilda.sadece.2.ay.calistilar/538245.0/inde x.html https://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/16-yilda-2-ay-calistilar-12232377 https://www.ceyporttasucu.com.tr/tr/kurumsal/liman-biyografisi https://www.haberler.com/yerel/seka-tesisindeki-malzeme-ve-hurdalar-satildi-2160308- haberi/ https://www.mersinhaberci.com/haber/28048/yilan-hikayesine-donen-ihale- yenileniyor.html https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/231152 http://sekakagitmuzesi.com/#hakkinda https://www.izmitteseka.com/ https://www.kalkinmakutuphanesi.gov.tr/assets/upload/dosyalar/kagit-raporu.pdf ​https://www.academia.edu/42144719/%C4%B0zmit_ve_%C3%87evresinde_SEKAya_Ba%C4 %9Fl%C4%B1_Sanayi_D%C4%B1%C5%9F%C4%B1_Yap%C4%B1lar 22- https://www.academia.edu/36376948/SEKA_DA_E%C4%9E%C4%B0T%C4%B0M_FAAL%C4% B0YETLER%C4%B0_1957_1967_pdf https://calismaortami.fisek.org.tr/icerik/ozellestirme-dogmasinin-yok-ettigi-bir-deger- seka/ https://www.ozgurkocaeli.com.tr/haber/4574932/seka-dergisiyle-sekanin-tarihine- yolculuk ​https://www.researchgate.net/publication/317262056_Cumhuriyet_Doneminin_Oncu_Bir_ Sanayi_Kurulusu_Izmit_Seluloz_ve_Kagit_Fabrikalari_Muessesesi_1936-1960 https://www.emo.org.tr/ekler/93feef1557a64fd_ek.pdf?dergi=539 https://tarihisevdirenadam.wordpress.com/2018/11/16/yasamak-icin-ekmek-ne-ise- dusunmek-icin-kagit-odur  
Ekleme Tarihi: 26 April 2025 - Saturday

SEKA AKDENİZ İŞLETMESİ - SİLİFKE TAŞUCU

SEKA AKDENİZ İŞLETMESİ - SİLİFKE TAŞUCU

SEKA nedir, ne demektir...

SEKA adı, selüloz ile kağıt sözcüklerinin ilk bölümleri birleştirilerek oluşmuş bir kısaltmadır... Selüloz sözcüğü, Fransızca kökenli olup, kağıt sözcüğü için köken Türkistan gösterilebilir... Bazı dil bilimciler ise kağıt sözcüğü için İran dili Farsça ile Çinceye de kaynak olarak olasılık verir... Sonuç olarak selüloz batı kökenli, kağıt ise doğu kökenli sözcüklerdir...

Taşucu'nda, temeli 28 Temmuz 1975 yılında atılan, 9 yıl süren yapım aşaması süreci sonunda ise 18 Ekim 1984'te düzenli olarak kağıt üretimine başlayan SEKA Akdeniz İşletmesi, yıllık olarak yaklaşık 150 bin ton güçlü torba kağıdı (kraft-liner) üretmiş, 2003 yılına değin sürekli çalıştırılmış, son üretimini 2006 yılında yaparak durdurulmuş üst düzey donanımlı bir kuruluştu...

Kağıdın Yolculuğu...

Bundan 1271 yıl öncesine gittiğimizde, 751 yılında bugün ki Kırgızistan toprakları içinde, ülkenin kuzey batısında kalan Talas İli içinde, bu ile adını veren Talas Irmağı dolayında yaşanan savaşta, Müslüman kanadı oluşturan Abbasi Ülkesinden Araplar ile Karluk Ülkesinden Türk birlikleri bir olup, karşılarında yer alan Tang soyunun yönetimindeki Çinliler ile yenişmeye tutuşurlar...

751 yılının yaz aylarında, beş gün süren bu savaşta Çinliler yenilir... İşte bu savaşta ele geçirilen Çinli tutsaklar, günümüz Özbekistan'ı Semerkand kentine götürülüp orada üretime başlayarak, kağıt adı ile kavramının ilk kez Türk topraklarında yaygınlaşmasını sağlamış olurlar... Türkistan'ın ardından ise bu kez Abbasi Ülkesi üzerinden Araplar aracılığıyla kağıt, batı uygarlığına doğru yol almaya başlar...

Çin ile batı uygarlığı arasında uzanıp, Türkistan'dan geçen İpekyolu üzerinde artan Çin baskısına karşı, Arapların yanlarına Türkleri alarak giriştikleri Talas Savaşı'nın en önemli sonuçlarından biri, kağıdın batıya doğru yolculuğu olmuştur...

751 yılından Türklerin günümüz Türkiye topraklarına girdiği 1071 yılına değin aradan geçen 320 yıl boyunca, Bizans Ülkesinde düzenli üretim yapılan bir kağıt işliği var mıydı bilinmez, ancak Türklerin gelmesinden önce Bizans ile komşu olan Araplar aracılığı ile kağıt çoktan Abbasilerin Yunanca konuşan komşularına ulaşmıştı...

İlginç bir bilgi olarak Emeviler'i yıkan Abbasi yönetiminin altındaki Şam'da, 800'lü yıllarda kağıda yazılmış ilk Yunanca belgelerin varlığından söz edilir... Yine de Çinliler, Türkler, Araplar üzerinden yolculuğunu sürdüren kağıt, Bizans'a ulaştığında Türkler de bu ülkeye yetişip varmış olacaktı...

Bir yazı saklama aracı olan Çin kökenli kağıttan önce, Eski Mısır'da binlerce yıl geriye gidildiğinde papirüs adında kullanılagelen bir başka yazı saklama aracı çoktan bulunmuştu bile... Nil Irmağı boyunca, su kıyılarında doğal olarak yetişen bir tür sazlık otu olan papirüs, kağıda göre başka bir yöntemle işlenerek, yaprağı oluşturan kıymıklarının ayrılıp yeniden üst üste konulması ile elde edilmekteydi...

Papirüs, kendi doğduğu Mısır topraklarının dışında, yakın çevresine, komşu ülkelere de yayılır... Ancak o da ne, İskenderiye'de yüzlerce yıldır biriken el yazmalarının sayısını geçebilecek tek yer olan günümüz Türkiye'sinde ki Bergama kıskanılmaya başlanır... Firavun, Bergama Ülkesine artık papirüs satılmasını yasaklar... Sonrasında ise Bergamalılar, papirüs yerine kullanılabilecekleri bir yazı saklama aracı olarak oğlak derisini işleyerek geliştirdikleri parşömenin buluşunu başarırlar...

Uygarlık, avcı toplulukların saklandıkları inlerin içlerinde duvarları, sürü yaydıkları bozkırlarda az sayıda gördükleri kaya yüzeylerini, tarımla uğraştıkları ovalarda balçık toprağı işleyerek kalıba döktükleri kurutulmuş kil yüzeyleri birer yazı saklama aracı olarak kullanarak ilerlemiş, bunun yanında bu yüzeyler üzerine doğada gördükleri varlıkları betimlemeye çalışan toplulukların, anlatmak istediklerini sözlere, seslere bölüp değişik çizikler atarak yazıyı bulma sürecini ekleyerek geliştirmiştir...

Taş, kil, yaprak, deri derken sonunda kağıt ile yolun kalanında ilerleyerek bugünlere gelmiştir...

Çin, Talas Savaşı, Semerkand, Türkler, Abbasiler, Bağdat, Şam, Bizans, Osmanlı derken 1300'lü yıllarda artık kağıt, İtalya'da Ancona'ya bağlı Fabriano kentinde de görülmeye başlanmıştır... Kullanımı giderek yaygınlaştığı için, birbirine eş süreçler içinde, değişik ülkelerde, değişik yöntemler denenen ilerlemeler görülür...

Bursa, Edirne derken ele geçirilen yeni Türk başkenti İstanbul'da, bugün bile Kağıthane olarak bilinen yerde Fatih Sultan Mehmet döneminde kağıt üretimi yapılır... İstanbul, kağıt üretimi yapılan yer olma özelliğini yüzlerce yıl korurken, ilerleyen yüzyıllarda artık batı ülkeleri sürekli ve düzenli üretim yapan işletmelerin doğacağı günlere doğru yaklaşmaktadır... Yeni arayışlar, değişik buluşlar, buhar gücüyle çalışan aygıtlar, gerilim elde edilip güç ileten teller derken sonunda yeni bir üretim çağı başlar 1800'lü yıllarda batıda...

Artık odunun öğütülüp belirli bir kıvama gelinceye dek pişirilip kağıdı oluşturacak temel ürünün üretimine geçilir, selüloz... Fransız bilimci Rene Antoine Ferchault de Reaumur 'un öğütülmüş odundan kağıt üretme savını, Alman buluşçu Friedrich Gottlob Keller ile Kanada'da Charles Fenerty birbiriyle iletişim kurmaksızın benzer dönemde yaşama geçirmeye çalışırlar...

Onlar bunu sürekli-düzenli üretime dönüştüremeseler de artık çağdaş kağıdın nasıl elde edileceğinin bilgisi olgunlaşmaya başlamıştır...

Geleneksel kağıt üretim yöntemlerinden sonra artık Osmanlı topraklarında da buhar gücüyle çalışan çağdaş işletmeler ile kağıt üretimi yapılacaktır... Buharla çalışan ilk kağıt işletmesi 1846 yılında İzmir Halkapınar'da açılmış ancak kısa sürede batılılara verilen ayrıcalık baskılarından dolayı (kapitülasyon) kapatılmıştır... Bir sonraki işletme ise 1887 yılında İstanbul Beykoz'da Hamidiye Kağıt İşletmesi adıyla açılmış, ancak o da İstanbul'u ele geçiren batılı sömürge güçlerince 1915 yılında işlemez duruma getirilmiştir...

Artık 600 yıllık Osmanlı Ülkesi yerini küllerinden yeniden doğan Türkiye'ye bırakacak, yeni kurulan ülkenin de ilk işletmesi Kocaeli İzmit'te açılacaktır...

1889 yılında İstanbul'da doğan Mehmet Ali Kağıtçı, Heybeliada Mekteb-i İptidaisi, İstanbul Sutanisi, İstanbul Darülfünunu okullarını bitirdikten sonra kağıt üretimi bilimlerini öğrenmek üzere sırasıyla 1925 'de Almanya Hannover'e, 1926'da Fransa'da Lyon ile Metz kentlerine gidip buralardaki üretim işletmelerinde işçi olarak çalışır... Sonrasında yine Fransa Grenoble'de kağıt üretimi üzerine eğitim veren yüksek okula öğrenci olarak girip bu okulu 1927 yılında birincilikle bitirerek düşlerini, düşüncelerini gerçekleştirmek üzere ülkesine, ülkemize döner...

Uluslararası süreçlerden, ulusal ilk üretime

SEKA, TÜRKİYE SELÜLOZ VE KAĞIT İŞLETMELERİ...

Mehmet Ali Kağıtçı, 1929 yılında Kalkınma Bakanlığı (İktisat Vekaleti), 1932 yılında İş Bankası, son olarak da 1934 yılında Sümerbank ile gerçekleşen bilgileşim süreçleri sonunda, artık ülkemize ilk kağıt işletmesini kazandırmak adına iş başına gelebilecekti... Yapılan çalışmaların ardından, İzmit Sümerbank Kağıt ve Karton İşletmesi'nin temeli böylece 14 Ağustos 1934'te atıldı... Yaklaşık 2 yıl süren yapım aşaması sonrasında ilk deneme üretimi ise 18 Nisan 1936 'da gerçekleştirildi... Sürekli üretime ise 6 Kasım 1936'da geçildi...

1941 yılına gelindiğinde, kağıt üretimini başardığı işletmeden alınarak işine son verilen Mehmet Ali Kağıtçı, 1964 yılında başka bir kurumdan emekli olmak durumunda bırakıldı...

Olağanüstü çabalarla yurtdışında kağıt işletmelerinde çalışıp ayrıca birincilikle eğitim sürecini bitirip ülkesine dönen, ülkesinde kağıt üretiminin başlamasında başat olan Mehmet Ali Kağıtçı, kendi ülkesinde verilmesi gereken değeri göremese de yapmış olduğu yayınlar, başarmış olduğu çalışmalar ile işlerden dolayı, 1963 yılında Almanya'dan uluslararası ödüller aldı...

Kurumsal olarak 1934 yılında, Sümerbank Kağıt ve Karton Fabrikası olan işletmenin adı 1939 yılına gelindiğinde Sümerbank Selüloz Sanayii Müessesesi, 1955 yılında ise Türkiye Selüloz ve Kağıt Fabrikaları İşletmesi (SEKA) olarak değiştirildi...

SEKA adıyla ilerleyen süreç içinde 1970 yılında Zonguldak Çaycuma ile Giresun Aksu, 1971 yılında Muğla Dalaman, 1979 yılında Afyon Çay, 1981 yılında Balıkesir, 1984 yılında İçel Silifke'de Taşucu Akdeniz ile Kastamonu Taşköprü işletmeleri açılıp kağıt üretimi yapan kuruluş birimi sayısı sekize yükselmiştir...

1959 yılında Sümerbank'a bağlı olarak kurulan Bolu İşletmesi ise (lamine ile Ievha üretimi), 1984 yılında SEKA'ya bağlanmıştır... Kurgulanış ile yapım süreçleri de göz önüne alındığında özellikle 1960 ile 1983 arasında, kağıt üretimiyle ilgili Türkiye 'de çok önemli kamu yatırımları süreci yaşanmıştır...

Ülkemizin tüm kağıt üretiminin en az yüzde altmışı SEKA Kağıt işletmelerinde üretilen kağıtlarla sağlanırken, 1975 yılından sonra yeni bir yatırım düşünülmemiş, 1984'ten sonra yeni bir işletme açılmamış, 1997 yılına gelindiğindeyse Özelleştirme Yüksek Kurulu'nca SEKA işletmeleri tümden özelleştirilip satılmak üzere kapsam içine alınarak çöküş sürecine sürüklenmiştir...

Suyunu, buharını, elektrik gücü gereksinimini kendi döngüsü içinde çevirip kullanan çağdaş SEKA işletmeleri, neredeyse dış kaynaklara bağımlı olmadan kağıt üreten çok değerli kuruluşlardı...

Yine kendi uzman işçi gereksinimi karşılamak üzere, orta okul çıkışlı öğrencileri alıp 3 yıl yatılı okuyacakları İzmit Mehmet Ali Kağıtçı Okulu'nu kurup eğitim veren SEKA, odundan kağıdın üretimine dek tüm işletme süreçlerini çalışan işçisine öğreten, kendi uzman ustasını yetiştiren bir kuruluş özelliğindeydi...

1944 yılında Selüloz Sanayi Müessesesi Çırak Okulu olarak açılıp, 1983 yılında adı Mehmet Ali Kağıtçı Meslek Kursu olarak değiştirilen bu okul, SEKA'nın son işçi alımı yaptığı 1996 yılı eylül ayında, dörder aylık iki dönemde yaşları yaklaşık 16 ile 17 olan toplam 320 genci eğitip yetiştirmiş, burada eğitim gören genç işçileri 1997 yılında Giresun Aksu, Zonguldak Çaycuma, Muğla Dalaman işletmelerine çalışma yaşamına katılmak üzere göndermiştir...

Özelleştirme Yüksek Kurulu'nca SEKA'da ilk kapatılacak işletme olarak 1998 yılında üretimine son verilmek üzere İzmit Kağıt İşletmesi seçilmiş, ancak İzmit kentinde yaşayan toplum ile birlikte işçilerin direnişi sonucu bu süreç sürüncemede kalıp uzamıştır...

2001 yılında dokuz işletmenin tümünde toplam 5.200 işçi ile üretim yapan SEKA işletmeleri içinde Muğla Dalaman İşletmesi 2001 yılında, Balıkesir, Zonguldak Çaycuma, Afyon İşletmeleri 2003 yılında, Kocaeli İzmit İşletmeleri 2005 yılında satılmış yada kapatılmış, 2003 yılında üretimi durdurulan İçel Silifke'deki Taşucu Akdeniz İşletmesi 7 yıl sürüp 2010 yılına değin bekleme sürecinde kalıp, sonrasında ona da kapatılma işlemi uygulanmıştır...

SEKA ile ilgili oluşturulan bazı değerleri ise bu araştırmaya ekleyecek olursak, 1937 yılında SEKA Kağıt Spor'un kuruluşu, 1956 ile 1982 yılları arasında 500 sayıyı aşan basımıyla Naci Girginsoy'un çıkarttığı SEKA Postası yayınları, 1961 SEKA Çocuk Dostları Derneği'nin kuruluşu, 1967 SEKA Memurları Hizmetlileri Sağlık ve Koruma Yardımlaşma Derneği'nin kuruluşu, 1973 SEKA Memurları Yardımlaşma Derneği'nin kuruluşu,1984 yılından sonra çıkarılmaya başlanan SEKA Dergisi, 1994 yılında Mehmet Ali Kağıtçı adına açılan müzeyi de sıralayıp anmamız gerekir...

Sekiz işletmesinde yıllık toplam 650.000 ton kağıt üretimi yapabilen SEKA, 1990 yılı verilerine göre ülkemizin yurtdışından satın aldığı kağıt gereksiniminin en az yarısını karşılayan, ayrıca yurtdışından alınan kağıt tutarının ton başına yarısına kağıt üreten, ülkemize sürekli gelir kazandıran gözde bir kuruluştu...

Ulusaldan yerele, yöremizde ilk kağıt üretimi

SEKA AKDENİZ TAŞUCU İŞLETMESİ...

Öncesinde kuruluş yeri olarak Antalya Manavgat'ın düşünüldüğü, ancak Antalya İlinin turizm alanı olarak tasarlanacağı gerekçesi ile yer arayışı sonucu gelinen Taşucu'nda, temeli 28 Temmuz 1975 yılında atılan, 9 yıl süren yapım aşaması süreci sonunda ise 18 Ekim 1984'te düzenli olarak kağıt üretimine başlanan SEKA Akdeniz İşletmesi, yıllık olarak yaklaşık 150 bin ton güçlü torba (kraft-liner) kağıt üretim değeriyle, Ortadoğu ile Balkanlar'da kendi türünde üretim yapan en büyük kağıt işletmesi özelliği kazanarak çalışmıştır...

Ortaya koyduğu bu olağanüstü kağıt üretimini, günlük onlarca taşıtlarla karayolu üzerinden yurtiçi dağıtımına vermesinin yanında, kendi işletme alanı içinde bulunan deniz kapısına yanaşan gemilerle de yakın çevre, uzak ülkelere satarak büyük gelirler elde etmiştir... 1983 yılında yapımına başlanıp, 15 Kasım 1985'te işletmeye alınan SEKA Deniz Kapısı (liman), eski adıyla İçel İlinin en büyük ikinci limanı özelliğinde olmuştur... Düzenli yenilenme çalışmaları ile en az 100 yıl daha üretim yapabilecek olan bu kağıt işletmesi, ne yazık ki 20 yıl bile dolmadan kapatılmıştır...

SEKA Akdeniz İşletmesi'nin oturum alanı yaklaşık 2017 dönüm olup, bunun 50 dönümü üretim yapılan kapalı alanları olarak düzenlenmiştir... İşletme içinde yaklaşık 900 işçi, 150 memur olmak üzere toplam 1050 kişi çalışmaktayken, sonrasında kağıt üretimi dışında kalan ağaç kesim (kereste) bölümünün kapatılmasıyla bu sayı işçi memur toplam olarak yaklaşık 750 kişiye inmiştir...

2003 yılında çıkılan ilk satış sürecinde yaklaşık 120 milyon dolar satın alma önerisi veren Ciner Topluluğu, işletmeyi satın almaktan vazgeçmiş, sonraki üç satış sürecinde ise istenen tutarlara çıkılamadığı için satış işlemleri kural gereği başarısız olmuştur... Tüm bu duruş ile satış süreci yaşanırken, doğal olarak en son işe alımın yapıldığı 1996 yılından sonra yeni işçi alımı yapılmamış, 2003 yılında yaklaşık 550 kişi olan içi sayısı 7 yıl sürecek satış bekleme aralığı sonunda 2010 yılında 120 işçiye düşecektir... Yine işletmenin durdurulduğu 2003 yılından sonra SEKA Akdeniz İşletmesi alanı içinde bulunan konutlarda oturan çalışanların büyük çoğunluğu neredeyse bir iki yıl içinde buradan Silifke'ye taşınmışlardır...

Diğer tüm SEKA işletmelerinde olduğu gibi, 2003 yılına gelindiğinde İçel İli, Silifke İlçesi, Taşucu kıyı yerleşiminde konuşlu SEKA Akdeniz İşletmesi'nin de üretimi durdurulmuş, 2005 ile 2006 yıllarında içeride kalan son hammaddelerin eritilmesi amacıyla işletme birer ay çalıştırılmıştır...

Söz konusu süreç içinde özelleştirmeyi destekleyen basın yayın kuruluşları, en yeni en verimli çalışan SEKA olan Akdeniz İşletmesi'ni uydurdukları yalan içeriklerle karalayıp yayınlayarak, işletmede üretimin 2003 yılında durdurulduğunu göz ardı edip, 10 yıl daha geriye giderek 1993 yılından beri işletmenin çalışmadığını, işçilerin yatarak aylık aldığını yazmışlardır... Basın aracılığıyla yapılan bu yalan yayınlar üzerinden toplumun SEKA'ya olası desteğinin önüne geçilmeye çalışılmıştır...

Satışı uzadığı için kamu elinde tek başına kalan SEKA Akdeniz İşletmesi, 2005 yılında Sümer Holding’e aktarılarak SEKA tüzel adı sonlandırılmış, işletmenin adı Sümer Holding Taşucu Kağıt Sanayi İşletmesi olarak değiştirilmiştir... Üç kez satışa çıkarılıp, istenen tutarlarla satışı yapılamadığı için 2003'ten sonra 7 yıl üretim yaptırılmayan işletmede, 2009 yılı bitip 2010 yılına girildiğinde içeride kalan 120 işçinin 80'ine çıkış verilmiş, kalan yaklaşık 40 işçi ile işletmenin deniz kapısı bölümünün çalıştırılması sürdürülmüştür..

İşçilerin çıkarılmasından sonra 2011 yılında SEKA Akdeniz İşletmesi'nin kağıt üretimiyle ilgili tüm altyapısı, aygıtları, donanımı yerinden söktürülmek üzere satılmıştır...

2017 yılına gelindiğinde ise bu kez Sümer Holding Taşucu Kağıt Sanayi İşletmesi adı sonlandırılarak, (23.01.2017) bir başka kamu kuruluşu olan TDİ - Türkiye Denizcilik İşletmeleri'ne, işletmenin varlığı aktarılmıştır...

2021 yılı eylül ayına gelindiğinde, özel iş kolunda denizcilik işleri yürüten CEY Topluluk Kuruluşu, TDİ adı altındaki SEKA Akdeniz İşletmesinin deniz kapısını 40 yıllığına geçici, geri alanını temelli edinimi olmak üzere, toplam 1440 dönüm alanın kullanım ile işletmesi iznini kamu elinden satın almıştır...

1975 yapım aşaması başlangıcı, 1984 üretim süreci başlangıcı, 2003 üretimin durduruluşu, 2005 SEKA adına son verilmesi, 2010 çalışanların işlerine son verilişi, 2011 işletme altyapısı ile tüm donanımının söktürülüp satılması, 2017 Türkiye Denizcilik İşletmeleri'ne verilmesi, 2021 özel bir denizcilik işletmesine satışının yapılması derken bugünlere gelinmiş, böylece SEKA, Taşucu ile Silifke'de 45 yıla yayılan süreçte kimi için olumlu kimi içinse olumsuz süreçler yaşamış, yaşatmıştır...

Burada yer alan görüntüde, Türkiye'de ilk kağıt üretimi yapılışının 50. Yılı olan  18 Nisan 1986 günü, Taşucu SEKA Akdeniz İşletmesi'nde gerçekleşen kutlama etkinliklerinden bir kesit yer alıyor...

SEKA Akdeniz İşletmesi Öncesi ile Sonrasında

TAŞUCU ...

Taşucu, Osmanlı'nın son yıllarına dayanan belgelere göre Türkler ağırlıklı olmak üzere, Rumlar ile az sayıda Ermeni'nin yaşadığı, gemi yolu ile Kıbrıs ile Beyrut gibi yakın yerlerle alışverişin yapıldığı, içinde derli toplu taş evlerin bulunduğu sevimli bir kıyı yerleşimiyken ülkemiz Türkiye'nin kuruluşu sonrası bir süre etkinliğini yitirmiş, sonrasında Kıbrıs Türk toplumunun baskılardan kurtulması için yaşanan süreç ile yeniden önem kazanmıştır...

1924 yılında İçel İlinin kuruluşu ile Silifke İl kenti olurken, 1933 yılında İçel ile Mersin İlleri birleştirilmiş, yeni il adı İçel olmuş, yeni il kenti ise Mersin yapılarak Silifke bu özelliğini yitirmiştir...

Silifke İlçesi'ne bağlı bir yerleşim birimi olan Taşucu, 1955 yılına gelindiğinde kendi yerel yönetimini (belediye) kurmuş, kendi kendini yönetmeye başlamıştır... Aradan geçen 69 yılın sonunda, 2014 yılına gelindiğinde Taşucu yerel yönetimi kapatılarak bu özelliğini yitirmiş, doğrudan Silifke yerel yönetimine bağlanmıştır...

Binlerce yıllık geçmişten günümüze, Kıbrıs, Lübnan, Suriye gibi yakın doğu ülkeleri ile deniz yolları üzerinden iletişimi olan Taşucu, Orta Akdeniz Bölgesi ile gerisinde Konya Ovası'nın en önemli deniz kapısı olmuştur...

Taşucu, 1974 yılında Kıbrıs'a barışın uzandığı bir varış yeriyken, 2005 yılı dolayında uçak yolculuğunun ucuzlamasına değin yaklaşık 30 yıl boyunca Taşucu deniz kapısı (liman), Kıbrıs yolcuğu açısından çok yoğun bir konum olma özelliği taşımıştır... 2005 yılında Taşucu'nda, Kıbrıs'a gemi ile gidip gelenlerin getirisi azalmaya başlamışken yine 2005 yılında Taşucu'na bakan tepeler üzerinde bu kez Medmar İşletmesi mermer ocağı açarak bir yandan yeni gelir kaynağı olmuş, bir yandan da Taşucu'nun doğal görünümünü gözle görülür düzeyde bozan bir girişim olmuştur... 2011'de başlayan Suriye Savaşı'nın olumsuz etkisi, aşama aşama 2020 yılına yaklaşıldığında iyice kendini göstermeye başlamış, Kıbrıs'tan sonra bu kez Lübnan ile Suriye'ye olan yolcu ile araç taşıma yoğunluğu da azalmıştır... 2015 yılında, Taşucu içinde Konya Selçuk'a bağlı yüksek okulda okuyan erkek öğrencilerin yurdu kapatılmış, bu etki sonrası yıl yıl öğrenci sayısı azalmıştır... Derken 2010 yılında, komşu Gülnar İlçemize bağlı kıyı yerleşimi olan Büyükeceli bitişiğindeki Akkuyu Koyu içinde Rusya ile Türkiye'nin anlaşması sonucu bir nükleer santral yapım anlaşmasına varılmıştır... Ancak gerek yapım aşaması için olanakların sağlanamaması, gerekse Suriye Savaşı nedeni ile ikili ilişkilerin olumsuz etkilenmesi sonucu bir duraksama süreci yaşanmış, 2018 yılına gelindiğinde ise Akkuyu'da geciken yapım işleri başlatılmıştır... İşte 2018 yılı ile birlikte Kıbrıs, SEKA, Yüksekokul gibi önemli dönemlerin yoğunluğunu geride bırakan Taşucu, Akkuyu ile yeni bir süreç yaşamaya başlamış, giderek sayısı artan Rus çalışanlarla birlikte 2018-2022 yılları arası bu eski sevimli kıyı yerleşiminde yoğun bir yapılaşma görülmeye başlanmıştır... Aşılan bu süreçlerin ardından Taşucu kent oturumu, yaklaşık iki kat büyüme göstermiş, yükselen konut ödemelerinden dolayı da büyük bir yatırım kazanç alanına dönüşmüştür...

Kazanımlar ile Yitirilenler

SEKA Akdeniz'e Toplumun Bakışı...

SEKA Akdeniz İşletmesi'nin Antalya Manavgat'ta yapılmayıp, Silifke Taşucu'nda yapılmış olması, yöre toplumunca değişik açılardan olumlu ya da olumsuz algılanmıştır...

Olumsuz algının temel dayanakları, Türkiye'nin en uzun beşinci kumsalı olan Göksu Kumsalı'nın batı ucunda olan Taşucu kıyı yerleşimi bitişiğinde bu işletmenin yapılması, kumsalın deniz kapısı (liman) ile kesik yiyerek bölünmesi, ova içinde yer alıp göçmen kuşlar açısından konaklama yeri olan sulak alana kirli bir komşu olması, işletmeden ara ara yükselen duman etkisi ile yine işletmeden kuzey doğu yöne yayılan kötü koku olarak sıralanabilir... Tüm bu olumsuzluklar, işletmenin kuruluş yerinin bir iki tepe içeriye yapılması ile çözülebilecek durumdayken bunun göz ardı edilmesi ile çevresel etkiler önemsenmemiş, böylece işletme ile yöre toplumu bu gibi bazı durumlarda karşı karşıya gelmiştir...x

Yine SEKA Akdeniz İşletmesi'nin yörede bir başka olumsuz algılanmasının nedeni, özellikle 1960'lı yıllarda başlayan batı ülkelerinden gelen sırt çantalı, çadırlı bağımsız gezgin akımının 1980'lerin sonuna değin sürmesi, ancak 1990'ların başında bu akımın sona ermesine neden olarak işletmenin gösterilmesidir...

Bir bakıma Taşucu özelinde SEKA'nın buna katkısı olsa da bu akımın son bulmasının gerçek ana nedenleri, gerek ilk aşamada İran ile Irak savaşının başlaması, ardından sömürgeci batının 90'lı yıllarda birinci Irak saldırısını düzenlemesi ile doğu ülkelerine giden gezgin akımının yollarının artık tıkanmış olması, gerekse uluslararası gezi akımında artık geçerli düzenin bireysellikten kopup toplu ulaşımla toplu konaklama işletmeleri düzenine geçiş yapmasıdır...

Yine de onaylamak gerekir ki SEKA Akdeniz İşletmesi'nin Taşucu'ndan başlayıp doğuya doğru uzayan kumsal üzerine oturtulmuş olması, Taşucu'na yapılması olası önemli konaklama işletmesi yatırımlarını kesip atmıştır...

SEKA Akdeniz İşletmesi'nin Taşucu'nda eskiden görülen bu yurtdışı gezgin ilgisinin azalmasına neden olarak gösterilmesi bir yanda dururken, diğer yandan işletmenin 2003 yılında durdurulup bacasının artık tütmediği son 20 yıl değerlendirildiğinde, gerek Taşucu yerel yönetiminin, gerek Silifke yerel yönetiminin, gerekse Mersin büyükkent yerel yönetim işlerliğinin, Taşucu'nu iyi bir konuma taşıyamadığı gerçeği de tüm çıplaklığıyla ortada olup bugün bile görülmektedir.

2022 yılına geldiğimiz şu günlerde, Taşucu'nun yaz kış sürekli kesilen elektrik sorunu, alt yapıda kirli atık sularının evlerden boru ağıyla alınamaması, kent içinde yolların düzensiz delik deşik olması, kaldırımların olmaması, SEKA'sız geçen 20 yıl sonunda Taşucu'nda yine de düzeltilememiştir... Dolayısıyla Taşucu, SEKA'sız da sağlıklı bir kent yapısına ulaşmamış, ulaştırılamamıştır...

SEKA Akdeniz İşletmesi, 2017 dönüme yayılan toplam alanı içinde, 274 konut, 16 odalı toplu işçi konutu, alışveriş yeri ile spor alanları, çay bahçeleri, yeme içme yerleri, dinlenme alanları, kumsalı, diğer işletmelerden gelenlerin de yararlandığı konaklama işletmesi, ilkokulu, cami, sağlık ocağı gibi bir çok toplum odaklı yapısı ile küçük bir kent dokusu içinde yaşam sürülen değerli bir yer olmuştur...

Günümüzde bile bu denli derli toplu, tüm olanakları bir araya getirip sunan, çalışanların yada içinde yaşayanların yararlanması için düzenlenen bir anlayışla yapılan kentsel düzenlemeler TOKİ dışında ortaya konamamaktadır...

SEKA işletmelerinde sağlanan bu düzenli ve sağlıklı yaşam olanağı, toplum düzeni düzeyinden ileride olduğu için telle çevrili bu alan içinde çalışan ve yaşayanların kimi dışarıdaki topluma tepeden bakarken, dışarıdaki toplumun bir bölümü de içeride sürdürülen bu düzende yaşayanlara kızar bir biçimde bakmaktaydı... SEKA'nın, Taşucu özelinde kapatılma sürecinde yöre toplumunun desteğini alamamasının bir diğer nedeni de işte bu bilinç altı çatışmadan dolayı olmuştur...

Bunun yanında 1970'li yıllarda tasarıları yapılıp, 1975 yılında temeli atılan SEKA Akdeniz İşletmesi'nde; elektik, su, iletişim, ısıtma, aydınlatma, yol, kaldırım gibi tüm alt yapı dokuları günümüzden yaklaşık 50 yıl önce doğru kurgulanıp çözümlenerek yapılmış, tek bir yerden toplu ısıtma sağlanan toplu konutlar, ağaçlarla yeşillendirilmiş çevre düzenlemeleri ile oluşturulan tüm bu düzen, bugün bile yakalanması çok güç olan ileri bir düzeyde ayarlanarak işletmede çalışanlara yüksek yaşam olanağı sunup sağlamıştır...

2020 yılı verilerine göre Türkiye'nin kağıt - karton üretim yetisi, 5.754.000 tona yükselirken, tüketimi ise 6.698.000 ton olmuş, söz konusu iki aralıkta yaklaşık 900.000 ton üretim açığı gerçekleşmiştir... 1990 ile 2020 yılı arasında kişi başı kağıt tüketimi 20 kg'dan, 30 yıl sonra 80 kg'a yükselmiştir... 2010-2019 yılları arasında yıl yıl değişmekle birlikte ihracat ile ithalat dengesinde 1,5 milyar dolar ile 750 bin dolar arası açık verilmiştir...

Bilişim çağına girdiğimiz, geride bıraktığımız bir kaç on yılda, kağıda olan gereksinim sanıldığı üzere azalmamış, tam tersi artmıştır... Bundan sonra da artacak olan ulusal ve toplumsal kağıt gereksinimi için sağlayıcılar, artık yerli özel üreticiler ile yurtdışı alımları olarak gerçekleşmektedir...

Silifke’de SEKA’lılar

 

            2024 yılı içinde Celal Necati Üçyıldız başkanlığında kurulan Akdeniz Sekalılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Seka Akdeniz işletmesinde düzenli üretimin durduruluş yılı olan 2003 ile 2005 yılında son kalan ham maddenin kullanılması amacıyla çalıştırılan işletmenin artık son kağıdı çıkarmasından 20 yıl sonra, Seka’dan emekli olan yaklaşık 150 kişi ile birlikte 18 Nisan Kağıtçılık gününü, Silifke Sayağzı mesire alanında toplanarak kutlayıp bir kahvaltı etkinliği düzenlemiş oldu... Bu kutlama ile anma etkinliğine Silifke Kaymakamı Abdullah Arslaner, Silifke Belediye Başkanı Mustafa Turgut ve derneğin kurucu başkanından görevi devralan Aytaç Kurtuba, dernek yönetiminde kurucu görevler alan Sadettin Ergen, Hülya Can, Mesut Usca, Birnur Çakır, Mehmet Yılmaz, Ertan Sezer ve Seka’ya gönül vermiş arkadaşlar katıldılar...

“Bir memleket, kâğıdını kendi yapmadığı zaman ulusal kültürünü yabancıların lütfüne bağlar.”  Mustafa Kemal Atatürk

Yararlanılan Kaynaklar:

1 - https://www.kalkinmakutuphanesi.gov.tr/assets/upload/dosyalar/kagit-raporu.pdf

2- https://ekonomi.isbank.com.tr/ContentManagement/Documents/sr201607_kagitsektoru.pd f

  1. -              https://www.istka.org.tr/media/67278/t%C3%BCrkiye-ka%C4%9F%C4%B1t- sekt%C3%B6r%C3%BC-ve-rekabet-g%C3%BCc%C3%BCn%C3%BCn- de%C4%9Ferlendirilmesi.pdf
  2. -             http://www.kasad.org.tr/wp-content/uploads/2020/12/KASAD-RAPOR-2020- 25.12.2020.pdf
  3. - https://www.allianz-trade.com/tr_TR/ekonomik-arastirmalar/ekonomik-yayinlar/kagit- ve-karton-eski-trendine-geri-dondu.html
  4. - https://www.larton.com.tr/tr/bizden-haberler/dunyada-kagit-uretimi-ve-tuketimi
  5. - https://kagitureticileri.com/Makale/Detay/55
  6. - https://emek.org.tr/seka-ozellestirmesi-ve-gercekler.html
  7. - https://www.yumpu.com/tr/document/view/23585256/kagt-sektoru-profil-arastrmas- 2004-ito
  8. - https://sendika.org/2005/02/tmmobdan-seka-raporu-2572/

11- https://ekonomi.haber7.com/ekonomi/haber/112596-seka-akdeniz-sumere-devredildi

12- https://www.cnnturk.com/2009/turkiye/08/07/16.yilda.sadece.2.ay.calistilar/538245.0/inde x.html

  1. https://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/16-yilda-2-ay-calistilar-12232377
  2. https://www.ceyporttasucu.com.tr/tr/kurumsal/liman-biyografisi
  3. https://www.haberler.com/yerel/seka-tesisindeki-malzeme-ve-hurdalar-satildi-2160308- haberi/
  4. https://www.mersinhaberci.com/haber/28048/yilan-hikayesine-donen-ihale- yenileniyor.html
  5. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/231152
  6. http://sekakagitmuzesi.com/#hakkinda
  7. https://www.izmitteseka.com/
  8. https://www.kalkinmakutuphanesi.gov.tr/assets/upload/dosyalar/kagit-raporu.pdf
  9. https://www.academia.edu/42144719/%C4%B0zmit_ve_%C3%87evresinde_SEKAya_Ba%C4

%9Fl%C4%B1_Sanayi_D%C4%B1%C5%9F%C4%B1_Yap%C4%B1lar 22-

https://www.academia.edu/36376948/SEKA_DA_E%C4%9E%C4%B0T%C4%B0M_FAAL%C4% B0YETLER%C4%B0_1957_1967_pdf

  1. https://calismaortami.fisek.org.tr/icerik/ozellestirme-dogmasinin-yok-ettigi-bir-deger- seka/
  2. https://www.ozgurkocaeli.com.tr/haber/4574932/seka-dergisiyle-sekanin-tarihine- yolculuk
  3. https://www.researchgate.net/publication/317262056_Cumhuriyet_Doneminin_Oncu_Bir_ Sanayi_Kurulusu_Izmit_Seluloz_ve_Kagit_Fabrikalari_Muessesesi_1936-1960
  4. https://www.emo.org.tr/ekler/93feef1557a64fd_ek.pdf?dergi=539
  5. https://tarihisevdirenadam.wordpress.com/2018/11/16/yasamak-icin-ekmek-ne-ise- dusunmek-icin-kagit-odur

 


Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Emin GÜLEÇ
(26.04.2025 22:30 - #2051)
Silifkeli olarak, yaşadığınız ve birlikte yaşadığımız bölgede, hikaye, roman olacak sosyal-siyasi-iktisadi sorunları, objektif olarak köşe yazısına sığmaz, sığdıramam demeden anlaşılır şekilde yazmak gözardı edilemez. Sesimiz ve Aytaç Kurtuba'yı okur yazar olarak yürekten kutluyor, alkışlıyorum.
Aytaç Kurtuba Değerli ağabeyim, sevdiğimiz kıyı yerleşimine emek vermiş sayın başkanım, özendirici yorumunuz ile desteğiniz için çok çok sağ olun... Güzel ortak anılar taşıdığımız geçmişimiz, gelecek kuşaklara aktarılırken, artımızla eksiğimizle yansısın yazılsın istemi dile geldi Seka Akdeniz... Seka yada Taşucu, yaşadığımız ne varsa, yaşamlarımıza azı acı çoğu tatlı güzel anılar bırakıp çekildi geçmişin derinliklerine... Gün gelecek biz de anılarda yer alacağız, bizden geriye gerçeğe en yakın olan biteni aktarıp yazmış olmak kalsın... Sevgilerimi sunuyorum...
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
https://jazziraes.com/ https://bramblesva.com/ https://seattledogresort.com/ https://bestlifecoachcollective.com/