Aytaç KURTUBA
Köşe Yazarı
Aytaç KURTUBA
 

MUT KIZILMİNARE CAMİSİ

MUT KIZILMİNARE CAMİSİ Mut İlçesine bağlı Tekeli Obası kırsal yerleşimi çıkışında bulunan Kızılminare Camisi'ne ulaşmak için, bir bölümü Balabolu Kalıntıları (Adrassus) yolu ile birebir eş olan yolu izlemek gerekir. O da şu ki, Mut kent çıkışından sola dönerek gireceğiniz Ermenek yolunun 25. km'sine ulaştığınızda yoldan sağa sapıp ilk önce Çamlıca Obası yerleşiminin içine gireceksiniz. Bu obanın yükselti bakımından kuzey yönde kalan eteğine inip yerleşim alanından çıkarak küçük bir dere yatağına inecek, burada köprüden geçip sola kıvrılan yolu 400 metre daha izleyeceksiniz. Varacağınız yol çatalında soldan ilerlerseniz Yalnızcabağ Obası yerleşimi ile Balabolu Kalıntıları’na gidersiniz, ancak sağdan ilerleyip yokuş yukarı çıkan yolu izlediğinizde ise bu kez yalnızca 2 km sonra Tekeli Obası yerleşimine varmış olursunuz. Burada, oba yerleşimi içinden çıkar çıkmaz 800 metre sonra sağınızda kalacak yamaçta, günümüz gömütlüğü (mezarlık) ile önlü arkalı bir arada duran Kızılminare Camisi sizi çevresi boş tarlaların ortasında bekliyor olacak. Karamanoğulları dönemi yapısı olduğu düşünülen Kızılminare Camisi, oldukça düzgün bir dörtgen oturum üzerine, 16 metreye 20 metre dış ölçülerinde yapılmıştır. Caminin tüm dış durası (duvarı) 75 cm doku kalınlığında ve 5 metre yüksekliğinde kırma taşla yığma düzende sağlam bir biçimde örülmüştür. Kısa olsa da 10 metreyi bulan sesgelenin (minarenin) yerden ilk 5,5 metresi yine kırma taş, yukarıda kalan 4,5 metresi ise kızıl tüs kişle (tuğla) örüldüğü için bu yapı, yörede Kızılminare olarak adlandırıla gelmiştir. İslam yapı geleneğinde, Kabe’ye göre ülkemizin konumundan dolayı kuzeyde olması gerekirken, yapının batı yüzünde yer alan ince uzun biçimde oturumu verilmiş ilk giriş bölümü, 4 metreye 15 metre iç ölçüleri ile namaza ilk gelenleri karşılar. Caminin ana yapısının giriş kapısını da gölgeleyip örten, ana yapıya bitişik olan bu tür yarı açık yapı eklentileri, namaza gelenleri ilk önce karşılayan yer olsa da yine namaza sonradan yetişip gelenlerin toplandığı alan olduğu için son gelenler bölümü (son cemaat yeri) olarak tanımlanır. İşte burada bu camide görünen ilk giriş bölümü yapı öğesi (son gelenler bölümü), caminin dörtgen ana yapısının kuzeyinde değil, batı yakasına iliştirilmiş olarak yapılmıştır. Bu da demek oluyor ki günümüzde gezip görmek için buraya ulaştığınız yol, caminin ilk yapıldığı dönemde kullanılan yol ile neredeyse eş durumdadır. Caminin bu ilk giriş bölümünün doğu bitişiğinde kalan yapının namaz kılınan ana bölümüne girildiğinde ise içerinin 15 metreye 15 metre iç ölçüler ile eşkıyı dörtgen (kare) bir oturum düzeni üzerine yükseltilip yapıldığı anlaşılır. Tüm bu ölçülerle caminin iç genişliği, girişte 60, ana bölümde ise 225 metre kare taban oturumunda, toplam 285 metre kare kapalı alana ulaşır. Yine bu sayısal değerlerle Kızılminare Camisi, ilk girişte 100, ana bölümde ise 370 kişi olmak üzere toplam 470 kişi birlikte namaz kılabilir büyüklüktedir. Ancak iç ölçülerini 285 metre kare olarak vermiş olsak da dış ölçüleriyle 320 metre kare olan bu caminin tavan anlamıyla üzeri, günümüzde yağış koşullarına karşı tümden korumasız olarak açıkta kalmış durumdadır. Yapıldığı dönemde ağaç atıllarla üzerinin örtülü olduğunu öngördüğümüz bu caminin tavan örtümü yada çatı yapısıyla ilgili belirgin bir iz günümüze ulaşabilmiş değildir. Caminin ilk giriş bölümü dediğimiz batıya bakan son gelenler bölümünün dış yüzündeki durada (duvarda), üç büyük göz oluşturacak biçimde esinlik (pencere) boşlukları açık bırakılmıştır. Gerçekte bu gözler, kesme taşlarla düzgünce örülmüş yapı ayaklarının üzerinde yarım yuvar kıvrımla eğimlendirilip bitiştirilmiş atkılı örümler (ataskı) biçimde yapılmış, bunların da tavana doğru geriye kalan dolgusu ise yığma taşla gelişigüzel sürdürülüp yapı durası tüm ettirilerek basırılıp kapatılmıştır. Büyük olasılıkla ilk giriş bölümündeki (son gelenler bölümü) bu esinlik boşlukları en azından sıcak aylarda açık bırakılmış yada sürekli açık kalıp bir gölgelik görevi anlamıyla başından beri öylece yapılıp kullanılmıştır. Esinlik olarak açık bırakılan son gelenler bölümünün dış yüzündeki bu boşluklardan başka, ana yapının içinde birdeş (aynı) biçim ile ölçütlerde yapılmış görülen, ancak burada görev değiştirip bu kez içerideki topluluğa geniş bir alanda namaz kılmalarını sağlayan taş örümü direkler ile bu direklerin üzerini birbirine yarım yuvar örümle bağlayan ataskı (atkılı örüm-kemerli) tavan destekleri vardır. Ana bölüm içinde, yönem taşına (dilem bükeyine-mihraba) doğru diklemesine değil de tavan altında yanal (paralel) çizgide üç sıra oluşturacak biçimde yarım yuvar örülen ataskılar (kemerler), alttan yapı ortasına eşit aralıklarla konumlandırılıp yükseltilen kesme taş örümü direklerle tirenir. Böylece yapı ortadan kesme taş örümü direkler ile tirenirken, üst bitimlerini birbirine bağlayan bu üç sıra ataskı örümü destek geçişleri ile berkiltilen tüm tavan, dolayısıyla yapının üzerini örten tüm dam omuzlanıp sağlam biçimde kaldırmış olur. Yapı içine konumlandırılan bu kesme taş örümü direkler, yukarılarından ataskılar (kemer) ile birbirine bitiştirilirken baş denginde görülen yapı içi tüm boşluk, üç yanal sırada üçer gözden olmak üzere toplam dokuz göz açıklık ile cami içinde oldukça aydınlık bir ortam oluşması sağlar. Yine burada caminin ana bölümünde görülen yönemlik (mihrap) ile yan öğeleri (minber) ne yazık ki yarı yarıya yıkılıp yok olmuş durumda belirir. Caminin ana bölümü içinde yer alan, kesme taşlarla örülüp yapılmış söz konusu dokuz atkılı açıklığı tireyen bu direkler, 75 cm ile 105 cm taban ölçüleri üzerinden yükselip yukarıya doğru 2 metre boya erişir. Bu boya düz ulaşan direkler, bu kez kesme taş atkıların yarım yuvar eğimle örülmeye başlayacağı kesişim düzeyine varır. İlginç ki bu düzeyde görülen düzenli oyuklar, günümüze ulaşmış olmasa da direkler arasını destekleyen kesilmiş ağaç atılların ek olarak yerleştirilip yapı sağlamlığına katkı sağladığına ip ucu verir.  Yapı dışından tüm durası (duvarı) 5 metre yüksekliğe ulaşan caminin ana yapısı içinde görülen bu ataskıların (atkılı gözlerin) yerden yüksekliği ise 4 metreye erişirken, iki direk arası ataskı boşluklarının genişliği 3,85 metredir. Bu eski camiye adını veren yapı öğesi sesgelenin (minarenin) özelliklerini anlatacak olursak, namaz çağrısı yapmak üzere yukarıya çıkmak için eğilmek durumunda kalınan alçak bir kapıdan sesgeleye girildiğini, bu giriş kapısının da tüm yapının batı yanında olduğunu söylediğimiz son gelenler adlı giriş bölümünün kuzey dibinde yer aldığını belirtmek gerekir. Günümüz ölçüleri ile toplam 10 metre yüksekliği görünen sesgelenin ilk 5,5 metresi, tüm yapı ile eşit yüksekliğe gelene dek kırma-yığma taş ile örülüp yapılmıştır. Sonrasında ise kızıl tüs kerpiç (kırmızı renk tuğla) ile örülen kalan bölüm, 4,5 metre olarak ölçülür. Sesgelenin en üstüne doğru daralıp yapıyı kapatan kızıl tüs (pişmiş) kerpiçlerin ölçüleri ise 30 ile 15 cm arasında değişiklik gösterir. Ana yapının dura (duraşma-duvar) kalınlığı 75 cm, ancak sesgelenin durası doğal olarak incelerek 45 cm kalınlıkta ölçülür. Sesgelenin ilk giriş bölümünden sağlanan alçak giriş kapısı 70 cm en, 110 cm yüksekliktedir. Bu girişle birlikte sayıldığında 20 say taşı basamakla çıkılan yerde ezan okunan dolangının (şerefe) kapısına gelinir. Buraya gelinince basamaklar ayrı olarak üç dört ağaç atıldan oluşur nedense. Dolangı kapısından sonra yine içeride yukarı çıkan basamaklar da sayıldığında, sesgele içinde toplam 27 basamak olduğu görülür. Sesgeleye en aşağıdayken ilk girdiğinizde kapının üzerine doğru geri dönüp baktığınızda, bu girişin üstüne konulmuş başka ağaç atılları da görmüş olacaksınız. Bu ağaç atılların ilgi çeken yönü ise üzerlerinde süs amaçlı yontma çizimler yapılmış olmasıdır. Ancak bu süsleme çizimlerin, ağaç atılların burada kullanılmadan önce yapıldığı, belki de bu ağaç atılların önce başka yapılarda kullanılıp sonradan buraya getirildiği, kapı üzerini tiremek için konulduğu da öngörülebilir. Tüm bu bilgilerin dışında, bu caminin yapımında devşirme bir yapı taşı kullanılmadığını da belirtmiş olalım. Cami, kullanım dışı kaldıktan sonra uzun yıllar doğa koşullarına karşı açıkta kalarak bugüne değin tümüyle yıkılmadan gelmeyi başarmış olsa da, artık yapının yenileme ile onarım çalışmalarına gereksinim duyduğu kuşku götürmez durumdadır. Kızılminare Camisi, yörede önemli eski yapı durumunda olan camiler arasında ki Mut Laal Paşa, Silifke Aleaddin, Silifke Reşadiye ile Taşucu Haliliye camilerinden ayrılarak Kabe yönünü kesin ölçülerle tutturan iki camiden biri olmayı, Silifke Sökün Camisi ile birlikte başarır. Caminin Kabe'ye kuş uçuşu uzaklığı, 1812 km olarak ölçülür. Yine caminin bulunduğu konum deniz düzeyinden 520 metre yükseltide ölçülürken, en yakın deniz kıyısı olan Aydıncık ilçesi ana yerleşimi içi koylarına 57 km kuş uçuşu uzaklıkta kalır.  
Ekleme Tarihi: 15 Nisan 2025 - Salı

MUT KIZILMİNARE CAMİSİ

MUT KIZILMİNARE CAMİSİ

Mut İlçesine bağlı Tekeli Obası kırsal yerleşimi çıkışında bulunan Kızılminare Camisi'ne ulaşmak için, bir bölümü Balabolu Kalıntıları (Adrassus) yolu ile birebir eş olan yolu izlemek gerekir. O da şu ki, Mut kent çıkışından sola dönerek gireceğiniz Ermenek yolunun 25. km'sine ulaştığınızda yoldan sağa sapıp ilk önce Çamlıca Obası yerleşiminin içine gireceksiniz. Bu obanın yükselti bakımından kuzey yönde kalan eteğine inip yerleşim alanından çıkarak küçük bir dere yatağına inecek, burada köprüden geçip sola kıvrılan yolu 400 metre daha izleyeceksiniz. Varacağınız yol çatalında soldan ilerlerseniz Yalnızcabağ Obası yerleşimi ile Balabolu Kalıntıları’na gidersiniz, ancak sağdan ilerleyip yokuş yukarı çıkan yolu izlediğinizde ise bu kez yalnızca 2 km sonra Tekeli Obası yerleşimine varmış olursunuz. Burada, oba yerleşimi içinden çıkar çıkmaz 800 metre sonra sağınızda kalacak yamaçta, günümüz gömütlüğü (mezarlık) ile önlü arkalı bir arada duran Kızılminare Camisi sizi çevresi boş tarlaların ortasında bekliyor olacak.

Karamanoğulları dönemi yapısı olduğu düşünülen Kızılminare Camisi, oldukça düzgün bir dörtgen oturum üzerine, 16 metreye 20 metre dış ölçülerinde yapılmıştır. Caminin tüm dış durası (duvarı) 75 cm doku kalınlığında ve 5 metre yüksekliğinde kırma taşla yığma düzende sağlam bir biçimde örülmüştür. Kısa olsa da 10 metreyi bulan sesgelenin (minarenin) yerden ilk 5,5 metresi yine kırma taş, yukarıda kalan 4,5 metresi ise kızıl tüs kişle (tuğla) örüldüğü için bu yapı, yörede Kızılminare olarak adlandırıla gelmiştir.

İslam yapı geleneğinde, Kabe’ye göre ülkemizin konumundan dolayı kuzeyde olması gerekirken, yapının batı yüzünde yer alan ince uzun biçimde oturumu verilmiş ilk giriş bölümü, 4 metreye 15 metre iç ölçüleri ile namaza ilk gelenleri karşılar. Caminin ana yapısının giriş kapısını da gölgeleyip örten, ana yapıya bitişik olan bu tür yarı açık yapı eklentileri, namaza gelenleri ilk önce karşılayan yer olsa da yine namaza sonradan yetişip gelenlerin toplandığı alan olduğu için son gelenler bölümü (son cemaat yeri) olarak tanımlanır. İşte burada bu camide görünen ilk giriş bölümü yapı öğesi (son gelenler bölümü), caminin dörtgen ana yapısının kuzeyinde değil, batı yakasına iliştirilmiş olarak yapılmıştır. Bu da demek oluyor ki günümüzde gezip görmek için buraya ulaştığınız yol, caminin ilk yapıldığı dönemde kullanılan yol ile neredeyse eş durumdadır.

Caminin bu ilk giriş bölümünün doğu bitişiğinde kalan yapının namaz kılınan ana bölümüne girildiğinde ise içerinin 15 metreye 15 metre iç ölçüler ile eşkıyı dörtgen (kare) bir oturum düzeni üzerine yükseltilip yapıldığı anlaşılır. Tüm bu ölçülerle caminin iç genişliği, girişte 60, ana bölümde ise 225 metre kare taban oturumunda, toplam 285 metre kare kapalı alana ulaşır.

Yine bu sayısal değerlerle Kızılminare Camisi, ilk girişte 100, ana bölümde ise 370 kişi olmak üzere toplam 470 kişi birlikte namaz kılabilir büyüklüktedir. Ancak iç ölçülerini 285 metre kare olarak vermiş olsak da dış ölçüleriyle 320 metre kare olan bu caminin tavan anlamıyla üzeri, günümüzde yağış koşullarına karşı tümden korumasız olarak açıkta kalmış durumdadır. Yapıldığı dönemde ağaç atıllarla üzerinin örtülü olduğunu öngördüğümüz bu caminin tavan örtümü yada çatı yapısıyla ilgili belirgin bir iz günümüze ulaşabilmiş değildir.

Caminin ilk giriş bölümü dediğimiz batıya bakan son gelenler bölümünün dış yüzündeki durada (duvarda), üç büyük göz oluşturacak biçimde esinlik (pencere) boşlukları açık bırakılmıştır. Gerçekte bu gözler, kesme taşlarla düzgünce örülmüş yapı ayaklarının üzerinde yarım yuvar kıvrımla eğimlendirilip bitiştirilmiş atkılı örümler (ataskı) biçimde yapılmış, bunların da tavana doğru geriye kalan dolgusu ise yığma taşla gelişigüzel sürdürülüp yapı durası tüm ettirilerek basırılıp kapatılmıştır. Büyük olasılıkla ilk giriş bölümündeki (son gelenler bölümü) bu esinlik boşlukları en azından sıcak aylarda açık bırakılmış yada sürekli açık kalıp bir gölgelik görevi anlamıyla başından beri öylece yapılıp kullanılmıştır. Esinlik olarak açık bırakılan son gelenler bölümünün dış yüzündeki bu boşluklardan başka, ana yapının içinde birdeş (aynı) biçim ile ölçütlerde yapılmış görülen, ancak burada görev değiştirip bu kez içerideki topluluğa geniş bir alanda namaz kılmalarını sağlayan taş örümü direkler ile bu direklerin üzerini birbirine yarım yuvar örümle bağlayan ataskı (atkılı örüm-kemerli) tavan destekleri vardır.

Ana bölüm içinde, yönem taşına (dilem bükeyine-mihraba) doğru diklemesine değil de tavan altında yanal (paralel) çizgide üç sıra oluşturacak biçimde yarım yuvar örülen ataskılar (kemerler), alttan yapı ortasına eşit aralıklarla konumlandırılıp yükseltilen kesme taş örümü direklerle tirenir. Böylece yapı ortadan kesme taş örümü direkler ile tirenirken, üst bitimlerini birbirine bağlayan bu üç sıra ataskı örümü destek geçişleri ile berkiltilen tüm tavan, dolayısıyla yapının üzerini örten tüm dam omuzlanıp sağlam biçimde kaldırmış olur.

Yapı içine konumlandırılan bu kesme taş örümü direkler, yukarılarından ataskılar (kemer) ile birbirine bitiştirilirken baş denginde görülen yapı içi tüm boşluk, üç yanal sırada üçer gözden olmak üzere toplam dokuz göz açıklık ile cami içinde oldukça aydınlık bir ortam oluşması sağlar. Yine burada caminin ana bölümünde görülen yönemlik (mihrap) ile yan öğeleri (minber) ne yazık ki yarı yarıya yıkılıp yok olmuş durumda belirir.

Caminin ana bölümü içinde yer alan, kesme taşlarla örülüp yapılmış söz konusu dokuz atkılı açıklığı tireyen bu direkler, 75 cm ile 105 cm taban ölçüleri üzerinden yükselip yukarıya doğru 2 metre boya erişir. Bu boya düz ulaşan direkler, bu kez kesme taş atkıların yarım yuvar eğimle örülmeye başlayacağı kesişim düzeyine varır. İlginç ki bu düzeyde görülen düzenli oyuklar, günümüze ulaşmış olmasa da direkler arasını destekleyen kesilmiş ağaç atılların ek olarak yerleştirilip yapı sağlamlığına katkı sağladığına ip ucu verir.  Yapı dışından tüm durası (duvarı) 5 metre yüksekliğe ulaşan caminin ana yapısı içinde görülen bu ataskıların (atkılı gözlerin) yerden yüksekliği ise 4 metreye erişirken, iki direk arası ataskı boşluklarının genişliği 3,85 metredir.

Bu eski camiye adını veren yapı öğesi sesgelenin (minarenin) özelliklerini anlatacak olursak, namaz çağrısı yapmak üzere yukarıya çıkmak için eğilmek durumunda kalınan alçak bir kapıdan sesgeleye girildiğini, bu giriş kapısının da tüm yapının batı yanında olduğunu söylediğimiz son gelenler adlı giriş bölümünün kuzey dibinde yer aldığını belirtmek gerekir.

Günümüz ölçüleri ile toplam 10 metre yüksekliği görünen sesgelenin ilk 5,5 metresi, tüm yapı ile eşit yüksekliğe gelene dek kırma-yığma taş ile örülüp yapılmıştır. Sonrasında ise kızıl tüs kerpiç (kırmızı renk tuğla) ile örülen kalan bölüm, 4,5 metre olarak ölçülür. Sesgelenin en üstüne doğru daralıp yapıyı kapatan kızıl tüs (pişmiş) kerpiçlerin ölçüleri ise 30 ile 15 cm arasında değişiklik gösterir. Ana yapının dura (duraşma-duvar) kalınlığı 75 cm, ancak sesgelenin durası doğal olarak incelerek 45 cm kalınlıkta ölçülür. Sesgelenin ilk giriş bölümünden sağlanan alçak giriş kapısı 70 cm en, 110 cm yüksekliktedir. Bu girişle birlikte sayıldığında 20 say taşı basamakla çıkılan yerde ezan okunan dolangının (şerefe) kapısına gelinir. Buraya gelinince basamaklar ayrı olarak üç dört ağaç atıldan oluşur nedense. Dolangı kapısından sonra yine içeride yukarı çıkan basamaklar da sayıldığında, sesgele içinde toplam 27 basamak olduğu görülür.

Sesgeleye en aşağıdayken ilk girdiğinizde kapının üzerine doğru geri dönüp baktığınızda, bu girişin üstüne konulmuş başka ağaç atılları da görmüş olacaksınız. Bu ağaç atılların ilgi çeken yönü ise üzerlerinde süs amaçlı yontma çizimler yapılmış olmasıdır. Ancak bu süsleme çizimlerin, ağaç atılların burada kullanılmadan önce yapıldığı, belki de bu ağaç atılların önce başka yapılarda kullanılıp sonradan buraya getirildiği, kapı üzerini tiremek için konulduğu da öngörülebilir.

Tüm bu bilgilerin dışında, bu caminin yapımında devşirme bir yapı taşı kullanılmadığını da belirtmiş olalım. Cami, kullanım dışı kaldıktan sonra uzun yıllar doğa koşullarına karşı açıkta kalarak bugüne değin tümüyle yıkılmadan gelmeyi başarmış olsa da, artık yapının yenileme ile onarım çalışmalarına gereksinim duyduğu kuşku götürmez durumdadır.

Kızılminare Camisi, yörede önemli eski yapı durumunda olan camiler arasında ki Mut Laal Paşa, Silifke Aleaddin, Silifke Reşadiye ile Taşucu Haliliye camilerinden ayrılarak Kabe yönünü kesin ölçülerle tutturan iki camiden biri olmayı, Silifke Sökün Camisi ile birlikte başarır. Caminin Kabe'ye kuş uçuşu uzaklığı, 1812 km olarak ölçülür. Yine caminin bulunduğu konum deniz düzeyinden 520 metre yükseltide ölçülürken, en yakın deniz kıyısı olan Aydıncık ilçesi ana yerleşimi içi koylarına 57 km kuş uçuşu uzaklıkta kalır.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
https://jazziraes.com/ https://bramblesva.com/ https://seattledogresort.com/ https://bestlifecoachcollective.com/