Yüksel BÜTÜN
Köşe Yazarı
Yüksel BÜTÜN
 

MUHACİR İBRAHİM

MUHACİR İBRAHİM Kahvelerde çıraklığa başladığımda daha 6 yaşındaydım. Yalın ayak, başıkabak derler ya işte böyle bir kılıkla kahve, çay dağıtmaya, erken gelip, kahvehaneyi sulayıp, temizlemeye başladım. Küçük olduğumdan mı? Acemi olduğumdan mı? Bilemem, çalıştığım yerlerde uzun süre kalamıyordum. Kimileri büyü de gel diyorlardı. Gide, gele, girip, çıka yavaş, yavaş işlerin inceliğini öğrenmeye başladım. Çay bardaklarını kırdığımdan tokat yedim. Kasabamızın gazinosunda çalışmaya başladım. Müşterilerden biri “Yeğenim bir orta şekerli kahve”  dedi. Dönüp, çay ocağına giderken yerde 2,5TL gördüm. O zamanlara göre iyi para idi. Götürüp ustaya verdim. Akşam olup, kahveyi kapatırken, ustam günlük yevmiyem olan 75krş.u verdi. Ustam, bana dönüp, ”Aferin yeğenim, o 2,5TL.’yi yere ben atmıştım. Seni sınamak için” dedi. Ne de olsa ustamdan aferin almıştım. Aradan bir yıl geçti, ilkokula başladım. Sanki gözüm açılmıştı. Yazları fırıncı Altıparmak ile Kör Ziya’nın mekânına, sabahları gün doğmadan gidiyor. Simitleri tepsiye koyuyor, Erkenci kahvelerine girip, çıkıyordum. 5 bin nüfuslu kasabada girip, çıkmadığım yer bırakmıyor. Bu nedenle, çarşıya çıkan herkesi tanımaya çalışıyordum. Bir sabah Uzun Çarşıda simit tablası ile gezinirken “simitçi” diye bir ses duydum. Sese döndüm, karşımda orta yaşlı bir adam, berber dükkânı kapısında duruyordu. Berber bir simit aldı, parasını verdi, sağ ol yeğenim dedi. Adı Muhacir İbrahim’miş, böyle tanıdım ben onu. Muhacir İbrahim, aynı zamanda Mukaddem Mahallesi muhtarı imiş… Benimle yaşıt bir kızı vardı. Cumhuriyet İlkokulunda aynı sınıftaydık. Bir yaz günü Mukaddem Mahallesinin fukara halkını, kadın, erkek, genç, yaşlı demeden denkleriyle birlikte bir kamyona bindirip Adana’ya götürdüler. Meğerse Çukurova’da pamuk toplayacaklarmış. Muhacir İbrahim’i tanıdıkça becerikli ve çalışkan bir insan olduğunu anladım. Yörede sevilen ve sayılan bir insandı. Mahallede sahipsiz, yoksul gençlerin evlenip, barklanmasına yardımcı olurdu. Gökbelen Yaylası çarşısındaki çeşme de onun eseri… Askere gidecek gençlerin, eski askerlik şubesinde toplandığı günler, simitçi tablası ile soluğu Çamlık’ta alırdım. Çoktan yıkılmış olan eski askerlik şubesi önünde toplanmış olan askere gidecek gençler birer kolda sıraya girer. Berber Muhacir İbrahim’in önündeki sandalyeye oturur. Önüne beyaz önlük bağladıktan sonra Muhacir İbrahim tarafından sıfır numaralı traş makinesi ile traş olurlardı. Bizlerde o kalabalıkta simit satmaya çalışırdık.  Eski askerlik şubesi alanı yanılmıyorsam hala askeri bir alandır. Yan duvarları yıkılmış olsa da şubenin cephaneliği sapasağlam duruyor Muhacir İbrahim ileri yaşlarda berber dükkânını oğlu Muzaffer ağabeye devretti. En küçük oğlunun ırmakta boğulması sonucu büyük acılar yaşadı.  Yıllar önce yitirdiğimiz bu merhametli, çalışkan ve namuslu insanı rahmet ve saygı ile anıyoruz.  
Ekleme Tarihi: 20 Ekim 2023 - Cuma

MUHACİR İBRAHİM

MUHACİR İBRAHİM

Kahvelerde çıraklığa başladığımda daha 6 yaşındaydım. Yalın ayak, başıkabak derler ya işte böyle bir kılıkla kahve, çay dağıtmaya, erken gelip, kahvehaneyi sulayıp, temizlemeye başladım. Küçük olduğumdan mı? Acemi olduğumdan mı? Bilemem, çalıştığım yerlerde uzun süre kalamıyordum. Kimileri büyü de gel diyorlardı. Gide, gele, girip, çıka yavaş, yavaş işlerin inceliğini öğrenmeye başladım. Çay bardaklarını kırdığımdan tokat yedim. Kasabamızın gazinosunda çalışmaya başladım. Müşterilerden biri “Yeğenim bir orta şekerli kahve”  dedi. Dönüp, çay ocağına giderken yerde 2,5TL gördüm. O zamanlara göre iyi para idi. Götürüp ustaya verdim. Akşam olup, kahveyi kapatırken, ustam günlük yevmiyem olan 75krş.u verdi. Ustam, bana dönüp, ”Aferin yeğenim, o 2,5TL.’yi yere ben atmıştım. Seni sınamak için” dedi. Ne de olsa ustamdan aferin almıştım. Aradan bir yıl geçti, ilkokula başladım. Sanki gözüm açılmıştı. Yazları fırıncı Altıparmak ile Kör Ziya’nın mekânına, sabahları gün doğmadan gidiyor. Simitleri tepsiye koyuyor, Erkenci kahvelerine girip, çıkıyordum. 5 bin nüfuslu kasabada girip, çıkmadığım yer bırakmıyor. Bu nedenle, çarşıya çıkan herkesi tanımaya çalışıyordum. Bir sabah Uzun Çarşıda simit tablası ile gezinirken “simitçi” diye bir ses duydum. Sese döndüm, karşımda orta yaşlı bir adam, berber dükkânı kapısında duruyordu. Berber bir simit aldı, parasını verdi, sağ ol yeğenim dedi. Adı Muhacir İbrahim’miş, böyle tanıdım ben onu.

Muhacir İbrahim, aynı zamanda Mukaddem Mahallesi muhtarı imiş… Benimle yaşıt bir kızı vardı. Cumhuriyet İlkokulunda aynı sınıftaydık. Bir yaz günü Mukaddem Mahallesinin fukara halkını, kadın, erkek, genç, yaşlı demeden denkleriyle birlikte bir kamyona bindirip Adana’ya götürdüler. Meğerse Çukurova’da pamuk toplayacaklarmış. Muhacir İbrahim’i tanıdıkça becerikli ve çalışkan bir insan olduğunu anladım. Yörede sevilen ve sayılan bir insandı. Mahallede sahipsiz, yoksul gençlerin evlenip, barklanmasına yardımcı olurdu. Gökbelen Yaylası çarşısındaki çeşme de onun eseri… Askere gidecek gençlerin, eski askerlik şubesinde toplandığı günler, simitçi tablası ile soluğu Çamlık’ta alırdım. Çoktan yıkılmış olan eski askerlik şubesi önünde toplanmış olan askere gidecek gençler birer kolda sıraya girer. Berber Muhacir İbrahim’in önündeki sandalyeye oturur. Önüne beyaz önlük bağladıktan sonra Muhacir İbrahim tarafından sıfır numaralı traş makinesi ile traş olurlardı. Bizlerde o kalabalıkta simit satmaya çalışırdık.  Eski askerlik şubesi alanı yanılmıyorsam hala askeri bir alandır. Yan duvarları yıkılmış olsa da şubenin cephaneliği sapasağlam duruyor

Muhacir İbrahim ileri yaşlarda berber dükkânını oğlu Muzaffer ağabeye devretti. En küçük oğlunun ırmakta boğulması sonucu büyük acılar yaşadı.  Yıllar önce yitirdiğimiz bu merhametli, çalışkan ve namuslu insanı rahmet ve saygı ile anıyoruz.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
CELAL NECATİ ÜÇYILDIZ
(20.10.2023 17:48 - #936)
GÖKBELEN DE YEDİ OLUK- KAHVELİ PINARI - MUHACİR İBRAHİM HAYRATI YAZARDI. SİLİFKE BELEDİYESİ ALIŞKANLIK HALİNE GETİRDİ. TARİHE, EMEĞE SAYGI DUYMADAN O LEVHANIN ÜSTÜNE MERMER YAPIVERDİ. SÖZ GÜNÜN BİRİNDE O LEVHA ORAYA ASILACAK. ONU SAYGI İLE ANIYORUZ. AYDINLIK İÇİNDE OLSUN.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
İbrahim33ugur@gmail.com
(24.10.2023 14:25 - #945)
Çok güzel anlatmışsın Abimsin Selamlar
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3