Yüksel BÜTÜN
Köşe Yazarı
Yüksel BÜTÜN
 

ÇARIK…

ÇARIK…                     Dünyanın gördüğü en büyük savaş, 2. Dünya Savaşıdır. 1 Eylül 1939’dan 1945 yılına kadar tam 6 yıl sürmüş. Avrupa’nın batısından, doğudaki Asya sınırına dek (Ural Dağları) yıkılmadık kent kalmamıştır. Tüm dünyada 50 milyonu aşkın insan ölmüş. Alt yapılar, fabrikalar, okullar yerle bir olmuştur. Salt Almanya’nın kaybı, 20 milyondur. Savaş sonucu Almanya; Doğu-Batı Almanya olarak ikiye bölünmüş. Doğu Almanya’yı Rusya işgal etmiş. Batı Almanya’yı ise ABD, İngiltere ve Fransa yönetmeye başlamıştır. Savaş suçluları ise Almanya’nın Nurenberg kentinde yargılanmış. Ağır cezalarla cezalandırılmışlardır. Tam bu aşamalarda, yurdumuz Türkiye, Büyük Devlet Adamı İsmet İnönü sağduyulu davranışı ile tarafsız kalmış. 2. Dünya Savaşına karışmamış. Ülkemiz büyük bir yıkımdan kurtulmuştur. Ne zaman ki 2. Dünya Savaşından konu edilse, eskilerin ilk akla getirdikleri ya da eleştirileri “Karne” dönemidir. 2. Dünya Savaşının getirdiği yoksunluk ve kısıtlamalar hepimizin yaşamını güçleştirmiştir. Bu yokluklar nedeni ile mevcut iktidar büyük eleştiriye maruz kalmıştır. Oysa ortada büyük bir gerçek vardır. Evet, Türkiye savaşa girmedi ama tam 6 yıl sınırlarında 1 milyonu aşkın askeri yerleştirdi. O zaman ki ülke nüfusunun 17/18 milyon olduğunu dikkate alırsak, ülkemizin en genç ve en dinç unsurları üretmeden uzakta, sınır boylarını bekledi. Buna ek olarak meşhur ÇATALCA hattını (Beton korugan ve Tabyalar) Marmara denizinden, Karadeniz’e dek yapımının ülke ekonomisine verdiği külfeti unutmamalıyız. Ülke savunmasında tasarruf olmaz!                     Bu nedenle yurttaşlarımız bu uzun süren savaş döneminde, büyük sıkıntılar çektiler. Gerek Sümerbank bezleri, gerekse ekmek karneleri unutulmuş değildir. Tüm bu sıkıntılar, kırsal kesimlerde daha yoğundu. Yurttaşlar ayakkabı bulamıyor, çarık giyiyorlardı. Hatta çarık bile bulamayanlar vardı. Dağ köylerinin birinde (K. T.) bir genç kız her gün davar otlatırmış. Ayağında çarık bile yok, yalın ayak akşama kadar davar güdüyor. Bir sabah yine davarları önüne kattığında, yaşlı bir kadın önünü keser, “Kızım benim davarları da güt, sana bir çarıklık öküz derisi vereyim, demiş. Genç kız kadının isteğini kabul edip, onun da davarlarını gütmeye başlamış. Davarları güttükten sonra, kadının evine varmış. Kadın da sözünde durup, bir çarıklık öküz derisini ona vermiş. Genç kız, evine varır varmaz, deriyi eline alıp, ayak ölçüsüne göre kesip, kenar deliklerini açmış. Sonra sicimleri deliklerden geçirip, çarığı hazırlamış. Gece yarısını bekleyip, herkes yattıktan sonra evin bahçesine çıkmış. Yeni çarığı ile dönmeye başlamış. Çok hoşuna gitmiş. Bir süre sonra yetinmeyip şıkıdım şıkıdım oynamaya başlamış. Yoruluncaya dek… Çarıkları silip, temizleyip, başucuna yastık altına koymuş. Ertesi gün, yeni çarıkları ile davar gütmeye (Daha bir şen şakrak) götürmüş. Yokluk yılları idi. Çok şükür geride kaldı. Not: Bir bayram arifesinde, açık kahverengi Beykoz potinimi babam aldığında, ben de potinimi yastığımın altına koymuştum.  
Ekleme Tarihi: 03 Mayıs 2023 - Çarşamba

ÇARIK…

ÇARIK…

                    Dünyanın gördüğü en büyük savaş, 2. Dünya Savaşıdır. 1 Eylül 1939’dan 1945 yılına kadar tam 6 yıl sürmüş. Avrupa’nın batısından, doğudaki Asya sınırına dek (Ural Dağları) yıkılmadık kent kalmamıştır. Tüm dünyada 50 milyonu aşkın insan ölmüş. Alt yapılar, fabrikalar, okullar yerle bir olmuştur. Salt Almanya’nın kaybı, 20 milyondur. Savaş sonucu Almanya; Doğu-Batı Almanya olarak ikiye bölünmüş. Doğu Almanya’yı Rusya işgal etmiş. Batı Almanya’yı ise ABD, İngiltere ve Fransa yönetmeye başlamıştır. Savaş suçluları ise Almanya’nın Nurenberg kentinde yargılanmış. Ağır cezalarla cezalandırılmışlardır. Tam bu aşamalarda, yurdumuz Türkiye, Büyük Devlet Adamı İsmet İnönü sağduyulu davranışı ile tarafsız kalmış. 2. Dünya Savaşına karışmamış. Ülkemiz büyük bir yıkımdan kurtulmuştur. Ne zaman ki 2. Dünya Savaşından konu edilse, eskilerin ilk akla getirdikleri ya da eleştirileri “Karne” dönemidir. 2. Dünya Savaşının getirdiği yoksunluk ve kısıtlamalar hepimizin yaşamını güçleştirmiştir. Bu yokluklar nedeni ile mevcut iktidar büyük eleştiriye maruz kalmıştır. Oysa ortada büyük bir gerçek vardır. Evet, Türkiye savaşa girmedi ama tam 6 yıl sınırlarında 1 milyonu aşkın askeri yerleştirdi. O zaman ki ülke nüfusunun 17/18 milyon olduğunu dikkate alırsak, ülkemizin en genç ve en dinç unsurları üretmeden uzakta, sınır boylarını bekledi. Buna ek olarak meşhur ÇATALCA hattını (Beton korugan ve Tabyalar) Marmara denizinden, Karadeniz’e dek yapımının ülke ekonomisine verdiği külfeti unutmamalıyız. Ülke savunmasında tasarruf olmaz!

                    Bu nedenle yurttaşlarımız bu uzun süren savaş döneminde, büyük sıkıntılar çektiler. Gerek Sümerbank bezleri, gerekse ekmek karneleri unutulmuş değildir. Tüm bu sıkıntılar, kırsal kesimlerde daha yoğundu. Yurttaşlar ayakkabı bulamıyor, çarık giyiyorlardı. Hatta çarık bile bulamayanlar vardı. Dağ köylerinin birinde (K. T.) bir genç kız her gün davar otlatırmış. Ayağında çarık bile yok, yalın ayak akşama kadar davar güdüyor. Bir sabah yine davarları önüne kattığında, yaşlı bir kadın önünü keser, “Kızım benim davarları da güt, sana bir çarıklık öküz derisi vereyim, demiş. Genç kız kadının isteğini kabul edip, onun da davarlarını gütmeye başlamış. Davarları güttükten sonra, kadının evine varmış. Kadın da sözünde durup, bir çarıklık öküz derisini ona vermiş. Genç kız, evine varır varmaz, deriyi eline alıp, ayak ölçüsüne göre kesip, kenar deliklerini açmış. Sonra sicimleri deliklerden geçirip, çarığı hazırlamış. Gece yarısını bekleyip, herkes yattıktan sonra evin bahçesine çıkmış. Yeni çarığı ile dönmeye başlamış. Çok hoşuna gitmiş. Bir süre sonra yetinmeyip şıkıdım şıkıdım oynamaya başlamış. Yoruluncaya dek… Çarıkları silip, temizleyip, başucuna yastık altına koymuş. Ertesi gün, yeni çarıkları ile davar gütmeye (Daha bir şen şakrak) götürmüş. Yokluk yılları idi. Çok şükür geride kaldı.

Not: Bir bayram arifesinde, açık kahverengi Beykoz potinimi babam aldığında, ben de potinimi yastığımın altına koymuştum.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Rifat Karaduman
(04.05.2023 11:44 - #582)
Bilmeden geçmişi eleştirenler o günün devletin kuruşunu bile dikkatle harcayan insanlarına büyük haksızlık ediyor.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3