Yüksel BÜTÜN
Köşe Yazarı
Yüksel BÜTÜN
 

BİR OKUR’UN ARDINDAN…

BİR OKUR’UN ARDINDAN…                 O’nu 2000’li yılların başında tanıdım. Derneğe gelmişti. Karşılıklı biraz konuştuk. Boyu posu yerinde, esmer, sağlıklı bir görünüşü olan babayiğit bir delikanlı gibi duruyordu. Üyelik için gerekli belgeleri hazırlamasını söyledim. Bir hafta sonra belgelerle geldi. Şubemize kaydını yaptık. Gerekli belgeleri genel merkeze göndererek, onayı istedik. Daha sonraki aşamada üyemiz oldu. Bir süre görüşemedik. Sonradan öğreniyorum ki sürekli çalışıyormuş. E, ne yaparsın ekmek parası. Ahmet Arslan’la daha sık görüşmemiz, onun çiçekçi Leyla ile evliliği sonucu oldu. Artık her gün çiçekçi dükkânında Leyla’nın yanında çalışıyordu. Leyla dükkânın içinde kalıyor, çiçek siparişini verenlere çiçek sepetlerini Ahmet Arslan götürüyordu. Tabi tüm bu gidiş-gelişler otomobil veya mobiletle oluyordu. Benim için, işin en çok dikkati çeken yanı, getir-götür işleri olmadığı zaman koltuğa oturup sürekli okuması idi. Bir okur olarak, neler okuduğunu sordum. Özellikle felsefi kitaplar, Nobel kazanmış eserler ve eski romanları severek okuyormuş. O’nu iş yerinde hiç boş otururken görmedim. Hep okuyordu, hani “kitap kurdu” derler ya, öylesi bir insan. Bunaldığında ara sıra kafa dengi arkadaşları ile okey de oynadığını gördüm. Kitaplığından bende yararlandım. Beğendiğim yazarların kitaplarını alıp, okuduktan sonra iade ediyordum. Bir gün biraz keyifsiz gördüm onu, devlet hastanesine gitmiş. Boyun fıtığı rahatsızlığı tanısı koymuşlar. Boynundan sırtına dek inen müthiş ağrıları varmış. Yemek konusunda, eşinin ifadesine göre (pırasa hariç) her türlü yemeği yermiş. Tam bir Anadolu insanı… İş yerine her gün eşiyle birlikte gidip-geliyorlar. 17 Ekim 2022 sabahı yine öyle yapmışlar. Ahmet önde, Leyla arkada oturarak mobiletle evden ayrılmışlar. Bir süre yol aldıktan sonra, Ahmet, eşi Leyla’ya “Ben fena oluyorum” deyip yana yıkılmış. Leyla hemen Cankurtaran çağırıp, eşini devlet hastanesi acil servisine götürmüşler. Bütün müdahalelere rağmen Ahmet Arslan’ı kurtaramamışlar. Ahmet’in eşine vasiyeti varmış. “Ölürsem beni Demircili mezarlığına koyun” diye. Bir gün sonra ağıtlarla 18 Ekim 2022 tarihinde Ahmet Arslan’ı toprağa vermişler. Eşi Leyla, halen 2 yıl önce vakitsiz kaybettiği elemanı Levent’in acısını yaşarken, 44 yaşında aniden eşini de kaybetti. Dostları da iyi bir kitap kurdunu yitirdiler. Alıp verdiğimiz nefesler sayılıdır. Ne bir eksik, ne bir fazla. Ahmet Arslan’dan Tanrı rahmetini esirgemesin. Eşi, ailesi ve dostlarına da sabır ve baş sağlığı diliyoruz. Işıklar içinde uyusun.
Ekleme Tarihi: 16 Kasım 2022 - Çarşamba

BİR OKUR’UN ARDINDAN…

BİR OKUR’UN ARDINDAN…

                O’nu 2000’li yılların başında tanıdım. Derneğe gelmişti. Karşılıklı biraz konuştuk. Boyu posu yerinde, esmer, sağlıklı bir görünüşü olan babayiğit bir delikanlı gibi duruyordu. Üyelik için gerekli belgeleri hazırlamasını söyledim. Bir hafta sonra belgelerle geldi. Şubemize kaydını yaptık. Gerekli belgeleri genel merkeze göndererek, onayı istedik. Daha sonraki aşamada üyemiz oldu.

Bir süre görüşemedik. Sonradan öğreniyorum ki sürekli çalışıyormuş. E, ne yaparsın ekmek parası. Ahmet Arslan’la daha sık görüşmemiz, onun çiçekçi Leyla ile evliliği sonucu oldu. Artık her gün çiçekçi dükkânında Leyla’nın yanında çalışıyordu. Leyla dükkânın içinde kalıyor, çiçek siparişini verenlere çiçek sepetlerini Ahmet Arslan götürüyordu. Tabi tüm bu gidiş-gelişler otomobil veya mobiletle oluyordu. Benim için, işin en çok dikkati çeken yanı, getir-götür işleri olmadığı zaman koltuğa oturup sürekli okuması idi. Bir okur olarak, neler okuduğunu sordum. Özellikle felsefi kitaplar, Nobel kazanmış eserler ve eski romanları severek okuyormuş. O’nu iş yerinde hiç boş otururken görmedim. Hep okuyordu, hani “kitap kurdu” derler ya, öylesi bir insan. Bunaldığında ara sıra kafa dengi arkadaşları ile okey de oynadığını gördüm. Kitaplığından bende yararlandım. Beğendiğim yazarların kitaplarını alıp, okuduktan sonra iade ediyordum.

Bir gün biraz keyifsiz gördüm onu, devlet hastanesine gitmiş. Boyun fıtığı rahatsızlığı tanısı koymuşlar. Boynundan sırtına dek inen müthiş ağrıları varmış. Yemek konusunda, eşinin ifadesine göre (pırasa hariç) her türlü yemeği yermiş. Tam bir Anadolu insanı… İş yerine her gün eşiyle birlikte gidip-geliyorlar. 17 Ekim 2022 sabahı yine öyle yapmışlar. Ahmet önde, Leyla arkada oturarak mobiletle evden ayrılmışlar. Bir süre yol aldıktan sonra, Ahmet, eşi Leyla’ya “Ben fena oluyorum” deyip yana yıkılmış. Leyla hemen Cankurtaran çağırıp, eşini devlet hastanesi acil servisine götürmüşler. Bütün müdahalelere rağmen Ahmet Arslan’ı kurtaramamışlar. Ahmet’in eşine vasiyeti varmış. “Ölürsem beni Demircili mezarlığına koyun” diye. Bir gün sonra ağıtlarla 18 Ekim 2022 tarihinde Ahmet Arslan’ı toprağa vermişler.

Eşi Leyla, halen 2 yıl önce vakitsiz kaybettiği elemanı Levent’in acısını yaşarken, 44 yaşında aniden eşini de kaybetti. Dostları da iyi bir kitap kurdunu yitirdiler. Alıp verdiğimiz nefesler sayılıdır. Ne bir eksik, ne bir fazla. Ahmet Arslan’dan Tanrı rahmetini esirgemesin. Eşi, ailesi ve dostlarına da sabır ve baş sağlığı diliyoruz. Işıklar içinde uyusun.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3