Çorap Söküğü
Şikâyet makamında
Şu sıralar kimi görsem şikâyetçi.
Sokakta,
Otobüste,
Pazarda,
Sabah yürüyüşlerimde…
*
Kimle konuşsam müşteki.
*
Kime kulak versem aynı yakıntı, aynı ağlantı:
- Sivrisinekten yatamıyoruz.
- Çoluk çocuk perişan olduk.
- Pencere açamıyoruz.
- Sineklere yem olduk.
- Bitsin artık bu kan davası (!)
*
Şu sıralar, bu aralar…
Kimi görsem muzdarip.
Kimi görsem kaşınıyor.
Kimi görsem elinde kolunda, bacağında yanağında sinek ısırığı.
Kimi görsem, kimle konuşsam…
Kime baksam, kime kulak versem hep aynı şikâyet, aynı dert: Sivrisinek.
*
Vaziyet böyle böyleyken…
Haziran günleri sıcaktan telef haldeyken…
Cahit Sıtkı düştü aklımın karanlık tavanına.
Kısa fakat anlamı uzun şiirlerin ustası.
Tiryakisi olduğum şair: Cahit Sıtkı Tarancı.
*
Bizim yaz günlerinde açamadığımız pencereyi, seneler önce açmış Tarancı.
Farklı pencereden bakarak özetlemiş meseleyi:
“Yalnız kendi başın mı dertli sanırsın,
Gölgesi yeryüzünde avare insan?
Taş da istemezdi yosun tuttuğunu;
Solmakta her çiçek kokusu uçunca.
Tasadır ağaca rüzgârda yaprağı;
Her kuş yanar az çok ölen yavrusuna;
Sivrisinek de halinden memnun değil;
Vızıltısı şikâyet makamında.”
*
Boğucu yaz günleri okumaya düşmandır.
Umarım bu boğucu yaz günlerinde, şikâyet makamındaki bu vızıltıya birileri göz gezdirir.
Umarım birileri durumdan vazife çıkarır, umarım sorumluluk yüklenir.
- Sivrisinekten yatamıyoruz.
- Çoluk çocuk perişan olduk.
- Pencere açamıyoruz.
- Sineklere yem olduk.
- Bitsin artık bu kan davası (!)
*
Son söz olmak üzere:
- Anlayana sivrisinek saz…
