Necdet CANARAN
Köşe Yazarı
Necdet CANARAN
 

Ne dersin Mösyö?

Çorap Söküğü   Ne dersin Mösyö? Her bir işin lambası da vardır, feneri de… Her bir işin mumu da vardır, idaresi de… Gelgelelim Toroslar Belediyesi’nde ortaya çıkartılan rezillik için “rezalet” kelimesi az kalır, hafif kalır. Memleket, zaten bu son zamanlarda “güler misin ağlar mısın, söver misin döver misin?” bir yer oldu. Vah yazık! Şimdi dinleyin de şaşkınlıktan ister tırnaklarınızı ister bir başka taraflarınızı yiyin ister masal belleyin.   * Güney gazetesinin geçenlerde manşetine düşen, sinirlerimizi saz teli gibi geren, öfkemizi başımıza sıçratan, önemle ve ibretle üzerinde durulacak değerdeki dumanı üstünde haber şu: Toroslar’da, geçmiş belediye yönetimi (MHP) döneminde tayin yoluyla göreve atanan bir müdür, çocuğa karşı işlenen bir suç nedeniyle ceza almış ve memuriyetten atılmış. Mahkeme, durumu Emekli Sandığına yazmış. Gel zaman git zaman mahkemenin kararı Toroslar Belediyesi’nin bürokrasi koridorlarında kaybolmuş. MHP dönemi boyunca belediyede çalışmaya, maaşını almaya devam eden müdür, belediye ile sendikanın davalık olmasına neden olan toplu iş sözleşmesine de imza atmış. Müdür, geçtiğimiz aylarda vefat etmiş. Bir yıl önce seçilen Cumhuriyet Halk Partili Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız, müdürün memuriyetten atıldığını geçen hafta tesadüfen öğrenmiş. Toroslar Belediyesi, vefat eden müdürün haksız yere aldığı maaşların ailesinden faiziyle birlikte tahsil edilmesi için işlem başlatmış. Belediye Başkanı Yıldız, “Bu işin peşindeyim. Eğer bizim personelimiz saklamışsa Toroslar halkına söz veriyorum, fitil fitil burunlarından getireceğim” demiş. *   Deli kızın çeyiz sandığı bir kez açılmaya görsün. Neler var neler, türlü türlü fanfinifon. Ahlaki çöküşü hangi tarafından, nasıl düzelteceğiz? Neyse ki “hesap soracağım” diyen biri, Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız var da yüzü kasap süngeri ile silinmiş, utanmaktan uzak düşmüş arsızlardan hesap soracağını ünlüyor, “fitil fitil burunlarından getireceğim” diyor. Bu memlekette adaleti bekleye bekleye çürüdük. Abdurrahman Yıldız’a inandık, yapanın yanına kâr kalmadığını kamuoyuna duyuracağı vakti sabırsızlıkla bekliyoruz. * Bitirirken… Bizim memleketten uzak bir memlekette Montaigne seneler önce söylemiş: İnsanın korkması gereken tek hayvan, insandır. Öyle mi dedin mösyö? İşe yarar insan kıtlığı olan bizim memlekette yazalım bunu bir kenara. Ve hemencek, şuracıkta bir kuplecik “ha, hu” edeyim hele, bakarsınız üzerine görev edinen çıkar:   Oğlan kahvaltı masasında gazete keyfi yapan babasına, sinemaya ne zaman gideceklerini sormuş. Baba oğluna söz vermiş ama rahatı bozulsun, keyfi kaçsın istemiyormuş. Bir bahane ihtiyacı hissetmiş. Bir ara gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişmiş. Haritayı küçük parçalara ayırmış ve kendinden emin bir şekilde oğluna dönmüş: - Eğer bu haritayı düzeltebilirsen seni sinemaya götüreceğim. Öyle ya coğrafya profesörünü bile getirseler lime lime olmuş haritayı akşama kadar düzeltemez! Aradan on dakika geçmiş geçmemiş oğlan gelmiş: - Baba haritayı düzelttim, artık sinemaya gidebiliriz. Baba hayretler içinde, oğluna nasıl yaptığını sormuş. Oğlan anlatmış: - Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan fotoğrafı vardı. İnsanı düzelttiğim zaman, dünya da kendiliğinden düzeldi.   * Sözüm sanadır Mösyö Montaigne! Bizim memleketten uzak bir memlekette seneler önce bir laf ettin, “İnsanın korkması gereken tek hayvan, insandır” dedin. Sözlüklere baktım, ‘korkmamız gereken hayvan’ sözcüğünün karşısında şöyle yazıyor: İki eli olan, iki ayak üzerinde dolaşan, sözle anlaşan, akıl ve düşünme yeteneği olan en gelişmiş canlı. Sanırım bu kadar yeter. Sahipsiz memleketimizde, bizim memleketten uzak memleketlerde, Toroslar’da şurada burada “İki eli olan, iki ayak üzerinde dolaşan, sözle anlaşan, akıl ve düşünme yeteneği olan en gelişmiş canlı”yı düzelttiğimiz zaman, dünya da kendiliğinden düzelecek! Ne dersin mösyö?  
Ekleme Tarihi: 13 Mayıs 2025 -Salı

Ne dersin Mösyö?

Çorap Söküğü

 

Ne dersin Mösyö?

Her bir işin lambası da vardır, feneri de…

Her bir işin mumu da vardır, idaresi de…

Gelgelelim Toroslar Belediyesi’nde ortaya çıkartılan rezillik için “rezalet” kelimesi az kalır, hafif kalır.

Memleket, zaten bu son zamanlarda “güler misin ağlar mısın, söver misin döver misin?” bir yer oldu. Vah yazık!

Şimdi dinleyin de şaşkınlıktan ister tırnaklarınızı ister bir başka taraflarınızı yiyin ister masal belleyin.

 

*

Güney gazetesinin geçenlerde manşetine düşen, sinirlerimizi saz teli gibi geren, öfkemizi başımıza sıçratan, önemle ve ibretle üzerinde durulacak değerdeki dumanı üstünde haber şu:

Toroslar’da, geçmiş belediye yönetimi (MHP) döneminde tayin yoluyla göreve atanan bir müdür, çocuğa karşı işlenen bir suç nedeniyle ceza almış ve memuriyetten atılmış.

Mahkeme, durumu Emekli Sandığına yazmış. Gel zaman git zaman mahkemenin kararı Toroslar Belediyesi’nin bürokrasi koridorlarında kaybolmuş. MHP dönemi boyunca belediyede çalışmaya, maaşını almaya devam eden müdür, belediye ile sendikanın davalık olmasına neden olan toplu iş sözleşmesine de imza atmış. Müdür, geçtiğimiz aylarda vefat etmiş.

Bir yıl önce seçilen Cumhuriyet Halk Partili Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız, müdürün memuriyetten atıldığını geçen hafta tesadüfen öğrenmiş. Toroslar Belediyesi, vefat eden müdürün haksız yere aldığı maaşların ailesinden faiziyle birlikte tahsil edilmesi için işlem başlatmış. Belediye Başkanı Yıldız, “Bu işin peşindeyim. Eğer bizim personelimiz saklamışsa Toroslar halkına söz veriyorum, fitil fitil burunlarından getireceğim” demiş.

*

 

Deli kızın çeyiz sandığı bir kez açılmaya görsün. Neler var neler, türlü türlü fanfinifon. Ahlaki çöküşü hangi tarafından, nasıl düzelteceğiz?

Neyse ki “hesap soracağım” diyen biri, Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız var da yüzü kasap süngeri ile silinmiş, utanmaktan uzak düşmüş arsızlardan hesap soracağını ünlüyor, “fitil fitil burunlarından getireceğim” diyor.

Bu memlekette adaleti bekleye bekleye çürüdük. Abdurrahman Yıldız’a inandık, yapanın yanına kâr kalmadığını kamuoyuna duyuracağı vakti sabırsızlıkla bekliyoruz.

*

Bitirirken…

Bizim memleketten uzak bir memlekette Montaigne seneler önce söylemiş: İnsanın korkması gereken tek hayvan, insandır.

Öyle mi dedin mösyö?

İşe yarar insan kıtlığı olan bizim memlekette yazalım bunu bir kenara.

Ve hemencek, şuracıkta bir kuplecik “ha, hu” edeyim hele, bakarsınız üzerine görev edinen çıkar:

 

Oğlan kahvaltı masasında gazete keyfi yapan babasına, sinemaya ne zaman gideceklerini sormuş.

Baba oğluna söz vermiş ama rahatı bozulsun, keyfi kaçsın istemiyormuş. Bir bahane ihtiyacı hissetmiş.

Bir ara gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişmiş. Haritayı küçük parçalara ayırmış ve kendinden emin bir şekilde oğluna dönmüş:

- Eğer bu haritayı düzeltebilirsen seni sinemaya götüreceğim.

Öyle ya coğrafya profesörünü bile getirseler lime lime olmuş haritayı akşama kadar düzeltemez!

Aradan on dakika geçmiş geçmemiş oğlan gelmiş:

- Baba haritayı düzelttim, artık sinemaya gidebiliriz.

Baba hayretler içinde, oğluna nasıl yaptığını sormuş.

Oğlan anlatmış:

- Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan fotoğrafı vardı. İnsanı düzelttiğim zaman, dünya da kendiliğinden düzeldi.

 

*

Sözüm sanadır Mösyö Montaigne!

Bizim memleketten uzak bir memlekette seneler önce bir laf ettin, “İnsanın korkması gereken tek hayvan, insandır” dedin.

Sözlüklere baktım, ‘korkmamız gereken hayvan’ sözcüğünün karşısında şöyle yazıyor: İki eli olan, iki ayak üzerinde dolaşan, sözle anlaşan, akıl ve düşünme yeteneği olan en gelişmiş canlı.

Sanırım bu kadar yeter. Sahipsiz memleketimizde, bizim memleketten uzak memleketlerde, Toroslar’da şurada burada “İki eli olan, iki ayak üzerinde dolaşan, sözle anlaşan, akıl ve düşünme yeteneği olan en gelişmiş canlı”yı düzelttiğimiz zaman, dünya da kendiliğinden düzelecek!

Ne dersin mösyö?

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Lerzan Özgenç
(13.05.2025 12:50 - #2156)
Türkiyemizin acı gerçeklerinden bizlerin bilmesi yetmiyor umarım bu hatırlatma geniş kitlelere ulaşır. Yazarımız teşekkürler iyi çalışmalar diliyorum.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
https://jazziraes.com/ https://bramblesva.com/ https://seattledogresort.com/ https://bestlifecoachcollective.com/