Necdet CANARAN
Köşe Yazarı
Necdet CANARAN
 

İŞTE ÖYLE BİR ŞEY

Çorap Söküğü İŞTE ÖYLE BİR ŞEY “Yazmamışsın” dedi. Sordum: Neyi? Dedi: Şey’i. Şey işte! Şey şey baktm. Şey şey baktı…   **   Sarı otobüs, “30” numara gelince bindim. Sahil yolundan, kıyıdan kıyıdan liman durağına varınca indim. Caddeyi geçip, gazeteye geldim. Şeye bastım, kapı açıldı. Abidin’e telaşla ses verdim: “Sen yazdın mı?” Sordu: Neyi? “Benim yazmadığım şeyi!” Şey şey baktı… Döndü Elvan’a bir “şey” söyledi. Elvan, Hasan’a. Hasan da Yücel’e “şey” dedi. Yücel etrafa bakındı, bir daha bakındıysa da “şey” diyecek, kimse yoktu, bulamadı. Hasan’a asla bulaşmadı. Neme lazım Hasan’ın şeytanı var, carettası var, perisi var ve de yengeci, mavi tikli yengeci.   **   Ortalarda “siyo siyo” dolanıp cep telefonumdan iddia kuponu doldururken bir kaza yapıp, Ali abiye tosladım. Ehliyeti kaptırdım kaptıracakken hemen sağ elimi kalbime koyup siyasetçi selamı çaktım. Vahap Seçer gibi, Mustafa Gültak gibi, Atsız Afşin Yılmaz gibi selamladım… Sağ elim kalbimde selamladım. “Az kalır” endişesiyle bir de baş selamı çaktım. Bir “şey” diyecek gibi olduysa da Ali abi, bir “şey” demedi. Selam silsilem işe yaradı. Tecrübelerim şunu söyler: Ali abi bir “şey” demiyorsa, bir “şey” olmuştur! Besbelli. Bir “şey” olmasa bile bir “şey” olmuş! Ne menem bir “şey”dir bu “şey?”   **   Bilgisayar başına dönüp “şey” yazıp, literatür taradım. “Şeyini şey ettiğimin şeyi” diye bir “şey” çıktı karşıma. Çok kurcalayıp konuyu iyice “şey” etmeden yerimden kalktım. ‘Bu durduk yere söylenmiş, torba dolsun diye sarf edilmiş bir laf değildir’ dedim içimden, not aldım. Ne menem bir “şey”dir bu “şey?”   **   Tam da iddia kuponumu yatıracakken birdenbire kapı aralandı. Haber Merkezinin yarıya kadar aralanan kapısından bir baş uzandı. Ali abi çıkıyormuş, çıkar ayak sordu: Bir şey var mı?   “Bir şey yok” dedi herkes. Ben bir “şey” demedim. Bu defalık erken çıkmasında beis görmedim. “Siyo” olmak işte böyle bir “şey!” Ben bir “şey” demeyince yüzünde hafif bir tebessüm toplandı, “Bir şey olursa şey yaparsanız!” deyip gitti patron.   ** Neden sonra gazete bitti. Sayfalar çatıldı, baskıya uğurlandı. Rutindi, olağan bir “şey”di. Rutin dışı, olağan dışı bir “şey” olmadı. Bir “şey” olmayınca kimse “şey” yapmadı. Patrona mesaj neyim, bilgi notu atmadı.     **   Bir “Pazar”ımız böyle geçip gitmişti. Batarken ufuktan akşam güneşi Abidin “cino” yedi. Elvan çiçek suladı. “Şey” diyecek kimsesi olmayan Yücel, yine sigara molası verdi. Çaktı, çakmadı… Bir daha çaktı, çakar yine çakmadı. Zaten “şey” de diyememişti, “şey”ini çakmaktan çıkarıp saydırdı. Hasan gider ayak “caretta” yemledi, “şeytan” kovaladı, “peri” uğurladı. Bir “şey” daha vardı, “mavi yengeç” miydi neydi?   **   Bitirirken… Aldanma ki şair sözü yalandır. Gel gör ki, “Sessizliğin sesini sonuna kadar açtım” diyense gazete komşum “Baha” ozandır! Ben seNsizliğin sesini açtım Tülay, bağır bağır bağırıyorum, bağır çağır! “Hani eski bir resme bakarken, Hani yılları sayar da insan, Hani gözleri dolar ya birden, İşte öyle bir şey. İşte öyle bir şey. İşte öyle bir şey...”  
Ekleme Tarihi: 18 Eylül 2023 - Pazartesi

İŞTE ÖYLE BİR ŞEY

Çorap Söküğü

İŞTE ÖYLE BİR ŞEY

“Yazmamışsın” dedi.

Sordum: Neyi?

Dedi: Şey’i. Şey işte!

Şey şey baktm. Şey şey baktı…

 

**

 

Sarı otobüs, “30” numara gelince bindim. Sahil yolundan, kıyıdan kıyıdan liman durağına varınca indim. Caddeyi geçip, gazeteye geldim. Şeye bastım, kapı açıldı.

Abidin’e telaşla ses verdim:

“Sen yazdın mı?”

Sordu: Neyi?

“Benim yazmadığım şeyi!”

Şey şey baktı… Döndü Elvan’a bir “şey” söyledi. Elvan, Hasan’a. Hasan da Yücel’e “şey” dedi.

Yücel etrafa bakındı, bir daha bakındıysa da “şey” diyecek, kimse yoktu, bulamadı. Hasan’a asla bulaşmadı. Neme lazım Hasan’ın şeytanı var, carettası var, perisi var ve de yengeci, mavi tikli yengeci.

 

**

 

Ortalarda “siyo siyo” dolanıp cep telefonumdan iddia kuponu doldururken bir kaza yapıp, Ali abiye tosladım. Ehliyeti kaptırdım kaptıracakken hemen sağ elimi kalbime koyup siyasetçi selamı çaktım. Vahap Seçer gibi, Mustafa Gültak gibi, Atsız Afşin Yılmaz gibi selamladım… Sağ elim kalbimde selamladım. “Az kalır” endişesiyle bir de baş selamı çaktım. Bir “şey” diyecek gibi olduysa da Ali abi, bir “şey” demedi. Selam silsilem işe yaradı. Tecrübelerim şunu söyler: Ali abi bir “şey” demiyorsa, bir “şey” olmuştur!

Besbelli. Bir “şey” olmasa bile bir “şey” olmuş!

Ne menem bir “şey”dir bu “şey?”

 

**

 

Bilgisayar başına dönüp “şey” yazıp, literatür taradım.

“Şeyini şey ettiğimin şeyi” diye bir “şey” çıktı karşıma. Çok kurcalayıp konuyu iyice “şey” etmeden yerimden kalktım.

‘Bu durduk yere söylenmiş, torba dolsun diye sarf edilmiş bir laf değildir’ dedim içimden, not aldım.

Ne menem bir “şey”dir bu “şey?”

 

**

 

Tam da iddia kuponumu yatıracakken birdenbire kapı aralandı. Haber Merkezinin yarıya kadar aralanan kapısından bir baş uzandı. Ali abi çıkıyormuş, çıkar ayak sordu: Bir şey var mı?

 

“Bir şey yok” dedi herkes.

Ben bir “şey” demedim. Bu defalık erken çıkmasında beis görmedim. “Siyo” olmak işte böyle bir “şey!”

Ben bir “şey” demeyince yüzünde hafif bir tebessüm toplandı, Bir şey olursa şey yaparsanız!” deyip gitti patron.

 

**

Neden sonra gazete bitti.

Sayfalar çatıldı, baskıya uğurlandı.

Rutindi, olağan bir “şey”di.

Rutin dışı, olağan dışı bir “şey” olmadı.

Bir “şey” olmayınca kimse “şey” yapmadı. Patrona mesaj neyim, bilgi notu atmadı.

 

 

**

 

Bir “Pazar”ımız böyle geçip gitmişti. Batarken ufuktan akşam güneşi Abidin “cino” yedi.

Elvan çiçek suladı.

“Şey” diyecek kimsesi olmayan Yücel, yine sigara molası verdi. Çaktı, çakmadı… Bir daha çaktı, çakar yine çakmadı. Zaten “şey” de diyememişti, “şey”ini çakmaktan çıkarıp saydırdı.

Hasan gider ayak “caretta” yemledi, “şeytan” kovaladı, “peri” uğurladı. Bir “şey” daha vardı, “mavi yengeç” miydi neydi?

 

**

 

Bitirirken…

Aldanma ki şair sözü yalandır. Gel gör ki, “Sessizliğin sesini sonuna kadar açtım” diyense gazete komşum “Baha” ozandır!

Ben seNsizliğin sesini açtım Tülay, bağır bağır bağırıyorum, bağır çağır!

“Hani eski bir resme bakarken,

Hani yılları sayar da insan,

Hani gözleri dolar ya birden,

İşte öyle bir şey.

İşte öyle bir şey.

İşte öyle bir şey...”

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3