Çorap Söküğü
Fransız kalanlar sözüm sizedir!
Fal baktıranlar…
“Operasyon dalga dalga yayılacak” diye niyet okuyanlar…
“Rakip ölsün de ne yüzden ölürse ölsün” diyenler…
El ovuşturanlar…
“Ha bugün ha yarın” kayyum yolu gözleyenler…
Fırsat kollayanlar…
Lokma döktürenler…
Sosyal medyada kin, nefret kusanlar…
Zamanı avlayan, bok yedi başı büyük resimciler…
Diş gıcırdatanlar…
Pusuya, erketeye yatanlar…
“Hıh” diyeceği saati bekleyenler…
“Hah” diye sıraya dizilenler…
Size kötü bir haberim var:
- Artık kimse sizi umursamıyor!
İyi haber?
- Artık kimse sizi umursamıyor!
*
Aylardır ülkece konuştuğumuz mevzu hep şu: Şafak operasyonu, soruşturma, dalga, gözaltı, tutuklama, ev hapsi, bilirkişi, gizli tanık…
Aylardır ülkece bahis konumuz hep şu: Savcı, mahkeme, hâkim, adliye, cezaevi, zindan, Silivri.
Aylardır monotonlaşan, kabak tadı veren hep aynı samimiyetsizlikle yürüyen süreçte Türkiye çok zaman kaybetti.
Türkiye çok yoruldu.
Halk yıldı, bıktı!
Aylardır herkesin dillendirdiği, işaret ettiği ortak akıl şu: Süreç hukuki değil, siyasi!
Macellan ne de haklıymış: Hep aynı yöne yürürsen, başladığın yere dönüyorsun sonunda.
- Süreç hukuki değil, siyasi!
*
Deyimler dilin zenginliği, lezzeti, tuzu biberidir.
“Fransız kalmak”, Türkçede yaygın bir söz öbeği olarak öne çıkar. “Anlatılan bir konuyu anlayamamak, herhangi bir konudan uzak kalmak” anlamını ifade eder.
Türkiye’ye ‘Fransız kalanlar’ size kötü bir haberim var!
- Artık kimse size inanmıyor!
İyi haber?
- Artık kimse size inanmıyor!
*
Kırk satırlık yazıma Türkiye Belediyeler Birliği Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in süreci özetleyen sözüyle düğüm atayım:
“Devletin dini adalettir, devletin dini tahrip edilmişse, adalet yok olmuş demektir.”
Bu sözün üstüne söz yok!
