Necdet CANARAN
Köşe Yazarı
Necdet CANARAN
 

CİCİ ANNEYE ANNE DEMEYİZ!

Çorap Söküğü   CİCİ ANNEYE ANNE DEMEYİZ!   En sonda söyleyeceğimi en başta diyeyim ki dikkat çeksin, okunsun. “Vaaay!” desinler… Sayın Vahap Seçer, Mersin’in Belediye Başkanıdır, benim de başkanımdır ve bugünden tezi yok artık abimdir. Kardeşiyim. Yazın bunu bir kenara, sonra hatırlatacağım. Şimdi sofraya buyurun: Medyada okumuş, izlemişsinizdir. Haberin başlığı şu: Mersinli Hande Düşes oldu! Spotu ise şu: Üniversite öğrenimi için Hollanda'ya giden hanım kızımız, bir davette tanıştığı Mecklenburg Veliaht Prensi ile evlenip ‘Düşes’ unvanı aldı. Gençler anlaşmış. Bize mutluluk dilemek düşer. Sosyal medyaya baktım Vahap Başkan da kutlamış. Bir twit atmış, “Mersin’in tüm kızları prenses, tüm delikanlıları prenstir.” demiş ve cümle sonuna üç kalpli gülücük bırakmış.   Bu mesajı okuyunca hemen kafa kâğıdımı çıkartıp doğum yerime baktım; Mersin yazıyor. Sonra dedim ki kendime? Charles 72 yaşında kral oluyor da senin neyin eksik Canaran? Tekrar kafa kâğıdıma, bu kez yaşıma baktım Charles’tan küçüğüm. İkinci bahar delikanlıyım yani. Tamam, az ‘bişeycik’ kelimiz görünüyor ama onun da çaresi var; MIP sponsor olur, saç ektiririm! Sonra… Avrupa’da bizim Civanyaylağı Mahallesi kadar ülkelerden birinde ikinci bahar bir prenses buldum mu tamam, oldubitti! Gittim Selda’ya sordum “Sorun olmaz” dedi, “Günün sonunda prenses bir kumam olur.” Çocuklar bir şartla kabul etti: Cici anneye anne demeyiz! İyi, tamam, güzel anlaştık… Anlaştık anlaşmasına da sonra aldı beni bir düşünce. Bunun merasimi var, kuru pastası, limonatası… Anlayacağınız “Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır” hallerdeyim. Of çekmedim elbette. Bilirim ki yıkılmaz, palavra! Ofum içimde ukde kaldı!   **   Derken… Dın, dın, dırırırın… Başkan dediğin böyle olur işte, hızır gibi yetişir. Dar günde. Önceki gün bir etkinlikte demiş ki Sayın Seçer: Ben bu kentin belediye başkanıyım. Herkesin güvencesiyim, abisiyim, kardeşiyim ve herkese hizmet götürmekle mükellefim. Hemen yazdım hâliyle. Girişte “Yazın bunu bir kenara, hatırlatacağım” demiştim size. İşte oradayız. Çıkarttım cüzdanımı arka cebimden yine kafa kâğıdıma, yine yaşıma baktım, gördüm ki Kral Charles’tan küçüğüm ama Vahap Başkan benim büyüğümmüş. Dolayısıyla abim olur. Güvencemdir. Kardeşiyim. Yapar mı bir abilik? Çeyrek altın neyim takar mı mesela? Ee… Sonra? Sonra sahildeki belediye nikâh salonuna bizi Kıymet götürür. Niye Kıymet? Ee onun arabası var. Al sana “E.” Sonra… Biter, gider. İşi tatlıya bağlarız. Ortamı germeyelim. Sahi kuzum, sözün kuyruğu tatlıya gelince: Kuru pastaydı, limonataydı şuydu buydu artık Gültak Başkanımıza havale. Karaduvar Balık Festivali’nde bana halka tatlısı sözleri vardı. Söz uçar yazı kalır; Basın Müdürü Tuncay kardeşim, gereği bilgine! **   Bitirirken…   İlgilisine! Verin kardeşim şu Abidin Yağmur’un basın kartını. Aldığınız gibi verin! Çocuk ozan oldu; türkü yakıyor, türkü çığırıyor. Çalışırken çığırıyor, sokakta çığırıyor, dolmuşta çığırıyor, 42 numaralı koltukta çığırıyor. Çığırıyor, çığırıyor, çığırıyor. Verin yahu, aldığınız gibi verin şunun kartını. Kurtulalım. Türkülere yazık. Bize yazık! Sesini kayda aldım geçenlerde, Acun’a yolladım gıyabında. Acun dedi ki: Ee bize de yazık!   Bitirirken-2…   Meğer yazı yine bitmemiş. Soran çıkacaktır: Abidin’in kartını sorgulamak sana mı görev? Abidin gazeteci; doğru, düzgün gazeteci! Ben de Abidin’in meslek büyüğüyüm. Ayrıca yaşı küçük “Abi” diyor! Dolayısıyla kardeşimdir. Sormakla mükellefim. Hem bu yazıdan sonra yapacağı röportajın başlığı ‘bilem’ hazır: Mersinli Canaran Prens Oldu! Ya da “FotoPress Prens Oldu!” Züğürt tesellisi de olsa hoş bir duygu! Yatayım artık. Yazıyı tamamladığımda saat 03.45.
Ekleme Tarihi: 10 Ekim 2022 - Pazartesi

CİCİ ANNEYE ANNE DEMEYİZ!

Çorap Söküğü

 

CİCİ ANNEYE ANNE DEMEYİZ!

 

En sonda söyleyeceğimi en başta diyeyim ki dikkat çeksin, okunsun. “Vaaay!” desinler…

Sayın Vahap Seçer, Mersin’in Belediye Başkanıdır, benim de başkanımdır ve bugünden tezi yok artık abimdir. Kardeşiyim.

Yazın bunu bir kenara, sonra hatırlatacağım. Şimdi sofraya buyurun:

Medyada okumuş, izlemişsinizdir. Haberin başlığı şu: Mersinli Hande Düşes oldu!

Spotu ise şu: Üniversite öğrenimi için Hollanda'ya giden hanım kızımız, bir davette tanıştığı Mecklenburg Veliaht Prensi ile evlenip ‘Düşes’ unvanı aldı.

Gençler anlaşmış. Bize mutluluk dilemek düşer.

Sosyal medyaya baktım Vahap Başkan da kutlamış. Bir twit atmış, “Mersin’in tüm kızları prenses, tüm delikanlıları prenstir.” demiş ve cümle sonuna üç kalpli gülücük bırakmış.

 

Bu mesajı okuyunca hemen kafa kâğıdımı çıkartıp doğum yerime baktım; Mersin yazıyor.

Sonra dedim ki kendime? Charles 72 yaşında kral oluyor da senin neyin eksik Canaran?

Tekrar kafa kâğıdıma, bu kez yaşıma baktım Charles’tan küçüğüm. İkinci bahar delikanlıyım yani. Tamam, az ‘bişeycik’ kelimiz görünüyor ama onun da çaresi var; MIP sponsor olur, saç ektiririm!

Sonra… Avrupa’da bizim Civanyaylağı Mahallesi kadar ülkelerden birinde ikinci bahar bir prenses buldum mu tamam, oldubitti!

Gittim Selda’ya sordum “Sorun olmaz” dedi, “Günün sonunda prenses bir kumam olur.”

Çocuklar bir şartla kabul etti: Cici anneye anne demeyiz! İyi, tamam, güzel anlaştık… Anlaştık anlaşmasına da sonra aldı beni bir düşünce. Bunun merasimi var, kuru pastası, limonatası… Anlayacağınız “Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır” hallerdeyim. Of çekmedim elbette. Bilirim ki yıkılmaz, palavra! Ofum içimde ukde kaldı!

 

**

 

Derken… Dın, dın, dırırırın…

Başkan dediğin böyle olur işte, hızır gibi yetişir. Dar günde.

Önceki gün bir etkinlikte demiş ki Sayın Seçer: Ben bu kentin belediye başkanıyım. Herkesin güvencesiyim, abisiyim, kardeşiyim ve herkese hizmet götürmekle mükellefim.

Hemen yazdım hâliyle. Girişte Yazın bunu bir kenara, hatırlatacağım” demiştim size. İşte oradayız.

Çıkarttım cüzdanımı arka cebimden yine kafa kâğıdıma, yine yaşıma baktım, gördüm ki Kral Charles’tan küçüğüm ama Vahap Başkan benim büyüğümmüş. Dolayısıyla abim olur. Güvencemdir. Kardeşiyim. Yapar mı bir abilik?

Çeyrek altın neyim takar mı mesela?

Ee… Sonra?

Sonra sahildeki belediye nikâh salonuna bizi Kıymet götürür. Niye Kıymet? Ee onun arabası var. Al sana “E.”

Sonra… Biter, gider. İşi tatlıya bağlarız. Ortamı germeyelim.

Sahi kuzum, sözün kuyruğu tatlıya gelince: Kuru pastaydı, limonataydı şuydu buydu artık Gültak Başkanımıza havale. Karaduvar Balık Festivali’nde bana halka tatlısı sözleri vardı. Söz uçar yazı kalır; Basın Müdürü Tuncay kardeşim, gereği bilgine!

**

 

Bitirirken…

 

İlgilisine!

Verin kardeşim şu Abidin Yağmur’un basın kartını. Aldığınız gibi verin! Çocuk ozan oldu; türkü yakıyor, türkü çığırıyor.

Çalışırken çığırıyor, sokakta çığırıyor, dolmuşta çığırıyor, 42 numaralı koltukta çığırıyor. Çığırıyor, çığırıyor, çığırıyor.

Verin yahu, aldığınız gibi verin şunun kartını. Kurtulalım. Türkülere yazık.

Bize yazık!

Sesini kayda aldım geçenlerde, Acun’a yolladım gıyabında. Acun dedi ki: Ee bize de yazık!

 

Bitirirken-2…

 

Meğer yazı yine bitmemiş.

Soran çıkacaktır: Abidin’in kartını sorgulamak sana mı görev?

Abidin gazeteci; doğru, düzgün gazeteci! Ben de Abidin’in meslek büyüğüyüm. Ayrıca yaşı küçük “Abi” diyor! Dolayısıyla kardeşimdir. Sormakla mükellefim.

Hem bu yazıdan sonra yapacağı röportajın başlığı ‘bilem’ hazır: Mersinli Canaran Prens Oldu!

Ya da “FotoPress Prens Oldu!”

Züğürt tesellisi de olsa hoş bir duygu!

Yatayım artık. Yazıyı tamamladığımda saat 03.45.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3