Çorap Söküğü
Ara ki bulasın!
Türkiye zıvanadan çıktı.
Beceriksiz, liyakatsiz kadroların ülkeyi getirdikleri durum ortada.
Otobüs yoldan çıkmış, yokuş aşağı gidiyor.
Otobüsün camından hangi yöne baksan hep yalan dolan.
Hangi durakta insen, hangi kapıyı çalsan, hangi kapıdan girsen, hangi taşı kaldırsan hep üçkâğıt.
Hep böyle canına yandığımın: Hep kepazelik, utanmazlık, edepsizlik, arsızlık, hırsızlık, hukuksuzluk hep hile hurda, dolap dümen.
*
Sahte diploma skandalı ülkenin özeti.
Üst düzey kamu yöneticilerinin elektronik imzası kopyalanarak düzenlenmiş sahte üniversite ve lise diplomaları, sürücü ehliyetleri, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı parayı bastıranın elinde kalmış.
Hukukçudan tarihçiye, gıda mühendisinden eczacıya, ruh bilimciden öğretmene yüzlerce sahte akademik unvan, yüzlerce ehliyet, yüzlerce belge parayı bastıranın e-devlet hesabına yüklenmiş.
Bunlar şu ana kadar aysbergin görünen yüzü.
Kurcaladıkça, eşeleyip deştikçe neler çıkacak kim bilir?
*
Hayat hikâyelerle yoğrulmuştur.
Ders çıkarılacak nitelikte hikâyelerle.
Hikâyeye göre:
Su, ateş ve ahlak ‘kaybolma ve bulma’ üzerine sohbet ediyormuş.
Su lafı pişirmiş:
- Nerede bir şırıltı duyarsanız ben oradayım.
Ateş söz almış:
- Duman gördüğünüz yerde ben varım.
Sıra ahlaka gelmiş:
- Beni asla kaybetmeyin. Eğer kaybederseniz, bir daha asla bulamazsınız!
*
Hamiş:
Ne yazık ki Türkiye, sırf nüfus sayımında sayıldı, nüfus kütüğünde adı yazıldı diye ‘insan’ yerine konulan nice yüzsüz otobüs yolcusuyla doldu.
Otobüsten ilk durakta inen ahlak oldu.
Ara ki bulasın!
Şimdi dilerseniz, “Uykucu Ülkü, ucu tüllü üç örtüyü ütüyle ütüleyip de mi üstüne örtünmeli, üç örtünün ucunu tülleyip ütüleyip de mi üstüne örtünmeli?” sorunsalına geçebiliriz.
