Emine İLKKUTLU İZDAR
Köşe Yazarı
Emine İLKKUTLU İZDAR
 

Toprak ve Zeytin

PENCERE’mdeyim Toprak ve Zeytin İzmir Balçova teleferikte ailece piknik yaptığımız (1978) Sevgi Yolu’ndaki Üç Ağaç Zeytin tablom karşımda.   Zeytin Yaprağı Yeşil Zeytin yaprağı yeşil Aman da bir yar elinden Altında kahve pişir Yar eli yar elinden   Türküsü ile Zeytin Gözlüm Sana Meylim Nedendir şarkısı dilimde dolanıp duruyorum. Zeytinlikler ve bu gibi doğa ile ilgili izlencelerdeyim epeydir. Doğa ve çevre gönüllüsü ışıklar içinde uyuyan ressam arkadaşım Saynur Gelendost; Muğla Belediye Başkanı Erol Çakır zamanındaki festival sergimde Üç Ağaç zeytin tablomu çok beğenmiş, “Sakın satma” deyişli güler yüzlü ressam arkadaşımın sözüyle koleksiyonumda hala. Andan anılara dolanıyorum. Yıl 1987 “Ege’de Sanat” başlıklı KADIN dergisindeki Erkan Sevinç ile sanat sohbetimizden bugüne dair bir alıntı yapıyorum. “Yapıtlarımda anlatımcılık ön planda gözükür ve ifadeyi güçlendirici semboller kullanırım kimi zaman. İnsana olan ilgim nedeniyle insanı işliyorum. İnsan, özellikle de kadın… Bir de çoğu resmimde ağaç var. Biraz düşle gerçek arası bir anlatım benimkisi. Belki de bu benim mistik yanımdan kaynaklanıyor. **Neden kadın ve ağaç? -Kadın, çünkü kadın toplumda erkek tarafından bir seyirlik olarak algılanıyor. İlk gençlik yıllarımdan beri kadının bir cinsel seyirlik aracı olamayacağı düşüncesi beni yakından ilgilendiriyor. Figürleri çıplak işliyorum. Çıplaklık insanın aslını, saflığını temsil ediyor. Kadın bereket, sevgi kaynağı; kadın gelecektir. Ağaçsa her şeyin başlangıcı gibi bir şey. Ağaç insanlıkla birlikte, hatta öncesinde de var... Olayların hep tanığı, yaşayan bir güç… Doğanın geleceği.” Okuduğunuz alıntıma Semra Sinan koleksiyonundaki Tabiat Ana tablomun fotoğrafını eklemeliyim.   28 Mart 2018 yılında yayınlanan köşe yazımı da yeniden yayınlıyorum gündeme dair. ---------------------- “Ocak ayı ortalarında bir haftadan fazla süren fırtına Taşucu’nda da epey hasar bıraktı. Elektriksiz kalmayı saymıyorum artık. Şişelere sıcak suyu bocalayıp ayaklarımı dayıyorum da… Çok ağaç telef oldu. Doğal olarak bölgenin zeytin ağaçları eksildi daha çok. Benim de bahçemden kaktüs inciri ağacım (8 yaşında idi), bir de zeytin ağacım (7 yaşında) eksildi doğadan. Bu konuda yardım aldığım Silifke Belediyesi Park ve Bahçeler Birimi ve Fen İşleri’nin ilgi ve katkılarına teşekkür ediyorum. Eskiden erkek çocuk dünyaya geldiğinde ailesi kavak dikermiş. Evleneceğinde faydalansın diye. Kayınpederim Reşat İzdar da tek oğlu (eşim) Rüçhan İzdar için Adana’dan kavaklık almış. Ben de ilk torunum Göktuğ İzdar 1 Aralık 2011’de doğduğunda 2 zeytin fidanı dikmiştim. Biri fırtınaya dayanamadı gitti. İkinci torunum Emine Leya İzdar Belçika’da 8 Eylül 2015’te doğduğunda ektiğim iki zeytin fidanı daha küçük ya hasat olmadı. Belçikalı gelinim Mieke üçüncü torunum Ray İzdar ‘ı 7 Ağustos 2017’de dünyaya getirdi. Şimdi telef olanla birlikte üç zeytin fidanı dikmeliyim. Bir yandan fırtınayla, bir yandan inşaat için yerinden sökülen zeytin fidanları dağıtılıyor Ziraat Odası yönetimince. Sembolik 5 tl gibi bir rakamla. Ne zaman ziyaretine gitsem Sayın Cafer Doygun çalışma ofisinde değil maşallah hep arazide. Geçen yıl Silifke Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Nurettin Ateş ile yaptığımız sohbette dile getirmiştim; deli zeytin akıllandırılmaz mı diye. Medyada okuyorum, akıllandırmalar hız almış gidiyor. Çok mutluyum hem ağaçlar hem de bölgemiz için. Keyifteyim. Bir güzelleme yapıyorum zeytin ağacına. Gövdesiyle sanatla uğraşanlara model. Meyvesi yeşil siyah sofrada, yağı yemekte şifa. Başta saça fayda. Eczada ilaç, kimyada sabun. Yaprağı bardakta çay, çekirdeği küsbe yem. Turşusu olduğu gibi kesin reçelini yapan da vardır. Kuşun ağzında barışın sembolü dal, kuşun karnında (kursağında tohum), Roma’yı yakan Nero’nun başında teç. Say say bitmez. Dünya yıkılırsa bitermiş tek. Sınır koruma harekatında adı Zeytin Dalı Harekatı. İşte size edebiyattan bir sayfa. Müziklerden de siz seçin. Zeytinyağlı Yiyemem Aman, Basma Da Fistan Giyemem Aman. -Zeytinyağı ötelense de sözleri ritmi neşelidir. Zeytin yaprağı yeşil Zeytin gözlüm Evlerinin önü zeytin ağacı -Ruhi Su’ dan dinleyeceksin. Önde zeytin ağaçları /B.R.Eyüboğlu Önde zeytin ağaçları arkasında yar Sene 1946 Mevsim Sonbahar Önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim Dalları neyleyim. Yar yoluna dökülmedik dilleri neyleyim. Yar yar!... Seni kara saplı bıçak gibi sineme sapladılar Değirmen misali döner başım Sevda değil bu bir hışım Gel gör beni darmadağın Tel tel çözülüp kalmışım. Yar yar!.. Canımın çekirdeğinde diken Gözümün bebeğinde sitem var… Taşucu’nda zeytin ağaçları çiçeğe döşenmişler. Şubatın sonunda.  
Ekleme Tarihi: 21 Temmuz 2025 -Pazartesi

Toprak ve Zeytin

PENCERE’mdeyim

Toprak ve Zeytin

İzmir Balçova teleferikte ailece piknik yaptığımız (1978) Sevgi Yolu’ndaki Üç Ağaç Zeytin tablom karşımda.

 

Zeytin Yaprağı Yeşil

Zeytin yaprağı yeşil

Aman da bir yar elinden

Altında kahve pişir

Yar eli yar elinden

 

Türküsü ile Zeytin Gözlüm Sana Meylim Nedendir şarkısı dilimde dolanıp duruyorum.

Zeytinlikler ve bu gibi doğa ile ilgili izlencelerdeyim epeydir.

Doğa ve çevre gönüllüsü ışıklar içinde uyuyan ressam arkadaşım Saynur Gelendost; Muğla Belediye Başkanı Erol Çakır zamanındaki festival sergimde Üç Ağaç zeytin tablomu çok beğenmiş, “Sakın satma” deyişli güler yüzlü ressam arkadaşımın sözüyle koleksiyonumda hala.

Andan anılara dolanıyorum.

Yıl 1987 “Ege’de Sanat” başlıklı KADIN dergisindeki Erkan Sevinç ile sanat sohbetimizden bugüne dair bir alıntı yapıyorum.

“Yapıtlarımda anlatımcılık ön planda gözükür ve ifadeyi güçlendirici semboller kullanırım kimi zaman. İnsana olan ilgim nedeniyle insanı işliyorum. İnsan, özellikle de kadın… Bir de çoğu resmimde ağaç var. Biraz düşle gerçek arası bir anlatım benimkisi. Belki de bu benim mistik yanımdan kaynaklanıyor.

**Neden kadın ve ağaç?

-Kadın, çünkü kadın toplumda erkek tarafından bir seyirlik olarak algılanıyor. İlk gençlik yıllarımdan beri kadının bir cinsel seyirlik aracı olamayacağı düşüncesi beni yakından ilgilendiriyor. Figürleri çıplak işliyorum. Çıplaklık insanın aslını, saflığını temsil ediyor. Kadın bereket, sevgi kaynağı; kadın gelecektir.

Ağaçsa her şeyin başlangıcı gibi bir şey. Ağaç insanlıkla birlikte, hatta öncesinde de var... Olayların hep tanığı, yaşayan bir güç… Doğanın geleceği.”

Okuduğunuz alıntıma Semra Sinan koleksiyonundaki Tabiat Ana tablomun fotoğrafını eklemeliyim.

 

28 Mart 2018 yılında yayınlanan köşe yazımı da yeniden yayınlıyorum gündeme dair.

----------------------

“Ocak ayı ortalarında bir haftadan fazla süren fırtına Taşucu’nda da epey hasar bıraktı. Elektriksiz kalmayı saymıyorum artık. Şişelere sıcak suyu bocalayıp ayaklarımı dayıyorum da…

Çok ağaç telef oldu. Doğal olarak bölgenin zeytin ağaçları eksildi daha çok. Benim de bahçemden kaktüs inciri ağacım (8 yaşında idi), bir de zeytin ağacım (7 yaşında) eksildi doğadan. Bu konuda yardım aldığım Silifke Belediyesi Park ve Bahçeler Birimi ve Fen İşleri’nin ilgi ve katkılarına teşekkür ediyorum.

Eskiden erkek çocuk dünyaya geldiğinde ailesi kavak dikermiş. Evleneceğinde faydalansın diye. Kayınpederim Reşat İzdar da tek oğlu (eşim) Rüçhan İzdar için Adana’dan kavaklık almış. Ben de ilk torunum Göktuğ İzdar 1 Aralık 2011’de doğduğunda 2 zeytin fidanı dikmiştim. Biri fırtınaya dayanamadı gitti. İkinci torunum Emine Leya İzdar Belçika’da 8 Eylül 2015’te doğduğunda ektiğim iki zeytin fidanı daha küçük ya hasat olmadı. Belçikalı gelinim Mieke üçüncü torunum Ray İzdar ‘ı 7 Ağustos 2017’de dünyaya getirdi. Şimdi telef olanla birlikte üç zeytin fidanı dikmeliyim.

Bir yandan fırtınayla, bir yandan inşaat için yerinden sökülen zeytin fidanları dağıtılıyor Ziraat Odası yönetimince. Sembolik 5 tl gibi bir rakamla. Ne zaman ziyaretine gitsem Sayın Cafer Doygun çalışma ofisinde değil maşallah hep arazide. Geçen yıl Silifke Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Nurettin Ateş ile yaptığımız sohbette dile getirmiştim; deli zeytin akıllandırılmaz mı diye. Medyada okuyorum, akıllandırmalar hız almış gidiyor. Çok mutluyum hem ağaçlar hem de bölgemiz için. Keyifteyim. Bir güzelleme yapıyorum zeytin ağacına. Gövdesiyle sanatla uğraşanlara model. Meyvesi yeşil siyah sofrada, yağı yemekte şifa. Başta saça fayda. Eczada ilaç, kimyada sabun. Yaprağı bardakta çay, çekirdeği küsbe yem. Turşusu olduğu gibi kesin reçelini yapan da vardır. Kuşun ağzında barışın sembolü dal, kuşun karnında (kursağında tohum), Roma’yı yakan Nero’nun başında teç. Say say bitmez. Dünya yıkılırsa bitermiş tek. Sınır koruma harekatında adı Zeytin Dalı Harekatı. İşte size edebiyattan bir sayfa. Müziklerden de siz seçin.

Zeytinyağlı Yiyemem Aman,

Basma Da Fistan Giyemem Aman.

-Zeytinyağı ötelense de sözleri ritmi neşelidir.

Zeytin yaprağı yeşil

Zeytin gözlüm

Evlerinin önü zeytin ağacı

-Ruhi Su’ dan dinleyeceksin.

Önde zeytin ağaçları /B.R.Eyüboğlu

Önde zeytin ağaçları arkasında yar

Sene 1946

Mevsim

Sonbahar

Önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim

Dalları neyleyim.

Yar yoluna dökülmedik dilleri neyleyim.

Yar yar!...

Seni kara saplı bıçak gibi sineme sapladılar

Değirmen misali döner başım

Sevda değil bu bir hışım

Gel gör beni darmadağın

Tel tel çözülüp kalmışım.

Yar yar!..

Canımın çekirdeğinde diken

Gözümün bebeğinde sitem var…

Taşucu’nda zeytin ağaçları çiçeğe döşenmişler.

Şubatın sonunda.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
https://jazziraes.com/ https://bramblesva.com/ https://seattledogresort.com/ https://bestlifecoachcollective.com/