Durmuş SAK
Köşe Yazarı
Durmuş SAK
 

SOĞUK ÇINLAR VE KÖRPE HALLER

SOĞUK ÇINLAR VE KÖRPE HALLER   Bilenlere anımsatmak, unutanlara hatırlatmak, bilmeyenlere kara kuru kavruk hayatlar da varmış dedirtmek gayesiyle…   Davarlı günler, ahır hayvancılığı iyidir ama serbest dolaşım, Toros Dağları’nda yapılan sürü hayvancılığı daha bir farklıdır. Toros Dağları’nda yapılan sürü hayvancılığı, ağırlık keçidir, davarcılık zor zanaattır. Hasta bilmez, düğün, bayram bilmez. Az dur, şurada biraz daha keyf yapayım da biraz sonra gider bakarım, diyemezsiniz. Yörük kardeşim, vakti saati geldiğinde işinin başında olmalı. Ağılın kapısını açacağı saat yaklaştığında meleşmeye başlar keçiler. Ya şimdi kar yağıyor, hava çok soğuk, önüne az yem saman vereyim de bugünü böyle geçiştirelim, diyemezsiniz. Ne kadar yemini samanını verseniz de, ağılında, ahırında, şöyle bir çıkacak, kardan gidemese de gidecek biraz, birkaç çalıda karnını doyuracak. Ayağının pisini tozunu döküp gelecek oralara, dağlara. Bugün bayram, bayrama gideyim geleyim, öyle salarız. Ağılda biraz daha yatsın diye bir lüksünüz olamaz. Düğününüz mü var, en sevdiğiniz bir arkadaşınız mı evleniyor ya da aileden birisi. Hiç fark etmez. Emanet edebileceğiniz birileri yoksa, gideceksiniz o ağılın, ahırın kapısını açacaksınız. İki elin kanda olsa dahi, mecbursun buna...   İşte böylesi davarlı günler, soğuk mu soğuk hava, çın çın çınlatıyor ortalığı. Düşünsenize, üstünden sürekli kar yağışı devam ediyor. Karın yerde yüksekliği, 40-50 cm’yi bulmuş ve davarın ağıldan, ahırdan salma zamanı geldi çattı. Yapacak bir şey yok. Gideceksin ve açacaksın o kapıyı. Dahası açmakla kalmayacak, hayvanların yürümesi, yayılacağı, otlayıp karnını doyuracağı çalıların olduğu yere kadar, önden kara basa basa, bir greyder edasıyla yolu, izi açacaksın. Seni takip eden hayvanlar, yayılacağı, otlayacağı çalıların olduğu yerlere geldikçe kendiliğinden yolunu almaya, bulduğu çalıları otları yemeye başlar. Ama o zamana kadar senin ayağındaki çizmen, içindeki çorap muntazam değilse işin zor. Yırtık veya delik bir çizme varsa ayağında veya kısa ise kulağı, içine kar giderse vay haline. Ayak başlar o soğukta, sızım sızım sızlamaya. Üzerinde iyi ve kalın bir mont var, çizmen vs kıyafetin muntazamsa ve hayvanları yayılıp, otlayacağı yerlere getirmişsen, değme keyfe. Bir de kuytu bir kaya kovuğu, dağ kulağı varsa, daha evvelinden oraya ıslanmasın diye biraz çalı, çırpı, odun atmış ve ayarlamışsan. Yanında da kibrit veya çakmak varsa, bir ateş yakabilirsen işler süper. Ateşin karşısına geç, gel keyfim gel. Hatta cebinde biraz kavurga, kuru üzüm, fıstık ya da yanında biraz azık, bir peynirli çökelek sıkması varsa, dahası beyde olmaz bu keyfin ve akşama kadar oralarda oyalanır, vakit geçirir ve keyf çatarsın.   … Çocukların okulları ara tatile girmiş, hane kalabalıklaşmıştır. Yeni doğan bir körpeyi kuytuya alacak, dağdan ağıla, koyağa taşıyacak canlar olmuştur. Kuzluğun içine inip körpeleri, oğlakları kaldırıp, dışarıdaki yetişkinlere verecek kara evlatlar gelmiştir. En büyük etmen bu olsa gerek, davarın kuzulama, yavrulama zamanları 15 tatilin olduğu günlere denk getirilmeye çalışılır, en yoğun yavrulama zamanı. Hayvanların doğası gereği olsa da, planlama yapılır ve teke katım zamanı ağustos sonu, eylül başıdır ve okulların açılması öncesine denk gelir. Artık hayvanlarda süt azalmış, oğlaklar sütten ayrılmış satılacak oğlakların satımı yapılmış, besiye alınacaklar besi için ayrılmıştır.   Güzden yapılan ayarlamalar neticesinde çocuklarında ara tatiline denk gelir, keçilerin yavrulama zamanı. Geceli gündüzlü teyakkuzda olur yörük haneler. Çünkü KÖRPE haller, emektir, ekmektir, gelirdir, kazançtır. Her biri gelecek inşa eder. Böylesi bilinçle birlikte, havası soğuk mu soğuk. Üstünden kar yağar, ortalık buz keser. Her bir doğan can, hayat bulmak için gayret eder ama en büyük gayret sahiplerden olmalıdır. Çünkü gecenin ortasında, ağılda yada ahırda doğan bir körpeyi, annesi kurulayamayıp, emziremezse ve hava gecenin soğuğunda ise 10-15 dk sonrası can gider, emek, ekmek gider. Ya da dağlarda otlarken karların üstüne yavrulayan, tecrübesiz bir çebiç yavrusu, çok yaşayamaz. Hal böyleyken geceli gündüzlü yoğun bir dönemdir. Yörük çocuklarında kara karşı, kayak pistlerine kayak yapmaya, kış tatiline giden hane kuzularının özentisi yoktur. Oyun vs eğlence kısmını bir kenara bırakıp, yaza su, ekine harmana bereket kısmı olmasa, kar zorluktur, meşakkattir, eziyettir.   Böylesi körpe hal içinde geçer kara evlatların 15, ara tatilleri. Kah sabah kuzluğa inip körpe ve oğlakları verir dışarı, kah gece ağılda sırtı hayvan gübreli, sadırlı körpe temizler, kah dağdan iki koltuğunun altına iki, üç tane körpe alıp, o yamaç senin, bu yamaç benim derdindedir. Dağlarda doğmuş kalmış keçileri, yavruları ile birlikte tilki vs yemeden bulmak gayesiyle tepeden tepeye, çalı diplerinden, kaya kovuklarına koşuşturmadır. Doğum yapamamış bir keçiye yardım etmek, annesinin memesini ağzına alıp emememiş bir cana destek olmak, soğukta sırtındaki ağanağını kurulayamayınca donmaklı olan bir canı kurtarmaktır, diğer taraftan. Mutluluktur, doğayla iç içe olup, keçilerden ilk çıkan sapsarı ağız sütüyle beslenmek, ilk yoğurdu, senenin ilk tereyağını doya doya yemektir ara tatiller. Ve diğer taraftan kalabalığa alıştırıp, anne-babayı, büyükleri yalnız bırakmanın, koyup gitmenin adıdır.   Bir gün fırsatınız olursa, bir veya birkaç keçi hatta oğlak alıp, büyümesini, keçi olup, yavrulamasını, körpenin anneyi ilk emmesini, o yavruların ortalıkta koşturmasını, güneşli günlerde tingişmesini mutlaka tecrübe edin. Hele sapsarı ağız sütünü, çökeleğimsi kıvama getirmeden güzelce pişirip, tadına, lezzetine doya doya yiyin. Sağlıcakla, duayla ve doğayla kalın…   KARA ÇADIRIN KARA EVLADI
Ekleme Tarihi: 07 Ocak 2022 - Cuma

SOĞUK ÇINLAR VE KÖRPE HALLER

SOĞUK ÇINLAR VE KÖRPE HALLER

 

Bilenlere anımsatmak, unutanlara hatırlatmak, bilmeyenlere kara kuru kavruk hayatlar da varmış dedirtmek gayesiyle…

 

Davarlı günler, ahır hayvancılığı iyidir ama serbest dolaşım, Toros Dağları’nda yapılan sürü hayvancılığı daha bir farklıdır. Toros Dağları’nda yapılan sürü hayvancılığı, ağırlık keçidir, davarcılık zor zanaattır. Hasta bilmez, düğün, bayram bilmez. Az dur, şurada biraz daha keyf yapayım da biraz sonra gider bakarım, diyemezsiniz. Yörük kardeşim, vakti saati geldiğinde işinin başında olmalı. Ağılın kapısını açacağı saat yaklaştığında meleşmeye başlar keçiler. Ya şimdi kar yağıyor, hava çok soğuk, önüne az yem saman vereyim de bugünü böyle geçiştirelim, diyemezsiniz. Ne kadar yemini samanını verseniz de, ağılında, ahırında, şöyle bir çıkacak, kardan gidemese de gidecek biraz, birkaç çalıda karnını doyuracak. Ayağının pisini tozunu döküp gelecek oralara, dağlara. Bugün bayram, bayrama gideyim geleyim, öyle salarız. Ağılda biraz daha yatsın diye bir lüksünüz olamaz. Düğününüz mü var, en sevdiğiniz bir arkadaşınız mı evleniyor ya da aileden birisi. Hiç fark etmez. Emanet edebileceğiniz birileri yoksa, gideceksiniz o ağılın, ahırın kapısını açacaksınız. İki elin kanda olsa dahi, mecbursun buna...

 

İşte böylesi davarlı günler, soğuk mu soğuk hava, çın çın çınlatıyor ortalığı. Düşünsenize, üstünden sürekli kar yağışı devam ediyor. Karın yerde yüksekliği, 40-50 cm’yi bulmuş ve davarın ağıldan, ahırdan salma zamanı geldi çattı. Yapacak bir şey yok. Gideceksin ve açacaksın o kapıyı. Dahası açmakla kalmayacak, hayvanların yürümesi, yayılacağı, otlayıp karnını doyuracağı çalıların olduğu yere kadar, önden kara basa basa, bir greyder edasıyla yolu, izi açacaksın. Seni takip eden hayvanlar, yayılacağı, otlayacağı çalıların olduğu yerlere geldikçe kendiliğinden yolunu almaya, bulduğu çalıları otları yemeye başlar. Ama o zamana kadar senin ayağındaki çizmen, içindeki çorap muntazam değilse işin zor. Yırtık veya delik bir çizme varsa ayağında veya kısa ise kulağı, içine kar giderse vay haline. Ayak başlar o soğukta, sızım sızım sızlamaya. Üzerinde iyi ve kalın bir mont var, çizmen vs kıyafetin muntazamsa ve hayvanları yayılıp, otlayacağı yerlere getirmişsen, değme keyfe. Bir de kuytu bir kaya kovuğu, dağ kulağı varsa, daha evvelinden oraya ıslanmasın diye biraz çalı, çırpı, odun atmış ve ayarlamışsan. Yanında da kibrit veya çakmak varsa, bir ateş yakabilirsen işler süper. Ateşin karşısına geç, gel keyfim gel. Hatta cebinde biraz kavurga, kuru üzüm, fıstık ya da yanında biraz azık, bir peynirli çökelek sıkması varsa, dahası beyde olmaz bu keyfin ve akşama kadar oralarda oyalanır, vakit geçirir ve keyf çatarsın.

 

Çocukların okulları ara tatile girmiş, hane kalabalıklaşmıştır. Yeni doğan bir körpeyi kuytuya alacak, dağdan ağıla, koyağa taşıyacak canlar olmuştur. Kuzluğun içine inip körpeleri, oğlakları kaldırıp, dışarıdaki yetişkinlere verecek kara evlatlar gelmiştir. En büyük etmen bu olsa gerek, davarın kuzulama, yavrulama zamanları 15 tatilin olduğu günlere denk getirilmeye çalışılır, en yoğun yavrulama zamanı. Hayvanların doğası gereği olsa da, planlama yapılır ve teke katım zamanı ağustos sonu, eylül başıdır ve okulların açılması öncesine denk gelir. Artık hayvanlarda süt azalmış, oğlaklar sütten ayrılmış satılacak oğlakların satımı yapılmış, besiye alınacaklar besi için ayrılmıştır.

 

Güzden yapılan ayarlamalar neticesinde çocuklarında ara tatiline denk gelir, keçilerin yavrulama zamanı. Geceli gündüzlü teyakkuzda olur yörük haneler. Çünkü KÖRPE haller, emektir, ekmektir, gelirdir, kazançtır. Her biri gelecek inşa eder. Böylesi bilinçle birlikte, havası soğuk mu soğuk. Üstünden kar yağar, ortalık buz keser. Her bir doğan can, hayat bulmak için gayret eder ama en büyük gayret sahiplerden olmalıdır. Çünkü gecenin ortasında, ağılda yada ahırda doğan bir körpeyi, annesi kurulayamayıp, emziremezse ve hava gecenin soğuğunda ise 10-15 dk sonrası can gider, emek, ekmek gider. Ya da dağlarda otlarken karların üstüne yavrulayan, tecrübesiz bir çebiç yavrusu, çok yaşayamaz. Hal böyleyken geceli gündüzlü yoğun bir dönemdir. Yörük çocuklarında kara karşı, kayak pistlerine kayak yapmaya, kış tatiline giden hane kuzularının özentisi yoktur. Oyun vs eğlence kısmını bir kenara bırakıp, yaza su, ekine harmana bereket kısmı olmasa, kar zorluktur, meşakkattir, eziyettir.

 

Böylesi körpe hal içinde geçer kara evlatların 15, ara tatilleri. Kah sabah kuzluğa inip körpe ve oğlakları verir dışarı, kah gece ağılda sırtı hayvan gübreli, sadırlı körpe temizler, kah dağdan iki koltuğunun altına iki, üç tane körpe alıp, o yamaç senin, bu yamaç benim derdindedir. Dağlarda doğmuş kalmış keçileri, yavruları ile birlikte tilki vs yemeden bulmak gayesiyle tepeden tepeye, çalı diplerinden, kaya kovuklarına koşuşturmadır. Doğum yapamamış bir keçiye yardım etmek, annesinin memesini ağzına alıp emememiş bir cana destek olmak, soğukta sırtındaki ağanağını kurulayamayınca donmaklı olan bir canı kurtarmaktır, diğer taraftan. Mutluluktur, doğayla iç içe olup, keçilerden ilk çıkan sapsarı ağız sütüyle beslenmek, ilk yoğurdu, senenin ilk tereyağını doya doya yemektir ara tatiller. Ve diğer taraftan kalabalığa alıştırıp, anne-babayı, büyükleri yalnız bırakmanın, koyup gitmenin adıdır.

 

Bir gün fırsatınız olursa, bir veya birkaç keçi hatta oğlak alıp, büyümesini, keçi olup, yavrulamasını, körpenin anneyi ilk emmesini, o yavruların ortalıkta koşturmasını, güneşli günlerde tingişmesini mutlaka tecrübe edin. Hele sapsarı ağız sütünü, çökeleğimsi kıvama getirmeden güzelce pişirip, tadına, lezzetine doya doya yiyin. Sağlıcakla, duayla ve doğayla kalın…

 

KARA ÇADIRIN KARA EVLADI

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3