Burhan ÜSKÜL
Köşe Yazarı
Burhan ÜSKÜL
 

OLANLAR OLMUŞ…

OLANLAR OLMUŞ… Silifke’den zamanında bir sebeple ayrılmış olup da bir süre sonra şehre yeniden dönenler, geride bıraktıkları Silifke’nin o eski Silifke olmadığını hemen anlayacaklardır. Bunun için de aradaki yılların öyle çok fazla olmasına gerek yok. Şehirdeki değişimi anlamamız için geriye dönük on yılda yaşananları görmek yeter de artar bile!.. Aslında on yıldan daha da az bir zaman diliminde çok şey değişti, memleketimizde. Biz bu şehirde yaşayanlar, yaşarken fark etmedik bazı şeyleri… Fark ettiğimizde ise, “Olanlar olmuş,” duygusuna kapıldık, çoğu zaman. Bir “kabullenmişlik”le birlikte günlerimiz gelip geçmekte, şu sıralar. Şehrimizde doğa ve çevre katliamları yaşanırken ses çıkarmayan biz Silifkeliler için başka türlüsü de söz konusu olamazdı zaten. Doğa ve çevre adına yaşanan tüm olumsuzluklar karşısında, her şeyi kabullenmek de bir “duruş” biçimi, elbet. Yanı başımızda nükleer bir tehdit inşa edilmekte ve şimdilerde bu tehdidin pek farkında değiliz. Varsa yoksa istihdam ve ekonomik hareketlilik… Herkes halinden memnun. Esnafı da, taciri de, evini Rus’a kiraya veren mülk sahibi de… Bizler, her şeyin milliyetçiliğini yapıyoruz da, doğanın ve çevrenin milliyetçiliğini neden yapmıyoruz? Kulağa biraz garip gelebilir: “Doğa ve çevre milliyetçiliği”. Evet, tam da öyle. Bizim olan doğaya sahip çıkmak, bu topraklardaki talana ses çıkarmak, milliyetçiliğin bir başka türlüsü olamaz mı? Sahi, “Akkuyu” kimin bu arada? Bir büyük şirket, kıyıya beton duvar örerken, “O kıyı kime aitti?” sorusunu sormak da önemli. Ya da Akdeniz’in kalbine hançer gibi saplanan balık çiftlikleri, istediklerini fütursuzca aldıktan sonra hiç balık kalmadığında, kimin olacak Akdeniz, mesela? Dağlar oyulurken, ormanlar mermer ocakları haline getirilirken, ağaçlar büyük inşaat projelerine kurban edilirken, havamız, suyumuz risk altında iken… Yani kısacası “olanlar olmuş” iken… Ve de olmaya devam eder iken… Ne kalacak geriye? Yitip gitmiş bir “doğa”dan başka… İlhan İrem’in çok sevdiğim bir parçasını mırıldanıyorum bu aralar. Diyor ki şarkıda* sevgili İlhan İrem: “Giderken bıraktığım / Asmalar üzüm olmuş / Yerlerde bütün kollar / Bütün bağlar bozulmuş / Ben mi geç kaldım yoksa / Mevsimler mi soğumuş / Görmeyeli buralara / Olanlar olmuş / Giderken bıraktığım / Gökyüzü toprak olmuş / Yıldızlar çakıltaşı / Güneş bir yaprak olmuş / Ben mi yaşlandım yoksa? / Dünya mı alt üst olmuş / Ben gideli buralara / Olanlar olmuş…” İlhan İrem, 2016 yılında, Bursa’da verdiği bir konserde, bu şarkıyı söyledikten sonra şarkının hikayesini şöyle anlatır: “Askerden dönüşte İnegöl rampasından aşağı inerken Bursa'yı ve Uludağ'ı gördüm. Şehrin üzerinde siyah bir sis vardı. Arabayı kenara çektim ve bu şarkıyı yazdım. Olanlar olmuş… O sis öyle şeyler anlatıyordu ki; doğa giderse, insan ölürse, şehirler ruhunu kaybederse, betonlaşırsa hiçbir şeyin kıymeti yok. Ne AVM’lerin, ne modern caddelerin hiçbir kıymeti yok. Doğa giderse, en önemlisi insan ölürse…” Yazıyı bitirirken… Ben de diyorum ki: Şimdilerde durumun pek farkında değiliz ama Silifke’miz betonlaştığında, şehrimiz ruhunu kaybettiğinde, soluyacak temiz bir havamız kalmadığında, eşsiz doğamız altüst olduğunda, dolar kuru üzerinden kiraladığınız evlerin de, kazandığınız paraların da, yaptığınız ticaretin de hiçbir kıymeti olmayacak. “Doğa giderse, en önemlisi insan ölürse…” Soluduğumuz havanın, içtiğimiz suyun, yediğimiz sağlıklı ve organik yiyeceklerin hayatlarımız için ne büyük nimet olduğunu anlamamız için bölge insanı olarak bedel ödemek zorunda kalacağız, belli ki. Hayatlarımızla, bozulan sağlığımızla ödenecek bu bedel!.. Son söz olarak yeniden İlhan İrem’e kulak verelim… “Yaprak kıpırdamıyor / Yüreğim öyle susmuş / Sana, bana, sevgimize / Olanlar olmuş, olanlar olmuş…” *İlhan İrem, “Olanlar Olmuş” şarkısından…  
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2023 - Pazartesi

OLANLAR OLMUŞ…

OLANLAR OLMUŞ…

Silifke’den zamanında bir sebeple ayrılmış olup da bir süre sonra şehre yeniden dönenler, geride bıraktıkları Silifke’nin o eski Silifke olmadığını hemen anlayacaklardır. Bunun için de aradaki yılların öyle çok fazla olmasına gerek yok. Şehirdeki değişimi anlamamız için geriye dönük on yılda yaşananları görmek yeter de artar bile!..

Aslında on yıldan daha da az bir zaman diliminde çok şey değişti, memleketimizde. Biz bu şehirde yaşayanlar, yaşarken fark etmedik bazı şeyleri… Fark ettiğimizde ise, “Olanlar olmuş,” duygusuna kapıldık, çoğu zaman.

Bir “kabullenmişlik”le birlikte günlerimiz gelip geçmekte, şu sıralar. Şehrimizde doğa ve çevre katliamları yaşanırken ses çıkarmayan biz Silifkeliler için başka türlüsü de söz konusu olamazdı zaten. Doğa ve çevre adına yaşanan tüm olumsuzluklar karşısında, her şeyi kabullenmek de bir “duruş” biçimi, elbet.

Yanı başımızda nükleer bir tehdit inşa edilmekte ve şimdilerde bu tehdidin pek farkında değiliz. Varsa yoksa istihdam ve ekonomik hareketlilik… Herkes halinden memnun. Esnafı da, taciri de, evini Rus’a kiraya veren mülk sahibi de…

Bizler, her şeyin milliyetçiliğini yapıyoruz da, doğanın ve çevrenin milliyetçiliğini neden yapmıyoruz? Kulağa biraz garip gelebilir: “Doğa ve çevre milliyetçiliği”. Evet, tam da öyle. Bizim olan doğaya sahip çıkmak, bu topraklardaki talana ses çıkarmak, milliyetçiliğin bir başka türlüsü olamaz mı? Sahi, “Akkuyu” kimin bu arada?

Bir büyük şirket, kıyıya beton duvar örerken, “O kıyı kime aitti?” sorusunu sormak da önemli. Ya da Akdeniz’in kalbine hançer gibi saplanan balık çiftlikleri, istediklerini fütursuzca aldıktan sonra hiç balık kalmadığında, kimin olacak Akdeniz, mesela? Dağlar oyulurken, ormanlar mermer ocakları haline getirilirken, ağaçlar büyük inşaat projelerine kurban edilirken, havamız, suyumuz risk altında iken… Yani kısacası “olanlar olmuş” iken… Ve de olmaya devam eder iken… Ne kalacak geriye? Yitip gitmiş bir “doğa”dan başka…

İlhan İrem’in çok sevdiğim bir parçasını mırıldanıyorum bu aralar. Diyor ki şarkıda* sevgili İlhan İrem: “Giderken bıraktığım / Asmalar üzüm olmuş / Yerlerde bütün kollar / Bütün bağlar bozulmuş / Ben mi geç kaldım yoksa / Mevsimler mi soğumuş / Görmeyeli buralara / Olanlar olmuş / Giderken bıraktığım / Gökyüzü toprak olmuş / Yıldızlar çakıltaşı / Güneş bir yaprak olmuş / Ben mi yaşlandım yoksa? / Dünya mı alt üst olmuş / Ben gideli buralara / Olanlar olmuş…”

İlhan İrem, 2016 yılında, Bursa’da verdiği bir konserde, bu şarkıyı söyledikten sonra şarkının hikayesini şöyle anlatır: “Askerden dönüşte İnegöl rampasından aşağı inerken Bursa'yı ve Uludağ'ı gördüm. Şehrin üzerinde siyah bir sis vardı. Arabayı kenara çektim ve bu şarkıyı yazdım. Olanlar olmuş… O sis öyle şeyler anlatıyordu ki; doğa giderse, insan ölürse, şehirler ruhunu kaybederse, betonlaşırsa hiçbir şeyin kıymeti yok. Ne AVM’lerin, ne modern caddelerin hiçbir kıymeti yok. Doğa giderse, en önemlisi insan ölürse…”

Yazıyı bitirirken… Ben de diyorum ki: Şimdilerde durumun pek farkında değiliz ama Silifke’miz betonlaştığında, şehrimiz ruhunu kaybettiğinde, soluyacak temiz bir havamız kalmadığında, eşsiz doğamız altüst olduğunda, dolar kuru üzerinden kiraladığınız evlerin de, kazandığınız paraların da, yaptığınız ticaretin de hiçbir kıymeti olmayacak. “Doğa giderse, en önemlisi insan ölürse…”

Soluduğumuz havanın, içtiğimiz suyun, yediğimiz sağlıklı ve organik yiyeceklerin hayatlarımız için ne büyük nimet olduğunu anlamamız için bölge insanı olarak bedel ödemek zorunda kalacağız, belli ki. Hayatlarımızla, bozulan sağlığımızla ödenecek bu bedel!..

Son söz olarak yeniden İlhan İrem’e kulak verelim… “Yaprak kıpırdamıyor / Yüreğim öyle susmuş / Sana, bana, sevgimize / Olanlar olmuş, olanlar olmuş…”

*İlhan İrem, “Olanlar Olmuş” şarkısından…

 


Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (6)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
concordiaorganizasyon
(13.11.2023 10:56 - #981)
Sevgili Yazarımızı Şehrim Adına Tebrik Ediyorum.Hepimizin Bir İç Yolculuk Yapıp Özeleştiri Vermemizi Sağlayan Konulara Cesurca Değinmiş. Teşekkürler
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
ahmet atay
(13.11.2023 11:02 - #982)
Türkiyenin halinin demo hali Silifke... Tarlasında kiracı gibi üreten yüzlerce köylü..(çilekteki üretim yönteminin adı budur) taş beton ekonomisine destek yabancı nüfus artışı.. paraya endeksli bir kültüre dönüşmüş durumda. yörük damarımız niteliğini kaybediyor. şehircilik sıfır. cadde sokak aydınlatma ve boolcana kişisel reklam afişi... yazmışken, GÖKSU İÇİN AVANOS ÖRNEĞİ BİR NEHİR SUYU VE KAZ ÖRDEK YAŞAM ALANI için belediye ya da su işleri bir şeyler yapsa? köprü altına ilave atılan set, üst tarafta durgun akışlı bir şekil yarattı. aynısı eski sifon hizasına yapılarak, gondolla gezilen durgun akan bir havuz elde edilemez mi? köprü önüne oluşturulacak bir adacık ile kaz ördek yaşam alanı yapılamaz mı?
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Rasyonel Çevre Milliyetcisi
(13.11.2023 11:09 - #984)
Sevgili Burhan bey kardeşim gene enfes bir yazı kaleme almissiniz. Emeğinize yüreğinize sağlık.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Av. Ayşe Doğan
(13.11.2023 11:10 - #986)
Burhan bey, ancak bu kadar güzel ifade edelebilirdi. Evet Akkuyu Rus topragı. Evet çevrecilğin milliyetçiliği olur. Liman Kaleside Amerikan topragı. Biz mücadele ederken hep söyledik, Ruslar Doğu Akdeniz iniyor, nükleer bahane dedik. Bir başka ülkenin topraklarında başka bir ülkeye ait bir nükleer santral. Topragıda Rusların, yönetimide. Maalesef olanlar oldu. Ama kalanları kurtarmak ve en azından bu kontrolsüz kirli teknoloji üreten tesisleri kontrol altında almak için son bir zaman var. Bir nükleer sızıntı olduğunda bunu bilip, duyma ihtimalimiz çok zayıf. Çernobilden sonra çay içen bakanların fotoğraflarını unutmadık. Peki Akkuyu Nükleer de bir sızıntı olduğunda Silifke halkı ne yapacak, nereye sığınacak. Bunu bile düşünen yok işimiz var Burhan bey, olanlar oldu ama, kalanları kurtaralım ve kontrol edebilelim.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Rıfat Yörük
(13.11.2023 11:14 - #988)
Yaramıza "muhteşem" bir neşter darbesi vurdunuz. Kaleminize, yüreğinize sağlık Burhan Bey.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Tuğçe Çerçi
(14.11.2023 16:20 - #992)
Gurbette memleket özlemi ile yaşarken her gelişimde içimin burulmasının tüm sebeplerini tek tek yazıya dökmüşsünüz.. Fazlası var eksiği hiç yok, maalesef bunlara sebep olanlar da bizleriz.. Umarım bedellerini çok acı bir şekilde ödemeyiz
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 blossomtips.com