Yıldırım BAYDAR
Köşe Yazarı
Yıldırım BAYDAR
 

İŞLETMELERDE KURUMSALLAŞMANIN ÖNEMİ

İŞLETMELERDE KURUMSALLAŞMANIN ÖNEMİ   21. yüzyılda dünya ekonomisinin baş aktörü ve itici gücü özel sektördür. Özel sektör bir yandan dünyayı değiştirirken diğer yandan da bu değişimleri takip etmekte, pek çok arayışa ve yeniliğe yönelmektedir. Bu dönemde kurumsallaşma, işletmeler için vazgeçilmez bir süreç halini almıştır.   Kurumsallaşma; bir işletmenin, faaliyetlerini kişilerin varlığına bağımlı olmadan sürdürebilmesini ve geliştirebilmesini sağlayan bir yapı oluşturması olarak tanımlanabilir. Bunun temel amacı, firmanın patron, yönetici, kritik personel vb. kişilerden bağımsız hale gelmesi ve sürekliliğinin sağlanmasıdır. Bu, işletmenin önemli noktalarında insanın olmayacağı değil, fakat onlar olmadığında aksama yaşanmadan her şeyin kaldığı yerden devam edebilmesi anlamına gelir. Bugün işletmelerde patron ağırlıklı bir yönetim anlayışının yetersiz kaldığı, yönetimde ağırlık noktasının ekip çalışmasına kaydığı, kişiye bağımlılığın en aza indirgendiği bir anlayışının güçlendiği bir gerçektir.   Kurumsal bir firmada sistem, bireylere bağlı kalmadan kendi kendine yürür. Yani müdürün izne ayrıldığı bir haftada işler arapsaçına dönmez, yâda bir ustanın hastalandığı gün, işlerin yetiştirilememesi gibi bir durum söz konusu olamaz. Herkesin işi bellidir ve sorun yaratabilecek durumların alternatifi vardır. Önemli olan iştir, görevdir. İşe göre eleman alınır, elemana göre iş yaratmaya çalışılmaz. Böyle bir firmada müdürler hatayı önce sistemde ararlar.   Türkiye’deki işletmelerin çoğunluğu küçük işletme, diğerleri orta ve büyük işletmelerdir. Türkiye’de kurulan bu işletmelerin maalesef büyük bir kısmı sistemli, planlı bir yapı ile kurulmazlar. Bunların çoğu da aile şirketleridir. Belirli bir büyüklüğe kadar kurucu ve çevresindeki az sayıda çalışanı ile hızlı ilerleyen işletmeler, büyüdükçe daha büyük sorunlarla karşılaşırlar. Başlangıçta, büyümenin ne zaman gerçekleşeceği ve bu durumda neler yapılacağı hakkında planları bulunmadığından, sorunlar ortaya çıktıkça tek tek çözülür ve işletme yoluna devam eder. Ancak sistemli bir yaklaşım olmadığından, işletmenin kontrolü zamanla zorlaşır. Bunun yanında, kurucuya bağlı olarak hayatını sürdüren işletme, ondan uzaklaştığında veya onu kaybettiğinde krize girer. Bir kısmı da krizden çıkamaz ve hayatı sona erer.   Hiçbir şirket sadece aile fertleriyle yönetilemez. Yönetilmeye çalışılırsa yönetim zaafları doğar. Profesyonel yöneticilerle çalışmak, takım oyunu oynamak ve çalışanlardan verim almak meziyet ister. Kurumsallaşma, belirsizliği ortadan kaldırır, verimliliği artırır, profesyonelleşmeyi ve şeffaflığı sağlar.   İşletmelerin gelişmesi, uzun ömürlü olması ve kuşaktan kuşağa geçmesi için, kurumsallaşma zorunludur. Kurumsallaşmanın olmayışı şirketlerin ikinci kuşaktan sonra ömrünü tamamlamalarına neden oluyor. Türkiye’de özellikle aile şirketleri, ikinci kuşakta çözülüp dağılmaya başlıyorlar ve bu şirketlerin sadece yüzde 2’si üçüncü kuşağa geçebiliyor. “Aile işletmelerini birinci nesil kurar, ikinci nesil miras alır ve durumu idare eder, üçüncü nesil ise bitirir.”   Sonuç alarak, insanın özel hayatında duygusallık ön planda olabilir, ancak iş hayatında kurallar hâkim olmalıdır. Başarının temel kuralı ise planlı olmaktır. Hangi gün ne yapacağı belli olmayan, nerede sabah orada akşam bir hayat yaşayan bir insanın başarılı olması düşünülemez. Başarı hiçbir yerde tesadüfî değildir; planlı bir çalışmanın ürünüdür. Sağlıkla kalın...
Ekleme Tarihi: 25 Aralık 2020 - Cuma

İŞLETMELERDE KURUMSALLAŞMANIN ÖNEMİ

İŞLETMELERDE KURUMSALLAŞMANIN ÖNEMİ

 

21. yüzyılda dünya ekonomisinin baş aktörü ve itici gücü özel sektördür. Özel sektör bir yandan dünyayı değiştirirken diğer yandan da bu değişimleri takip etmekte, pek çok arayışa ve yeniliğe yönelmektedir. Bu dönemde kurumsallaşma, işletmeler için vazgeçilmez bir süreç halini almıştır.

 

Kurumsallaşma; bir işletmenin, faaliyetlerini kişilerin varlığına bağımlı olmadan sürdürebilmesini ve geliştirebilmesini sağlayan bir yapı oluşturması olarak tanımlanabilir. Bunun temel amacı, firmanın patron, yönetici, kritik personel vb. kişilerden bağımsız hale gelmesi ve sürekliliğinin sağlanmasıdır. Bu, işletmenin önemli noktalarında insanın olmayacağı değil, fakat onlar olmadığında aksama yaşanmadan her şeyin kaldığı yerden devam edebilmesi anlamına gelir. Bugün işletmelerde patron ağırlıklı bir yönetim anlayışının yetersiz kaldığı, yönetimde ağırlık noktasının ekip çalışmasına kaydığı, kişiye bağımlılığın en aza indirgendiği bir anlayışının güçlendiği bir gerçektir.

 

Kurumsal bir firmada sistem, bireylere bağlı kalmadan kendi kendine yürür. Yani müdürün izne ayrıldığı bir haftada işler arapsaçına dönmez, yâda bir ustanın hastalandığı gün, işlerin yetiştirilememesi gibi bir durum söz konusu olamaz. Herkesin işi bellidir ve sorun yaratabilecek durumların alternatifi vardır. Önemli olan iştir, görevdir. İşe göre eleman alınır, elemana göre iş yaratmaya çalışılmaz. Böyle bir firmada müdürler hatayı önce sistemde ararlar.

 

Türkiye’deki işletmelerin çoğunluğu küçük işletme, diğerleri orta ve büyük işletmelerdir.

Türkiye’de kurulan bu işletmelerin maalesef büyük bir kısmı sistemli, planlı bir yapı ile kurulmazlar. Bunların çoğu da aile şirketleridir. Belirli bir büyüklüğe kadar kurucu ve çevresindeki az sayıda çalışanı ile hızlı ilerleyen işletmeler, büyüdükçe daha büyük sorunlarla karşılaşırlar. Başlangıçta, büyümenin ne zaman gerçekleşeceği ve bu durumda neler yapılacağı hakkında planları bulunmadığından, sorunlar ortaya çıktıkça tek tek çözülür ve işletme yoluna devam eder. Ancak sistemli bir yaklaşım olmadığından, işletmenin kontrolü zamanla zorlaşır. Bunun yanında, kurucuya bağlı olarak hayatını sürdüren işletme, ondan uzaklaştığında veya onu kaybettiğinde krize girer. Bir kısmı da krizden çıkamaz ve hayatı sona erer.

 

Hiçbir şirket sadece aile fertleriyle yönetilemez. Yönetilmeye çalışılırsa yönetim zaafları doğar. Profesyonel yöneticilerle çalışmak, takım oyunu oynamak ve çalışanlardan verim almak meziyet ister. Kurumsallaşma, belirsizliği ortadan kaldırır, verimliliği artırır, profesyonelleşmeyi ve şeffaflığı sağlar.

 

İşletmelerin gelişmesi, uzun ömürlü olması ve kuşaktan kuşağa geçmesi için, kurumsallaşma zorunludur. Kurumsallaşmanın olmayışı şirketlerin ikinci kuşaktan sonra ömrünü tamamlamalarına neden oluyor. Türkiye’de özellikle aile şirketleri, ikinci kuşakta çözülüp dağılmaya başlıyorlar ve bu şirketlerin sadece yüzde 2’si üçüncü kuşağa geçebiliyor. “Aile işletmelerini birinci nesil kurar, ikinci nesil miras alır ve durumu idare eder, üçüncü nesil ise bitirir.”

 

Sonuç alarak, insanın özel hayatında duygusallık ön planda olabilir, ancak iş hayatında kurallar hâkim olmalıdır. Başarının temel kuralı ise planlı olmaktır. Hangi gün ne yapacağı belli olmayan, nerede sabah orada akşam bir hayat yaşayan bir insanın başarılı olması düşünülemez. Başarı hiçbir yerde tesadüfî değildir; planlı bir çalışmanın ürünüdür.

Sağlıkla kalın...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3