OBA'NIN DELİSİ
Köşe Yazarı
OBA'NIN DELİSİ
 

SİLİFKE BÜYÜK KÖY İDARESİ

SİLİFKE BÜYÜK KÖY İDARESİ 'Silifke'ye il olmak yakışır' sloganıyla yürütülen kampanyaya alternatif olması açısından bir öneri getirmek istedim. Hemen kızmayın. Gelin gerekçelerle tek tek tartışalım bu konuyu. (Geçenlerde bir arkadaşım öne sürdü bu fikri. Ona da bir avukat abimiz söylemiş.) Sözlerin telif hakkını teslim ettikten sonra fikrimizin dayanağına geçebiliriz. 1) Şehir idaresinin ilçe idaresinden hiyerarşik olarak üstte olmasının getirisi elbette vardır. Ama küçük bir köy bakkalı ile holding arasındaki kurumsallık farkı gibi burada da profesyonelliğe doğru bir yöneliş göze çarpar. Köylerde sokaklarda artık at arabası kağnı kalmasa da neredeyse, en sık göze çarpan taşıt traktördür. Yollar asfalt değildir ve traktör yolları patates tarlası gibidir. Ama şehir öyle mi? Sokaklarda devasa çukurlar olduğunda hemen medyaya düşer. Hatta derler ki; yollar köstebek çukurları ile dolu! Bizler ise köy olmanın getirisi olsa gerek ki bırak köstebeği, büyükbaş hayvan besleyebilecek çukurlara sahibiz hamdolsun. Küçük arabası olanlar gece vakti dikkat etsin, sabah kendini bir obruk içinde bulabilir. Düzelmeyecekse de hayvancılığa destek projesi ile dünya bankasından ciddi bir kredi alınabilir bu ana yollardaki hayvan barınakları için. Şimdi siz söyleyin; köy mü olur bizden, şehir mi? 2) Köylerde eskiden gaz lambaları olurdu. Elektrik hak getire... Elektriği olmayan köylere buzdolabı yardımı kampanyası bir dönem epeyce gündemi meşgul etmişti. Şimdi o buzdolapları köylerde atıl durumda. Çünkü elektrik gele gide mahvetti tüm beyaz eşyaları. Kimse de ses etmez zira seslerini duyacak kimse de yoktur. Susup otururlar. Ama şehir öyle mi? Elektrikler böyle iki güne bir gidecek olsa halk ayaklanır, yöneticiler hemen bir açıklama yapar. Sonrasında da sorun kökten çözülür. İlk yağmurda, ilk rüzgarda, ilk doluda, ilk hava olayında işte kısacası ya da ilk havai fişekte, ilk gol sevincinde, ilk herhangi bir olayda elektriksiz kalan hemşehrilerim, şimdi siz elinizi vicdanınıza koyup söyleyin; köy mü olur bizden, şehir mi? (Bu arada elektrik gider de ben durur muyum diyen 'su' da son düzlükte elektrikle yarışı kafa kafaya götürüyor. Vatandaşı en çok kim mağdur edecek yarışının kazananını merakla bekliyoruz.) 3) Köylerde genelde aynı muhtar seçilip gider sonsuza dek. Rakebat olan yerlerde ise iki tane muhtar adayı olur. Üç aday yarışı çok nadiren olur. O tek muhtar ise köyde tek karar mekanizmasıdır. İhtiyar heyeti vardır ama onların da çoğu listeye yazıldığını dahi sonradan öğrenir. Oysa şehirlerde yönetimler ekiplerin işidir. Her branş için bazen ayrı ekip bile olur. Yönetimler sık sık değişir ve yeni yüzler yönetime talip olur. Senin şehrinde ise yıllardır aynı yüzler -bir parti başkanı ertesi gün dönüp belediye başkan adayı, kaybedince sonra tekrar parti başkanı- olurken, ikinci bir kişiye dahi giriş izni verilmezken, sen kendini hangisine daha yakın hissediyorsun? Hatta köylerde eskiden rağbet görmeyen muhtarlığın son zamanda cazibesinin artışı ile köyler bizden bir tık öne bile geçmiş olabilir ama yine de soralım; Şimdi elinizi vicdanınıza koyup söyleyin; köy mü olur bizden şehir mi?   4) Köylülerimiz misafirperverliği ile meşhurdur bizim. Yeri gelir yatağında misafirini yatırır, kendisi salonda yatar. Oysa şehir insanı bireysel konforu ön planda tutar. Yatağını vermeyi bırak evine girdiğin insan çok yakının olur genelde. Şimdi o zaman düşünelim; deniz manzaralı kendi müstakil evini Rus misafirlerimize ikram edip (küçük bir meblağ karşılığı) kendisi yaylada toprak evde kalan hemşehrim; köy mü olur bizden yoksa şehir mi? Bu listeyi uzattıkça uzatmak mümkün elbette ama anlatılmak istenen niyet anlaşıldı ise fazlası okuyana eziyet olur. Evet milliyetçi insanlarız ve istiyoruz ki şehir olup şehrin nimetlerinden faydalanalım. Ama elimizi vicdanımıza koyduğumuzda şehir olmayı hak ediyor muyuz sizce? Evet, nüfusumuz bir köye göre çok fazla. E o zaman bizde diyoruz ki nasıl ki kalabalık şehirler büyük şehir yapıldı ise biz de büyük köy olmak için başvuralım. Şehrimizin önündeki ünvan ile yaşam tarzımız arasındaki çelişki yok olur en azından...  
Ekleme Tarihi: 29 Eylül 2023 - Cuma

SİLİFKE BÜYÜK KÖY İDARESİ

SİLİFKE BÜYÜK KÖY İDARESİ

'Silifke'ye il olmak yakışır' sloganıyla yürütülen kampanyaya alternatif olması açısından bir öneri getirmek istedim. Hemen kızmayın. Gelin gerekçelerle tek tek tartışalım bu konuyu. (Geçenlerde bir arkadaşım öne sürdü bu fikri. Ona da bir avukat abimiz söylemiş.) Sözlerin telif hakkını teslim ettikten sonra fikrimizin dayanağına geçebiliriz.

1) Şehir idaresinin ilçe idaresinden hiyerarşik olarak üstte olmasının getirisi elbette vardır. Ama küçük bir köy bakkalı ile holding arasındaki kurumsallık farkı gibi burada da profesyonelliğe doğru bir yöneliş göze çarpar. Köylerde sokaklarda artık at arabası kağnı kalmasa da neredeyse, en sık göze çarpan taşıt traktördür. Yollar asfalt değildir ve traktör yolları patates tarlası gibidir. Ama şehir öyle mi? Sokaklarda devasa çukurlar olduğunda hemen medyaya düşer. Hatta derler ki; yollar köstebek çukurları ile dolu! Bizler ise köy olmanın getirisi olsa gerek ki bırak köstebeği, büyükbaş hayvan besleyebilecek çukurlara sahibiz hamdolsun. Küçük arabası olanlar gece vakti dikkat etsin, sabah kendini bir obruk içinde bulabilir. Düzelmeyecekse de hayvancılığa destek projesi ile dünya bankasından ciddi bir kredi alınabilir bu ana yollardaki hayvan barınakları için. Şimdi siz söyleyin; köy mü olur bizden, şehir mi?

2) Köylerde eskiden gaz lambaları olurdu. Elektrik hak getire... Elektriği olmayan köylere buzdolabı yardımı kampanyası bir dönem epeyce gündemi meşgul etmişti. Şimdi o buzdolapları köylerde atıl durumda. Çünkü elektrik gele gide mahvetti tüm beyaz eşyaları. Kimse de ses etmez zira seslerini duyacak kimse de yoktur. Susup otururlar. Ama şehir öyle mi? Elektrikler böyle iki güne bir gidecek olsa halk ayaklanır, yöneticiler hemen bir açıklama yapar. Sonrasında da sorun kökten çözülür. İlk yağmurda, ilk rüzgarda, ilk doluda, ilk hava olayında işte kısacası ya da ilk havai fişekte, ilk gol sevincinde, ilk herhangi bir olayda elektriksiz kalan hemşehrilerim, şimdi siz elinizi vicdanınıza koyup söyleyin; köy mü olur bizden, şehir mi?

(Bu arada elektrik gider de ben durur muyum diyen 'su' da son düzlükte elektrikle yarışı kafa kafaya götürüyor. Vatandaşı en çok kim mağdur edecek yarışının kazananını merakla bekliyoruz.)

3) Köylerde genelde aynı muhtar seçilip gider sonsuza dek. Rakebat olan yerlerde ise iki tane muhtar adayı olur. Üç aday yarışı çok nadiren olur. O tek muhtar ise köyde tek karar mekanizmasıdır. İhtiyar heyeti vardır ama onların da çoğu listeye yazıldığını dahi sonradan öğrenir. Oysa şehirlerde yönetimler ekiplerin işidir. Her branş için bazen ayrı ekip bile olur. Yönetimler sık sık değişir ve yeni yüzler yönetime talip olur. Senin şehrinde ise yıllardır aynı yüzler -bir parti başkanı ertesi gün dönüp belediye başkan adayı, kaybedince sonra tekrar parti başkanı- olurken, ikinci bir kişiye dahi giriş izni verilmezken, sen kendini hangisine daha yakın hissediyorsun? Hatta köylerde eskiden rağbet görmeyen muhtarlığın son zamanda cazibesinin artışı ile köyler bizden bir tık öne bile geçmiş olabilir ama yine de soralım;

Şimdi elinizi vicdanınıza koyup söyleyin; köy mü olur bizden şehir mi?

 

4) Köylülerimiz misafirperverliği ile meşhurdur bizim. Yeri gelir yatağında misafirini yatırır, kendisi salonda yatar. Oysa şehir insanı bireysel konforu ön planda tutar. Yatağını vermeyi bırak evine girdiğin insan çok yakının olur genelde. Şimdi o zaman düşünelim; deniz manzaralı kendi müstakil evini Rus misafirlerimize ikram edip (küçük bir meblağ karşılığı) kendisi yaylada toprak evde kalan hemşehrim; köy mü olur bizden yoksa şehir mi?

Bu listeyi uzattıkça uzatmak mümkün elbette ama anlatılmak istenen niyet anlaşıldı ise fazlası okuyana eziyet olur. Evet milliyetçi insanlarız ve istiyoruz ki şehir olup şehrin nimetlerinden faydalanalım. Ama elimizi vicdanımıza koyduğumuzda şehir olmayı hak ediyor muyuz sizce? Evet, nüfusumuz bir köye göre çok fazla. E o zaman bizde diyoruz ki nasıl ki kalabalık şehirler büyük şehir yapıldı ise biz de büyük köy olmak için başvuralım. Şehrimizin önündeki ünvan ile yaşam tarzımız arasındaki çelişki yok olur en azından...

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
resmiye özel
(29.09.2023 16:31 - #883)
Sayın Obanın Delisi. Kim bilir belki bizde kentli olmanın Nimetlerinden faydalanırız
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
CELAL NECATİ ÜÇYILDIZ
(29.09.2023 19:36 - #885)
köylerimiz silifke kitap çalışması için Gündüzler köyünde idik. muhtara bizi misafir edebilirsiniz misiniz ? o da olur demişti. gece saat 24 oldu. muhtar kayboldu. bir ortada kaldık. ne yapalım silifke ye döndük .oysa planda orada kalıp bir gün sonra yeni su köyüne geçecektik. anladık ki bun köyler misafir sevmeyenlerden. il olmaya gelince, il olmak bağımsız ekonomi demek, mersin il merkezi güney doğu lobisi elinde eski içel söz sahibi değil. kendi sorunlarımızı çözeriz. hele ülkede ufku açık halkı düşünen bir hükümet olursa
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3