Çorap Söküğü
“Se…”
Bir süredir beynimi tırmalayan bir soruyu defedemiyorum.
Gündüz işimde, gece düşümde. Defedemedim bir türlü.
Soru, kandil gibi asılı duruyor aklımın karanlık tavanında.
31 Mart Yerel “Se”çimlerinde, Mersin’de Büyükşehir Belediye Başkanlığını hangi aday kazanır?
Hangisi?
Soru, kandil gibi asılı duruyor aklımın karanlık tavanında.
Seçer’in “Se”si mi?
Serdar’ın “Se”si mi?
Hangisi?
*
“Gel hele, gel beri, ver eli, oynat şu kalemi.” demiştin Selda Abla.
Masada kurşun kalem vardı, kalemin altında kâğıt. Ben kaleme bakıyordum, kalem kâğıda. Kafayı yememe ramak kalmışken, apansızın matematiksel bir formül düştü aklıma. Oynattım kalemi.
Kâğıdın soluna “Vahap Seçer” yazdım, yanına CHP.
Arada biraz boşluk bıraktım, sağ tarafın rezervasyonu Cumhur İttifakı tarafından yapılmıştı: Serdar Soydan, MHP.
Sonra isimlerin altını çizdim.
Soldaki isimdeki harfleri tek tek saydım. Vahap Seçer: 10
Sağ kulvardan yarışı süratlendiren harfleri, her harfte bir parmağımı kapatarak sayıp topladım. Serdar Soydan: 12
Bu bir tesadüf müydü? Değildi. Serdar Soydan iki boy öndeydi.
Kalem oynatmayı bıraktım, bilgisayara yöneldim.
*
İnternette arama motoruna “Vahap” yazıp ünledim: Ayna, ayna söyle bana...
Ayna dile geldi:
“Resmi nüfus sayımı sonuçları ve günlük ortalama nüfus artış hızına göre Türkiye’de 12 bin 577 kişinin ismi Vahap. Vahap isimli kişi sayısı her yıl ortalama 166 kişi artıyor.”
Yazdım hemen, yazdım sol kenara.
Arama motoruna bu kez “Serdar” yazıp ünledim: Ayna, ayna söyle bana...
Ayna dile geldi:
“Türkiye’de 402 bin 467 kişinin ismi Serdar. Serdar isimli kişi sayısı her yıl ortalama 5 bin 325 kişi artıyor.”
“Serdar” ismi açık ara öndeydi. Tesadüf müydü? Değildi.
Ekran başından kalktım. Mersin Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Master Planına katkı olsun diye…
Caddeden geçen sarışın taksileri, alaca bulaca minibüsleri, sarışın otobüsleri bir de kaldırımda yürüyen kareli gömlekli yayaları sayarak kafa bulduğum gazetenin oturma odasına yöneldim. Yücel sigara içiyordu. Tesadüf müydü? Değildi.
*
Tam o sırada Spor Servisinden apansız bir ses yükseldi. Hasan ünledi: Abi, 7 ve 8 tamam. Sayfalar “Ortak”ta. ÇBK’yı manşet mi yapsak?
Tesadüf müydü? Değildi ama spor servisi şefimizin ismindeki üçüncü harfin “S” olması elbette tesadüftü!
*
Baştan dördüncü, sondan üçüncü harfi “S” olan şehirde iki yiğit çıktı meydane. İkisi de birbirinden merdane.
Birinin soyadının ilk harfi “S” iken diğerinin ön adının ilk harfi “S” idi.
Bu bir tesadüftü!
Her ikisinin soyadının ilk harfi de “S” idi. Bu da tesadüftü!
Gazetemizin ekmeği yenir, alicenap patronunun akşamın alacası çöktüğünde…
Şöyle ağırca, şişmanca, toplu, tıknaz kadehte…
İçine buz katarak ikram ettiği içeceğin üçüncü harfi de “S” idi.
Spor Servisi şefimizin de adının üçüncü harfi de ne hikmetse “S” idi. Evet, bu da bir tesadüftü!
*
“Anayasa, Madde 103” gereği ant içen ve “tarafsız” olması gereken Cumhurbaşkanı geldi şehre. Baştan dördüncü, sondan üçüncü harfi “S” olan şehre…
Adının ilk harfi “S”, soyadının ilk harfi “S” olan belediye başkan adayının elini kaldırdı, alenen destek verdi, destek istedi.
“Anayasa, Madde 103” gereği ant içen ve “tarafsız” olması gereken Cumhurbaşkanı, soyadının ilk harfi “S” olan rakip adayı “Sayılı gün çabuk geçer…” diyerek ötekileştirdi.
Peki, bu bir tesadüf müydü?
Şaşırdık mı?
*
Bitirirken…
“Yaz” demiştin Selda Abla…
“Anayasa, Madde 103” gereği ant içen ve “tarafsız” olması gereken Cumhurbaşkanı geldi şehre. Baştan dördüncü, sondan üçüncü harfi “S” olan şehre.
Adının ilk harfi “S”, soyadının ilk harfi “S” olan belediye başkan adayının elini kaldırdı, alenen destek verdi, destek istedi.
“Yaz” demiştin Selda Abla, “Yaz gazeteci bi’ haksızlık varsa yaz.”
Yolu ‘haksız rekabet’ yoluyla kesilmek istenmesine rağmen…
İç cephedeki ‘tatlı su solcusu muhaliflere’ rağmen…
Her şeye rağmen, aha da yazıyorum buraya: Vahap Seçer önde.
Yarın ne olur bilemem ama bugün önde.
Sahada önde.
‘Hâlâ’ önde.
“Se…”
Deneme. Bir, ki, üç.
“Se…”
“Se…”