TAŞUCU’NDA SUŞİ-TANTUNİ REKABETİ
TAŞUCU’NDA SUŞİ-TANTUNİ REKABETİ
“SuşiMuşi” isimli restoranın tam karşısına iki ay önce “TanTun” isimli bir tantunicinin açılması işlerini bozdu. Gelin bakalım olay nasıl sonuçlandı?
Rıfat Yörük
Sesimiz Mizah Merkezi
Taşucu’ndaki bir “suşi” restoranı, karşısına açılan tantunici yüzünden kapanma noktasına geldi. Bir yıldır iyi bir müşteri kitlesi yakalayan “SuşiMuşi” isimli restoranın tam karşısına iki ay önce “TanTun” isimli bir tantunicinin açılması işleri bozdu. Özellikle tantunicinin bazı adamlarının yakın markaj uygulayıp “suşi” yemeye gelen müşterileri -akıllarını ve de midelerini çelerek- kendi lokantalarına yönlendirmeleri sıkıntıyı daha da artırdı. Bardağı taşıran son damla ise suşicide tam doyamayan bazı müşterilerin restorandan çıkar çıkmaz soluğu karşıda alarak lavaş dürüm ya da ekmek arası yaptırmaları ve yanına da birer şalgam söylemeleri oldu.
Müşterilerinin bir kısmını karşıdan gelen et ve tavuk tantuninin büyülü kokusuna kaptıran Çinli patroniçe Sui-Zan, lokantanın patronu Hüsnü Can’ı ziyaret ederek başka bir yere taşınmasını istedi. Ancak Mersinli Can’dan “Burası Mersin/Sen git hanımefendi tersin tersin” şeklindeki “red” cevabını alan Sui-Zan “madem bu işi iyilikle halledemedik. Öyleyse sıra bizim meşhur Çin işkencesinde” diyerek Hüsnü Can’ı kendi ocakbaşında tehdit etti. Tehditleri kaale almayan Mersinli usta kebapçı, beş kişilik Çinli karateci ekibinin dükkanını basıp tüm bardak, tabak ve çanakları üstelik başustası Kazım’ın kafasını kırmasıyla durumun ciddiyetini anladı. Ancak bir saat içinde hemşehrilerini toparlayan Hüsnü Can, taşlı-sopalı-döner bıçaklı karşı saldırıyla beraberliği sağladı.
Taşucu Emniyet Amirliği ekiplerinin karakola getirdiği rakipler gece yarısı burada da ağız dalaşı yaptılar. Çinli patroniçe “bunun adı suşi. Çin işi, Japon işi. Ancak devreye girince Mersinli kişi, kalıverdik devre dışı. Böyle giderse çıkaramayacağız kışı. Şikayetçiyim amir kişi” dedi.
Çinli patroniçeyi saldırıları başlatmakla suçlayan Hüsnü Can ise “Sui Zan hep bize suizanla yaklaştı. Bir kere bile hüsnü zanda bulunmadı. Oysa kabahat bizde değil, bize gönül verenlerdeydi. Üstelik bu Japonların milli yemeği olduğu için bir Çinlinin yaptığına olsa olsa ‘çakma suşi’ denirdi. Hem o da, adam olup müşterilerini kaçırmayıp elinde tutabilseydi. Sevgilisine hava atmak içi suşiciye getiren delikanlı bile, yemekten sonra onu bir şekilde evine gönderip soluğu bizde alıyor, gözünü ve karnını iyice doyuruyordu. Hatta suşicinin motorlu dört dağıtıcısı da işleri kesat gidince komple bize transfer oldular. Zaten bu şusi mi suşi mi işe yarar bir yiyecek olsaydı geçmişte Galatasaraylı Milan Baros bile zehirlenmezdi. Kısacası bu yiyecek bize uymaz, alışmadık midede suşi durmaz” şeklinde konuştu.
Tatsız gece, tantunicinin dükkanından karakola getirttiği ekmek arası tantuni, ayran ve şalgamların polislerle birlikte yenilip içilmesiyle tatlıya bağlandı. Çinli patroniçe bile memnuniyetini dile getirerek “sizden özür diliyorum Hüsnü bey. Gerçekten nefis bir lezzetmiş. Bundan sonra bir daha suşiyle muşiyle uğraşmayacağıma söz veriyor ve kabul ederseniz sizinle ortak olmak istiyorum. Zaten bu çiğ balıktan nefret ediyorum” dedi ve elindeki ekmek arasını afiyetle yedi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.